Türk kelimesinin kökeni, "güçlü, kuvvet, olgun" veya "gelişen, tam güçte" anlamlarına gelebilir.[28][29] Kelimenin etimolojisi hâlâ tam olarak bilinmemektedir.[28] 6. yüzyılda Çince gibi dillerde kullanımına ek olarak, Türk dillerindeTürk (Eski Türkçe: 𐱅𐰇𐰺𐰜,türü̲k̲; veyaEski Türkçe: 𐱅𐰇𐰼𐰚,türk) kelimesinin en erken kaydıİkinci Türk Kağanlığı'ndan gelmektedir.[30]
Sözcüğün günümüzdeki hâlinin orijinali, bugünkü Türkiye toprakları için ilk kez 12. yüzyıldaİtalyanlar tarafındanOrta Çağ Latincesi kullanılarakTurchia veyaTurcmenia şekillerinde oluşturuldu.[31][32] Bunların yanı sıra,Orta Çağ'ınAlman seyyahları bölgeyiTurkei veyaTirkenland şeklinde,Fransızlar iseTurquie şeklinde andı.[32]Bizans kaynaklarında 10. yüzyıldaTourkia adıMacaristan (Batı Tourkia) veHazar Kağanlığı (Doğu Tourkia) olmak üzere iki ortaçağ devletini tanımlamak için kullanılıyordu.[33][34][35][36] Yönetici seçkinleri Türk kökenli olanMemlük Sultanlığı, "Türklerin Devleti" (Dawlat at-Turk veyaDawlat-at-Turkiyya) olarak adlandırılıyordu.[37] Aynı zamanda "Türklerin diyarı" anlamına gelenTürkistan kelimesi de,Orta Asya'da tarihi bir bölge için kullanılıyordu.Osmanlı İmparatorluğu ise, kendi çağdaşı olan diğer ülkeler tarafından ara araTürkiye veyaTürk İmparatorluğu şeklinde tanınırdı.[38]
Aralık 2021'de cumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan, ihracatta "Made in Türkiye" ibaresinin kullanılmasına ilişkin bir genelge yayımladı.[39] Genelgede ayrıca, diğer resmî yazışmalarla ilgili olarak, "(İngilizce) 'Turkey' gibi ifadeler yerine 'Türkiye' ifadesinin kullanılması konusunda gerekli hassasiyetin gösterileceği" belirtilmiştir.[39][40][41] Gerekçe olarak da,Türkiye'nin "Türk milletinin kültür, medeniyet ve değerlerini en iyi şekilde temsil ve ifade etmesi" gösterilmiştir.[39] Mayıs 2022'deTürkiye hükûmeti,Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan İngilizce olarakTurkey yerineTürkiye kullanılmasını talep etmiş ve bu talep Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir.[42][43][44][45]
Cilalı Taş Devri'ne ait arkeolojik sit alanıGöbeklitepe'den bir görünüm. Göbeklitepe'deki bazı taşlar MÖ 9600'e kadar uzanmaktadır ve yapı,Stonehenge'den 7 bin yıldan fazla bir süre önce inşa edilmiştir.[46]
Günümüzdeki Türkiye topraklarının çoğunu oluşturanAnadolu yarımadasındaki en eski arkeolojik bulgu,Gediz Nehri'nde bulunan ve yaklaşık 1,24 ila 1,17 milyon yıla tarihlenen taş bir alettir.[47] Ülkenin güney ile güneydoğu kısımları başta olmak üzere Anadolu'daki bilinen ilk yerleşimler,Eski Taş Çağı'na tarihlenir.[48][49][50][51] Geçmişinin MÖ 9600 civarına kadar uzandığı tahmin edilenGöbeklitepe adlı arkeolojik sit alanı, dünyada bilinen en eski insan yapımı yapıdır.[52] MÖ 7500'e veya MÖ 5700'e dayandığı düşünülenOrta Anadolu'dakiÇatalhöyük, dünya üzerindeCilalı Taş Devri ileBakır Çağı'na ait en büyük ve en iyi korunmuş yerleşim yeridir.[53] MÖ 8200 ila 6000 arasında kurulduğu tahmin edilenÇayönü yerleşkesi de, bu yapılara yine örnek verilebilir.Çanakkale'de bulunanTroya'da ise Cilalı Taş Devri'nde başlayan yerleşmeler,Demir Çağı'na kadar devam etmiştir.[54]
ÇeşitliEski Anadolu milletleri, bölgede Cilalı Taş Devri'nin başlangıcına kadar varlığını sürdürdü.[50] Bu halkların çoğuHint-Avrupa dil ailesinin bir kolu olarak kabul edilenAnadolu dillerini konuştular.[55] Bazı bilim insanları, Hint-Avrupa dillerinin, yine eski Anadolu dillerinden olanHitit dili veLuvi dilinden yayıldığını öne sürer.[56] Ayrıca Türkiye'ninAvrupa kıtasında kalan küçük bir bölümünü oluşturanDoğu Trakya ise, 40 bin yıl öncesine dayanan bir yerleşim tarihine sahiptir ve bölgenin sakinleri de tarıma başlayarak milattan 6000 yıl önce Cilalı Taş Devri'ne geçmiştir.[57][58]
Anadolu'nun bilinen ilk sakinleri,Hatti veHurri toplumlarıdır. Hint-Avrupa milletlerinden olmayan bu iki toplum, yaklaşık olarak MÖ 2300'lerde Orta ve Doğu Anadolu'da yaşadılar. Hatti ve Hurriler, Hint-Avrupa milletlerindenHititlerin MÖ 2000-1700 yıllarında Anadolu'ya gelmesiyle yerini Hititlere bıraktı. Hititler, bölgedeki ilk büyük krallığı MÖ 13. yüzyılda kurdular.Asurlular da, MÖ 1950'den MÖ 612'ye kadar günümüz Türkiye'sinin güneydoğu topraklarını fethetti ve oraya yerleşti.[59][60]Urartuların MÖ 9. yüzyılda Asurluların kuzeyindeki güçlü rakibi olduğu ise, Asur kitabeleri aracılığıyla öğrenildi.[61] MÖ 612'den itibaren herhangi ciddi bir etki gösteremeyen Urartular, MÖ 590 yılındaİran'dan gelenMedler tarafından yıkıldı.[62]
Orta Anadolu üzerinde büyük bir hâkimiyet kurmuş olanHitit İmparatorluğu'nun da MÖ yaklaşık 1180'li yıllarda çöküşünün ardından, Hint-Avrupa milletlerindenFriglerin kurduklarıFrigya, MÖ 7. yüzyıldaKimmerler tarafından yapılan saldırılara kadar Anadolu'da üstünlük elde etti.[63] Frigya'dan sonraLidya,Karya veLikya devletleri bölgede güç yakalayarak söz sahibi oldu.[64] Ekonomi alanıyla ön planaLidyalılar, MÖ 546'daAhameniş hükümdarıBüyük Kiros tarafından yıkılıncaya kadar Batı Anadolu'da varlığını sürdürdü.
Anadolu'nun sahil şeridinde MÖ 1200 yıllarında büyük ölçüdeAiol,İyon veYunan yerleşimleri başladı. Bu yerleşimciler tarafındanMilet,Efes,Smyrna veByzantium gibi çok sayıda önemli şehir kuruldu. Son olarakYunan koloniciler tarafından MÖ 657'deMegara kenti ortaya çıkarıldı. Yine bu dönemlerde, MÖ 6. yüzyılda, Türkiye'nin şu anki doğu toprakları üzerindeErmeniOrontes Hanedanı tarafından bir devlet kuruldu.[65]
Büyük İskender döneminde kültürel kaynaşma veHelenleştirme hareketi başlatıldı.[50] MÖ 323'te İskender'inBabil'deki ani ölümünün ardından Anadolu bölünerek küçükHelenistik krallıklar ortaya çıktı. Tüm bu krallıklar, MÖ 1. yüzyıl ortalarındaRoma Cumhuriyeti'nin bir parçası hâline geldi.[67] Büyük İskender'in, fetihleriyle başlatmış olduğuHelenleştirme hareketi ise Roma İmparatorluğu döneminde hızlandırıldı. Bu nedenle daha önceki yüzyıllarda var olanAnadolu dilleri ve kültürlerinin nesli tükenerek yerini Yunan dil ve kültürüne bıraktı.[68][69]
532-537 yılları arasındaBizans'ın yaptırdığıAyasofya,İstanbul'un Fethi'ne kadar yaklaşık 9 asırkilise olarak hizmet verdi, sonradan Osmanlı dönemindecamiye çevrildi. Ayasofya;Roma,Osmanlı ve Türkiye döneminin en önemli mekânları arasında yer almıştır.
11. yüzyılın ikinci yarısındaSelçuklular, Anadolu'nun doğu bölgelerine yerleşmeye ve akınlar yapmaya başladılar. 1071'de, SultanAlp Arslan döneminde, Selçuklu Türkleri ileBizans İmparatorluğu arasında yapılanMalazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra gelen Selçuklu zaferiyle birlikte Anadolu toprakları üzerindeTürkleştirme veİslamlaşma hareketi başladı.[73][74] Bu hareketle birlikte Anadolu'daTürk dilleri veİslam tanıtılarak yaygın hâle geldi. Böylece bölgede yaygın olanHristiyanlık veYunanca, yerini yavaş yavaş İslam ve Türk kültürüne bıraktı.[73]Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun parçalanmasının ardından, Anadolu'da diğerTürk beyliklerinin üzerinde hâkimiyet kuranAnadolu Selçuklu Sultanlığı, uzunca bir süre Anadolu'yu yönetti. Başkenti İznik olan Anadolu Selçuklular,Birinci Haçlı Seferi sırasındaİznik'in Bizans'ın eline geçmesiyle SultanI. Kılıç Arslan tarafından 1097 tarihinde başkentiniKonya'ya taşımıştır ve bu tarihten itibaren Konya, Selçuklu Devleti'nin başkenti olmuştur. SultanI. Alâeddin Keykubad döneminde altın çağını yaşayan Selçuklular, I. Alaeddin'in ölümünün ardından duraklama sürecine girdi.
1200 yılındaAnadolu Selçuklu Devleti (Rum Sultanlığı) ve çevre devletlerin bir haritası. Anadolu Selçukluları, özellikleI. Alâeddin Keykubad döneminde (1220-37) sınırlarını çoğunlukla doğuda olmak üzere önemli ölçüde genişlettiler.
Alaeddin Keykubad'ın ölümünü fırsat bilen Moğollar, Selçukluların doğu sınırına saldırarak Anadolu içlerine girmeye çalıştılar. Nitekim 1243'te Anadolu Selçuklu Devleti ileBaycu Noyan komutasındakiMoğollar arasında gerçekleşenKösedağ Muharebesi sonucunda gelen yenilgiyleAnadolu, Moğol hâkimiyetine girmiştir ve Anadolu Selçuklu Devleti zayıflayıp yerini Türk beyliklerine bırakmıştır.[75] Bu beylikler arasında,Söğüt veBilecik çevresinde kurulu olanOsmanoğulları Beyliği, 13. yüzyılın sonlarına doğru bağımsızlığını ilan etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, 1683 yılında üç kıtaya yayılmış bir vaziyette en geniş sınırlarında.
Osmanlı İmparatorluğu, 16. ve 17. yüzyılda, özellikleI. Süleyman döneminde tarihinin zirvesine ulaştı. Bu dönemde batıdaKutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na doğru topraklar genişletilerek Balkanların tamamı,Orta Avrupa veLehistan'ın güney kısmı ele geçirildi.[78]Osmanlı donanması, denizde çeşitli rekabetlere girerek başarılar kazandı. 1538'de yapılanPreveze Deniz Muharebesi'ndeBarbaros Hayreddin Paşa'nın Haçlıları mağlup etmesinden sonra imparatorluğunAkdeniz'deki kontrolü arttı. Doğuda iseSafevî Devleti ile mezhep farklılıklarından ve toprak anlaşmazlıklarından kaynaklanan bazı çatışmalar, zaman zaman savaşa dönüşerek 16. ve 18. yüzyıl arasında devam etti.[79]
Osmanlı padişahıIII. Selim,Topkapı Sarayı'nınSaadet Kapısı'nda bazı ileri gelenleri kabul ediyor, 1789. Aydınlanmacı ve reformcu bir hükümdar olarak kabul edilen III. Selim, döneminde (1789-1807) birtakım yapısal değişiklikler yapmaya çalıştı.
Osmanlı İmparatorluğu, Batı Avrupa'da gerçekleşenRönesans,Bilimsel Devrim,Aydınlanma Çağı veSanayi Devrimi gibi yeni gelişmeleri ülkesine getiremeyerek çağın gerisinde kaldı.[80]Kutsal İttifak Savaşları'nın bitmesiyle 1699'da imzalananKarlofça Antlaşması sonrasında Osmanlı İmparatorluğu yavaşçagerilemeye başladı. Yapılan pek çok ıslahat ve 19. yüzyılda ilan edilenTanzimat Fermanı, ülkenin modernleşmesini amaçladı; ancak başarılı olamadı. Bunun yanı sıra, ülkede toprak bütünlüğünü korumak için geliştirilen, farklı dinî ve etnik kökenlere sahip kişilerin bir arada yaşaması fikrini içerenOsmanlıcılık akımı da başarıya ulaşamayarakdağılmanın önüne geçemedi.[81] 1854'teKırım Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu, ilk kezdış borçlanmaya gitti; ancak alınan borçlar ödenemedi. Sonraki 20 yıl içinde yüksek seviyelere ulaşarak ekonominin iflasın eşiğine gelmesine sebep oldu ve Osmanlı hükûmetini zor durumda bıraktı.[82] Bunu1875-78 Doğu Krizi ve1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı gibi felaketler izledi. Sonuç olarak Osmanlı ekonomisi, borçlarını ödeyemeyerek harap duruma gelince, alacaklı ülkeler tarafından 1881'de borçların tahsilatını sağlayacakDüyun-u Umumiye kuruldu. Böylece Osmanlı Devleti'nin gelirlerinin kontrolü, alacaklı ülkelerin eline geçti.[83] 20. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu,Avrupalı güçlerle karşılaştırıldığında sanayileşememiş ve gelişmemiş bir ülke konumuna geldi.[84] Yine de, Osmanlılar en uzak vasalları olanAçe Sultanlığı'na asker gönderirkenGüneydoğu Asya'da bile nüfuz sahibiydiler.[85]
Osmanlı İmparatorluğu,I. Dünya Savaşı'naİttifak Devletleri'nin yanında girdi ve savaştan yenik çıktı. Savaş sırasında Ermenilerle yaşanan etnik gerginliklerin tırmanması üzerine çıkarılanTehcir Kanunu ile Ermeniler,Doğu Anadolu Bölgesi'ndenSuriye'ye devlet eliyle göç ettirildi. Göçlerde farklı kaynaklara göre 300.000 ile 1.500.000 arasında Ermeninin öldüğü iddia edildi. Bu ölümler, çeşitli kaynaklar tarafındanErmeni Soykırımı olarak tanımlandı.[90][91][92][93] Türk tarafı ise olayların soykırım olmadığını ifade ederek Ermenilerin yalnızca yerlerinin değiştirildiğini belirtti.[94] Ermenilerin yanı sıra, imparatorlukta savaş devam ederkenRum veSüryaniler de öldürüldü ve bu olaylar da bazı kaynaklar tarafından soykırım olarak tanımlandı.[95]
Ankara'da 23 Nisan 1920'de kendisini ülkenin meşru hükûmeti ilan edenAnkara merkezli Türk rejimi, eski Osmanlı'dan yeni Cumhuriyet siyasi sistemine yasal geçişi resmîleştirmeye başladı. Ankara Hükûmeti silahlı ve diplomatik mücadeleye girişti. 1921-1923 yılları arasında Ermeni, Yunan, Fransız ve İngiliz orduları ülkeden kovuldu:[103][104][105][106] Ankara Hükûmeti'nin askerî ilerleyişi ve diplomatik başarısı 11 Ekim 1922'deMudanya Mütarekesi'nin imzalanmasıyla sonuçlandı.Birleşik Krallık ile Ankara Hükûmeti arasındakiÇanakkale Krizi'nin (Eylül-Ekim 1922) ele alınışı, 19 Ekim 1922'deDavid Lloyd George hükûmetinin çökmesine[107] veKanada'nın Birleşik Krallık'tan siyasi özerklik kazanmasına neden oldu.[108] 1 Kasım 1922 tarihindeTürkiye Büyük Millet Meclisi,saltanatı kaldırdı ve 623 yıllık monarşik Osmanlı İmparatorluğu, resmen tarih sahnesinden silindi.
24 Temmuz 1923'te Sevr Antlaşması'nın yerine imzalananLozan Antlaşması,Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı niteliğindeki yeni Türk devletinin uluslararası alanda tanınmasını sağladı. Yeni antlaşma, Türkiye'nin kendi toprakları üzerindeki egemenliğine yol açtı.İtilaf Devletleri'nin Türkiye'yi işgali, 4 Ekim 1923'te son İtilaf birliklerininİstanbul'dan çekilmesi ve 6 Ekim 1923'te Türk birliklerininşehre girmesiyle sona erdi. 29 Ekim 1923'te yeni başkentAnkara'da resmencumhuriyet ilan edildi.[109][110] Lozan Antlaşması sonrasında antlaşma maddeleri gereğince yapılanTürkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi kapsamında Türkiye'deki 1,1 milyonRum ileYunanistan'daki 380 bin Türk yer değiştirdi.[111]
1980'li yıllarda Türk ekonomisinin liberalleştirilmesinden bu yana ülke, ekonomik büyüme ve siyasi istikrar yakaladı.[122] 1984'ten itibarenPKK, Türk hükûmetlerine karşıayaklanma ve saldırı kampanyalarına başladı; tarafların çatışmaları sonucunda resmî verilere göre 40 binden fazla insan öldü.[123] 2012'de taraflar arasındabarış görüşmeleri başladı,[124][125] ancak 2015'te görüşmeler sona erdi veyeniden çatışma hâline dönüldü.[126] 2013'teGezi Parkı'ndaki düzenlemeler nedeniyle başlayanprotestolar, daha sonra hükûmet karşıtı protestolara dönüşerek birçok ilde patlak verdi ancak hükûmet tarafından bastırıldı.[127] 28 Ağustos 2014'teRecep Tayyip Erdoğan doğrudan halk oyuylaseçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. 15 Temmuz 2016'da, Türkiye'de birdarbe girişimi meydana geldi.[128] 2017'de yapılananayasa değişikliği referandumu ile parlamenter sistemin yerini icracı birbaşkanlık sistemi aldı. Başbakanlık makamı kaldırılarak yetki ve görevleri cumhurbaşkanına devredildi.
Türkiye, idari açıdanüniter bir yapıya sahiptir ve bu durum Türk kamu yönetimine şekil veren en önemli etkenlerdendir. Devletin temel işleyişindeki üç güç olanyasama,yürütme veyargı dikkate alındığında, yerel yönetimlerin hemen hemen herhangi bir gücü yoktur. İllerin ve diğer birimlerin yönetimi, merkezî yönetimden sonra gelir. Yerel yönetimler yalnızca bulundukları yerde hizmet vermek amacıyla kurulmuşlardır. İllerin başındavaliler, ilçelerin başındakaymakamlar yönetici olarak görevlidir. Vali ve kaymakamın yanı sıra, merkezî yönetim vebelediye başkanları tarafından atanan diğer üst düzey yetkililer de vardır.[129]
Türk siyasi sisteminde vatandaşlar, ülkesel, il ve yerel olmak üzere üç yönetim düzeyine tabidir.Yerel yönetimin görevleri genellikle belediye yönetimleri ve ilçeler arasında paylaştırılır. Türkiye idari amaçlarla81 ile bölünmüştür. Her il, toplam973 ilçe olmak üzere ilçelere ayrılmıştır.
Devlet, anayasa tarafından tanımlanan birkuvvetler ayrılığı sistemi ile düzenlenmiştir veyasama,yürütme veyargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır:
Yasama:Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri,kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına vesavaş ilanına karar vermek; genel ve özelaf ilanına karar vermek. Ayrıca hükûmet üyelerini görevden alabileceksoruşturma yetkisine sahiptir.
Yürütme: Cumhurbaşkanıordununbaşkomutanıdır;kanun teklifini yasalaşmadan önce veto edebilir;kabine üyelerini ve ulusal yasaları uygulayan diğer görevlileri atar; temel haklar, bireysel haklar ve belirli siyasi haklar dışında yürütme yetkisine ilişkin konularda cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkarabilir (parlamento yasaları cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden üstündür). Ayrıca milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayımlar.[134]
Yargı:Anayasa Mahkemesi,Yargıtay,Danıştay veUyuşmazlık Mahkemesi anayasa tarafındanyüksek mahkemeler olarak tanınmaktadır. Anayasa Mahkemesi, kanunların anayasaya uygunluğunu denetler ve insan haklarına ilişkin bireysel başvurularını karara bağlar. Yargıtay, adli konularda nihai karar mercii. Danıştay,idari yargıda nihai karar mercii. Uyuşmazlık Mahkemesi, adli ve idari yargı arasında çıkacak olangörev uyuşmazlıklarının karara bağlandığı yüksek mahkemedir. Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri, cumhurbaşkanı ve meclis tarafından atanır.
Meclise 600 milletvekili seçilir. Parlamento üyelerinin her biri beş yıllık bir dönem için birseçim bölgesini temsil eder. Parlamentonun sandalye dağılımı, nüfus sayımına uygun olarak illere göre dağıtılır. Cumhurbaşkanı ise beş yıllık bir dönem içindoğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı iki dönemden (10 yıl) sonra yeniden aday olamaz. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Meclis seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleri aynı gün yapılır. Anayasa Mahkemesi on beş üyeden oluşur. Bir üye on iki yıllık bir süre için seçilir ve yeniden seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmış beş yaşını doldurduklarındaemekli olmak zorundadırlar.
18 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı, seçimlerdeoy kullanma ve aday olma hakkına sahiptir. Her iki cinsiyet için degenel oy hakkı Türkiye'nin her yerinde uygulanmaktadır. Türkiye'de hem genel hem de yerel seçimlerekatılım oranları yüzde 80'lerde bulunmaktadır. Türkiye'de 88 seçim bölgesi vardır ve bu seçim bölgelerinden aday olan 18 yaş üstü kişilerden 600 tanesi beş yıl aralıklarlaliste usulü çoğunluk seçim sistemi yoluylamilletvekili olarak seçilir. Anayasa Mahkemesi, laiklik karşıtı veya terörle bağlantısı olan siyasi partilerin kamu finansmanını veya tamamen varlıklarını ortadan kaldırma hakkına sahiptir. Ülkede %7seçim barajı uygulaması vardır.[135] Küçük partiler, diğer partilerle ittifak kurarak seçim barajını aşabilirler. İttifakın toplam oyunun %7'yi geçmesi yeterlidir.Bağımsız adaylar seçim barajına tabi değildir.
Örneğin Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu, İsviçre'den alınmıştır. Medeni Kanun, İsviçre'nin medeni kanununun Türk kültürüne uyarlanmasıyla hazırlanmıştır. İdare Hukuku kurallarıFransa'daki muadili ile benzerlikler taşır, Ceza Kanunu ise İtalya'dan alınmıştır.[139]
Türkiye'degüçler ayrılığı ilkesi benimsenmiştir. Bu ilke doğrultusunda, yargı gücü Türk milleti adına yalnızca bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından kullanılabilir. Mahkemelerin bağımsızlığı ve kuruluşu, hâkim ve savcıların görev süreleri boyunca güvenliklerinin sağlanması, hâkim ve savcıların görevleri, hâkim ve savcıların denetlenmesi, askerî mahkemeler ve kuruluşu, yüksek mahkemelerin yetki ve görevleriTürkiye Anayasası ile belirlenir.[140]
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 142. maddesine göre mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ile yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Bu yasada ve ilgili diğer anayasa maddeleri doğrultusunda Türkiye'deki mahkeme sistemi üç ana başlık altında toplanır: Yargı Mahkemeleri,İdare Mahkemeleri veAskerî Mahkemeler. Her başlık, birinci derece mahkemeler ile yüksek maddeleri bünyesinde barındırır. Ülkedeki adli, idari ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemek için Uyuşmazlık Mahkemesi kurulmuştur.[140]
Geleneksel Batı yönelimi doğrultusunda, Avrupa ile ilişkiler her zaman Türk dış politikasının merkezî bir parçası olmuştur. 1949 yılındaAvrupa Konseyi'ne üye olan ülke, 1963 yılındaAvrupa Ekonomik Topluluğu (sonradanAvrupa Birliği'ne dönüştü) ileortaklık ilişkisi kurdu. Uzun yıllar devam eden siyasi görüşmelerin ardından, 1987 yılında AET'ye tam üyelik için başvurdu, 1992 yılındaBatı Avrupa Birliği'nin ortak üyesi oldu, 1995'teAB Gümrük Birliği'ne katıldı ve 2005 yılında Avrupa Birliği iletam üyelik müzakerelerine başladı.[142] Türkiye'ninKıbrıs Sorunu'nda AB üyelerinin aksineKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni desteklemesi, AB ilişkilerini zorlaştırmakta ve ülkenin AB'ye üyelik sürecindeki önemli bir engel olmaya devam etmektedir.[160] Bugün, Avrupa Birliği üyeliği Türkiye tarafından stratejik bir hedef ve devlet politikası olarak kabul edilmektedir.[161][162][163]
Türkiye'nin dış ilişkilerinin bir diğer belirleyici unsuruAmerika Birleşik Devletleri ile ilişkiler olmuştur.Sovyetler Birliği'nin oluşturduğu ortak tehdit sebebiyle Türkiye, 1952'deNATO'ya üye oldu veSoğuk Savaş boyuncaWashington hükûmetleri ile yakın ikili ilişkiler içinde bulundu. Türkiye,Avrupa Birliği'ne üyelik gibi önemli konular da dâhil olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasi, ekonomik ve diplomatik desteğinden yararlandı.[164] Soğuk Savaş sonrasındaki dönemde Türkiye'nin jeostratejik önemi, çevresinde bulunanOrta Doğu,Kafkasya veBalkan coğrafyalarına doğru kaydı.[165]
1991 yılındaSovyetler Birliği'nin dağılmasının üzerineTürk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını elde ettiler. Türkiye, Ön veOrta Asya'da bulunan bu cumhuriyetler ile ikili ilişkilerini, aralarında bulunan derin kültürel ve dilsel bağ sebebiyle ilerletme çabası içine girdi.[166] ÖzellikleAzerbaycan, Türkiye ile ilişkilerinin önemini vurguladı.[167][168]Bakü'denCeyhan'a uzananBakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC),Hazar Denizi'ndeki petrolü küresel pazara aktarmayı sağlamakta ve Türkiye'nin dış politika stratejisinin bir bölümünü oluşturmaktadır.[169] Azerbaycan'ınErmenistan ile yaptığıKarabağ Savaşı'nda Azerbaycan'ı destekleyen Türkiye, savaş yıllarından bu yana Ermenistan ile var olan sınır kapılarını kapalı tutmaktadır.[170] Günümüzde AK Parti hükûmeti dönemi, Türkiye'ninYeni Osmanlıcılık dönemi olarak adlandırıldı ve ülkenin etkisi stratejik konumuna bağlı olarak Orta Doğu'da arttı.[171][172] Bu politikalar Türkiye'nin çevresindeki Arap ülkeleriyle sorunlar yaşamasına yol açtı. ÖrneğinSuriye İç Savaşı'ndan sonraSuriye ile,Muhammed Mursi'nin devrilmesinden sonraMısır ile Türkiye'nin arası bozuldu.[173][174]
Türk Silahlı Kuvvetlerini komuta edip yönlendiren en üst düzey birim olanGenelkurmay Başkanı, cumhurbaşkanı tarafından atanır[180] veMillî Savunma bakanına bağlı ve sorumludur.[181]Bakanlar Kurulu, millî güvenlik ve ülke savunması için yeterli silahlı kuvvetlerin hazırlanması konularında meclise karşı sorumludur. Ancak savaş ilan etme, dış ülkelere asker gönderme veya dış ülke askerlerinin Türkiye'ye konuşlanmasına izin verme yetkileri yalnızca meclise aittir.[179]
Sağlık sorunu olmayan her erkek Türk vatandaşının eğitim durumu ve iş yerine bağlı olarak üç hafta ile altı ay arasında değişen bir süreliğineaskerî hizmet yapması zorunludur.[182]Türkiye'de vicdanî ret uygulaması bulunmamaktadır ve askerlik yerine sivil bir alternatif sunulmamaktadır.[183]
Türkiye'de insan hakları, çeşitliuluslararası hukuk anlaşmaları ile koruma altına alınmıştır.1982 Anayasasının 90. maddesine göre uluslararası hukuk kurallarının iç hukuka karşı üstünlüğü kabul edilmiştir. Fakat belli konularda sorunlar ve tartışmalar sürmektedir. 1998 ve 2008 yılları arasındaAvrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından özellikle yaşama hakkı olmak üzere genel insan hakları ihlalleri ve özgürlük ihlalleri nedeniyle Türkiye aleyhinde 1.600 karar alınmıştır. Aynı zamanda Kürt hakları, kadın hakları,LGBT hakları ve basın özgürlüğü gibi diğer konular da tartışmalara sebep olmuştur. Günümüzde Türkiye'nin insan hakları ihlallerindeki sicili, AB üyeliğine bir engel teşkil etmeye devam etmektedir.[189]
Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre uzun yıllardır ülkeyi yönetenAK Parti hükûmeti, basın özgürlüğü açısından dünyanın en büyük baskılarından birini uygulamaktadır.[190] Ülkede çok sayıda gazeteci önceleriErgenekon veBalyoz davaları gibi çeşitli davalar kapsamında, daha sonraları2016 yılındaki darbe girişimi takip eden tasfiyeler çerçevesinde "terörizm" ve "devlet karşıtı faaliyetler" ile suçlanarak tutuklandı. "Türklüğü aşağılamak" ve "yargıyı etkilemek" suçlarıyla da gazetecilere karşı çeşitli kovuşturmalar başlatıldı, ayrıca hükûmetin basındaki oto-sansürü içselleştirdiği iddia edildi.[190] 2013 yılındaGazetecileri Koruma Komitesi, Türkiye'de 211 gazetecinin hapse atıldığını rapor ederek ülkenin bu rakamla en fazla gazeteci tutuklayan ülke sıralamasında İran, Eritre ve Çin'i geçerek tepeye yerleştirdiğini bildirdi.[191] Freemuse ise dokuz müzisyenin çalışmaları yüzünden hapse atıldığını belirleyerek müzisyenlerin hapsedilmesi bakımından ise ülkeninRusya veÇin'den sonra üçüncü sırada olduğunu açıkladı.[192] Türkiye,Freedom House tarafından 'Kısmen Özgür' sınıfında değerlendirilir.[193]
Türkiye toprakları kabaca bir dikdörtgen şeklini andırır, 1.600 kilometre (1.000 mi) uzunluğunda ve 800 km (500 mi) genişliğindedir.[197]36° ve42° kuzey paralelleri ile26° ve45° doğu meridyenleri arasına yerleşmiştir.Gölleriyle birlikte 783.562 kilometre karelik (300,948 sq mi) bir alanı kaplar.[198] Bunun 755.688 kilometre karesi (291.773 sq mi) Asya topraklarını oluştururken, geriye kalan 23.764 kilometre karesi (9.174 sq mi) Avrupa topraklarını oluşturur.[197] Bu rakamlarla,yüzölçümü açısındandünyanın en büyük 37. ülkesidir. Üç tarafı denizlerle çevrilidir. BatısındaEge Denizi, kuzeyindeKaradeniz ve güneyindeAkdeniz bulunmaktadır. Kuzeybatısında iseMarmara Denizi yer alır.[199]
Türkiye, yedicoğrafi bölgeye bölünmüştür. BunlarAkdeniz,Doğu Anadolu,Ege,Güneydoğu Anadolu,İç Anadolu,Karadeniz veMarmara bölgeleridir. Dar bir kemere benzeyen Karadeniz Bölgesi, Kuzey Anadolu boyunca düzensiz bir şekilde uzanır ve ülkenin toplam yüzölçümünün altıda birini oluşturur. Geleneksel bir eğilim olarak, doğuya doğru gidildikçe engebenin artmasına paralel olarakyaylacılığın arttığı görülür.[199]
Türkiye'ninyer şekillerinin çeşitliliği, binlerce yıldır bölgenin arazisini şekillendiren yerin hareketliliğinin bir sonucudur. Üzerindesönmüş volkanlar bulundurur ve hâlâ daha sıklıkla depremler meydana gelmektedir.Çanakkale veİstanbul Boğazları, varlıklarını ülkedekifay hatlarına borçludurlar. Ülkenin kuzeyinde ve doğusunda günümüzde de depremlere sebep olan büyük fay hatları vardır.Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 1999'da meydana gelenbüyük Marmara depremi, binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.[64]
Türkiye'nin olağanüstüekosistemi ve habitat çeşitliliği, ülkede önemli bir tür çeşitliliğinin oluşmasını sağlamıştır.[201] Anadolu, üzerindetarımın yapılmaya başladığı yıllardan itibaren birçok bitkinin anavatanı olmuştur ve günümüzde bu bitkiler Türkiye'de yaşayan insanlar tarafından kullanılmaktadır. Türkiye'ninfaunasının çeşitliliği,florasının çeşitliliğinden bile büyüktür. Tüm Avrupa genelindekihayvan türlerinin sayısı 60.000 iken, bu rakam Türkiye'de 80.000'den fazladır ve alt türler dâhil edildiğinde 100.000'i geçmektedir.[202]
Türkiye'de40 tane millî park, 189 tane doğal park, 31 tane doğal koruma alanı, 80 tane yaban hayatını koruma alanı ve 109 tane doğal anıt bulunur.[205]
Türkiye'de üç farklı iklim tipine rastlanmaktadır. Genel anlamdaEge Denizi ileAkdeniz kıyılarında görülenAkdeniz ikliminde yazlar sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.[207] Bitki örtüsümakidir. Karadeniz kıyılarında görülen birılıman okyanus iklim tipi olanKaradeniz ikliminde her mevsim yağış görülmektedir, doğal bitki örtüsüormandır. Karadeniz kıyıları, Türkiye'nin yıl boyunca yüksek yağış alan tek bölgesidir veDoğu Karadeniz bölümü yıllık 2000-2500 milimetre yağış almaktadır.
Ege Denizi ileKaradeniz'i birbirine bağlayanMarmara Denizi'nin kıyılarında geçiş iklimi görülmektedir; denizin güneyinde Akdeniz, kuzeyinde Karadeniz ve kuzeybatısındakarasal iklime rastlanmaktadır.Marmara veKaradeniz bölgelerinde hemen hemen her yılkar yağışı gözükse de kar ancak birkaç gün yerde kalır. Ülkede, Karadeniz veAkdeniz kıyılarına paralel uzanan dağlar, denizlerden gelen ılıman hava kütlelerinin iç kesimlere ulaşmasını engeller.
İç Anadolu Bölgesi,Doğu Anadolu veGüneydoğu Anadolu bölgelerinde yani iç kesimlerdekarasal iklime rastlanır. Bu iklimde yıllık ve günlük sıcaklık farkları yüksektir; yazlarsıcak ve kurak, kışlarsoğuk ve kar yağışlıdır. Doğu bölgelerde, kışlar oldukça sert geçer. Doğu Anadolu'da sıcaklıklar −30 °C ve −40 °C'ye (−22 °F ve −40 °F) kadar düşebilir ve kar yılın en az 120 günü yerde kalır. Batıda ise kış sıcaklıkları ortalama 1 °C (34 °F) olarak gözlemlenmektedir. Yazları sıcak ve kurak, ülke genelinde genellikle Temmuz ve Ağustos en kurak ay iken Mayıs en çokyağışın alındığı aydır, sıcaklıklar gün içinde 30 °C (86 °F) üzerinde çıkabilmektedir.
1995'te başlayanAvrupa Birliği-Türkiye Gümrük Birliği tarifeleriyle birlikte Türkiye'de geniş bir liberalleşme yolu açıldı ve bu gümrük birliği, ülkenindış ticaret politikasının önemli taşlarından birini oluşturur hâle geldi.[210] Türkiye'nin 2014'te ihracatı, önceki yıla göre %4 artarak $157,6 milyar oldu. En fazla ihracat yapılan ülkeler iseAlmanya,Irak,Birleşik Krallık,İtalya veFransa olarak belirlendi.[211] Ancak aynı yıl ithalatın $242,2 milyarı bulması sebebiyle $84,5 milyar tutarındadış ticaret açığı oluştu. Bu rakam, bir önceki yıl $99,8 milyar idi.[212] 2014'te Türkiye, en fazlaÇin'den ithalat yaptı. Bu ülkeyi sırasıyla Almanya,Rusya veAmerika Birleşik Devletleri takip etti.[213]
Türkiye'nin büyük birotomotiv sanayisi vardır.[214] 2014'te Türkiye,gemi yapımından ise $1,2 milyar gelir elde etmiştir.[215] Ülkenin bu konudaki en büyük pazarlarıMalta,Norveç, Birleşik Krallık veMarshall Adaları'dır. 2012 verilerine göre 87 aktif Türk tersanesi bulunmaktadır ve bu tersanelerde farklı boyutlarda 15 yüzer havuz ve bir kuru havuz bulunmaktadır.Tuzla,Yalova veİzmit gemi inşa sektörünün başlıca merkezleridir.[216]
Türk ekonomisinin diğer önemli bölümlerini isebankacılık,inşaat,ev aletleri,elektronik,tekstil,petrol arıtma,petrokimya ürünleri,gıda,madencilik,demir-çelik vemakine sanayi oluşturmaktadır. 2013 verilerine göre Türkiye'deki sektörelGSYİH dağılım %8,9 tarım, %27,3 sanayi ve %63,8 hizmet şeklinde olmuştur.[218] Bu oranlara rağmen hâlâ daha nüfusun dörtte biritarım sektöründe çalışmaktadır.[219] 2012 verilerine göre çalışan nüfusun sadece %30'u kadınlardan oluşmaktadır ve bu rakamOECD üyesi ülkeler arasındaki en az orandır.[220] Türkiye'de en zengin kesimin geliri, en yoksul kesimin gelirinin 7,7 katıdır. Nüfusun %15'i yoksulluk sınırının altındadır.[221]
Türkiye, ekonomisine katkı sağlamak amacıyla 2017 yılındayatırım yoluyla vatandaşlık programını başlattı. Program 400.000 $'lık birgayrimenkul yatırımı karşılığında yabancı yatırımcılaravatandaşlık alma imkanı sunuyor.[222]
I. Dünya Savaşı ileTürk Kurtuluş Savaşı sonrası ortaya çıkan cumhuriyetin ilk altmış yılında 1923 ve 1983 yılları arasında devlet, sıkı bir yarı-devletçi yaklaşımın içinde bulundu; özel sektör katılımı, dış ticaret, döviz akışı vedoğrudan yabancı yatırım tutarı gibi konularda çeşitli sınırlamalar konuldu. Çeşitli bütçe planlamaları yapıldı. Ancak 1983 yılına gelindiğinde BaşbakanTurgut Özal, özel sektörü daha ön plana çıkaran bir dizi reform başlattı.[122]
Büyük miktarlarda alınan dış kredilerle birlikte reformlar, hızlı bir ekonomik büyümenin önünü açtı fakat bu büyüme özellikle 1994, 1999 (o yıl gerçekleşenGölcük depremi sonrası)[223] ve 2001[224] yıllarında yaşanan finansal krizler ve durgunluklar sebebiyle sürekli kesintiye uğradı. 1981 ile 2003 yılları arasında ülkenin yıllık GSYİH büyüme ortalaması %4 olarak belirlendi.[225] Büyüyen kamu açıkları ve yaygın yolsuzluk ile birlikte ek mali reformların eksikliği, yüksek enflasyon ve zayıf bankacılık sektörü,makroekonomi dalgalanmasının artmasına sebep oldu.[226] 2001 yılındaki kriz sonrası dönemin maliye bakanıKemal Derviş tarafından başlatılan reformlardan bu yana, enflasyon tek haneli rakamlara düştü, yatırımcı güveni ile yabancı yatırım arttı, işsizlik oranı geriledi.
Türkiye, dış ticaret üzerindeki devlet kontrolünü yavaş yavaş azaltarak ekonomik düzenlemeler yoluyla çeşitli pazarlar açtı, kamuya ait çeşitli kurumlarıözelleştirme yoluna gitti, birçok sektörün liberalleştirilmesi ile yabancı katılımı ise çeşitli siyasi tartışmalar arasında devam etti.[227] Kamu borçlarının GSYİH'ye oranı, 2001 yılındaki durgunlukta seviyenin altına düşse de, 2010 yılının üçüncü yarısında %46'ya yükseldi. 2002 ve 2007 yılları arasındaki yıllık GSYİH büyüme oranı ise ortalama %6,8 olarak belirlendi; bu rakam Türkiye'yi o yılların en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri hâline getirdi.[228] Ancak büyüme, 2008 yılında %1 oranında yavaşladı ve ekonomi, 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik krizden %5 kadarlık bir oranla durgunluktan etkilendi. 2010 yılında ise ülkenin ekonomisinin %8 büyüdüğü tahmin edildi.[229]
2000'lerin ilk yıllarında ülkedeki yüksek enflasyon kontrol altına alındı ve bu yeni bir para biriminin piyasaya sunulmasına yol açtı; Yeni Türk Lirası, 1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe girdi.[230] 1 Ocak 2009'da Yeni Türk Lirası, yerini yeni banknot ve madeni paraların tanıtılmasıylaTürk Lirası'na bıraktı. 2012 yılında ülkedeki enflasyon rakamı %6,16, işsizlik oranı ise %9,2 olarak belirlendi.[231][232]
Elektrik üretimi için kullanılan kaynaklar çeşitlilik gösterir.Fosil yakıtlar, toplam kurulu kapasitenin %56,2'sini oluştururken,nükleer enerji %0'lık bir paya sahiptir.Güneş enerjisi, toplam kurulu kapasitenin %3,8'ini oluştururken,rüzgar enerjisi %8,4'lük bir paya sahiptir. Hidroelektrik kaynakları ise toplam kurulu kapasitenin %26,3'ünü oluşturmaktadır. Gelgit ve dalga enerjisi %0,4'lük bir paya sahipken,jeotermal enerji toplam kurulu kapasitenin %3,4'ünü oluşturur. Son olarak, biyokütle ve atık kaynakları toplam kurulu kapasitenin %1,5'ini oluşturmaktadır. (2020 ortalama değerleridir)[233]
Türkiye'de turizm, ekonominin önemli bir kısmını teşkil etmektedir ve son yirmi yılda hızlı bir büyüme yakalamıştır. 2024'te 56 milyondan fazla turist tarafından ziyaret edilen Türkiye,İtalya'yı geride bırakarakdünyanın en çok ziyaret edilen dördüncü ülkesi veAvrupa'nın ise üçüncü en büyük turizm destinasyonudur.[234] Aynı yıl Türkiye ziyaretçilerden 56.3 milyar $ gelir elde etti.[235] Türkiye, 22UNESCO Dünya Mirası Alanı, 79 geçici Dünya Mirasına sahiptir ve bu ülkeyi dünyada en çok kültürel mirasını tescil ettiren 14. ülke konumuna getirdi.[236][237]
Türkiye, 625Mavi Bayraklı plaja ev sahipliği yaparakİspanya veYunanistan'ın ardından dünyada üçüncü sırada yer almaktadır.[238][239] Euromonitor International'ın raporuna göre, 2024 yılındaİstanbul dünyanın en çok ziyaret edilen 2. şehri, "turizm başkenti" kabul edilenAntalya iseParis veDubai gibi metropolleri geride bırakarak 6. sırada yer aldı.[240]
Altyapı
Türkiye, 2023 yılında yaklaşık 1.154 trilyonAmerikan dolarıGSYİH ile dünyanın en büyük 17. ekonomisi,Avrupa'nın ise en büyük 7. ekonomisi olmuştur.[10] 2013 yılında Türkiye'de 22 uluslararası havalimanı olmak üzere 98 havalimanı vardı.[241][242]İstanbul Havalimanı'nın yılda 150 milyon yolcuya hizmet verme kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olması planlanıyor.[243][244] 1933'ten bu yana Türkiye'nin bayrak taşıyıcı havayolu olanTürk Hava Yolları'nın yanı sıra ülkede birçok havayolu şirketi faaliyet göstermektedir.Avrupa,Asya,Afrika veAmerika'da 315 noktaya tarifeli seferler gerçekleştiriyor ve bu da onu Dünyanın en çok yere sefer yapan havayolu firması yapıyor.[245][246]Türk Hava Yolları ana aktarma merkezi olarak 90 milyon kapasiteliİstanbul Havalimanı'nı kullanıyor.
İstanbul Havalimanı'nın ana terminali yıllık 90 milyon yolcu kapasitesine sahip olup dünyanın tek çatı altındaki en büyük terminal binasıdır.
2014 itibarıyla, ülke 65.000 kilometrenin (40.400 mil) üzerinde bir karayolu ağına sahiptir.[247][248] Otoyollar, resmî adı Otoyol olan kontrollü erişimli otoyollardır. Ağ, 2020 itibarıyla 3.523 kilometre (2.189 mi) genişliğindedir. Ağın 2023 yılına kadar 4.773 kilometreye (2.966 mi) ve 2035 yılına kadar 9.312 kilometreye (5.786 mi) genişlemesi bekleniyor.
Togg T10S sedan, elektrikli araçlar üreten bir Türk otomotiv şirketi olanTogg tarafından üretilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, 12.532 kilometre ray uzunluğu üzerinde hem konvansiyonel hem de yüksek hızlı tren işletmektedir. Devlete ait ulusal demiryolu şirketi 2003 yılında hızlı tren hatları inşa etmeye başladı. Ankara-Konya hattı 2011 yılında, Ankara-İstanbul hattı ise 2014 yılında hizmete girdi.[249] Konya-Karaman hattı 2022 yılında faaliyete geçti ve 406 km (252 mil) uzunluğundaki Ankara-Sivas hattı, 2023'te açıldı.[250]
2013 yılında hizmete açılan Boğaziçi'nin altındakiMarmaray Tüneli, İstanbul'un Avrupa ve Asya yakasındaki demiryolu ve metro hatlarını birbirine bağlar; yakındakiAvrasya Tüneli (2016) ise motorlu taşıtlar için denizaltı bağlantısı sağlıyor.[251]
Metro İstanbul, yıllık 495 milyon yolcu sayısı ile ülkedeki en büyük metro ağıdır.[252] Hizmette olan 9 metro hattı ve yapım aşamasında olan 5 metro hattı daha var.[253]
Birçok doğal gaz boru hattı ülke topraklarını kapsıyor.[241]Karadeniz'in önemli bir doğalgaz boru hattı olan Mavi Akım,Rusya'dan Türkiye'ye doğal gaz taşıyor. Yıllık kapasitesi yaklaşık 63 milyar metreküp (2.200 milyar fit küp) olan denizaltı boru hattı Türk Akımı, Türkiye'nin Rus gazını Avrupa'nın geri kalanına satmasına olanak tanıyor.[255] Dünyanın en uzun ikinci petrol boru hattı olanBakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı 2005 yılında açıldı.[256] 2018 itibarıyla Türkiye 1700 terawatt saat (TW/h) petrol tüketiyor. yılda birincil enerji, kişi başına 20 megavat saatin (MW/h) biraz üzerinde. Türkiye'nin enerji politikası fosil yakıt ithalatını azaltmayı içermesine rağmen, Türkiye'deki kömür, Türkiye'ninsera gazı emisyonlarının küresel toplamın %1'ini oluşturmasının en büyük ve tek nedenidir. Türkiye'de yenilenebilir enerji artırılıyor ve Akkuyu Nükleer Santrali Akdeniz kıyısında inşa ediliyor: ancak ulusal elektrik üretim kapasitesi fazlalığına rağmen fosil yakıtlar hâlâ sübvanse ediliyor.[257] Türkiye, dünyadaki jeotermal enerjiden en yüksek beşinci doğrudan kullanım ve kapasiteye sahiptir.[258]
2019 yılı itibarıyla Türkiye elektriğinin %45,6'sını yenilenebilir kaynaklardan üretmektedir.[259]
Bilim ve teknoloji
Göktürk-1, Göktürk-2 ve Göktürk-3,Millî Savunma Bakanlığı'nın Dünya gözlem uyduları olup, devlete ait Türksat, Türksat serisi iletişim uydularını işletmektedir.
TÜBİTAK,Türkiye'de bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarını geliştiren lider kuruluştur.[260]TÜBA, Türkiye'de bilimsel faaliyetleri teşvik etmek için hareket eden özerk bir bilimsel topluluktur.[261]TAEK, Türkiye'nin resmî nükleer enerji kuruluşudur. Hedefleri arasında nükleer enerji üzerine akademik araştırmalar yapmak ve barışçıl nükleer araçların geliştirilmesi ve kullanımı yer alıyor.[262]
TUSAŞ, havacılık ve savunma sektöründe dünyada ilk 100 kurum arasında yer alıyor.[263]
Türkiye, 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan bilgilere göre, 2022 yılı itibarıyla blockchain tabanlı Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC) olan Dijital Lira'yı resmî olarak hayata geçirmeyi planlıyor.[268]
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonucunda elde edilen verilere göre 2024 itibarıyla Türkiye'nin nüfusu 85.664.944'tür.[269] Bu sayı, ilk resmî nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında 13,6 milyondu.[270] 2024 yılındaki nüfus, 2022 yılından 292 bin 567 kişi fazladır ve ülkenin nüfusunun artış oranı binde 3,4'tür.[269] Nüfusun %93'ü il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Yine aynı verilere göre Türkiye'de km2 başına ortalama 111 kişi düşmektedir. Nüfusun %68,4'ü 15-64 yaş grubunda yer alırken %20,9'u 0-14 yaş grubunda yer almaktadır. Yaklaşık %10,6'lik bir kısım ise 65 ve üstü yaşlardaki kişilerden oluşmaktadır. Nüfusunortanca yaşı 34,4'tür. Önceki yıllarla karşılaştırıldığında Türkiye nüfusunun yaşlandığı görülmektedir.[269] Türkiye'nin en gelişmiş ve en kalabalık şehriİstanbul'dur. AyrıcaAvrupa'nın en kalabalık şehri unvanını da taşımaktadır.[271]
Türkiye Anayasası'nın 66. maddesi, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan" herkesi, bir "Türk" olarak tanımlar. Bu nedenle, Türkiye'de hukukî anlamda Türk sözcüğü, biretnik kökeni ifade etmekten ziyade ülkeninvatandaşı olan herkesi ifade etmektedir.[275] Ülkenin büyük çoğunluğunun etnik kökeniTürk'tür. Ülke nüfusundaki Türklerin oranıCIA'e göre %70-75, Konda'ya göre %76 ve Konsensus'a göre %77'dir.[229][276][277] Nüfusun etnik dağılımına ait pek çok veri olmasına rağmen, Türkiye'de yapılan resmî nüfus sayımları etnik kökene ait rakamlar vermediği için resmî veriler mevcut değildir.[278] Yapılan araştırmalara göre Türkiye'deArnavutlar,Azeriler,Araplar,Boşnaklar,Çerkesler,Çingeneler,Gürcüler,Hemşinliler,Lazlar,Pomaklar,Süryaniler veZazalar dâhil olmak üzere pek çok etnik grup yaşasa da,[276] ülkede resmen tanınan azınlıklar sadeceErmeniler,Rumlar,Bulgarlar,Yahudilerdir. Azınlık statüleriniLozan Antlaşmasının gayrimüslim azınlık hakları çerçevesinde elde etmişlerdir. Ayrıca Türkiye'deki Bulgarlar'ın azınlık statüsü,Türkiye ile Bulgaristan Arasındaki Dostluk Antlaşması uyarınca açıkça belirtilmiştir.[279][280][281] Ankara 13. İdare Mahkemesi, 18.06.2013 tarih,2012/1746 esas ve 2013/952 kararla, ilk kezSüryanilerin Lozan'da azınlıklar için tanınan haklardan istifade edebileceği kayıt altına alınmıştır.[282][283] Türklerden sonra, ülkede yaşayan en büyük etnik grupKürtlerdir. Kürtlerin nüfus içindeki oranı CIA'e göre %18, Konda'ya göre %15, Konsensus'a göre %14'tür.[229][276][277] Kürtler ülkenin doğu ve güneydoğu kısımlarında yoğunlaşmıştır.Bingöl,Muş,Diyarbakır,Batman,Şırnak,Bitlis,Van,Mardin,Siirt veHakkâri illerinde Kürt nüfus çoğunluktadır; bunun yanı sıraŞanlıurfa'da %47 ile nüfusun çoğunluğa yakınını veAğrı,Kars veIğdır'da büyük bir azınlık grubunu oluşturur.[284] Ayrıca yıllardır gerçekleşen iç göçlerle birlikte Kürtler, ülkenin ortasındaki ve batısındaki tüm büyük şehirde de yaşamaktadır. Özellikleİstanbul'da yaklaşık 3 milyon Kürt yaşamaktadır ve bu durum şehri, dünya üzerinde en fazla Kürt nüfusuna sahip şehir yapmaktadır.[285] CIA'e göre Türkler ve Kürtler dışındaki diğer azınlıkların oranı ise %7-12'dir.[229] Tanınan üç azınlık dışında kalan diğer azınlıklar için belirlenmiş özel haklar yoktur. "Azınlık" terimi, Türkiye'de hassas bir konudur ve hassas olmaya devam etmektedir.[286] Hukukî anlamda azınlıkları tanımasa da devlet, resmî kanalıTRT'ye, azınlıkların konuştuğu çeşitli dillerde radyo ve televizyon programları yapması konusunda izin vermektedir.[287]
1991'dekiKörfez Savaşı sırasında milyonlarca Kürt dağlardan Türkiye'ye ve İran'ın Kürt bölgelerine kaçtı. Türkiye'ye göç, insanların ülkede ikamet etmek için Türkiye'ye göç ettikleri süreçtir.2010'larda ve 2020'lerin başında Türkiye'de yaşanan göçmen krizi, milyonlarca mülteci ve göçmenin akınına neden oldu; 2014 itibarıyla, uluslararası göçmenler ülke nüfusunun %2,5'ini oluşturuyordu.[289] UNHCR'ye göre 2018'de Türkiye,Afrika veOrta Doğu'dan toplam 3.564.919 kayıtlı mülteciye ev sahipliği yaptı ve bu, dünyadaki tüm mültecilerin %63,4'üne tekabül ediyor. 2020 itibarıyla resmî olarak 3,6 milyondan fazlaSuriyeli mülteci ile dünyanın en çok Suriyeli mülteci barındıran ülkesi oldu.[290] Türkiye'deki mülteci kriziniAfet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı yönetiyor.
Türkiye,resmî dini olmayanlaik bir devlettir.Din ve vicdan özgürlüğü, ülkenin anayasasıyla güvence altına alınmıştır.[292][293] Ancak ülkede çeşitli İslami partilerin kurulmasıyla birlikte, dinin yönetimdeki rolüyle ilgili tartışmalar ortaya çıkmıştır.[294] Ülkede kamu kurumlarında ve okullarda uzun yıllar boyuncaİslami siyaset sembolü olarak görüldüğü içinbaşörtüsü takılması yasaklandı. Bu yasağa 2011 yılında üniversitelerde, 2013 yılında kamu kurumlarında ve 2014 yılında diğer okullarda son verildi.[295][296]
Türkiye'de baskın dinİslam'dır. Yaygın mezhep iseSünnilik mezheplerinden biri olanHanefiliktir. Ülkedeki en yüksek İslami makamDiyanet İşleri Başkanlığı'dır ve Hanefi mezhebinin kurallarına göre dini yorumlar. Ülke topraklarındaki 90.000'i aşkın kayıtlı camiden ve buralarda görevliimamlardan da sorumludur. Ayrıca ülkedeAlevilik de yer yer yaygındır ve akademisyenler Alevi sayısının 15-20 milyon arasında olduğunu öne sürmektedir.[297][298]
30 Mayıs 1453'te[305]Medâris-i Semâniye ve Fâtih Dârüşşifâsı adıyla kurulanİstanbul Üniversitesi, 1 Ağustos 1933'te yapılan reformla birlikte Türkiye'nin ilk üniversitesi olarak hizmete girmiştir.[306]
Türkiye'de üniversite öncesi eğitimMillî Eğitim Bakanlığı'nın denetimindedir.[307] 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul ve 4 yıl lise olmak üzere toplam 12 yıllık eğitim zorunludur.[308]OECD raporlarına göre ülkede liseyi tamamlamayan 25-34 yaş grubuna dâhil kişiler, liseyi tamamlayan aynı yaş grubundan iş arkadaşlarının elde ettiği gelirin ortalama olarak sadece %80'ini almaktadırlar.[309] Ülkenin temel eğitim seviyesi diğer OECD ülkelerinin altında kabul edilir.[310] Türkiye, OECD'ninPISA programında 34 ülke arasında 32. sırada yer alır.[308] Yüksek kalitedeki liselere giriş, büyük ölçüde ülke genelinde yapılan öğrenci yerleştirme sınavlarından alınan puana bağlıdır, bu yüzden ülkedeki özel ders alma yaşı 10'a kadar düşmüştür.[310] Türkiye'de 2019 itibarıyla yetişkin nüfusun %97,2'si okuryazardır; erkek nüfusun kendi içindeki okuryazarlık oranı %99,2 kadın nüfusun kendi içindeki okuryazar oranı %95,3'tür.[311]
Türkiye'de sağlık hizmetleriSağlık Bakanlığı tarafından merkezî bir devlet sistemiyle kontrol edilir. 2003 yılında hükûmet, sağlık hizmetlerine ayrılan bütçe oranını artıran ve nüfusun büyük bir bölümünü sağlık hizmetlerinden düşük masrafla yararlanabilir hâle getirmeyi amaçlayan geniş kapsamlı bir sağlık reformu programı başlattı.Türkiye İstatistik Kurumu, 2012 yılında sağlık hizmetleri kapsamında 76,3 milyar TL harcandığını açıkladı; hizmet bedellerinin %79,6'sıSosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanırken geriye kalan %15,4'ü hastalar tarafından doğrudan ödendi.[316] 2018 yılı rakamlarına göre Türkiye'de 34.559 sağlık kurumu bulunmaktadır ve doktor başına ortalama 536 hasta düşmektedir.[317][318] Ayrıca 1000 kişi başına düşen yatak sayısı 2,83'tür.[317]
Türkiye'debeklenen yaşam süresi erkeklerde 71,1 yıl ve kadınlarda 75,2 yıl olmakla birlikte, toplam nüfus ortalamasının beklenen yaşam süresi 73,2 yıldır.[319] Ülkede ölümlere en çok neden olan hastalıklardan ilk üçü şunlardır: dolaşım sistemi hastalıkları (%39,8), kanser (%21,3), solunum hastalıkları (%9,8).[320]
Türkiye, 2020 yılı ortası itibarıyla Numbeo sağlık araştırmaları şirketine göre 100 üzerinden 70.36 puan ileülkelere göre sağlık endeksi sıralamasına 28. sırada yer almaktadır.[321]
Türkiye;Oğuz,Anadolu,Osmanlı (Greko-Romen veİslami kültürlerin bir devamıydı) veAvrupa kültürü ile geleneklerinin karışımıyla ortaya çıkan çok çeşitli kültürleri barındırır. Ülke coğrafyasındaki kültürel kaynaşma,Orta Asya'dan Anadolu'ya doğru gerçekleşenTürk göçleri sırasında Türklerin göç yolları üzerindeki kültürlerle kendi kültürlerini birleştirmesi sonucunda başladı. ÜlkedekiBatılılaşma hareketi iseOsmanlı İmparatorluğu'nun Tanzimat döneminde başladı ve bugüne kadar sürmeye devam etti.[323][324] Sonuç olarak günümüzTürk kültürü, geleneksel inançları ve tarihî değerleri koruyarak "çağdaş" bir Batı devleti olma çabası sonucunda şekillendi.[323] Özellikle 16. ve 18. yüzyıllar arasında Türk kültürü, Osmanlı İmparatorluğu'nun zirvede olduğu dönemdeTurquerie adıyla bir fenomen hâline gelerek Avrupa sanatını ve modasını da etkilemiştir.
Batılı anlamdaTürkiye'de resim sanatı, 19. yüzyılın ortalarından itibaren etkin bir gelişme göstermeye başladı. Resim dersleri ilk olarak teknik ihtiyaçlar için 1793 yılında şu ankiİstanbul Teknik Üniversitesi'nde verilmeye başlandı.[325] 19. yüzyılın sonlarında, Batılı anlamda insan tasvirleri özellikleOsman Hamdi Bey ile birlikte Türk resminde kullanılmaya başlandı. Çağdaş eğilimlerle birlikteempresyonizm de gelişim gösterdi veHalil Paşa resimlerinde empresyonizmi kullandı. 1926'da Avrupa'ya gönderilen Türk sanatçılar, Türkiye'ye geri döndüklerinde çalışmalarındaFovizm,Kübizm ve hattaEkspresyonizm akımlarından yararlandılar. Sonraki yıllardaD Grubu sanatçılarındanAbidin Dino veCemal Tollu dâhil olmak üzereFikret Mualla,Fahrelnisa Zeid,Bedri Rahmi Eyüboğlu,Adnan Çoker veBurhan Doğançay gibi sanatçılar son 30 yıl boyunca Batı'da gelişen bazı eğilimleri tanıttılar. Bunların yanı sıraYeniler Grubu 1930'larda,Onlar Grubu 1940'larda, Yeni Dal Grubu 1950'lerde veSiyah Kalem Grubu 1960'larda ortaya çıkarak çağdaş Türk resminin diğer önemli hareketleri olarak tanındılar.[326]
Türk müziği veedebiyatı, çeşitli kültürlerin izlerini taşır. Osmanlı İmparatorluğu'nun yanı sıraİslam dünyası ileAvrupa'nın etkileşimi sonucunda Türk, İslam ve Avrupa gelenekleri birleşerek günümüz Türk müziğini ve edebiyatını ortaya çıkarmıştır.[327] Osmanlı döneminde Türk edebiyatı,İran veArap edebiyatlarının fazlasıyla etkisi altında kaldı.Tanzimat'taki yeniliklerle birlikte daha önceden bilinmeyenroman veöykü gibi edebi türler Türk edebiyatına giriş yaptı. Çeşitli yazarlar Türk edebiyatındaki ilkleri bu dönemde verdiler;Namık Kemal ilk edebi roman olanİntibah'ı (1876) yazarken, gazeteciŞinasi ilk özel gazeteyi çıkardı ve ilk tiyatro olanŞair Evlenmesi'ni (1860) yazdı. Batı etkisinde gelişen modern Türk edebiyatının şekillenmesi 1896 ve 1923 arasında da sürdü. Bu aradaServet-i Fünûn,Fecr-i Ati veMillî Edebiyat gibi çeşitli edebiyat hareketleri ortaya çıktı. 20. yüzyıldaNâzım Hikmet,serbest nazımla şiirler yazarak Türk şiirine radikal değişikler getirdi. Şiirdeki bir başka devrim ise 1941'deGaripçiler tarafından yapıldı. Çeşitli kültürlerin karışımı olan Türk edebiyatında, bu durumun bir sonucu olarak, işlenen konular arasında kültür çatışması önemli bir yer tutar. Örneğin romanlarında "kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan"Orhan Pamuk, 2006 yılındaNobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.[328]2003 Eurovision Şarkı Yarışması'na Türk müziğindeki çeşitli kültürlerin izlerini taşıyan "Everyway That I Can" şarkısıyla katılanSertab Erener ise yarışmanın birincisi olarak Avrupa'da adından bahsettirmiştir.[329]
Türk mutfağı,Çin veFransız mutfaklarıyla beraber dünyanın en zengin mutfaklarındandır. Coğrafyası ve tarihi gereği, Türk mutfağı çok büyük bir çeşitlilik oluşturur. Türk mutfağı,Mezopotamya veBalkan mutfaklarıyla etkileşime girmiştir,İstanbulOsmanlı saray mutfağı da Türk mutfağının önemli bir kısmını oluşturur.
Osmanlı Saray Mutfağı'nda çok çeşitli çorba, zeytinyağlı sebze, etli yemek, balık, börek, tatlı menüleri mevcuttur. Saray mutfağı,Bizans İmparatorluğu'ndanOsmanlı'ya yüzyılların saray zevki ve tecrübesiyle oluşan elit bir mutfaktır. O dönemlerde, halk ve köy mutfağı ise sade ve basittir.
Günümüzde, Saray kültürü ile halk kültürünün karışımı bir "Türk mutfağı" ortaya çıkmıştır. Birçok saray yemeği, halk tarafından benimsenmiştir.
Cumhuriyet yazarlarının tutuklanması protesto ediliyor. Türkiye'de basın özgürlüğü tartışmalı bir konudur.
Yüzlerce televizyon kanalı, binlerce yerel ve ulusal radyo istasyonu, onlarca gazetesi, kâr sağlayan üretkenyerli sineması ve hızlı büyüyengeniş bant internet kullanımı ile Türkiye'nin oldukça canlı bir medya sektörü vardır.[333] 2014 yılında ülkede faal durumda olan radyo ve televizyon kurumu sayısı 1.190 olarak açıklanmıştır. Bunlardan %77,7'si karasal yayın yaparken geriye kalanı sadece uydu, kablolu veya internet üzerinden yayın yapmıştır.[334] Devlet kanalıTRT ileKanal D,Show TV,Atv veStar TV gibi özel kanallar, izleyici tarafından en çok takip edilen kanallardır. Bu kanallarda gösterilentelevizyon dizileri, Türkiye sınırlarının dışında son yıllarda popülerleşmeye başlayarak ülkenin dış ilişkilerine ve tanınırlığına katkı sağlamaktadır.[335] Ülkedeki yayın kuruluşları,uydu antenleri vekablo sistemi ile geniş bir alana yayılarak erişilebilir hâle gelmiştir.[336]Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ülkenin televizyon ve radyolarını hükûmet gözetiminde denetleyen yetkili kuruluştur.[336] Tiraj rakamlarına göre ülkenin en popüler ilk beş gazetesiHürriyet,Sabah,Posta,Sözcü veHabertürk'tür.[337]Freedom House, Türkiye'de basından "Özgür Değil" şeklinde bahsederken internet ortamından "Kısmen Özgür" şeklinde bahseder.[193]
Basketbol Türkiye'de en çok ilgi gören sporlardan biridir. Basketbolun en büyük ligiBasketbol Süper Ligi'dir.Anadolu Efes,Fenerbahçe,Galatasaray,Beşiktaş veKarşıyaka gibi takımlarEuroLeague'de,Basketbol Şampiyonlar Ligi ve diğer özel turnuvalarda çok büyük başarılar göstermişlerdir. Ayrıca Anadolu Efes 1996 yılındaKoraç Kupası'nı kazanarak, Avrupa Kupası kazanan ilk Türk takımı olma unvanını elde etmiştir. 2012 yılındaFIBA EuroChallenge Şampiyonluğu kupasını kazanan Beşiktaş Milangaz Avrupa'da kupa kazanabilen ikinci Türk takımıdır. Galatasaray2016 yılında,Darüşşafaka ise2018 yılındaEuroCup'u kazanmıştır. Fenerbahçe, 2017 yılındaEuroLeague kupasını kazanarak Avrupa Kupalarında spor kulüplerinin kazanabileceği en büyük kupayı kazanan ilk Türk erkek basketbol takımı olmuştur. Ayrıca Anadolu Efes de 2021 ve 2022 yılındaEuroLeague kupasını kazanmıştır.[339]Türkiye millî basketbol takımı da turnuvalarda büyük başarı elde etmiştir. Örneğin2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası gümüş madalya ve2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası gümüş gibi. 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası, 28 Ağustos ve 12 Eylül tarihleri arasında Türkiye'de gerçekleştirilmiştir. Şampiyonayı FIBA,Türkiye Basketbol Federasyonu ve 2010 Organizasyon Komitesi ortaklaşa organize etmiştir ve ikinci olmuştur. 1986'dan beri üçüncü defa 24 ülkenin katıldığı turnuvanın takım karşılaşmaları İstanbul, Ankara, İzmir ve Kayseri'de, bitiş aşaması İstanbulSinan Erdem Spor Salonu'nda oynanmış, kazanan ise bitişte Türkiye'yi 64-81 mağlup edenAmerika Birleşik Devletleri olmuştur.
Geleneksel bir Türk sporu olangüreşin en önemli karşılaşmasıKırkpınar Yağlı Güreşleri'dir. Türklerin MÖ 4. yüzyıldan beri güreş yaptıkları bilinmektedir. İlkbahar aylarında doğanın canlanışı için yapılan kutlamalarda, evlenme merasimlerinde ve zafer şölenlerinde hep güreş müsabakaları yapılırdı. 1996 yılında Geleneksel Spor Dalları Federasyonu kurulmuş ve yağlı güreş için önemli bir adım atılmıştır.
Tenise olan ilginin de zamanla arttığı Türkiye, Avrupa Tenis Federasyonu verilerine göre tenis adına 141 turnuva ile Avrupa'da 2022 yılında en fazla uluslararası turnuva düzenleyen ikinci ülke oldu. 2023 Avrupa Tenis Federasyonu Genel Kurulunda Türkiye'ye "En Fazla Gelişen Ülke Ödülü" verildi.[343]
^"IMF 2025 PPP".Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
^"GDP PPP" [GDP PPP BY IMF].World Factbook. IMF. 2025. Erişim tarihi:21 Ekim 2025.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
^"GDP USD" [GDP USD BY IMF].World Factbook. IMF. 2025. Erişim tarihi:21 Ekim 2025.Arşivlenmesi gereken bağlantıya sahip kaynak şablonu içeren maddeler (link)
^Scharlipp, Wolfgang (2000).An Introduction to the Old Turkish Runic Inscriptions. Verlag auf dem Ruffel., Engelschoff.ISBN 3-933847-00-1, 9783933847003.
^Harper, Douglas (2001)."Turkey". Online Etymology Dictionary. 8 Nisan 2016 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi:16 Haziran 2013.
^Öztürk, Özhan (2011)."Pontus: Antik Çağ'dan Günümüze Karadeniz'in Etnik ve Siyasi Tarihi". Ankara: Genesis Yayınları. s. 364. 27 Nisan 2015 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2016.... Greek term Tourkoi first used for the Khazars in 568 AD. In addition in "De Administrando Imperio" Hungarians call Tourkoi too once known as Sabiroi ...
^Maddy, D.; Schreve, D.; Demir, T.; Veldkamp, A.; Wijbrans, J. R.; Van Gorp, W.; Van Hinsbergen, D. J. J.; Dekkers, M. J.; Scaife, R.; Schoorl, J. M.; Stemerdink, C.; Van der Schriek, T. (2015). "The earliest securely-dated hominin artefact in Anatolia?".Quaternary Science Reviews (İngilizce).109: 68-75.doi:10.1016/j.quascirev.2014.11.021.
^Casson, Lionel (1977)."The Thracians"(PDF).The Metropolitan Museum of Art Bulletin.35 (1). ss. 2-6.doi:10.2307/3258667. 3 Mayıs 2019 tarihinde kaynağındanarşivlendi(PDF)4 Mayıs 2013.
^Dalton, Rex (2010). "Palaeoanthropology: Disputed ground".Nature (İngilizce).446: 176-178.doi:10.1038/466176a.
^Hooker, Richard (6 Haziran 1999)."Ancient Greece: The Persian Wars". Washington State University, Washington, United States. 20 Kasım 2010 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2006.
^Daniel C. Waugh (2004)."Constantinople/Istanbul". University of Washington, Seattle, Washington. 12 Haziran 2016 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
^Wink, Andre (1990).Al Hind: The Making of the Indo Islamic World, Vol. 1, Early Medieval India and the Expansion of Islam, 7th–11th Centuries. Brill Academic Publishers. s. 21.ISBN90-04-09249-8.
^İsmail Hakkı Göksoy, "Ottoman-Aceh relations as documented in Turkish sources" in Michael R. Feener, Patrick Daly, and Anthony Reid, Mapping the Acehnese Past (Leiden: KITLV, 2011),65-95.
^Chambers, Robert."Liberty and The Ottoman".Monthly. University of Toronto. 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2014.
^Freedman, Jeri (2009).The Armenian genocide (1. ed. bas.). New York: Rosen Pub. Group.ISBN1-4042-1825-4. 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2014.KB1 bakım: Fazladan yazı (link)
^Totten, Samuel, Paul Robert Bartrop, Steven L. Jacobs (eds.)Dictionary of Genocide. Greenwood Publishing Group, 2008, s. 19.ISBN 0-313-34642-9.
^Schaller, Dominik J; Zimmerer, Jürgen (2008). "Late Ottoman genocides: the dissolution of the Ottoman Empire and Young Turkish population and extermination policies – introduction". Journal of Genocide Research 10 (1): 7–14. doi:10.1080/14623520801950820
^Roderic H. Davison; Review "From Paris to Sèvres: The Partition of the Ottoman Empire at the Peace Conference of 1919–1920" by Paul C. Helmreich inSlavic Review, Vol. 34, No. 1 (Mar. 1975), ss. 186–187
^Ferguson, Niall (2007).The War of the World: Twentieth-Century Conflict and the Descent of the West. Penguin Group (USA) Incorporated. s. 180.ISBN978-0-14-311239-6.
^Gerhard Bowering (28 Kasım 2012). Bowering, Gerhard; Crone, Patricia; Kadi, Wadad; Stewart, Devin J.; Zaman, Muhammad Qasim; Mirza, Mahan (Ed.).The Princeton Encyclopedia of Islamic Political Thought. Princeton University Press. s. 49.ISBN978-1-4008-3855-4. 6 Kasım 2013 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2013.Following the revolution, Mustafa Kemal became an important figure in the military ranks of the Ottoman Committee of Union and Progress (CUP) as a protégé ... Although the sultanate had already been abolished in November 1922, the republic was founded in October 1923. ... ambitious reform programme aimed at the creation of a modern, secular state and the construction of a new identity for its citizens.KB1 bakım: Birden fazla ad: editör listesi (link)
^"YSK Seçim İstatistikleri"(PDF). Yüksek Seçim Kurulu. 14 Mayıs 2023. 28 Ağustos 2023 tarihinde kaynağındanarşivlendi(PDF). Erişim tarihi: 28 Mayıs 2023.
^Murinson, Alexander (Aralık 2009).Turkey's Entente with Israel and Azerbaijan: State Identity and Security in the Middle East and Caucasus (Routledge Studies in Middle Eastern Politics).Routledge. s. 119.ISBN0-415-77892-1.
^"Enter the EU Battle Groups"(PDF).Chaillot Paper no.97. European Union Institute for Security Studies. Şubat 2007. s. 88. 4 Mart 2016 tarihindekaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2013.
^"Madde 117".Türkiye Cumhuriyeti Anayasası(PDF). s. 37. 7 Ocak 2020 tarihindekaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi:23 Temmuz 2020.Cumhurbaşkanınca atanan Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.
^United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR), Directorate for Movements of Persons, Migration and Consular Affairs – Asylum and Migration Division (Temmuz 2001)."Turkey/Military service"(PDF) (İngilizce). UNHCR. 18 Ekim 2006 tarihinde kaynağındanarşivlendi(PDF). Erişim tarihi: 27 Aralık 2006.KB1 bakım: Birden fazla ad: yazar listesi (link)
^Springer, Simon; Souza, Marcelo Lopes de (2016).The Practice of Freedom: Anarchism, Geography, and the Spirit of Revolt. Rowman & Littlefield.ISBN978-1-78348-665-6.
^"Turkey". Turkish Odyssey. 2 Şubat 2000. 22 Aralık 2014 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2010.
^National Geographic Atlas of the World (7. bas.). Washington, D.C.:National Geographic. 1999.ISBN0-7922-7528-4. "Europe" (ss. 68-69); "Asia" (ss. 90-91): "A commonly accepted division between Asia and Europe ... is formed by the Ural Mountains, Ural River, Caspian Sea, Caucasus Mountains, and the Black Sea with its outlets, the Bosporus and Dardanelles."
^abc"Geography of Turkey" (İngilizce). Turkish Ministry of Tourism. 2005. 12 Haziran 2016 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2006.
^"Statistics".milliparklar.gov.tr. Ministry of Forest and Water - General Directorare of Nature Conservation and National Parks. 17 Aralık 2015 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi:12 Haziran 2014.
^"2012 Production Statistics". Organisation Internationale des Constructeurs d'Automobiles. 12 Haziran 2016 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi:7 Mart 2013.
^Watts, Nicole F. (2010).Activists in Office: Kurdish Politics and Protest in Turkey (Studies in Modernity and National Identity). Seattle: University of Washington Press. s. 167.ISBN978-0-295-99050-7.
^William G. Rusch (2013).The Witness of Bartholomew I, Ecumenical Patriarch. Wm. B. Eerdmans Publishing. s. 31.ISBN978-0-8028-6717-9. 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi:6 Ekim 2014.Constantinople has been the seat of an archiepiscopal see since the fourth century; its ruling hierarch has had the title of"Ecumenical Patriarch" ...
^Erwin Fahlbusch; Geoffrey William Bromiley (2001).The Encyclopedia of Christianity. Wm. B. Eerdmans Publishing. s. 40.ISBN978-90-04-11695-5. 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi:6 Ekim 2014.The Ecumenical Patriarchate of Constantinople is the ranking church within the communion of ... Between the 4th and 15th centuries, the activities of the patriarchate took place within the context of an empire that not only was ...
^Antoinette Harri; Allison Ohta (1999).10th International Congress of Turkish Art. Fondation Max Van Berchem.ISBN978-2-05-101763-3. 18 Mart 2015 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi:11 Ocak 2015.The first military training institutions were the Imperial Army Engineering School (Mühendishane-i Berr-i Hümâyun, 1793) and the Imperial School of Military Sciences (Mekteb-i Ulûm-ı Harbiye-i Şahane, 1834). Both schools taught painting to enable cadets to produce topographic layouts and technical drawings to illustrate landscapes ...