Oksijenatom numarası 8 olan veO harfi ile simgelenenkimyasal elementtir.Oksijen ismiYunanca ὀξύς (oxis - "asit", tam anlamıyla "keskin",asitlerin acı tadı kastedilir) ve -γενής (-genēs) ("üretici", tam anlamıyla "sebep olan şey") köklerinden gelmektedir, çünkü isimlendirildiği zamanlarda tüm asitlerin oksijen içerikli olduğu sanılırdı. Standart şartlar altında, elementin iki atomubağlanarak çok soluk mavi renkte, kokusuz, tatsız,diatomik yapıdaki,O2 formülüne sahip dioksijen gazını oluşturur.
Suyun kütlesinin %88'i oksijendir, bu yüzden canlı organizmaların kütlesinin büyük bir kısmını oksijen oluşturur. Organizmalardaki hem organik (proteinler,yağlar vekarbonhidratlar) hem de inorganik (dış iskelet,dişler vekemikler) neredeyse tüm ana moleküllerin yapısında oksijen bulunur. Element halindeki oksijeni;siyanobakteriler,Algler,bitkiler üretir ve tüm kompleks yaşam biçimlerindeki canlılar hücresel solunumda kullanır.O2 atmosferde birikmeye başlamadan önce, Dünya üzerinde evrimsel sürecinerken dönemlerinde dominant olanzorunlu anaerob organizmalar için oksijen toksik etki gösterir. Oksijenin başka bir formu (allotrop) olanOzon (O3), biyosferinmorötesi radyasyondan korunmasında atmosferdekiozon tabakası (ozonosfer) yardımcı olur, ancak yeryüzüne yakın yerlerdehava kirliliğinin yanı sıra çevreyi kirletici özelliği de bulunmaktadır. Daha yüksektealçak Dünya yörüngesi irtifasında kayda değer miktarda atomik oksijen bulunur veuzay araçlarında erozyona neden olur.[6]
OksijenCarl Wilhelm Scheele tarafından 1773 yılında veya daha erken yıllardaUppsala'da veJoseph Priestley tarafından 1774 yılındaWiltshire'da keşfedilmiştir. Fakat öncelik genellikle Priestley'e verilir çünkü onun çalışması daha önce yayınlanmıştır.Oksijen ismi, bu elementle yaptığı deneylerle o zamanlar popüler olankorozyon veyanma ile ilgiliphlogiston teorisinin gözden düşmesine sebep olanAntoine Lavoisier tarafından 1777 yılında türetilmiştir.[7]
1x5 cm'lik parlayan ultrapür oksijen viyaliIşık tayfını gösteren oksijen tüpüManyetik alan tarafından saptırılan sıvı oksijen damlası, oksijenin paramanyetik özelliği gösteriliyor.
Oksijenin doğada kütle numaraları toplamı (15.9999, yaklaşık=) 16'dır. 16 (%99,76), 17 (%0,04) ve 18 (%0,20) olan üçizotopu vardır. Oksijenin atom ağırlığı 16 olarak kabul edilir. Kütle numaraları 14, 15 ve 19 olan izotoplarıradyoaktiftir. Fakat bu radyoaktiflerin ömrü oldukça kısadır. Oksijenin çekirdeğinde 8proton bulunmaktadır. Kimyasal tepkimelerin hemen hemen hepsinde ikielektron alarak eksi hale geçer. Oksijen normal sıcaklıkta pasiftir; yüksek sıcaklıkta aktiftir.
Oksijenin sudaki çözünürlüğü 0 °C'de 14,6 mg/L'dir. Oksijenin kritik sıcaklığı –118,8 °C'dır. Oksijen, bu sıcaklığın üzerinde sıvılaşamaz. Yani sadece basınç ile sıvılaştırılmaz. Oksijenin kritik basıncı 49,7 atmosferdir. Bir atmosfer basınçtaki ergime noktası –218,8 °C ve kaynama noktası –183 °C dır. Belirli bir miktardaki oksijen, katı ve sıvı hallerinin her ikisinde de açık mavi ve şeffaftır. Sıvı oksijen, kuvvetli bir magnetiktir. Şayet sıvı oksijenin bir atmosfer basıncındaki bir hacmi, normal şartlar altında (760 mm Hg ve 20 °C) buharlaştırılırsa, buharın hacmi sıvı hacminin 860 misli olur. Katı oksijenin yoğunluğu –252,5 °C de 1,426 g/cm³'tür. Metallerin çok azı, sıvı halde iken oksijen absorblar (emerler). Absorblanan bu oksijen metal katılaşırken tekrar metali terk eder.