Tanrı Kent(Türkiye) City of God (ABD, İngiltere) La Cité de Dieu (Fransa) Città di Dio (İtalya) Ciudad de Dios (İspanya) (Almanya) God's Town (Uluslararası ad)
Tanrı Kent,[1][2] 2002Brezilya-Fransa ortak yapımı dramatik suç filmidir. Portekizce özgün adıCidade de Deus olan film İngilizce konuşulan ülkelerde de Türkiye'de olduğu gibi özgün adının tam çevirisi olanCity of God adıyla gösterilmiştir. Türkiye'de basılan videolarında Tanrı ve Kent kelimeleri ayrı yazılmıştır.[2][3]Film 13 Nisan 2003'te 22.Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de gösterildi.[4]
YönetmenliğiniFernando Meirelles veKátia Lund'un birlikte yaptıkları filmin senaryosunuPaulo Lins'in 1997 tarihli aynı adlı romanındanBráulio Mantovani uyarlayıp yazmıştır. Romanın yazarı da uzun yıllar konunun geçtiğigettoda yaşamıştı ve roman gerçek olaylara dayanıyordu.[5]
"Cidade de Deus", kent içindeki çirkin ve suç odağı gecekonduları sistematik bir şekilde kent dışına taşıma projesinin bir parçası olarak 1960'larda kente uzak bölgelerdeBrezilya hükûmeti eliyle kurulmuş gecekondu önleme yerleşkelerinden birinin, belki de en ünlüsünün adıdır. Bu suç oranı yüksek tehlikeli mahalleRio de Janeiro kentinin dışındadır.[6] Film adını buradan almıştır. Filmin baş karakteri de kişiler değil bu mahallenin ta kendisidir. Filmin oyuncularından Leandro Firmino (Zé Pequeno) da dahil filmin oyuncularının çoğu bu mahallede büyümüşlerdi.[7] Film tamamen amatör oyuncularla çekilmiştir.
Film bu mahallede yaşayan bir grup çocuğun 1960'lardan başlayarak sonraki 10-15 yıla yayılan uyuşturucu ve suçla örülü öyküsünü anlatır. Bu destansı suç filmi anlatım stili açısından daGoodfellas (Sıkı Dostlar) veTrainspotting filmlerini anımsatır.
Moskova'daki özel gösteri hariç tutulursa ilk gösterimiCannes Film Festivali'nde yapılan film "en iyi yönetmen", "en iyi görüntü", "en iyi senaryo" ve "en iyi kurgu" dallarındaOscar'a aday gösterildi, "en iyi kurgu"BAFTA ödülünün de aralarında olduğu 49 ödül kazandı, 25 ödüle de aday gösterildi.[8] Tanrı Kent her zaman IMDb'nin en iyi 250 Film listesine girmekte ve sıralamada sürekli olarak üst sıralarda yer almaktadır.[9]
Brezilya'nınRio de Janeiro kenti dışında hükûmet eliyle kurulmuş gecekondu mahallelerinden birinin adı daTanrı Kent anlamına gelen "Cidade de Deus"tur. Bu yoksul ve kalabalık muhitte hayat çok zordur, fakirlik ve işsizlik gençleri hatta bebek sayılabilecek yaştaki çocukları bile suça itmektedir. Uyuşturucu kullanmak ve silah taşımak ve kullanmak ilkokul çağındaki çocuklar için bile sıradan ve doğal sayılmaktadır. Hikâye bu semtin ilk kurulduğu 1960'lı yıllarda başlar ve küçük çocuklardan "Roket" lakaplı Buscapé'nin (Alexandre Rodrigues) ağzındandış ses olarak anlatılır. "Roket" aslında mahallenin en mülayim ve kendi deyimi ile suça yatkın olmayan çocuğudur, fotoğrafçılığa meraklıdır ve bir muhabir olmayı düşler.
Anlatıcı "Roket", filmdeki karakterleri tanıtırken, içlerinde abisi "kaz"ın da bulunduğu "Acemi üçlü" adı verilen ve küçük soygunlar yapan bu ilk çetenin ileride ortaya çıkacak olanların yanında ne kadar masum ve amatör kalacağını anlatır.
1970'lere gelindiğinde nesil değişmiştir, küçükler büyümüş ama çeteler daha da sert ve acımasız olmuşlardır.Gettoyu aralarında paylaşamayan çetelerin kızıştırdığı hakimiyet savaşları tüm hızıyla devam ederken "Roket" bir gazetede ayak işlerinde çalışmaya başlar. Tesadüflerin de yardımıyla çektiği bazı fotoğraflar gazetede yayınlanınca idealindeki muhabirlik mesleğine ilk adımını atmış olur. Gazete yönetimigettoya girebilen tek fotoğrafçı olduğu için onu bu konuda görevlendirir. Son büyük çete savaşını gizlendiği yerden görüntülemeyi başaran"Roket" şöhreti yakalar ve gazetedeki yeni işini garanti altına alır.
Çetelerin birbirini yok ettiği filmin sonunda, onların yerini derhal daha da küçük yaşlarda üçüncü bir neslin aldığı ve hiç zaman kaybetmeden öldürme planları bile yapmaya başladıkları görülür.
Sıçramalı kurgu, 360 derece kamera çevrinmeleri, ekranın parçalara bölünerek değişik sahnelerin aynı anda tek ekranda gösterilmesi, görüntüyü ekranda dondurma, zamanda ileri geri hızlı gidip gelmeler, filmin bir anlatıcının ağzından alaycı ve iğneleyici bir üslupla anlatılması.. Bütün bu canlı enerjik anlatım stilleri birazGoodfellas (Sıkı Dostlar) biraz daTrainspotting filmlerini anımsatır.[10]
Filmin bir özelliği de bazı bölümlerinin 16mm kamerayla çekilmiş olmasıdır (Super 16). Baskı sırasında Super 35 formatta çekilen bölümlerle birlikte kurgulanarak tüm film 35mm pozitiflere basılarak dağıtılmıştı.[11]
Filmin ruhunu çok iyi özetleyen birkaç tanıtım sloganı vardır, bunlar:
"Kaçarsan öldün demektir...Kalırsan yine öldün demektir. Nokta"
"Kaçarsan seni bulurlar...Kalırsan seni çiğ çiğ yerler"
"Dövüşürsün ama hayatta kalamazsın...Koşarsın ama asla kaçamazsın"