Seleukos İmparatorluğu, Türkçe kullanımlar ileSelefkos veyaSelevkos,İskender'in ölümünden sonraMakedonya İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla İskender'in generallerindenI. Seleukos tarafından kurulanHelenistikimparatorluk. Başkentleri önceSeleukia, sonraları iseAntakya'ydı.Doğu Akdeniz'de,Irak'ta,İran'da,Türkmenistan'da,Pamir'de veHindistan'ın batısında bulunan topraklarda (bugünPakistan) egemenliklerini sürdürmüşlerdir. TopraklarıRoma İmparatorluğu tarafından ele geçirilinceye kadarDoğu Akdeniz'in hâkimiydiler. Seleukosların geniş toprakları 25 civarında eyalete bölünmüştü. “Strategos” veya “satrap” unvanlı valilerce yönetilen bu eyaletler Pers zamanındaki satraplıklardan daha küçüktü.
Seleukoslar devlet idaresindeAhamenişleri örnek almışlar, merkezi gücü ellerinde tutarak özerk yapıyı devam ettirmişlerdir. Kaynaklardan Sekeukoslar Dönemi'nde Yunan kentleri kurulduğu öğrenilmektedir. YalnızI. Seleukos’un 16 tane Antiokheia, 5 tane Laodikeia, 9 tane Seleukeia, 3 tane Apameia ve 3 tane Stratonikeia isimli kent kurduğu bilinmektedir. Seleukos kralları toprakları üzerinde Yunan kentleri kurup onlara bağımsız idare ve otonomi vererek, bu yeni kurulan kentlere batıdan gelip yerleşen Yunanların ekonomik durumu canlandırmalarını, kralı geliri arttırmalarını ve hanedanları için destek olmalarını sağlamışlardır. Yunan yöneticiler kendi dillerini Yunanca yazıp konuşuyor, yerli halk kendi dillerinde konuşuyordu. Ayrıca Seleukoslar çok tanrılı bir dine inanmakla birlikte yerel dinlerin uygulama ve inançlarına da karışmadılar. İsteyenler kendi dinini korumakla birlikte Yunan tanrılarına tapabiliyordu. Yunan olmayan biri Yunan kent-devleti vatandaşı olabiliyordu.
İskender İmparatorluğu'ndan Ayrılış (MÖ 323- MÖ 281)
Büyük İskender'in generalleri birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli savaşıyorlardı vePtolemaios, Büyük İskender'in generallerinden biri veMısır bölgesinin kralı, ilk kezPerdikkas'ın ölümüne yol açan bu savaşlara karşı çıkmıştır. Bu karşı çıkış sonucu İskender İmparatorluğu yeni bir bölünme yaşamıştır. MÖ 320 yılında yapılan bu bölünmeyeTriparadisus Bölünmesi denir. Ama Perdikkas'ın altında MÖ 323 yılına kadar "Kamp Kumandanı" olan Seleukos, Perdikkas'tan sonra gelen hükümdarın öldürülmesine yardım etmiş,Babil'in elde tutulmasını sağlamış ve hükümdarlığını zalimce genişletmiştir. Seleukos, Hükümdarlığını resmen MÖ 312 yılında Babil'de ilan etmiştir. Bu tarih, aynı zamanda Seleukos Devleti'nin kuruluş tarihi olarak geçer. Seleukos, sadece Babil'i değil, İskender'in Makedon İmparatorluğu'nun doğu tarafının büyük kısmını da yönetmiştir. TarihçiAppian kaynaklarında Seleukos hakkında, "Frig Ülkesi'ndenİndus Nehri'ne kadar olan bölgenin hükümdarı olmuştur. "[1] cümlesini kullanmıştır. Seleukos'un, Hindistan'a kadar gidipÇandragupta Maurya adlı Hint kralıyla bir anlaşma imzalayıp devletinin doğu topraklarını 500 fil karşılığında Hintlere vermesiyle Seleukos Devleti, Hindistan üzerindeki hakimiyetini bir daha kazanamamak üzere kaybetti; fakat aldığı fillerİpsus Savaşı'nı kazanmasında büyük rol oynadı.
I. Seleukos Nikator'un resmi olan bir madeni para.
Onun veLysimakhos'un,I. Antigonos Monophtalmos karşısında MÖ 301 yılındaİpsus Savaşı'nı kazanmalarını takiben Seleukos,Doğu Anadolu Bölgesi'nin ve kuzeySuriye'nin kontrolünü eline geçirdi. Sonrasında, aldığı bu bölgede imparatorluğunun yeni başkenti olanAntakya kentini kurdu. Kentin adına, babası Antiokus'a ithafen, Antiochia (Antakya) adını vermişti. Ayrıca yeni kurulan bu başkente alternatif olarak,Babil'in kuzeyineDicle kıyısınaSeleukia adı altında yeni bir kent kurdu. Seleukos'un İmparatorluğu ulaşmış olduğu en geniş sınırlaraMÖ 281 yılındaKorupedyon Muharebesi'nde eski müttefiği Lysimakhos'u yendikten sonra sahip oldu. Seleukos İmparatorluğu'nun sınırlarını bu savaştan sonraBatı Anadolu'ya kadar genişletti. Bundan sonraki amacı Lysimakhos'unAvrupa'daki topraklarını ele geçirmekti; ancakPtolemaios Keranus tarafından gerçekleştirilen bir suikaste kurban gitti. Oğlu ve aynı zamanda halefiI. Antiohos'e Ön Asya'nın büyük bir kısmına hükmeden bir imparatorluk kaldı. Fakat oğlu I. Antiohos babasının siyasetini uygulamadı ve Avrupa'ya doğru olan genişleme durdu. O dönemde çekiştiği iki hükümdar vardı: Makedonya'daII. Antigonos Gonatas ve Mısır'dakiII. Ptolemaios Filedelfos.
AncakSeleukos'un ölümünden sonra bile Seleukoslar, geniş doğu topraklarına hükmetmekte zorlanıyorlardı. Seleukos,MÖ 305 yılında Hindistan'ı (günümüzPakistan'ınınPencap bölgesi)Çandragupta Maurya (Maurya İmparatorluğu'nun kurucusu)'ya karşı çıkarak işgal etti. Söylenilenlere göre Çandragupta, Seleukos için 600.000 kişilik ve 9.000 fillik bir ordu hazırladı; fakat savaş olmadı. İki hükümdar aralarında yaptıkları bir antlaşmaya göre; Seleukosİndus Bölgesi'nden ve günümüzAfganistan'ından çekildi buna karşılık olarak Çandragupta, Seleukos'a 500 fil verdi. Bu filler, Seleukos'unİpsus Savaşı'nı kazanmasında büyük rol oynadı. Bu barış ortamı bir "müttefik evliliği" (Seleukos Prensesi, Maurya Hanedanı'na gelin gönderildi) ile perçinlendi. Bu evlilik aslındaYunan halkıyla veHint halkının evliliği olarak da değerlendirilebilir.
Ayrıca Seleukos, Çandragupta'nın sarayınaMegastenes adında bir elçi gönderdi. Megastenes, Hindistan veÇandragupta Hanedanı'yla ilgili pek çok detaylı yazı yazdı. Bu yazıların birçoğunuDiodorius Sikulus'un kaynaklarından öğrenebiliyoruz. Ardından Seleukos,Deimakos adında bir elçiyi de Çandragupta'nın oğluBindusara'nın sarayına gönderdi.
Seleukos'un ölümünden önce kaybedilen diğer bölgeler iseGedrosya (Bugün İran Platosu'nun güneybatısında bulunan Belucistan)- ve Gedrosya'nın kuzeyindekiArakosya (İndus Nehri'nin batısında bulunan bir bölge) idi.
I. Antiohos (MÖ 281-261 hükümranlık) ve halefi olan oğluII. Antiohos (MÖ 261-246 hükümranlık) batıda pek çok savaşla yüz yüze geldiler. Bunların çoğu Mısır satrapı olanII. Ptolemaios ve Anadolu'yu işgal edenGalatlarla yapıldı. Bu savaşlar imparatorluğun doğu bölümünü bir arada tutma gayesinin arka plana itilmesine ve batı illere ilginin artmasına neden oldu. II. Antiokus'un hükümdarlığının sonuna doğru birçok eyalet aynı anda bağımsızlığını ilan etti. Bunlar;Baktriya kralıDiodotus,Arsases komutasındaPart bölgesi veIII. Ariarathis komutası altındaKapadokya oldu.
Diodotus,Baktriya bölgesinin yöneticisi,MÖ 245 yılında bağımsızlığını ilan etti (gerçek bağımsızlık tarihi belli değildir) ve Grek-Baktriya Krallığı'nın temellerini attı. Bu krallığın zengin birHelenistik kültürü vardı ve Baktria'dan bağımsızlığını, göçebe toplulukların bölgeyi istila etmesi sonucu,MÖ 125 yıllarında ilan etti. Grek-Baktriya Krallığı krallarından olanI. Dimitrios Hindistan'ı işgal etti veMÖ 20 yıllarına dek sürecek olanGreko-Hint krallığını kurdu.
Seleukos İmparatorluğu'nunPart bölgesinden sorumlu olanAndragoras adlı satrap Baktria'nın ardından bağımsızlığını ilan etti. Ardından buna rağmen Partlı bir aşiret'in şefi olanI. Arsakes, Part bölgesiniMÖ 238 dolaylarında ele geçirdi ve kendi devletini kurdu. Bu devletin adıPart İmparatorluğu oldu.
Aynı zamanda II. Antiokhos'un oğluII. Seleukos hükümdarlık koltuğuna MÖ 246 yıllarında oturdu. Seleukoslar, zayıflamaktaymış gibi gözüküyorlardı. II. SeleukosÜçüncü Suriye Savaşı'nda dramatik bir şekildeMısır'da kurulmuş Helenistik devlet olanPtolemaios Krallığı HükümdarıIII. Ptolemaios'a yenildi. Ardından kardeşiAntiokus Hieraks ile taht kavgasına girdi. Bu savaşlardan yararlanan Baktria ve Partya imparatorluktan ayrıldı. Küçük Asya'da da Seleukoslar kontrollerini yitiriyorlardı.Galatlar,Ankyra dolaylarını alarakGalatya'yı kurmuşlardı. Yarı bağımsız, yarı Helenistik krallıklar türedi. BatıdakiBitinya,Pontus,Kapadokya eyaletleri hemen hemen bağımsız oldular veBergama şehriAttalos Krallığı altında bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Fakat II. Seleukos'un küçük oğluIII. Antiohos MÖ 222 yılında tahta geçmesiyle yeniden diriliş başlayacaktı. Hükümranlığının ilk yıllarında Büyük Antiohos,Dördüncü Suriye Savaşı'nda Ptolemaioslar ordusuna yenildi —Rafya Savaşı'nda Mısır'ın Seleukos ordularını ağır bir yenilgiye uğratmasından dolayı bu savaş kaybedildi. AncakIII. Antiohos, I. Seleukos'tan sonra gelen en büyük hükümdar olduğunu kanıtlayacaktı. Rafya'daki yenilgisinin ardından, on yılını "Anabasis" adını verdiği düşüncesini gerçekleştirmek için harcadı. "Anabasis", doğuda ayaklanan eyaletleri (Partya ve Grek-Baktriya) onararak ve bayındır hale getirerek bu bölgede sembolik bir bağlılık oluşturma düşüncesiydi. Bunu gerçekleştirmek içinBüyük İskender gibi Hindistan'a sefer düzenleyip kralSofagasenus ile görüşmeler yapmıştır.
MÖ 205 yılında batıya geri döndüğünde Büyük Antiohos, Mısır'daII. Ptolemaios'ün ölümünü fırsat bilerek bir batı seferi hazırlığına başladı.
IV. Antiokhos ve Makedon kralıV. Filippos aralarında anlaşarak Ptolemaios hanedanının mallarını ve Ptolemilerin hüküm sürdüğü bölgeleri paylaştılar. Bunun ardındanBeşinci Suriye Savaşı yapıldı. Seleukoslar, MısırlılarıSuriye'den çıkardılar.Panyum Savaşı'nda (MÖ 198) kesin olarak Suriye Seleukosların eline geçti. IV. Antiokhos en sonunda Seleukos İmparatorluğu'nu eski ihtişamına kavuşturmuştu.
MÖ 200 yılında Seleukos İmparatorluğu, (Antiokus Romalılar tarafından yenilgiye uğratılmadan önce).
FakatIII. Antiohos'un görkemi uzun sürmedi. Eski müttefik Filippos'unMÖ 197'de Romalılara yenilmesinden sonra, Büyük Antiohos Yunanistan'ı işgal etme fırsatını gördü. Sürgüne gönderilmişKartacalı generalHannibal tarafında cesaretlendirilen Büyük Antiohos, Yunanistan'daki bazı devletlerle ittifak antlaşması imzalayarak Yunanistan'ı işgal etti. Bu kararı onun çöküşüne neden oldu: MÖ 191 yılındaThermopylae Muharebesi'nde (MÖ 191) ve günümüzMagnesia Muharebesi'nde (MÖ 190) Romalılar karşısında ağır bir yenilgiye uğradı. Bu yenilgilerin ardından Romalılarla ağır bir barış antlaşması olanApamea Antlaşması'nı (MÖ 188) — bu antlaşma sonucundaAvrupa'da kalan veToros Dağları'nın kuzeyinde kalan tüm topraklar ve yüklü miktarda savaş tazminatı verildi— imzalamak zorunda kaldı. Büyük Antiohos, 3 Temmuz MÖ 187 yılında doğuya doğru, savaş tazminatlarını ödemek için ganimet toplam amacıyla, başka bir sefer yaparken öldü.
III. Büyük Antiohos'un oğlu ve onun halefi olanIV. Seleukos (MÖ 187-175)'un hükümdarlığı süresince büyük savaş tazminatı ödenmeye çalışıldı. En sonunda kendi elçilerinden biri olanHeliodorus tarafından suikaste kurban gitti. Seleukos'un küçük kardeşiIV. Antiohos, tahta sahip oldu. IV. Antiokhos, Seleukosların düşük prestijini yükseltmek için Ptolemaioslu Mısırlılarla savaşa girişti ve savaşta başarılı oldu; ancak Ptolemaios Mısır ordusunuİskenderiye'ye kadar sürmesine rağmen Romalı birprokonsül olanGaius Popillius Laenas tarafından ateşkes imzalamaya mecbur kılındı. Romalı elçi, Antiohos'un etrafına bir çember çizmiş ve bu çemberden çıkmadan önce Ptolemaios Mısırla bir antlaşma imzalayıp imzalamayacağına karar vermesini istemiş ve IV. Antiohos da Ptolemaios Mısırla bir barış antlaşması imzalamaya karar vermiştir.
Sonraki hükümdarlık yıllarında imparatorluk daha fazla dağılmıştır. Özellikle doğu bölgelerde kontrol tamamen yitirilmiş, Partlar, Pers (İran veya Fars) topraklarını almaya başlamış ve IV. Antiohos'un Helenistik (veyaantisemitik) aktiviteleriYahudiye eyaletinde silahlı ayaklanmalara yol açmıştır —Makabi Ayaklanması (Hanuka Bayramı'nın tarihçesine bkz. Şabbat(Sebt) 21b, BabilTalmudu). Aynı anda hem Partlarla, hem Yahudilerle savaşmak zorunda kalan Seleukoslar hiçbir şey elde edemediler veIV. Antiohos, MÖ 164 yılında çıktığı bir sefer sırasında öldü.
IV. Antiohos'un ölümünden sonra, Seleukos İmparatorluğu'nun istikrarsızlığı arttı. Sık sık çıkan iç savaşlar merkezi otoriteyi oldukça zayıflattı.
IV. Antiohos'un küçük oğlu,V. Antiohos, MÖ. 161'de IV. Antiohos'un oğluI. Dimitrios tarafından tahttan indirildi ve hükümdarlıktan atılan ilk Seleukos Hükümdarı oldu. I. DimitriosYahudiye eyaletinde merkezi otoriteyi yeniden sağlamaya çalıştı, ancak o da MÖ 150 yılındaİskender Balas tarafından tahttan indirildi —İskender Balas,IV. Antiohos'un oğlu olduğunu iddia eden (Mısır destekli) bir düzmece sahtekardı.
İskender Balas ise, MÖ 145 yılında I. Dimitrios'un oğlunun,II. Dimitrios, onu tahtından etmesine kadar hüküm sürdü. II. Dimitrios imparatorluğun tamamını kontrol edemedi. KendisiBabil ve doğuSuriye'yi yönetebildi.Şam doğusundaki kalan Suriye doğusu İskender Balas'ın kalıntılarının elindeydi. Bunlar önce Balas'ın oğluVII. Antiohos ve sonra gaspçı generalDiodotus Trifon yönetimi altındaAntakya ve çevresini yönettiler.
Bu arada, imparatorluğun topraklarının ayrılması da devam etti. MÖ 143'ten itibaren,Yahudiler bağımsızlıklarınıMakabi adı altında tam anlamıyla kazandılar.Partların işgali de ilerlemeye devam etti. MÖ 139'da, II. Dimitrios'u Partlar tarafından mağlubiyete uğratıldı ve tutsak edildi. Böylece bütün İran Platosu, Partlar'ın eline geçti.
II. Dimitrios'un kardeşi,VII. Antiohos hızla dağılmakta bir imparatorlukta ve değişik yönlerden gelen değişik tehditler altında imparatorluğun birliğini sağlamaya çaba gösterdi. Seleukosları gayet zorlukla kazandıkları Suriye'nin kontrolü, Yahudiye Makabi isyancılar tarafından tehdit edilmekte idi. Bir zamanlar tabi alt-kral hanedanları tarafından idare edilmekte olanErmenistan,Kapadokya vePontus da Suriye ve Kuzey Mezopotamya arazilerini tehdit altına almışlardı. I. Mitridates tarafından gayet iyi yönetilen ve komuta edilen göçebe Partlar orduları tarafından (antik çağlarda gayet ünlü olan Nise at sürülerinin yetişip büyüdüğü) yukarı Medya platosunu ellerine geçirmişlerdi. Romalıların Suriye idaresine el atmaları devamlı olarak beklenmekteydi.
VII. Antiohos, Yahudiye Makabi'ler isyanı zorla bastırmayı başardı. Anadolu'da bulunan tabi alt-krallıklar da bundan korkup, geçici bir zaman olsa bile, itaat göstermeye başladılar. Güçlü bir donanma kurmayı başarabildi ama kara ordusu Partlara karşı hiçbir şey yapamıyordu.
VI. Antiohos, MÖ 133'te yeni topladığı Seleukos Kraliyet ordusu ile doğuya Partlar üzerine büyük bir askeri sefer başlattı. VII. Antiohos, bu askeri seferde önce önemli başarılar kazandı. Mezopotamya, Babil veMedya Seleukoslar eline geçti. VI. Antiohos, şahsen Dicle-Üstündeki-Seleukia'nın Part satrapı ile teke tek çarpışma yaptı. Bu çarpışmada galip geldi; onu öldürdü ve idare ettiği arazileri Seleucia içine ilhak etti. MÖ. 130/129 kışında bu büyük Seleukos ordusu, Medya ve diğer Fars bölgeleri arazilerinde bulunan kışlak şehirlerine kış geçirmek için dağıtıldı. Tam bu ordunun dağılmasından sonra Partlar KralıII. Fraates, kendi orduları ile bu kışlak bölgelere karşı saldırmaya başladı. VII. Antiohos dağıttığı ordusunun küçük bir kısmı ile II. Fraates'in bu saldırılarını durdurmak amacı ile harekâta geçti. Fakat Partlar tarafındanEkbatan Muharebesi'nde mağlup edildi; ordusu imha edildi ve VII. Antiohos'un kendisi de öldü. Bunun başarılar dolayısıyla bazı tarihçiler VII. Antiohos'u büyük Seleukos hükümdarları arasında olduğunu kabul ederler.
MÖ 100'den itibaren, güçlü Seleukos İmparatorluğu'ndan bir tekAntakya ve çevresindeki birkaç Suriye şehri kalmıştı. Güçlerinin büyük bir kısmını kaybetmelerine ve krallığın zayıflamasına rağmen soylular kralların seçiminde önemli rol oynamaya devam etti. Bu seçimleri geneldePtolemaios Hanedanı'nın elindekiMısır veya diğer dış güçler kontrol ediyordu. Seleukoslar bir süre daha ayakta kaldılar; çünkü hiçbir millet onların mirasını devralmak istemiyordu — Seleukoslar o bölgede bir tampon görevi görüyorlardı — ancakPontus KralıVI. Mithridatis ve RomalıSulla ile Anadolu'da yapılan savaşlarda da Seleukosları hiçbir ülke desteklemedi.
Mithridatis'in azimli yeğeniII. Tigran,Ermenistan Kralı, iç karışıklıklar içinde bulunan güneye inme imkânını gördü. MÖ 83'te, bitmez tükenmez iç savaşı durdurmak amacıyla Suriye'ye girdi ve yakın bir süre sonra da kendisini Suriye Kralı ilan ederek Seleukos Devleti'nin hemen hemen sonunu getirdi.
Bunlara rağmen, Seleukos Devleti tam anlamıyla yıkılmadı. Romalı generalLucullus'un Mithridates ve Tigranes'in ikisini de MÖ 69 yılında yenmesiyle arta kalan Seleukos Krallığı,XIII. Antiohos'un krallığı altında toplandı. Bu zamanlarda bile, iç savaşlar önlenemedi.II. Filippos, XIII. Antiohos ile taht kavgasına girişti. Pontus'un Roma kontrolüne geçmesiyle, Romalılar, Seleukos kontrolündeki Suriye topraklarındaki istikrarsızlıklara yoğunlaştı. MÖ 63'te VI. MithridatisPompeus tarafından yenilgiye uğratılınca, Pompeus Helenistik Doğu'yu yeni bağımlı krallıklar kurarak ve yeni vilayetler oluşturarak yeniden oluşturmak istedi.Ermenistan veYahudiye gibi yerel krallıklara bir ölçüde özerklik verildi. Ancak Pompeus, Seleukosların devam etmesinin çok zahmetli olduğunu görünce, Suriye'yi bir Roma vilayeti haline getirdi.
“
Ermeni birlikler Fenike'deki Akka şehrini aldı. Tigran'ın ordusu Seleukos başkenti olanSeleukia şehrini başarılı bir şekilde sardı. Josephus Antiquites'inde Kraliçe Aleksandra "Tigran'ı pek çok hediye ve elçi sundu..." Kraliçe sadakatini tüm Fenike'yi Krallar Kralı'na vererek gösterdi.[2]
Bagadates I (MÖ 290-280)ilk yerli Seleukos satrapıydı.[3]
Seleukos İmparatorluğu'nun coğrafi mesafesi,Ege Denizi'ndenAfganistan'a kadar,Yunanlar,Ermeniler,İranlılar,Medler veYahudiler gibi pek çok kültürden insanı barındırıyordu. İmparatorluğun geniş bir coğrafyayı kapsaması, Seleukos hükümdarlarını Büyük İskender gibi çok uluslu yapılar oluşturmaya zorladı. İmparatorluğunHelenizasyonu Yunan tipi yerleşim birimlerinin oluşturulmasıyla sağlandı. Tarihsel olarak,Antakya gibi önemli şehirlere ve kurulan yeni şehirlereYunanca isimler verildi. YaniYunan şehirlerine Yunanistan'dan nüfus gönderilerek bölge Yunanlaştırldı; çünkü Yunanistan'da bölgenin kaldıramayacağı büyüklükte nüfus vardı. Bölgeye Yunanları yerleştirmek aynı zamanda asimilasyonu hızlandırmak için kullanıldı. Sosyal olarak, bölge halkı Yunanlardan etkilendi; ancak Yunanlar da bölge halkından etkilendi. MÖ 313 yılından itibaren, Helenik düşünceler 250 yıl boyunca Yakın Doğu, Ortadoğu ve Orta Asya kültürlerini etkiledi. Bu hükümdarın bölge üzerinde etkisini sürdürmesi için gereken en önemli şeydi. Pek çok antik şehir Helen kültürünü kabul etti, ettirildi. Helen ve yerel kültürün birleşmesiyle ortak bir kültür oluştu. Bu ortak kültürü yayma çalışmaları yüzünden bazen ayaklanmalar çıktı. Özellikle de Yahudiler büyük sorun çıkardı; çünkü içlerine kapanık bir ırk olmalarından dolayı bu kültür asimilizasyonundan pek etkilenmediler. Seleukoslular, zorla Yahudilerin kültürünü değiştirmeye çalıştı bunun sonucunda pek çok ayaklanma çıktı ve en sonunda Yahudiler bağımsızlıklarını elde ettiler.
Büyük İskender'in ölümünden sonra ortaya çıkan pek çok devlet gibi Seleukos ordusu da Makedon modeline sahipti ve kökeni de Greko-Makedondu. Seleukos Krallığı,Pers İmparatorluğu'nun doğu topraklarının pek çok kısmına sahip olduktan sonra, krallar orduları için doğu insanlarına güvenmek zorunda kaldı. Orduları Makedon falanks ve doğu okçuları ve süvarileriyle donattılar. Ayrıca, Seleukoslar ordularında Hint fillerini de düşmanlarına korku salmak için kullanıyorlardı. Ptolemailer gibi Seleukoslar paralarıylaİndus Nehri çevresinde yaşayan HintlerdenGirit veGalatya'ya kadar yaşayan her ırktan paralı askeri almışlardı. Roma karşısındaki savaşlarda, Seleukoslar Roma lejyonlarına benzeyen birlikler oluşturmaya çalışmışlardır.MÖ 63 yılındaki çöküşten itibaren Seleukos Orduları terhis edildi. Söylentilere göre pek çok ağır süvari Roma ordularına dahil olmuştur.
A. Houghton, C. Lorber,Seleucid Coins. A Comprehensive Catalogue, Part I, Seleucus I through Antiochus III, With Metrological Tables by B. Kritt, I-II, New York - Lancaster - London, 2002.
G. G. Aperghis,The Seleukid Royal Economy. The Finances and Financial Administration of the Seleukid Empire, Cambridge, 2004.
Laurent Capdetrey,Le pouvoir séleucide. Territoire, administration, finances d'un royaume hellénistique (312-129 avant J.C.). (Collection "Histoire"). Rennes: Presses Universitaires de Rennes, 2007.
K. Ehling, Untersuchungen zur Geschichte der spaeten Seleukiden (164-63 v. Chr.). Vom Tode des Antiochos IV. bis zur Einrichtung der Provinz Syria unter Pompeius (Historia Einzelschriften, 196), Stuttgart, 2007.