1801 yılında keşfedilen ilk küçük gezegenCeres'tir, fakat Ceres, önce 'gezegen' olarak, kısa bir süre sonra da 'asteroit' olarak sınıflandırılmıştır. Küçük gezegen terimi, 1841 yılına kadar kullanılmadı ve 1932 yılına kadar bir 'gezegen' alt kategorisi olarak kabul edildi.[4]Planetoit terimi de, özellikle IAU'nun 2006'dan bericüce gezegenler olarak adlandırdığı daha büyük, gezegenimsi cisimler için kullanılmıştır.[5][6] Tarihsel olarakasteroit,küçük gezegen veplanetoit terimleri az çok eşanlamlı hale gelmiştir.[5][7] Bu terminoloji, özellikle asteroit olarak değerlendirilmeyen,Neptün ötesi cisimler gibiJüpiter yörüngesinin ötesindeki sayısız küçük gezegenin keşfiyle daha karmaşık hale gelmiştir.[7] Gaz açığa çıkararak bir kuyruk oluşturduğu görülen bir küçük gezegen,kuyruklu yıldız olarak da sınıflandırılabilir. Hem uçucu bileşenlere sahip olarak kuyruklu yıldız özelliği gösteren, ancak Güneş'e yakın olmaması nedeniyle bir kuyruk oluşturmayarak halihazırda bir küçük gezegen olan cisimler iseCentaur'lar olarak sınıflandırılmaktadır.[8]
Güneş sisteminde yüzbinlerce küçük gezegen keşfedilmiş ve her ay yaklaşık yüzden fazla cisim keşfedilmeye devam edilmektedir. Küçük Gezegen Merkezi 441 milyon gözlem neticesinde, cismin numaralandırılmasına imkan sağlayan biçimde yörüngesi tutarlı olarak tespit edilen 680 bin cisim dahil toplamda 1.3 milyon cismin bulunduğunu raporlamıştır.[2][3] Bu cisimlerin 24.695 tanesi iseisimlendirilmiştir.[10] Şubat 2024 itibarıyla, henüz isimlendirilmemiş en küçük numaralandırılmış cisim(4596) 1981 QB;[11] en büyük numaralandırılmış ve isimlendirilmiş cisim ise(638676) Žižek (2016 CJ185)'tir.[12]
Dünya'ya yakın cisim (NEO) grupları ve özellikleri
Sayılarının fazla olmasına bağlı olarak çok çeşitli küçük gezegen popülasyonları bulunmaktadır:
Dünya'ya yakın asteroitler, Mars'ın yörüngesinin içine doğru yönelen bir yörüngeye sahip cisimlerdir. Yörünge mesafelerine göre farklı alt sınıflara ayrılmaktadırlar:[13]
Atira veya Apohele asteroitleri, Dünya'nıngünberi mesafesi içinde kalan bir yörüngeye sahip olmaları nedeniyle tamamen Dünya'nın yörünge mesafesi içinde bulunan cisimlerdir.
Apollo asteroitleri, yarı büyük ekseni Dünya'nınkinden daha büyük olan ve günberi mesafesi 1,017 AU veya daha kısa olan asteroitlerdir. Aten asteroitleri gibi, Apollo asteroitleri deDünya'nın yörüngesinden geçen asteroitler arasında yer almaktadır. .
Amor asteroitleri, Dünya'nın yörüngesine uzaktan yaklaşan ancakDünya'nın yörüngesiyle kesişmeyen Dünya'ya yakın asteroitlerdir. Amor asteroitleri, yarı büyük eksenlerinin Dünya'nın yörüngesi ileasteroit kuşağı arasında nereye düştüğüne bağlı olarak dört alt gruba ayrılır.
Mars truvaları, Mars'ın ile eş yörüngeli ve kütleçekimsel olarak ona kilitlenmiş asteroitler. 2024 yılı itibarıyla bu türdeMPC tarafından tanınan 16 adet asteroit bulunmaktadır.[16]
Asteroit kuşağı cisimleri,Mars ve Jüpiter arasında kalan ve ana kuşak olarak da adlandırılan bölgede, kabaca dairesel yörüngeler izleyen asteroitlerin bulunduğu kısımda yer alan gruptur.
Jüpiter truvaları,Jüpiter ile eş yörüngeli ve kütleçekimsel olarak ona kilitlenmiş asteroitler. Popülasyon olarak asteroit kuşağı asteroitlerine eşit sayıda oldukları tahmin edilmektedir.
Centaurlar, dış Güneş Sistemi'nde Jüpiter veNeptün arasında yer alan cisimler.Dev gezegenlerin çekim etkisi nedeniyle kararsız yörüngelere sahiptirler ve bu nedenle başka bir yerden, muhtemelen Neptün'ün dış bölgelerinden çekilmiş oldukları tahmin edilmektedir.[17]
Neptün truvaları, Neptün ile eş yörüngeli ve kütleçekimsel olarak ona kilitlenmiş cisimlerdir. Güncel olarak çok az sayıda cisim tespit edilmiş olmasına rağmen, Neptün truvalarının asteroit kuşağındaki asteroitlerden veya Jüpiter truvalarından daha fazla sayıda olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.[18]
Kuiper kuşağı, Güneş'ten yaklaşık 55 AU uzaklıktaki yörüngelerde, belirgin şekilde azalan bir popülasyona sahip nesneler.
Cubewanos olarak da bilinencüce gezegenMakemake gibi klasik klasik Kuiper kuşağı nesneleri, Neptün ilerezonans halinde olmayan basit, nispeten dairesel yörüngelerdedir.
Güneş sistemindeki tümastronomik cisimlerin ayırt edici isimlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.Küçük gezegenlerin adlandırılması üç adımlı bir süreçle yürütülmektedir. İlk olarak, keşif sonrası cisme birgeçici adlandırma tanımlanır. Bunun nedeni cismin varlığının halen daha yanlışlanabilme veyaortadan kaybolma ihtimali bulunmasıdır.Gözlem yayının cismin gelecekteki konumunu tespit edilebilecek ölçüde öngörülebilmesi halinde cisim resmi olarak adlandırılır ve numaralandırılır. Son olarak, keşfedenler tarafından cisim isimlendirilir. Bununla birlikte tüm cisimlerin çok az bir kısmı isimlendirilebilmiştir. Keşfedilen cisimlerin büyük çoğunluğu halen daha geçici tanımıyla veya numarasıyla anılmaktadır. Adlandırma sürecine ilişkin bir örnek aşağıda yer almaktadır:
1932 HA – 24 Nisan 1932 tarihindeki keşfinin ardından verilen geçici adlandırma
(1862) 1932 HA – resmi adlandırma, resmi numaralandırma
1862 Apollo – isimlendirme, bu halinde sıralı numarası düşürülür
Yeni keşfedilen bir küçük gezegene geçici bir adlandırma yapılmaktadır. Örneğin, Amor grubu içinde yer alan bir Dünya'ya yakın cisim olan2002 AT4 adlı cismin geçici tanımı, keşif yılını (2002), keşfin ayın hangi yarısında yapıldığının alfanumerik kodunu (A) ve keşif sırasını(T4) bilgilerini içermektedir. Bu cisim, 2002 yılının Ocak ayının ilk yarısında (1-15 Ocak; "A" harfinin karşılığı) keşfedilen 119'uncu ((4*25)+19("T" harfinin karşılığı)) cisimdir. Detaylı hesaplama için bkz.Modern geçici adlandırma. Cismin yörüngesi onaylandığında geçici adlandırmanın önüne bir numara atanır. İlerleyen süreçte de bu cisim isimlendirilebilir. (Ör.433 Eros) Resmi adlandırma konvansiyonu numaraları parantez içerisinde gösterirken, parantez olmaksızın gösterim oldukça yaygındır. Resmi olmayan biçimde, akan metinde bir isim tekrarlandığında numaranın tamamen atılması veya ilk geçtiği yerden sonra atılması yaygındır.
Numaralandırılmış ancak isimlendirilmemiş küçük gezegenler geçici adlandırmalarını korumaya devam eder. Örn.(29075) 1950 DA. Modern keşif yöntemleri sayesinde oldukça fazla sayıda asteroit keşfi yapılmakta olup, artan şekilde bu cisimler isimsiz kalmaktadır. İsimlendirilmemiş en eski cisim olan(3360) 1981 VA yakın zamanda3360 Syrinx olarak isimlendirilmiştir. Kasım 2006'da bu ünvan şu anda3708 Socus olarak isimlendirilen(3708) 1974 FV1'e geçmiştir.(4596) 1981 QB ise günümüzde (Nisan 2024) isimlendirilmemiş en eski keşfedilen cisimdir. Nadir durumlarda, bir küçük cismin geçici tanımı kendi başına bir isim olarak kullanılabilir: Ocak 2018'de15760 Albion olarak adlandırılmadan önce, o tarihte isimsiz olan(15760) 1992 QB1klasik Kuiper kuşağı cisimleri ("cubewanos") olarak bilinen bir grup cisme "ismini" vermiştir.[19]
Kimi cisimler ise hem kuyruklu yıldız hem de bir asteroit olarak tanımlanmaktadır.4015 Wilson–Harrington adlı cisim aynı zamanda107P/Wilson–Harrington adıya bir kuyruklu yıldız olarak listelenmektedir.
Küçük gezegenler, yörüngeleri tam olarak hesaplanıp onaylandıklarında numaralandırılırlar. Keşif sayısının yüksek oranda artmasıyla birlikte halihazırda altı rakamlı numaralar bu cisimlere atanmaktadır. 19 Ekim 2005 tarihli Küçük Gezegen Merkezi yayınıyla ilk olarak beş rakamlı numaralardan altı rakamlı numaralara geçiş yapılmıştır.[9]
İlk birkaç asteroideYunan veRoma mitolojisinden karakterlerin isimleri verilmiş, ancak zamanla bu isimler tükenmeye başladığından ünlü kişilerin, edebi karakterlerin, kaşiflerin eşlerinin, çocuklarının, meslektaşlarının ve hatta televizyon karakterlerinin isimleri kullanılmaya başlanmıştır.
Mitolojik olmayan bir isim verilen ilk asteroit, adınıMarsilya şehrinin Yunanca adından alan20 Massalia'dır.[20] Tamamen klasik olmayan bir isim verilen ilk asteroit ise, adınıNapolyon III'ün eşi İmparatoriçeEugénie de Montijo'dan alan45 Eugenia'dır. Bir süre sadece dişi (ya da dişileştirilmiş) isimler kullanılmıştır;Alexander von Humboldt kendi adını taşıyan bir asteroide sahip olan ilk erkektir, ancak adı54 Alexandra olarak dişileştirilmiştir. Söze dökülmeyen bu gelenek334 Chicago'ya kadar sürmüştür.
Asteroitlerin sayısı yüzleri ve nihayetinde binleri bulmaya başladıkça, kaşifler onlara giderek daha anlamsız isimler vermeye başladılar. Bunun ilk işaretleri482 Petrina ve483 Seppina'nın keşfedenin evcil köpeklerinin isimlerini almalarıydı. Ancak, 1971 yılında2309 Mr. Spock'ın (kaşifin kedisi) isimlendirilmesine kadar bu konuda çok az tartışma yaşanmıştır.IAU daha sonra evcil hayvan isimlerinin kaynak olarak kullanılmasını engellemiş olsa da,[21]4321 Zero,6042 Cheshirecat,9007 James Bond,13579 Allodd,24680 Alleven ve26858 Misterrogers gibi eksantrik asteroid isimleri hâlâ önerilmekte ve kabul edilmektedir.
Kuyrukluyıldızların aksine, küçük gezegenlere kaşiflerinin adlarının verilemeyeceği yerleşmiş bir kuraldır. Bu kuralı aşmanın bir yolu, gökbilimcilerin keşiflerine birbirlerinin isimlerini verme nezaketini göstermeleri olmuştur. Bu kuralın nadir istisnaları1927 Suvanto ve96747 Crespodasilva'dır.1927 Suvanto, kaşifiRafael Suvanto'nun ölümünden sonraKüçük Gezegen Merkezi tarafından isimlendirilmiştir. Keşiften dört yıl sonra 1939-40 Finlandiya kış savaşının son günlerinde ölmüştür.[22]96747 Crespodasilva keşiften kısa bir süre sonra 22 yaşında öldüğü için kaşifiLucy d'Escoffier Crespo da Silva'nın adıyla anılmıştır.[23][24]
İsimler başlangıçtan itibaren çeşitli dillere uyarlanmıştır.1 Ceres, bir Anglo-Latin adı olanCeres, aslında adın İtalyanca biçimi olanCerere olarak adlandırılmıştır. Almanca, Fransızca, Arapça ve Hintçe, bu cismin ismini İngilizceye benzer biçimler kullanırken, Rusça ise İtalyancaya benzer bir biçim olanTserera'yı kullanır. Yunancada bu isim Roma tanrıçası Ceres'in Yunanca karşılığı olan Δήμητρα'ya(Demeter) çevrilmiştir. İlk yıllarda, çatışmalara neden olmaya başlamadan önce, Romalı figürlerin adını taşıyanasteroitler genellikle Yunancaya çevrilmiştir; diğer örnekler3 Juno için Ἥρα (Hera),4 Vesta için Ἑστία (Hestia),8 Flora için Χλωρίς (Chloris) ve37 Fides için Πίστη (Pistis).
Kuyruklu yıldızların ve küçük gezegenlerin fiziksel özellikleri
Uluslararası Astronomi Birliği'nin 15 numaralı komisyonu[25] Kuyruklu yıldızlar ve Küçük Gezegenlerin Fiziksel Çalışmasına atfedilmiştir.
Kuyruklu yıldızların ve küçük gezegenlerin fiziksel özelliklerine dair arşiv verileri PDS Asteroit ve Toz Arşivinde bulunabilir.[26] Bu arşiv; ikili sistemlerin özellikleri, tutulma zamanlaması, çap, yoğunluk, dönme süreleri, yüzey sıcaklıkları, albedo, hız vektörleri, taksonomi, mutlak parlaklık ve yükseltiler gibistandart asteroit özelliklerini kapsamaktadır. Buna ilave olarak, asteroit araştırma gruplarının bir çatı kuruluşu olan European Asteroid Research Node (E.A.R.N.) tarafından Dünya'ya Yakın Asteroitlerin Fiziksel ve Dinamik Özellikleri Veritabanı projesi yürütülmektedir.[27]
Çevresel özelliklerin üç yönü vardır:uzay ortamı,yüzey ortamı ve jeolojik, optik, termal ve radyolojik gibi çevresel özellikler de dahil olmak üzereiç ortam; bunlar küçük gezegenlerin temel özelliklerini anlamak, bilimsel araştırma yapmak için bir temel oluşturur ve aynı zamanda keşif görevlerinin görev yükünü tasarlamak için önemli bir referans kaynağıdır.
Genellikle birdönme periyodu boyunca küçük gezegeninalbedosu, düzensiz şekli ve malzeme bileşiminin eşit olmayan dağılımı nedeniyle biraz değişecektir. Bu küçük değişiklik, yer tabanlı ekipmanlarla gözlemlenebilen cisminışık eğrisinin periyodik değişimine yansıyacak ve böylece gezegeninbüyüklüğü,dönüş periyodu,dönüş ekseni yönelimi, şekli, albedo dağılımı ve saçılma özellikleri elde edilebilecektir. Küçük gezegenlerinalbedosu genellikle düşüktür ve genel istatistiksel dağılımC tipi (ortalama 0,035) veS tipi (ortalama 0,15) küçük gezegenlere karşılık gelmek üzere iki boyutludur.[29] Küçük gezegen keşif görevinde, gezegen yüzeyinin albedosunu ve renk değişimlerini ölçmek, gezegen yüzeyinin malzeme bileşimindeki farkı doğrudan bilmek için de en temel yöntemdir.[30]
Küçük gezegenlerin yüzeyindeki jeolojik ortam diğer korunmasız gök cisimlerininkine benzemektedir; mevcut en yaygın jeomorfolojik özellik çarpma kraterleridir: ancak, küçük gezegenlerin çoğunun gevşek ve gözeneklimoloz yığını yapılar olması, küçük gezegenlerin yüzeyindekiçarpma eylemine benzersiz özellikler kazandırmaktadır. Oldukça gözenekli olan küçük gezegenlerde, küçük çarpma olayları yaygın çarpma olaylarına benzer sıçrama örtüleri üretir: oysa büyük çarpma olaylarına sıkıştırma hakimdir ve sıçrama örtülerinin oluşması zordur ve gezegenler bu tür büyük darbeleri ne kadar uzun süre alırsa, genel yoğunluk o kadar artar.[31] Ayrıca,çarpma kraterlerinin istatistiksel analizi, bir gezegen yüzeyinin yaşı hakkında bilgi edinmenin önemli bir yoludur. Küçük gezegen yüzeylerinde yaygın olarak kullanılan Krater Boyut-Frekans Dağılımı (Crater Size-Frequency Distribution-CSFD) tarihleme yöntemi mutlak yaşların elde edilmesine izin vermese de, karşılaştırma için farklı jeolojik cisimlerin göreceli yaşlarını belirlemek için kullanılabilir.[32] Darbeye ek olarak, küçük gezegenlerin yüzeyinde,[33] eğimli yamaçlarda ve çarpma krateri duvarlarındakütle kaybı,[34]grabenle ilişkili büyük ölçekli doğrusal özellikler,[35] ve tozun elektrostatik taşınması gibi çeşitli başka zengin jeolojik etkiler de bulunmaktadır.[36] Küçük gezegenlerin yüzeyindeki çeşitli jeolojik süreçleri analiz ederek, bu aşamadaki olası iç faaliyetler ve dış çevreyle uzun vadeli etkileşim hakkında bazı temel evrimsel veriler hakkında bilgi edinmek mümkündür, bu da ana gövdenin kökeninin doğası hakkında bazı göstergelere işaret edebilir. Büyük gezegenlerin çoğu genellikle kalınlığı bilinmeyen bir toprak tabakasıyla(regolit) kaplıdır.
Güneş sistemindeki diğer atmosfersiz cisimlerle (örneğinAy) karşılaştırıldığında, küçük gezegenler daha zayıf çekim alanlarına sahiptir ve ince taneli malzemeyi tutma kabiliyetleri daha azdır, bu da biraz daha kalın bir yüzey toprak tabakası boyutuyla sonuçlanır.[37] Toprak katmanları kaçınılmaz olarak, çevreleyen uzay ortamına doğrudan maruz kalmaları nedeniyle fiziksel ve kimyasal özelliklerini değiştiren yoğunuzay ayrışmasına maruz kalırlar.Silikat bakımından zengin topraklarda,demirin dış katmanları, uzay ayrışmasının ana ürünü olan nano faz demire (np-Fe) indirgenir.[38] Bazı küçük gezegenlerin yüzeyleri, daha zayıf yerçekimi nedeniyle, çapları 100 metreye kadar değişen boyutlarda kayalar olarak daha fazla açığa çıkar.[39] Bukayalar, çarpma etkisiyle kazılan derin gömülü malzeme veya gezegenin ana gövdesinin varlığını sürdüren parçaları olabileceğinden, yüksek derecede akademik öneme sahiptir. Kayalar, küçük gezegenin içindeki malzeme ve ana gövdesinin doğası hakkında toprak katmanından daha doğrudan ve daha ilkel bilgiler sağlar ve kayaların farklı renkleri ve biçimleri, küçük gezegenin yüzeyindeki farklı malzeme kaynaklarına veya farklı evrimsel süreçlere işaret eder.
Genellikle gezegenlerin iç kısımlarında, iletken sıvının yer değiştirmesi büyük ve güçlü birmanyetik alan oluşturur. Ancak, küçük gezegenlerin boyutu genellikle küçüktür ve küçük gezegenlerin çoğu "ezilmiş taş yığını" yapısına sahiptir ayrıca iç kısımlarında temel olarak "dinamo" yapısı yoktur, bu nedenleDünya gibi kendi kendine oluşan biriki kutuplu manyetik alan oluşturmayacaktır. Ancak bazı küçük gezegenlerin manyetik alanları bulunmaktadır - bir yandan, bazı küçük gezegenlerin kalıcımanyetizması da vardır: Ana gövdenin bir manyetik alanı varsa ya da yakındaki gezegensel cisim güçlü bir manyetik alana sahipse, ana gövdedeki kayalar soğuma süreci sırasında mıknatıslanacak ve ana gövdenin parçalanmasıyla oluşan gezegen hala kalıcılığını koruyacaktır,[40] bu aynı zamanda küçük gezegenlerden gelen dünya dışımeteoritlerde de tespit edilebilir;[41]
Öte yandan, küçük gezegenler elektriksel olarak iletken malzemeden oluşuyorsa ve iç iletkenlikleri karbon veya demir içeren meteoritlerinkine benziyorsa, küçük gezegenler ile güneş rüzgarı arasındaki etkileşim muhtemelentek kutuplu indüksiyon olacak ve bu da küçük gezegen için bir dış manyetik alanla sonuçlanacaktır.[42]
Buna ek olarak, küçük gezegenlerin manyetik alanları statik değildir; çarpma olayları, uzaydaki ayrışma ve termal ortamdaki değişiklikler küçük gezegenlerin mevcut manyetik alanlarını değiştirebilir. Şu anda, küçük gezegen manyetik alanlarına ilişkin çok fazla doğrudan gözlem bulunmamaktadır ve mevcut birkaç gezegen tespit projesi genellikle manyetometreler taşımaktadır;Gaspra[43] veBraille[44] gibi bazı hedeflerin yakınında güçlü manyetik alanlar olduğu ölçülürken,Lutetia gibi diğerlerinin manyetik alanı yoktur.[45]
^Evvela küçük gezegenler olarak keşfedilip sınıflandırılan ancak daha sonra kuyruklu yıldız olduğu keşfedilen cisimler (genelliklecentaurlar), hem küçük gezegenler hem de kuyruklu yıldızlar olarak listelenir. Evvela kuyruklu yıldız olarak keşfedilen cisimler ise çift olarak sınıflandırılmaz.
^abPlanet, asteroid, minor planet: A case study in astronomical nomenclature, David W. Hughes, Brian G. Marsden,Journal of Astronomical History and Heritage10, #1 (2007), s. 21–30.Bibcode: 2007JAHH...10...21H
^Mike Brown, 2012.How I Killed Pluto and Why It Had It Coming
^KROHN, K; JAUMANN, R; STEPHAN, K (2012). "Geologic mapping of the Av-12 sextilia quadrangle of asteroid 4 Vesta".EGU General Assembly Conference Abstracts. s. 8175.Bibcode:2012EGUGA..14.8175K.
^MAHANEY, W C; KALM, V; KAPRAN, B (2009). "Clast fabric and mass wasting on minor planet 25143-Itokawa: correlation with talus and other periglacial features on Earth".Sedimentary Geology. ss. 44-57.doi:10.1016/j.sedgeo.2009.04.007.
^BUCZKOWSKI, D; WYRICK, D; IYER, K (2012). "Largescale troughs on Vesta: a signature of planetary tectonics".Geophysical Research Letters.39 (18). ss. 205-211.Bibcode:2012GeoRL..3918205B.doi:10.1029/2012GL052959.
^RICHTER, I; BRINZA, D; CASSEL, M (2001). "First direct magnetic field measurements of an asteroidal magnetic field: DS1 at Braille".Geophysical Research Letters.28 (10). ss. 1913-1916.Bibcode:2001GeoRL..28.1913R.doi:10.1029/2000GL012679.