Teresa, dini hayata erkenden bir çağrı almış ve çeşitli engelleri aştıktan sonra 1888’de 15 yaşında bir rahibe olarak,Normandiya bölgesinde birkomün olanLisieux'de birazize olmak içinKarmelit tarikatına katılmıştır. Manastırda sade ve sıradan bir hayat sürmüştür.[3]Kutsal Kitap ile birlikteThomas Kempis’inMesih'e Benzemek kitabını sürekli okumuş ve bu kitap mükemmelliğe giden yolda ona yardımcı olmuştur.
Mükemmellik üzerine şunları yazmıştır;
“
Bazen, mükemmelliğin gösterildiği manevi incelemeleri okurken, onun bir bir türlü engelle, etrafı ilüzyonlarla sarılmış bir halde anlatılması benim zavallı aklımı kolayca yorar. Aklımı bozan ve kalbimi kurutan o kitabı bırakırım ve Kutsal Kitabı alırım. O zaman hepsi benim için aydınlanır; tek bir kelime ruhuma sonsuz ufuklar açar; mükemmellik basit gözükür; Kişinin kendi hiçliğinin farkına varması ve kendinden vazgeçmesinin, bir çocuk gibi, kendini Tanrı’nın kollarına bırakmasının yeterli olduğunu görürüm.[4]
„
—Ruhumun Öyküsü
Kendi yetersizliklerinin farkında olarak kendisini kırılgan bir durumda görür ve neşe için ve hevesinin kırılmaması için tamamen Tanrı’nın merhametine sığınır. Kendi şüpheleri ve karanlığı ile savaşırkentüberkülozdan vefat eder.
Lisieuxlü Teresa, 250’den fazla mektup, 62 şiir, 8 oyun ve 21 dua yazmıştır.[5]
“
...İsa'nın dileği ve en büyük temennisi, O'nu yüreğimize kabul etmemizdir. Ne yazık ki ve hiç şüphesiz, onlar zaten varlıklarının anlamsız olduğunun farkındadır, ama Mesih İsa benimle kaldığı için, benimkinin önemsiz olmadığını hissediyorum. O krallar kralı olmasına rağmen, kendisini alçalttı ve hep sıradan birisi olarak gördü, hiç kimse O'nu tanımadı. Ben de O'nun gibi sıradan olmak ve gizlenmek istiyorum. Sadece İsa'nın beni fark etmesini istiyorum. Gözyaşlarım aktığı zaman, ruhum dinlenirken ya da yüreğimde, sadece ama sadece O'nu hatırlamak ve hissetmek istiyorum. Kimse anlamasa da beni sadece O anlasa yeter.[4]
„
—Mektup 137
Teresa günümüzde en çok manevi günlüğüL'histoire d'une âme (Ruhumun Öyküsü[6]) ile bilinir. Bu eserinde Tanrı’ya nasıl bir çocuk saflığında (ama çocukça olmayan bir şekilde) güvendiğini ve teslim olduğunu anlatır.