
Smolensk ArşiviII. Dünya Savaşı sırasındaNazi Almanyası işgaline uğrayanSmolensk kentinde 1941 yılında Naziler tarafından ele geçirilen Sovyetler Birliği Komünist Partisi Smolensk Oblastı arşivini anlatır. Almanya'ya götürülen arşive savaşın sonundaABD tarafından el konmuş,[1]Soğuk Savaş döneminde pek çok Amerikalı yazar tarafından kullanılmıştır. Arşiv 2002 yılındaRusya Federasyonu'na iade edilmiştir.
Sınır bölgesine yakın bölgede bulunanSmolensk,Nazi Almanyası'nın 22 Haziran 1941 tarihinde başlattığıBarbarossa Harekatı kapsamındaki saldırı sonrasında 15 Temmuz 1941 günüAlman işgaline uğrar. KenttekiSovyetler Birliği Komünist Partisi büroları olası işgale karşı önemli evrakı imha etse de başka bir binaya aktarılan arşivdeki bir kısım evrak çok iyi durumda Nazilerin eline geçer.
Naziler tarafından incelenen arşiv savaş sırasında Sovyet rejimini gözden düşürmek amacıyla kullanılmaya çalışılır. 1943 yılı Mayıs ayında o dönemPolonya sınırları içindekiVilnius'a taşınır. Bir kısım arşiv iseAlmanya'ya götürülür.II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğruDoğu Cephesinde hakimiyet kuran SovyetKızıl Ordusu Polonya topraklarındaki Nazi egemenliğini sona erdirirken, Şubat 1945'te arşivin bir kısmınıPszczyna yakınlarında ele geçirir ve yeniden Smolensk'a iletilmesini sağlar.
Savaşın Nazilerin yenilgisiyle sona ermesiyle beraber arşivABD Silahlı Kuvvetlerinin eline geçer.CIA'in öncülü olanOffice of Strategic Services ajanları belgeleriOffenbach'da saklamış, sonra da Sovyetolog bir grup Amerikalı uzmana belgeleri inceletmiştir. ABD tarafından belgelerin Sovyetler Birliğine iadesi gündem edildiği dönemdeSoğuk Savaş sürmekte olduğu için Sovyet tarafı arşivin özgünlüğünü teyit etmemiştir.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya Federasyonu arşivlerin özgün olduğunu açıklayarak iade edilmesini istemiştir. Süre giden anlaşma girişimleri 2002 yılında sonuçlanmış, Rusya'nın ABD'yeHasidik Yahudilik için çok önemli olanSchneersohn Arşivini vermesi karşılığında iade işlemi tamamlanmıştır.
Arşiv dağınık bir şekilde 1917-1941 dönemini kapsamaktadır. O dönemdeSBKP veyaKGB arşivlerine erişme şansı olmayan Batılılar için arşivlerin önemi büyüktü. Arşivlerle ilgili kapsamlı çalışma yapan kişilerin başındaHarvard Üniversitesi öğretim üyesiMerle Fainsod gelmektedir. Kendisi 1958 yılında arşivlerle ilgili bir kitap kaleme almıştır.Soğuk Savaş dönemine dair çalışmalar yapanRichard Pipes veRobert Conquest'in de arşivlerde çalışma yaptığı bilinmektedir. Arşivde öne çıkan konular şu şekildedir:[2]
|
|
|
Büyük ölçüde parti kayıtlarından oluşan arşivin konu dağılımı eşit değildir. Örneğin sanayiinin diğer bölgelere kıyasla görece gelişmemiş olmasından dolayı fabrikadaki iş hayatına ve sendika gündemine dair veri çok değildir. Benzer bir şekilde ordu ve dini hayata dair bilgiler de azdır. Arşivler bölgesel bir yönetime ait kayıtlardan oluştuğu içinMoskova'daki merkezi yönetime dair karar evrakı mevcut değildir. BundaSovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi toplantılarının ardından alınan kararların bölgelerdeki parti yönetimlerinesteno ediledikten sonraNKVD özel ulaklarıyla çok gizli koduyla derhal gönderilmesi ve birkaç gün içinde okunduğuna dair teyit alındıktan sonra aynı mekanizmayla iade edilmelerini içeren uygulamanın da etkisi vardır.[3] Arşivin bir diğer özelliği de takvimsel olarak bir düzeni takip etmemesidir. Örneğin Smolensk Guberniyası parti komite toplantılarına dair 1920, 1922 ve 1928 yıllarına ait kayıtlar varken, aradaki döneme dair tek tutanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla hem yerel bir komiteyle sınırlı bilgiler içermesi hem de konu, takvim dağılımı olarak rastgele olması nedeniyle arşivlerden hareketle yapılacak analiz ve teorik çıkarımların sınırı vardır.[4]