Radyolaryalar, Kambriyen'den günümüze kadar gelmiş pelajik tek hücreli organizmalar olup, özellikle pelajik çökellerin yaşlandırılması büyük öneme sahiptirler. Radyolaryalar ilk kez 1834 yılında Meyen tarafından tespit edilmiş ve 1858 yılında Müller tarafından adlandırılmışlardır. 19. yüzyılda Challenger Gezisi sonucunda, 1847 Ehrenberg (Barbodos'ta) ve 1862 -1887 yıllarında da Hackel tarafından önemli çalışmalar yapılmıştır.
Tek hücreli Radyolarya'nın çaplarının uzunluğu 0.1-0.2 mm arasındadır. Koloni şeklinde olanlarının uzunluğu ise; 0.25 mm ye kadar olduğu gözlenmiştir. Her bir hücrenin protoplazması merkez kapsül denilen delikli, organik bir zar tarafından dıştaki ektoplazma ve içteki endoplazma kısımlarına ayrılır. Bu merkezi kapsülden dışarıya yalancı ayakları radyal şekilde çıkar.
Radyolarya denizel zooplankton olarak, aksopodlarıyla yakaladıkları organizmaları (planktonlar ve bakteriler) besin olarak kullanırlar. Bu besinler kalimma içindekiboşluklarda sindirilir ve delikli merkezi kapsülden endoplazmaya geçerler. Fotik zonda yaşayan ve zooxonthellae (simbiyotik alg) içeren Radyolaryalar simbiyotik olarak yaşayabilirler. Radyolarya faunası yoğunluk ve çeşitlilik açısından genel olarak ekvator civarında bulunmasına rağmen kutup yakınlarındaki denizlerde de Diyatomlar'la beraber yoğun olarak bulunurlar.
20. yüzyılda 1960'ların sonu 1970'lerin başında kayaçlardan fosil çıkarmada yeni yöntemlerin bulunması, Taramalı Elektron Mikroskop'unun (SEM) çalışmalarda kullanılması ve Derin Deniz Sondaj Projesi'nin (DSDP) başlaması Radyolarya çalışmalarında çok hızlı ilerlemelere neden olmuştur.[1]