Başlığın diğer anlamları içinKaracaahmet sayfasına bakınız.
Karacaahmet Sultan Türbesi, Üsküdar
Karaca Ahmet Sultan,Hacı Bektaş Veli’nin yanındadervişlik hizmeti yaptı.Üsküdar sınırları içinde, Gündoğumu Caddesi ile Nuhkuyusu Caddesi'nin birleştiği köşede "Karacaahmet Sultan Dergahı" vetürbesi vardır. TürbeKanuni Sultan Süleyman'ın Bektaşi tarikatına mensup eşiGülfem Hatun tarafından yaptırılmıştır.
İstanbul, Üsküdar'da bulunan ve Türkiye'nin en büyük mezarlığı olan Karaca Ahmet Sultan mezarlığı çok eski bir Yeniçeri ve Bektaşi mezarlığıdır. Üsküdar Nuhkuyusu Caddesi Üzerince türbesi bulunan Kartal Baba, Karaca Ahmet'e bağlı bir Bektaşi Babasıdır.
Dergahın bulunduğu bölge (Çiçekci, Bağlarbaşı, İbrahimağa) 1481 yılında PadişahII. Beyazıd tarafından Karaca Ahmet Sultan Bektaşi Vakfına bağışlanmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Üsküdar Nuhkuyusu Caddesi Üzerinde bulunan ve şu anda tadilat yapılan Kartal Baba Tekkesi ve Kısıklı Nurbaba Caddesi üzerinde bulunan Nurbaba Tekkesi'de Karacaahmet Sultan'ın himayeleri altındaki Bektaşi tekkeleridir.[kaynak belirtilmeli]
Üsküdar Kısıklı Nurbaba caddesi Emniyet sokak üzerinde bulunan meşhur Bektaşi Tekkesisir. 1800'lü yılların sonunda ve 1928 e kadar İstanbul'un en meşhur tekkesi idi. Yakub Kadri Karaosmanoğlu'nun Nurbaba isimli romanı bu tekkedeki hayali olaylar üzerine yazılmıştır.
Üsküdar, Nuhkuyusu caddesinde Askerlik şubesi binasının karşısında bulunan Bektaşi tekkesidir.1480'li yıllarda kurulan Tekke 1826 yılındaki Yeniçeri, Ahi ve Bektaşi Ocaklarının kapatılması esnasında kapatılmış ve PadişahII. Mahmud tarafından tekkeye Nakşi bir şeyh atanmıştır. AncakII. Mahmud'un vefatıyla birlikte Tekke tekrarBektaşilere iade edilmiştir. Günümüzde arazisi üzerine 1970'li yıllarda yapılmış Kartalbaba isimli bir cami, bir apartman ve dükkanlar bulunmaktadır.
Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi. Üsküdar Paşalimanı'nda bulunan şimdikiAbdurrahman Ağa Camii yanında idi. Bu tekke Yeniçeri ve Levent'lerin boğazdaki önemli uğrak yerlerindendir.[1]
^Muhammed Ebû Zehra: Mezhepler Tarihi, Sayfa 225, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2011.(Câ’bir, i’tikad ve imân esasları konusundaCâ’fer-i Sâdık’tan ders almış ve onun i’tikadını benimsemiştir.Câ’bir bin Hayyân,Câf’er-i Sadık’ın îlmini topladığı beşyüz risâlesini bir araya getirerek tek bir kitâp halinde yayınlamıştır.Câ’bir bu risâlelerin, kendisininCâf’er-i Sadık’tan edindiği feyz ve ilhâmlar sayesinde teşekkül ettiğini belirtmiştir.)
^Muhammed Ebû Zehra,Mezhepler Tarihi, Sayfa 225, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2011.(İmâm Câ’fer’in Allah’ın mevcûdiyetini bilme gayesi için Kozmoloji ilmiyle uğraştığını bildiren deliller vardır. Elde ettiği bilgileri Allah’ın vahdaniyetini isbat etmek amacıyla kullanmıştır. Bu konuda,İmâm Câ’fer-i Sadık,Kur'an’in evren ve tabiât hakkında bilgiler vererek insanları düşündürme methodunu uygulamıştır. Mufaddal bin Amra’ya yazdırdığı “Risalet-ût Tevhîd” adlı kitabında tabiât olaylarının insanın hizmetine sunulmuş olduğunu öne sürerek, hepsinin bir yaratıcının eseri olması gerekliliği hakkında yürüttüğü fikirlerini savunmuştur.)
^Nûru’l-ulûm, s. 190; Nefahat tercümesi, s. 330; Attâr, Tezkiretü’l-evliyâ, c. II, s. 202; Sem’anî, Kitâbü’l-ensâb, 194b; Hucviri, Keşfü’l-mahcûb, tercüme, Nicholson, London, s. 161, Nâme-i Dânişveran, C. I, s. 185.(Ebû’l Hasan el-Harakânî’nin asıl adı Ali bin Câ’fer’dir. Meşhur sûfilerden olup, Bistam civarında “Harakan” adı verilen bir köyde H. 350 / M. 962 yılında doğmuştur. Mezarı H. 987/M. 1580’de Vezir Mustafa Paşa’nın memur olduğu Acem seferi esnasında Kars yakınlarında bulunmuştur. Önce çobanlık etmiş, sonra da çiftçilik ve nakliye işleriyle uğraşmıştır. Kur’an okumaktan başka bir tahsili yoktur.Ebâ Yezid-î Bistâmî’ye müntesiptir. Kendisi Arap sûfilerinin etkilerinden az çok kurtulanlardan biri olarak sayılır.Gazneli Sultan Mahmud başta olmak üzereİbn-i Sina gibi ünlü filozoflar tarafından ziyaret edilmiştir. 10 Muharrem 425 / 4 Ocak 1033 tarihinde vefat etmiştir.)
^Barthold, W.,İslâm Medeniyeti Tarihi,Professör Dr. Fuad Köprülü’nün Geniş, izah, düzeltme ve ilâvelerle tercümesi, Sayfa 192, Türk Tarih Kurumu Baskısı, Ankara, 1963.
^Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî,İkd’ûl-Cûmman.(Baba İshak’ınBaba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olan Aybek Baba’nın müridi olduğunu belirtmektedir.)
^Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî,İkd’ûl-Cûmman.(Sarı Saltık Baba’nınBaba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olduğunu belirtmektedir. Çehariyâr’ın diğer üçü Lokman Baba, Aybek Baba ve Behlül Baba’dır.)
^Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî,İkd’ûl-Cûmman.(Aybek Baba’nınBaba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olduğunu belirtmektedir. Çehariyâr’ın diğer üçü, Saltık Baba, Lokman Baba ve Behlül Baba’dır.)
^Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî,İkd’ûl-Cûmman.(Burak Baba’nınBaba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olan Aybek Baba’nın müridi olduğunu belirtmektedir.)