Karşı aydınlanmanın önemli bir figürü olan Maistre,[3] monarşiyi hem ilahi olarak onaylanmış bir kurum hem de tek istikrarlıhükûmet biçimi olarak görüyordu.[4]Bourbon Hanedanı'nın Fransa tahtına geri getirilmesi ve Papa'nın dünyevi konularda nihai otoritesinin tesisi için çağrıda bulundu. Maistre, 1789 Fransız Devrimi'nin akabinde ortaya çıkan başıbozukluk ve yaşanan kanlı olaylardan, doğrudan doğruyaHristiyanlığınrasyonalist reddinin sorumlu olduğunu ileri sürdü.
Maistre, 1753 yılında, o dönemSavoy Hanedanlığı tarafından yönetilenSardinya-Piemonte Krallığı'nın bir parçası olanSavoy Dükalığı'na bağlıChambéry'de dünyaya geldi. Maistre'in ailesi,Fransız veİtalyan köklerine sahipti. Büyükbabası André (Andrea) Maistre'in annesi Margarita (doğumdaki soyadı Dalmassi) ve babası FrancescoNice'li idi. Büyükbabası (o zamanlar Savoy Hanedanı'nın yönetimindeki) Nice'te manifaturacılık ve meclis üyeliği yapmış; 1740'ta Chambéry'ye taşınan babası François-Xavier ise sulh hâkimliği ve senatörlük görevlerinde bulunduktan sonra, Sardinya-Piemonte Kralı tarafındankont unvanına layık görülmüştü. Anne tarafının soyadı Desmotz'du ve aile Rumilly'liydi. Subay olan küçük kardeşiXavier ise ünlü bir yazardı.
Maistre, ilk olarak devrimden sonra ateşli bir biçimde savunuculuğunu yapacağıCizvitlerin tedrisatından geçti. 1774 yılındaTorino Üniversitesindehukuk tahsilini tamamladıktan sonra, babasının izinden giderek 1787'desenatör oldu.
1774-1790 yılları arasında Chambéry'deki ilericiİskoç Riti Mason Locası'nın bir üyesi olan Maistre, esasen Fransa'da siyasi reformdan yanaydı ve bu yüzdenKral XVI. Louis'ninGenel Meclisi (États généraux) toplaması yönündeki baskı çabalarına destek veriyordu. Öte yandan, Genel Meclisinaristokrasiyi, din adamlarını ve halkı, Ulusal Kurucu Meclis olarak tek bir yasama organında birleştirme kararı Maistre'i oldukça telaşlandırdı. 4 Ağustos 1789'da çıkarılan Ağustos Kararnameleri'nin ardından Maistre, Fransa'daki siyasi olayların seyrine kati surette karşı çıktı. İhtilalden sonraki kaotik ortam, yeni fikirlere olan ilgi ve hoşgörüsünü tamamen sarsmıştı.
İhtilalden sonra Chambéry'ye giden Maistre, 1792'deFransız Devrim Ordusu Chambéry'yi ele geçirince buradan ayrılarakTorino'ya gitti. Fakat kraliyet sarayında kendisine bir mevki temin edememesi sebebiyle ertesi sene geri döndü. Fransız kontrolündeki rejimi desteklememe karar alan Maistre, bu kezİsviçre'ninLozan kentine yola çıktı. BuradaMadame de Staël'in evindeki entelektüel toplantılardasiyaset veteoloji üzerine tartışmalara katıldı ve bir karşı devrimci olarak yazarlık yolculuğuna başladı.
Maistre, Lozan'danVenedik'e, oradan daCagliari'ye geçti; Fransız ordularının Torino'yu ele geçirmesi üzerine, Sardinya Krallığı'nın kraliyet sarayı ve hükûmeti buraya taşınmıştı. Maistre'in Fransa'ya olan bağlılığı, Cagliari sarayında yükselmesine mâni oldu. 1802'deÇar I. Aleksandr tahttayken elçi olarakSankt-Peterburg'a gönderildi. Diplomatik sorumluluklarının çok fazla olmaması, aristokrat ve varlıklı tüccar çevrelerinde sevilen bir sima hâline gelmesine olanak tanıdı. Öyle ki arkadaşlarından bazılarınıKatolikliğe döndürdü vesiyaset felsefesi üzerine oldukça ses getiren eserlerini burada kaleme aldı.
Maistre'in diplomatik hatıratında ve kişisel yazışmalarında yer verdiğiRus yaşamına dair gözlemler,Tolstoy'unSavaş ve Barış romanına kaynaklık etmiştir.Napolyon'un yenilgiye uğraması neticesinde,Viyana Kongresi hükümlerince,Piemonte veSavoy'un tekrarSavoy Hanedanı'nın hâkimiyetine girmesinin ardından, Maistre 1817'de Torino'ya geri döndü ve ölene kadar burada sulh hâkimliği ve devlet bakanlığı görevlerinde bulundu. 26 Şubat 1821'de öldü ve naaşı Cizvit kilisesine defnedildi.
Maistre,Considérations sur la France (Fransa Üzerine Düşünceler, 1797) adlı eserinde, Fransa'nın yeryüzünde iyilik ve kötülüğün yayılmasında başlıca araç olarak ilahi bir misyona sahip olduğunu iddia etti. 1789 Devrimi'ni; monarşinin, aristokrasinin ve genel olarakeski rejimin (ancien régime), Fransız medeniyetinin etkisini insanlığın yararına yönlendirmek yerine, 18. yüzyıl filozoflarınınateist doktrinlerini desteklemesinin sonucu olarak vuku bulan hikmetli bir hadise olarak yorumladı. Ona göre,Terör Dönemi'nde işlenen cürümler, hemaydınlanma düşüncesinin mantıksal bir sonucuydu hem de tanrısal bir cezaydı.
Maistre'in bir gravürü
Maistre,Du Pape (Papa Üzerine, 1819) adlı kitabında, hükûmeti rasyonel gerekçelerle meşrulaştırmaya yönelik her girişimin yalnızca mevcut hükûmetin meşruiyeti ve liyakati hakkında çözümsüz tartışmalara yol açacağını ve bunun da şiddet ve kaosla sonuçlanacağını belirtir. Ona göre yasalar, insan aklının ürünü değildir; kaynağını Tanrı'da bulur ve zamanla tekâmül eder. Sonuç olarak Maistre, hükûmetin meşruiyetinin tebaa tarafından sorgulanamaz ama aynı zamanda tebaayı da ikna eden temellere dayanması gerektiğini savunur. Savunmasına, siyasi otoritenin kaynağını dinden alması gerektiğini ve bu dinî otoritenin nihayetindepapaya ait olmasının zaruri olduğunu belirterek devam eder.
Maistre'in yazılarındaki yenilik,monarşik ve dinî otoriteyi coşkulu bir şekilde savunması değil, nihai otoritenin belirleyici eylemde bulunabilecek bir kişiye ait olması için gereken pratik ihtiyaçları belirlemesinin yanı sıra, bu otoritenin meşruiyetinin toplumsal temellerinin analizini de sunmasıdır. Maistre'in otorite sorununa ve meşruiyetine ilişkin analizi,Auguste Comte veHenri de Saint-Simon gibi erken dönem sosyologların bazı kaygılarının habercisidir.
Soirées de St. Pétersbourg (1821), Platonik diyalog formunda yazılmış birteodisedir. Maistre, kitabında kötülüğün ilahi planda bir yeri olduğu için var olduğunu öne sürer. Buna göre, masumların akan kanı, suçluların günahlarının kefareti olacak ve insanları Tanrı'ya yönlendirecektir. Maistre bunu, insanlık tarihinin gizemli olduğu kadar sorgulanamaz bir yasası olarak görür.Examen de la Philosophie de Bacon (Bacon Felsefesinin Tetkiki, 1836) ise Maistre'in yıkıcı aydınlanma düşüncesinin kaynağı olarak gördüğüFrancis Bacon'un felsefesinin bir eleştirisidir.
Maistre,Anglo-İrlandalı devlet adamı ve filozofEdmund Burke ile birlikte Avrupa muhafazakârlığının kurucularından biri olarak kabul edilir. Ancak onun otoriter muhafazakârlık anlayışı, 19. yüzyıldan başlayarak Burke'ün daha liberal muhafazakârlığına kıyasla etkisini yitirmiştir. Bununla birlikte, Maistre'in bir yazar ve polemikçi olarak sahip olduğu yetenekler, onun her dönem okunmasını sağlamıştır.
1910 tarihliKatolik Ansiklopedisi, Maistre'in üslubunu "güçlü, kıvrak, pitoresk" olarak tanımlar ve üslubundaki canlı mizahın onun dogmatik tavrını yumuşattığını belirtir.[5]
Émile Faguet, Maistre'i "azılı bir mutlakiyetçi, öfkeli bir teokrat, uzlaşmaz bir meşruiyetçi; papa, kral ve cellattan oluşan korkunç bir üçlünün havarisi, her zaman ve her yerde en zor, en dar ve en esnek dogmatizmin bayrak taşıyıcısı, Orta Çağ'dan karanlık bir figür, kısmen bilgili bir doktor, kısmen engizisyoncu, kısmen de cellat" olarak tasvir eder.
Ona hayran olanlar arasında, kendisini Savoylu karşı devrimcinin öğrencisi olarak gören ve düşünmeyi ondan öğrendiğini söyleyen şairCharles Baudelaire de vardır.[6] George Saintsbury, onu "tartışmasız on sekizinci yüzyılın en büyük düşünür ve yazarlarından biri" olarak nitelendirir.[7] Maistre, ayrıcaİspanyol siyasi düşünür Juan Donoso Cortés ve daha sonra Fransız monarşist Charles Maurras ve onun karşı devrimciFransız Eylem Hareketi üzerinde güçlü bir etki yaratmıştır.
Carolina Armenteros'a göre, Maistre'in yazıları sadece muhafazakâr siyasi düşünürleri değil, aynı zamanda ütopiksosyalistleri de etkiledi.[8]Auguste Comte veHenri de Saint-Simon gibi ilk dönem sosyologlar, Maistre'in sosyal uyumun ve siyasi otoritenin kaynakları hakkındaki düşüncelerinin kendileri üzerindeki etkisini açıkça kabul ettiler.
^Baudelaire, Charles; Smith, T. R. (Thomas Robert) (1919).Baudelaire : his prose and poetry. The Centre for 19th Century French Studies - University of Toronto. New York : Boni and Liveright.