| Konum | Dalyan,Ortaca,Muğla, | ||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| Bölge | Karya | ||||||||||||||||||||||||
| Koordinatlar | 36°49′31″K28°37′23″D / 36.82528°K 28.62306°D /36.82528; 28.62306 | ||||||||||||||||||||||||
| Tür | Yerleşim yeri | ||||||||||||||||||||||||
| Tarihçe | |||||||||||||||||||||||||
| Kuruluş | MÖ 6. yüzyıl | ||||||||||||||||||||||||
| Devir(ler) | Helenistik Dönem,Roma dönemi,Bizans | ||||||||||||||||||||||||
| Sit ayrıntıları | |||||||||||||||||||||||||
| Buluntu(lar) | Yukarı Akropol Orta Çağ, sur duvarları, stoa, agora, çeşme, hamam, tiyatro ve tapınak kalıntıları, kubbeli kilise, şapel | ||||||||||||||||||||||||
| Arkeologlar | Doç. Dr. Ufuk Çörtük | ||||||||||||||||||||||||
| Durum | Restore | ||||||||||||||||||||||||
| Kamusal erişim | Açık | ||||||||||||||||||||||||
Kaunos
![]() | |||||||||||||||||||||||||
Kaunos (Karca:Kbid;[1]Likçe:Khbide;[1]Grekçe: Καῦνος;Latince:Caunus) Antik Anadolu'nunKarya bölgesinde yer alan antik bir kenttir.Muğla'nınKöyceğiz ilçesine bağlı Çandır Mahallesi sınırları içerisinde yer alır. Kaunos Kaya Mezarları en rahatMuğla'nınOrtaca ilçesine bağlıDalyan mahallesinden görülmektedir.
Kent, Kalbis (Calbys-Dalyan Çayı) akarsuyunun etrafından geçtiği dağlık tepenin yamacında kurulmuştur. Döneminde bir liman kenti olan şehir, Dalyan Deltası'nın oluşması nedeniyle bugün deniz kıyısından uzaklaşmıştır.[2]

Dalyan Çayı'nın Çandır tarafında bulunan kent bir mitosa göreMiletos'un ikiz çocuklarından biri olan Kaunos tarafındanKarya -Likya sınırında kurulmuştur. Sınır kenti olmanın olanaklarından yararlanmışlardır. GünümüzdeGökova'danFethiye'ye kadar uzanan bir alanda mimari, ticari ve siyasi etkileri görülmektedir.Antik Çağ'da bir liman ve ticaret kenti olan Kaunos günümüzde su kıyısından (Sülüklü Gölet) biraz daha içeride kalmıştır. Kentin Dalyan'a bakan dağ yamacında yapılmış kökeniUrartulara dayanan kaya oyma mezarları kendine has mühendislik ve tarzıyla dikkat çeker. Diğer taraftan kenti koruyan yaklaşık 3 km uzunluğundaki sur duvarları olmak üzere,stoa,agora, çeşme, hamam, tiyatro ve ruhani toplanma yeri kalıntıları Kaunos'un antik dönemde oldukça gelişmiş bir kent yaşamı olduğunu göstermektedir. Hititler dönemine kadar uzanan nadir uygarlıklardan biri olan Likya'nın önemli kentlerinden biri olan Kaonos'un ticaret kenti olduğu bilinse de toplum yaşamının köleci olup olmadığı tam bilinmemektedir. Ancak Perslerin Anadoluyu ele geçirme sürecinde pasif savunmayla teslim olmamayı tercih ettikleri hikâyesi dikkati çekmektedir. Farklı uygarlık ve hükümranlık süreçlerinde KaunosMS 6. yüzyıl sonlarına değin yerleşim görmüştür. Ancak Yukarı Akropol sonraki dönemlerde de kullanılmışsa da, bu yerleşim fazla uzun süreli olmamıştır. Kaunos'luların bölge ekosistemini çok daha verimli değerlendirdikleri ve gelişkin bir doğa mimarisi anlayışıyla güneşe, rüzgara, soğuğa ve sıcağa uyumlu yapılar çıkarabildikleri bugün bile hala gözlemlenebilir.
Kaunos yerleşkesineDalyan'dan su taşıtlarıyla (kano, sandal, tur tekneleri) kanalı geçerek rahatlıkla gidilmektedir.
Antik kentte darb edilmiş olan antik sikkeler ön yüzlerde kanatlı Tanrı [İris] figürü veya kanatlı kadın figürü arka yüzde Baitylos taşı görülmektedir. BaitylosYunanca da kutsal taş veya sütun anlamına gelir. Antik kentte ilk dönem darbedilen antik sikkeler üzerindeKB harfleri görülmektedir.K veB harfleri Kaunos [Καῦνος] antik kentinin ilk ismi olanKBID isminin ilk iki harfidir. Yine aynı şekilde antik kentte darb edilen Antik Sikkeler üzerindeΔ -Γ harfleri görülmektedir. Karya dilindeΔ -Γ harflerinin karşılığıKB [KBID] harfleridir. Farklı darb olarak antik kentin isminin ters Δ [K] işareti olarak darbedilmiş olduğunu görebiliriz.
Kaunos'taki gibi Baitylos taşları genellikle göktaşlarıydı ve bu nedenle Tanrılar tarafından gönderilmişti ve saygı gösterilmesi gerekiyordu. Antik kentin darb etmiş olduğu antik sikkelerin ön yüzlerinde görülenİris, gökkuşağının tanrıçası veHera'nın habercisiydi, gökkuşağı yer ile göğü birbirine bağlıyor gibi göründüğü için muhtemelen iki rol bir aradaydı ve bu nedenle antik sikkelerde görünmesi için çok uygun bir tanrıydı. Yukarıdan fiziksel bir mesaj almış şehirdir.


Herodotos'a göre Kaunoslular Karya'nın yerli halkındandı ama kendileriniGiritli sayıyorlardı. CoğrafyacıStrabon da Kaunos'un tersanesinin ve ağzı kapanabilen bir limanının bulunduğunu yazar. Kenti, kendisine aşık kız kardeşinden uzak durmaya çalışanMiletos'un oğluKaunos'un kurduğu öyküsü anlatılır. Kız kardeşi ona duygularını anlatan bir aşk mektubu yazdığında, Kaunos takipçileriyle birlikte başka bir yere yerleşmek için kaçmaya karar verir. İkiz kız kardeşi kederden çılgına döner, onu aramaya başlar ve intihar etmeye çalışır. Mitolojiye göre,Dalyan (Calbys) Nehri'nin Byblis'in gözyaşlarından oluştuğunu söylenir.[3][4][5]
Dalyan'dan da görülebilen kaya mezarları ise MÖ 4. yüzyılda yapılmıştır. Antik kentin daha sonralarıRoma Dönemi'nde de kullanıldığı Roma hamamı gibi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Lykia tipi mezarların içinde ölülerin üzerine yatırıldığı üç taş yatak bulunmaktadır.
Kaunos arkeolojik sahasındaki en eski buluntu, MÖ 9. yüzyıla veya daha öncesine tarihlenen birProto-Geometrikamforanın boyun kısmıdır. Şehir surlarının batı kapısında bulunan bir heykel, ithalAttik seramik parçaları ve güney-güneydoğuya bakan şehir surları, MÖ 6. yüzyılda yerleşim olduğunu göstermektedir. Ancak, Kaunos'taki mimari buluntuların hiçbiri MÖ 4. yüzyıldan daha eskiye dayanmamaktadır.
Kaunos'tan ilk kezHerodotus'un "Herodot Tarihi" adlı kitabında bahsedilmektedir. Herodotus, MÖ 546'daki Pers istilası sırasında Pers generaliHarpagus'unLikyalılara,Karyalılara ve Kaunoslulara karşı yürüdüğünü anlatır.[6] Herodotus, Kaunosluların Harpagus'un saldırılarına şiddetle karşı koyduğunu ancak sonunda yenildiklerini yazar.[7] Kaunosluların kendilerininGirit kökenli olduklarını söylemelerine rağmen,[8] Herodotus bu fikre katılmamıştır. Kendi Karya dili ile Kaunosluların dili arasındaki benzerlik nedeniyle, Kaunosluların bölgenin asıl sakinleri olmasının çok daha muhtemel olduğunu düşünmüştür. Ayrıca, Kaunosluların yaşam tarzları ile komşuları Karyalılar ve Lidyalıların yaşam tarzları arasında büyük farklılıklar olduğunu eklemiştir. En belirgin farklılıklardan biri, sosyal içki alışkanlıklarıydı. Köylülerin (erkekler, kadınlar ve çocuklar dâhil) iyi bir kadeh şarap eşliğinde bir araya gelmesi yaygın bir uygulamaydı.[8]
Herodotus, Kaunos'unİyon Ayaklanması'na (MÖ 499–494) katıldığından bahseder.[9]
Burada, MÖ 400 civarına tarihlenen ve 1996'da bulunan çift dilli (Yunanca ve Karyaca) bir yazıt da dahil olmak üzereKarya dilinde bazı önemli yazıtlar bulunmuştur. Bu yazıtlar, Karya alfabesinin deşifre edilmesine yardımcı olmuştur.[10]
İkinci Pers Savaşı'ndaI. Serhas'ın yenilgiye uğratılmasından ve Perslerin batı Anadolu kıyısından yavaş yavaş çekilmesinden sonra, KaunosDelos Birliği'ne katıldı. Başlangıçta sadece 1talent vergi ödemek zorunda kalmışlardı, ancak bu miktar MÖ 425'te 10 katına çıkarıldı. Bu durum, o zamana kadar şehrin gelişen bir liman haline geldiğini göstermektedir. Bu gelişme, muhtemelen artan tarımsal faaliyetler ve tuz, tuzlanmış balık, köle, çam reçinesi ve siyah mastik (tekne yapımı ve onarımında kullanılan katranın ham maddesi)[11] ile kuru incir gibi Kaunos'a özgü ihraç ürünlerine olan talepten kaynaklanıyordu. MÖ 5. ve 4. yüzyıllarda,Helenistik etkinin artması nedeniyle şehir, antik adı Kbid yerine alternatif olarakKaunos adını kullanmaya başladı. Şehrin kuruluş efsanesi de muhtemelen bu döneme aittir.
MÖ 387'dekiAntalkidas Barışı'ndan sonra Kaunos tekrar Pers egemenliğine girdi. Kaunos'un Pers yöneticileri tarafından Karya eyaletine eklenip ilhak edildiği bu dönemde şehirde köklü değişiklikler yapıldı. Bu durum özelliklesatrapMausolos'un (MÖ 377-353) saltanatı sırasında belirginleşti. Şehir büyütüldü, teraslar şeklinde düzenlendi ve geniş bir alana surlar inşa edildi. Şehir, zamanla biragora ve Yunan tanrılarına adanmış tapınaklarla Helen karakteri kazandı. MÖ 334'tekiBüyük İskender'in seferi, şehriMakedon İmparatorluğu'nun yönetimine soktu.
İskender'in ölümünden sonra, stratejik konumu nedeniyle Kaunos,Diadochlar (İskender'in komutanları) arasında anlaşmazlık konusu oldu ve sırasıyla Antigonitler,Ptolemaioslar veSeleukoslar arasında el değiştirdi.
Helenistik krallıklar arasındaki farklılıklar nedeniyle,Roma Cumhuriyeti bölgedeki etkisini genişletebildi ve önemli sayıda Helenistik krallığı ilhak etti. MÖ 189'daRoma senatosu Kaunos'u Rodos'un yetki alanına verdi. O dönemde şehir,Rodos Peraia'sı olarak biliniyordu.
MÖ 167'de bu durum, Kaunos ve batı Anadolu'daki diğer birçok şehrin Rodos'a karşı ayaklanmasına yol açtı. Sonuç olarak Roma, Rodos'u bu görevinden azletti. MÖ 129'da Romalılar, batı Anadolu'nun büyük bir bölümünü kapsayanAsya Eyaleti'ni kurdu. Kaunos, bu eyaletin sınırına yakın olduğu için Likya'ya dahil edildi.
MÖ 88'deVI. Mithridatis, Romalıların daha fazla yayılmasını engellemek amacıyla eyaleti işgal etti. Kaunoslular ona katılarak şehirdeki tüm Romalı sakinleri öldürdü. MÖ 85'teki barış antlaşmasından sonra, bu eylemleri nedeniyle Romalılar tarafından cezalandırıldılar ve Kaunos tekrar Rodos yönetimine verildi. Roma egemenliği sırasında Kaunos, gelişen bir liman kenti haline geldi. Şehrinamfitiyatrosu büyütüldü,Roma hamamları ve birpalaestra (güreş okulu) inşa edildi. Agora çeşmesi yenilendi ve yeni tapınaklar yükseldi.

Kaunos erken bir tarihteHristiyanlaştırıldı veRoma İmparatorluğuHristiyan inancını resmen benimsediğinde, adıCaunos-Hegia olarak değiştirildi.
MS 625 yılından itibaren Kaunos, Müslüman Arapların ve korsanların saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. 13. yüzyılda Türk boylarının saldırıları geldi. Sonuç olarak,akropoldeki eski kale, surlarla güçlendirilerek tipik bir Orta Çağ görünümü kazandı. 14. yüzyılda Türk boyları Karya'nın bir kısmını fethedince deniz ticareti dramatik bir şekilde azaldı.
Ortaya çıkan ekonomik durgunluk, birçok Kaunoslunun başka yerlere göç etmesine neden oldu. 15. yüzyılda Türkler Karya'nın kuzeyindeki tüm bölgeyi ele geçirdi ve Kaunos birsıtmasalgınıyla vuruldu. Bu durum şehrin terk edilmesine yol açtı. Antik şehir bir depremde ağır hasar gördü ve yavaş yavaş kum ve yoğun bitki örtüsüyle kaplandı. Şehir unutuldu, ta ki birKraliyet Donanması araştırmacısı olanRichard Hoskyn, Kaunos Konseyi'nden ve bu şehrin sakinlerinden bahseden bir yasa tableti bulana kadar. Hoskyn 1840'ta kalıntıları ziyaret etti ve 1842'de yayınladığı raporla[12] antik şehir hakkındaki bilgiyi yeniden erişilebilir hale getirdi.[2]
4. yüzyıldan itibaren yerleşikpiskoposlar bilinmektedir.Michel Le Quien tarafından dört piskopostan bahsedilmektedir:[13]
İeroklis'inSynecdemus'u ve 12. veya 13. yüzyıl gibi geç dönemlere aitNotitiae Episcopatuum'un çoğu, Kaunos'uMyra'ya bağlı birsuffragan (yardımcı) piskoposluk olarakLikya'da konumlandırır.[14]

Bu piskoposluk, adının Latinceleştirilmiş hali olanCaunus olarak,Katolik Kilisesi tarafından tanınan Latinunvanlı (titüler) piskoposluklar arasında yer almaktadır.[14][15] 1911'den itibaren, Likya'nın Myra Başpiskoposluğu metropolünün bir suffraganı (yardımcı piskoposu) olarak nominal olarak yeniden kurulmuştur.[16]
1972'den beri boş olan bu makamda,[17] daha önce piskoposluk rütbesinde (en düşük rütbe) iki kişi görev yapmıştır:[16]

Kaunos, hem arkeolojik hem de ekolojik açıdan ilgi çekici bir yerdir.Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yer alan site, olağanüstü manzaralar sunar ve yaban hayatı açısından zengindir. Şehrin kalıntıları Dalyan yakınında,antik Kalbis nehrinin batı kıyısında bulunmaktadır. Arkeolojik sahadaki başlıca görülecek yerler şunlardır:[2]