Şehzadeliğinde iyi bir tahsil gördü. Kardeşi SultanIV. Mehmed zamanındasarayda hususi hocalardan ders aldı. Hayatının kırk yılını bir dairede hapis geçiren Sultan II. Süleyman, IV. Mehmed'in tahttan indirilmesi üzerine, 8 Kasım 1687'de Osmanlı sultanı oldu. II. Süleyman, Osmanlı tarihinde en uzun süre veliaht olarak bekleyen padişahtır ve tahta geçirileceği zaman buna inanmamış, öldürüleceğini zannederek muhafızlara direnmiştir.[1][2]
Osmanlılar tahta geçmeden kısa bir süre önce 1687'dekiikinci Moháç Muharebesi'nde büyük yenilgiye uğradı. 1688'de II. Süleyman,Osmanlı-Habsburg Savaşı sırasında hızla ilerleyenAvusturyalılar'a karşıBabür İmparatoruEvrengzib'den acil yardım istedi, ancak çoğuBabür güçleri Deccan Savaşları'na katıldı ve Evrengzib, Süleyman'ın çaresiz Osmanlı müttefiklerine herhangi bir resmi yardım taahhüdünde bulunma talebini görmezden geldi.[3]
Önceki alkol yasağı (İstanbul ve Galata'da kamuoyu önünde hiçe sayılan) Süleyman'ın yönetiminde uygulamaya konuldu ve Süleyman burada birkaç içki dükkanını yıktırdı ancak bu sadece sahiplerinin daha fazla alkol getirmesine yol açtı.[4]
II. Süleyman tahta çıktıktan sonra askerlere dağıtılacakcülûs bahşişi ileulufelerin ödenmesi konusu ilk sorunu oluşturdu. Güçlükle de olsa ödemelerin yapılabilmesiyle 22 Aralık'ta normal bir divan toplantısı gerçekleştirildi. Ancak İstanbul'da düzen bir türlü kurulamamış, sadrazamın sefer hazırlıklarına başladığı 22 Ocak 1688'de şehirde yeniden kargaşa başlamış ve sadrazamAbaza Siyavuş Paşa zorbalar tarafından azlettirildikten sonra öldürülmüştür. 1 Mart'ta bazı zorbaların Yağlıkçılar Çarşısı'nı yağmalamaya çalışması üzerine halkın da katılımıyla kalabalık bir grup saraya yürüyerek padişahtan zorbaların ortadan kaldırılmasıMuhammed'in sancağını çıkarmasını talep etti.Sancak vak'ası olarak bilinen bu olayda çıkarılan fermanla zorbalar ve onların bu hareketlerine destek veren devlet görevlileri uzak yerlere tayin edildi. Alınan bu önlemler sayesinde II. Süleyman'ın tahta çıkışından itibaren yaklaşık dört ay süren karışıklıklara son verilebildi.
Sultan II. Süleyman, tahta çıktığı zamanOsmanlı ordularındaViyana bozgunu ile başlayan çözülme ve toprak kaybı devam ediyordu.VenedikMora Yarımadası'nı işgal etmiş,Avusturya iseVişegrad,Uyvar veEstergon'un ardından 160 yıllık Osmanlı toprağıBudin'e girmişti.Macaristan'daki Osmanlı hâkimiyeti sona ermek üzere idi. Devletin düştüğü mağlubiyetler hazine gelirleri üzerinde olumsuz tesirler yapıyor veAnadolu'daki eşkıyalık hareketlerini körüklüyordu.Avusturya cephesi serdarıYeğen Osman Paşa bir asi lideri gibiRumeli'de yolsuzluk yapıyor, zorla usulsüz vergiler topluyordu. 8 Eylül 1688'deBelgrad da düştü.
1691 yılı Haziran başında Macaristan seferine çıkacak orduya moral olması amacıyla ağır hastalığına rağmen yola çıkan padişah, 9 Haziran'da Edirne'ye ulaştı. Burada hastalığı iyice artan padişah, 22 Haziran 1691 Cuma günü öldü. Cenazesiİstanbul'a getirilerekSüleymaniye Camii yanındaKanuni Sultan Süleyman türbesine gömüldü.
AnadoluSekban OcağısekbanbaşısıErmeni asıllıYeğen Osman Ağa[5] ileyeniçeriler tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bu darbenin hemen ardından birbirlerine karşı husumet besleyen bu iki ocağın aralarında anlaşamamaları üzerine tekrar bazı isyanlar baş gösterdi.[6] Bu dönemdeRumeli Beylerbeyi olanYeğen Osman Paşa, yeni yönetime karşı ayaklanarakOsmanlı Hükümeti'nin baş düşmanı haline geldiler.
Öte taraftan, yeni sadrazamKöprülü Damadı Abaza Siyavuş Paşa baş vezir olarak başarılı olamamıştı. İstanbul'un çevresinde kamp kuran askerleri denetimi altına almayı başaramadı. Askerler kendilerinecülus bahşişi ödenmesini talep ettiler. Oysa hazine bu ödemeyi yapabilecek durumda değildi. Bu nedenle askerler şehirde bir takım huzursuzluklara sebebiyet verdiler. Her ne kadarKöprülü Damadı Abaza Siyavuş Paşa askerin sadrazam olarak ilk tercihiyse de, yavaş yavaş kendisinden ve kayın biraderi olanKöprülü Fazıl Mustafa Paşa'dan soğumaya başladılar. Neticede 23 Şubat 1688 tarihinde yeniçeriler Siyavuş Paşa'nın evini basarak kendisini öldürdüler. Bu gelişmeler üzerine, önce bir haftalık kısa bir süre için baş vezir vekili tâyin edilenAyaşlı Nişancı İsmail Paşa, 2 Mart 1688 tarihinde Saliha Dilaşub Valide Sultan'ın oğlu padişah II. Süleyman tarafından yeni sadrazam olarak göreve atandı. Bununla beraber başta yolsuzluklar olmak üzere birçok meseleler ile uğraşmak zorunda kalanNişancı İsmail Paşa'nın bu makamda fazla uzun süre kalması mümkün olmadı. Baş düşmanı kendisinden evvel baş vezirlik görevinde bulunanAbaza Siyavuş Paşa'nın kayın biraderi ve gelecekte sadrazam olacak olanKöprülü Fazıl Mustafa Paşa idi. Nitekim,Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'nın yoğun çabaları sonunda 2 Mayıs 1688 tarihindeNişancı İsmail Paşa sadrazamlıktan azledilerek yerine 30 Mayıs 1688 tarihindeTekirdağlı Bekri Mustafa Paşasadrazam olarak atandı.[7] Yeni sadrazam atananBekri Mustafa Paşa çözüm bekleyen pek çetin meseleler ile karşı karşıyaydı. Bu meselelerin en önemlisi deIV. Mehmed'i tahtından indiren darbecilerin hâlâ cezalandırılamamış olmalarıydı.
Bu hadiseler vuku bulurken çoğu Anadolu'dan olmak üzere huzursuz olansekbanların tamamı Yeğen Osman Paşa'nın etrafında toplandılar. Saliha Dilaşub Valide Sultan'ın oğlu padişahın kendisineTemeşvarSeraskerliği teklifini dahi kabul etmeyen Yeğen Osman Paşa'yaBosna Sancağı, amcasına da Hersek Sancak Beyliği verildi. Bunlarla da tatmin olmayan Yeğen Osman Paşa'nın askerleri Rumeli, Yunanistan ve Sırbistan'da kendi yönetimlerindeki toprakları yağmalamaya devam ettiler. Kimi kaynaklara göre Yeğen Osman, Osmanlı Hazinesi'nden de daha zengin hale gelmişti.[8] 1688 yılında Yeğen Osman'ın askerleriSırbistan'da Gračanica Manastırı'nda saklanan Pećka Patrijaršija Hazinesi'ni de yağmaladılar.[9][10]KatolikpiskoposPjetër Bogdani [en]'nin yazdığı bir mektuba göre Yeğen Osman,PećBaşpiskoposu veSırpPatriği olanArsenije Čarnojević [en]'iAvusturya-Macaristan İmparatorluğu'ndanSırplar'ıOsmanlılar'a karşı ayaklanmaya teşvik maksadıyla para aldığı gerekçesi ile kafasını kesmekle tehdit etmişti. İşte böyle bir ortamda, yeni padişah Yeğen Osman'ı yola getirebilmek amacıyla onuBelgrad Valiliği'ne atadı.[11] Gelgelelim, bu atama Yeğen Osman'ı Macaristan Serdarı Hasan Paşa'nın emri altına soktuğundan dolayı bir hayli kızdırdı. Macaristan Serdarı Hasan Paşa'dan emir almayı red ederek Belgrad'a gidenYeğen Osman, Hasan Paşa'nınVračar Tepesi'ndeki karargahını bastı ve kendisini hapsetti.[12][13]
Saliha Dilaşub Valide Sultan'ın oğlu II. Süleyman,Rijeka-Trsat Kalesi [en]'ne girerken.
1688 tarihindeKutsal Roma Cermen İmparatoruLeopold Yeğen Osman'a bir mektup göndererek kendisineOsmanlılar'ın tarafını bırakarakEflak karşılığındaKutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun tarafına geçmesini teklif etti.[12] Yeğen Osman'ınSlavonya ileBosna-Hersek'in tamamı talep etmesi üzerine bir antlaşma sağlanamadı.[14] Avusturyalılar ile Yeğen Osman arasındaki mücaleleler ilerledikçe, Yeğen de neticede kendi askerlerinin sayıca az olduğunu fark ederekSemendire Sancağı'na doğru geri çekilmeye başladı.[15] Burada iki gece geçirdikten sonraSmederevska Palanka [en] üzerindenNiş'e geçti.[16]Niş'tenBâb-ı Âli'ye eğer kendisineOn gün içerisinde askerî ve mâlî yardım gönderilmezseBelgrad'ın düşeceği haberini yolladı. Bu haber üzerineBâb-ı Âli kendisine 120 çuval altın göndererek, Rumeli'de yaşayan Müslümanlar'ıSemendire Sancağı'ndaki asiler ile mücadele etmek üzere harekete geçirtti.[17]
Daha sonra Baş Vezir olmaya kalkışan Yeğen Osman Paşa'nın bu ihtirasıOsmanlı Hükümeti'ni her ne kadar kızdırdıysa da, Yeğen Osman'ı daha da güçlendirmekten çekindikleri için ona karşı bir operasyon düzenlemekten çekindiler. Bununla beraber Edirne'de toplanan savaş konseyindeOsmanlı Devleti'ninvassalı veKırım HanıI. Selim GirayBâb-ı Âli'ye çağrı yaparak, Yeğen Osman'ı idama mahkûm etmeye davet etti.[18]
Bu hadise meydana gediğinde sadrazamBekri Mustafa Paşasekban birliklerini yasa dışı ilân etti. Dağılmayı ret edensekban birliklerini idam cezasına çarptıtmakla tehdit etti. Böylece yeni bir iç savaş başlamış oluyordu.[6] Öncesekbanlar bir üstünlük sağladılarsa daTekirdağlı Bekri Mustafa Paşa yeniçerlerin yardımıyla âsileri yenmeyi başardı. TarihçiNicolae Iorga'ya göre, asilerleBekri Mustafa Paşa'nın askerleri arasında vuku bulan çarpışmalarda 6,000 kişi hayatlarını kaybetti.[19] Bu yeni gelişmeler üzerine Osmanlı Hükûmeti evvelki kararından ani bir dönüş yaparak,Yeğen Osman Paşa'nın yakalanıp infaz edilmesini kararlaştırdı.Yeğen Osman, 1689 yılının Mart ayının sonlarında yakalanarak idam edildi.[6]
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (2003).Osmanlı Tarihi III. Cilt 1. Kısım: II. Selim'in Tahta Çıkışından 1699 Karlofça Andlaşmasına Kadar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.ISBN 975-16-0013-8.
^Paunović, Marinko (1968). Beograd: večiti grad. N.U. "Svetozar Marković.
^Stanojević, Gligor (1976). Srbija u vreme bečkog rata: 1683-1699.
^Milić, Danica (1983). Istorija Niša: Od najstarijih vremena do oslobođenja od Turaka 1878.
^Yaşar Yüce-Ali Sevim (1991). Türkiye Tarihi Vol III. Istanbul: İAKDTYKTTK Yayınları. pp. 205–206.
^Jorga, Nicolae,Geschichte des Osmanischen Reiches Vol IV, Türkçe Tercümesi: Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınaları, İstanbul, 2009,ISBN 975-6480-18-1, s. 199
^abcdefM. Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları ve Kızları, Ötüken Yayınları, s. 113.