Yunanca, dünyada çoğunluğuYunanistan'da olmakla beraberAvustralya,Almanya veAmerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan yaklaşık 13 milyon kişinin anadilidir.Türkiye'de anadili Yunanca olan yaklaşık 2.500Rum Ortodoks olduğu tahmin edilmektedir. Bunların hemen hemen hepsiİstanbul,Gökçeada veBozcaada'da yaşar. Bunun yanında 15. ve 17. yüzyıllardaİslamlaşanTrabzonlu ahali tarafından konuşulmaktadır. 1965 nüfus sayımında 4.535 kişi anadiliniPontus lehçesi (Yunanca) olarak kaydettirmişti. Yunanistan,Girit ve Kıbrıs'tan Türkiye'ye göç edenMüslüman Helenler de Batı Anadolu ve Mersin gibi yörelerde dillerini kısmen devam ettirmektedir.
Yunanca, genel kabul edilen görüşe göreHint-Avrupa dil ailesinde yer alır ve aile içinde kendi başına (ve bazenAntik Makedonca ile birlikte)Helenik diller kolunu oluşturur. Bazı dilbilimciler Yunanca veFrigceyi Hint-Avrupa dil ailesi içinde varsayımsalGreko-Frig üst grubunda birleştirir.[4] Bunun nedeni, Frigce ve Yunancanın diğer Hint-Avrupa dillerinde bulunmayan çeşitli özellikleri paylaşması olmaktadır. AyrıcaGreko-Ermeni ileGreko-Aryan teorileri, Yunancayı sırasıylaErmenice veHint-Aryan dilleri ile birleştirmeyi öngören diğer teorilerdir, ancak çok desteklenmezler.[5]
Yunanca, kesintisiz olarak kullanılmış ve tarihi belirlenmiş en eski dillerden biridir. Tarihin büyük bir kesiminin her devrinde önemli bir edebi eser verebilmiş sayılı dillerdendir. Yunan dilinin tarihi gelişimi şu bölümlerden oluşur:
Helenistik Yunanca’nınErken Orta Çağ'dan itibarenDoğu Roma’nın halk diline dönüşmesi evresidir. Bütün Doğu Akdeniz havzasında, Karadeniz’in kuzeyi ve güneyinde, Orta Doğu’da “Rum-Romalı" denilen halkın gündelik dili haline gelmiştir.
Yunanistan'ın kurulmasıyla devletin resmi diliKatarevusa ilan edildi. Bu dil Eski Klasik Yunancanın diriltilmeye çalışılmış bir haliydi. Okullar ve resmî dairelerde sadece bu diyalekt kullanıldı; ancak halk bu diyalekte yabancı olduğundan evlerde ve sokaklarda Halk Yunancası (Demotiki) konuşulmaya devam edildi.
Demotiki'de birtakım bozulmalar olunca 1964'te okullarda Demotiki'nin de okutulmasına izin verildi.
Bu çift dillilik 1976 yılına kadar devam etti. 1976'da Yunanistan'da çıkan bir kanun ileKathareuousa devletin resmi dili olmaktan çıkartıldı ve Demotiki resmi dil haline getirildi böylece okul, resmî daire ve evlerde konuşulan dilin aynı olması sağlandı.
1982 yılında kabul edilen ikinci bir kanunlapolitonik sistem terk edilipmonotonik sisteme geçilmiştir. Yani sözcüklerin üzerinde vurgulu heceyi belirtmek için kullanılanaksan işaretleri üç çeşitten teke indirgenmiştir. Bu reform tutucu çevrelerce büyük bir tepkiyle karşılanmış ve "Yunancanın Katli" olarak yorumlanmıştır. Bugün dahi tutucu çevreler hala politonik sistemi kullanmakta ısrar etmektedirler. Fakat gazete, dergi, medya ve devlet yeni düzeni sürdürmektedir.
Demotiki (Dimotiki diye okunur), günümüzde Yunanca denilince anlaşılan; Yunanistan ve adalarında, ufak kelime ve telaffuz farklılıklarıyla; Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ise halkın konuştuğu lehçedir. Bu ülkelerde bugünkü resmî lehçe Demotiki olup; Kilise yazışmaları hariç; halk, eğitim, basın-yayın, devlet organları bu lehçeyi kullanırlar.
Katarevusa, 19. yüzyıldaAdamantios Korais'in büyük çabalarıyla, Antik Yunanca ile Modern Yunanca arasındaki geçişi en iyi temsil eden, modern sözcüklere eski Yunancadan karşılıklar bulmak, Yunan dilini Avrupa ve özellikle Türkçe kökenli sözcüklerden arındırmak için hazırlanmış bir lehçedir.
Her ne kadar 1976'ya kadar devletin resmî dili olarak kabul edilse de, halkın Demotiki lehçesi konuşması engellenememiştir, 1976 yılında okullardaki zorunlu Katarevusa lehçesindeki eğitim kaldırılmış, devlet yazışmaları ve medyada da kullanımı durdurulup resmi dil olmaktan çıkarılmış, revize edilmiş Demotiki resmi lehçe ilan edilmiştir.
Günümüzde hala Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nde, Kıbrıs Başpiskoposluğu'nda, Fener Rum Patrikhanesi, Antakya Patrikhanesi ve Kudüs Patrikhanesi'nde yazışma dili olarak kullanılan lehçeKathareuousa'dır.
Demotiki lehçesinden ayrı bir dil olacak kadar farklı bir lehçedir. Köken olarak Yunancanın Dor lehçesinin devamıdır.Yunanistan'ın Mora Yarımadası'nda bulunan birkaç köydeki yaklaşık 3.000 kişinin anadilidir.
Pontos lehçesi, büyük çoğunluğu1923 mübâdelesinde Yunanistan'a göçmüş olan ve bugün Kuzey Yunanistan'da varlığını sürdüren Karadenizliler, Trabzon ve Rize'nin bazı köylerinde yaşayan Müslümanlar ile baştaUkrayna olmakKaradeniz sahilinde yer alan eski Yunan kolonilerinde yaşayanOrtodoks Yunan azınlıklar konuşulmaktadır. Romeika en az 5.000'i[7] 200.000'i Yunanistan'da olmak üzere toplam 500.000 kişi tarafından ana dil olarak konuşulduğu hesaplanmaktadır.
Türkiye'de bu lehçeyi konuşanlar, konuştukları dili çoğunlukla "Roma dili" anlamına gelen "Romeika" olarak adlandırırken, Yunanistan'da 19. yüzyıldan itibaren coğrafyaya vurgu yapılarak "Karadeniz'e özgü" anlamında "Pontiaka" olarak adlandırılmıştır ve günümüzde dil bilimciler tarafından da bu şekilde bilinmektedir.Türkiye veGürcistan'da yaşayan topluluklarcaPontiaka adı henüz pek bilinmemekte veya yeni duyulmakta olup, "Romeika" olarak adlandırmaya devam etmektedirler. Pontos lehçesi, bir yandanTürkçe,Farsça,Ermenice,Lazca ve diğerKafkas dillerinden etkilenirken, başta Trabzon ağzı olmak üzere Türkçenin Karadeniz lehçelerinin tümünü, Lazca ve yerel Ermeniceyi de aynı oranda etkilemiştir.[8] Özhan Öztürk'ün Karadeniz Ansiklopedisi'ne göreTürkiye'de (Karadeniz Bölgesi) Pontos lehçesinin ana dil olduğu yerler şunlardır:[9]
Kapadokya lehçesi,Bizans Yunancasından doğmuş,Orta Anadolu'da konuşulmuş bugün ise ölmek üzere olan lehçelerden biridir. 1071 yılındaMalazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Kapadokya lehçesinin Yunanca konuşulan diğer yerlerle bağlantısı kesildiğinden, bu tarih, lehçenin gelişim sürecinin durmasının başlangıcıdır. Bununla birlikte, Türkçe çoğunluk dili hâlini almıştır. İki halk arasındaki hızlı kültürel etkileşim Yunancadan ayrılmaya başlamış olan Kapadokya lehçesini, daha da başka bir çehreye bürümüştür. Türkçe seslerden, sesli uyumlarına kadar birçok konuşma ve yazı kuralı bu dile girmiştir. Dimotiki lehçesinde hiç bulunmayan,Ü,Ö,Ş,Ç seslerinden, cümledeki öge dizilişine kadar birçok kural bu dile geçmiştir.
Kalabriya lehçesi,İtalya'nın Yunanistan'a en yakınlaştığı yerlerde,Apulia veKalabriya bölgelerinde konuşulan lehçedir. Çok öncelerde buralarda koloni kurmuş Yunanlar tarafından konuşulmaktadır veOrta Çağ Yunancasından çok fazla etkilenmiştir.
Yevanik, (İbranice: Yevan = Yunan) artık konuşanı neredeyse bulunmayan Helen lehçelerinden biridir. Uzun yıllarYahudiler tarafından konuşulmuştur. Lehçenin yazımı için çoğu zamanİbranî alfabesi kullanılmıştır. KonuşanlarınınYunan,Bulgar veTürk toplulukları ile kaynaşmasından dolayı asimile olmaları,İsrail Devleti bağımsızlığını ilân edince, kişilerin buraya göç etmesinden ve Yahudilerce kutsal sayılan İbranîce'nin İsrail'de resmî dil olması veYahudi Soykırımı sonucu yok edilmelerinden dolayı, kullananların sayısı önemli ölçüde azalmıştır. 1987'de yapılan araştırmalar sonucu 35'i İsrail'de olmak üzere dünyada toplam 50 kişi Yevanik bilmektedir,[10] ancak gelecek 15-20 yıl içinde bu dilin ölü bir dil olma ihtimali çok yüksektir.
Yunancada fiiller ve sıfatlarAlmancadakine benzer bir şekilde çekimlenir. Üç anafiil çekim türü vardır. Fakat bazı düzensiz fiiller bu üç kurala da uymayabilir. Türkçede olduğu gibi, çekimli fiilden önce özne kullanmaya gerek yoktur. Yâni;Ben gidiyorum yerineGidiyorum denilebilir. Fakat Türkçedekinin aksine bu dilde sıfatlar da çekimlenir. Sıfatlar da çekimlenirkencinsiyet baz alınır. Yunancada isimler, eril, dişi ve nötr olarak üçe ayrılır. Dişi isimler η, eril isimler ο, nötr isimler ise τοartikeli ile belirtilir. Bu kavram Türk diline yabancı bir kuraldır. Türkçe ve herhangi bir akrabasında isimlerden önce tanımlık kullanılmaz.
Yunancaya bakıldığında ilk göze çarpan sesli harfler üzerindekivurgulardır. Yunancada Τόνος (tonos) olarak adlandırılan bu vurgu işaretleri, gerek sözcüğün telâffuzunu, gerek ise anlamını değiştirebilir. İki veya daha fazla heceye sahip tüm sözcüklerde vurgu olur. Aşağıdaki örnekte vurgu işaretinin önemi gösterilmiştir:
Είμαι γερός - eimai gerós : "sağlıklıyım" anlamına gelir; fakat vurguyu yanlış yerde kullanırsak, anlam tamamen değişir:
Είμαι γέρος - eimai géros: "ihtiyarım" anlamına gelmektedir.
Yunancada tek heceli sözcüklerde vurgu kullanılmaz, fakat bu kuralın üç istisnası vardır:
Grekçe ele geçirilmiş ilk metinler MÖ 15. yüzyıl civarındaLinear B yazı sistemi ile oluşturulmuştur. Buheceye dayalı yazı sistemi, muhtemelen Grekçe ile ilişkili olmayan ve henüz deşifre edilememiş,Minosların kullandığıLinear A yazısından türemiştir.[11] MÖ 11. yüzyılda yine Linear A kökenliKıbrıs hece yazısının tespit edilmiş ilk örnekleri üretilmiştir.[12] Dil, MÖ 9. yüzyıldan beri ise genellikleFenike alfabesi kökenliYunan alfabesi kullanılarak yazılmaktadır. Alfabedeki harflerde tarih boyunca çeşitli değişimler meydana gelmiş, bazı harfler kullanımdan düşmüş, bazıları ise ses değişimine maruz kalmıştır. Aşağıdaki tablo, harflerin tarihi ses değerlerini, tekabül ettikleri rakamları ve kökteş veya ardıl alfabelerdeki eşdeğerlerini göstermektedir:
Yunancanın medeniyete, özellikleAvrupa veOrta Doğu medeniyetlerine katkısı çok büyük olmuştur veAntik Çağ'ınOrta Çağ'a ve günümüze bağlantısındaki aracı konumu dolayısıyla insanlık tarihinde en çok iz bırakmış dillerden biridir. Bu sebeple bilim, felsefe ve sanat terminolojisinde ve dünyanın diğer dilleri üzerinde Yunancanın etkisi çok görülür.
Yunan ve Türk kültürünün yüzyıllarca iç içe olması, kültürler arasında büyük etkileşim yaratmıştır. Türkçedeki meyve, sebze ve balıkçılık terimlerinin çoğu Yunancadan Türkçeye girmiştir. Birçok şehir ismi, denizcilik ile ilgili terimlerin çoğu Yunan kaynaklıdır. Bunun yanında Yunancaya da Türkçeden girmiş birçok sözcük vardır.
^Hammarström, Harald; Forkel, Robert; Haspelmath, Martin, (Ed.) (2017)."Graeco-Phrygian".Glottolog 3.0. Jena, Germany: Max Planck Institute for the Science of Human History.