Hanif ile karıştırılmamalıdır.
Hanefîlik ya daHanefî mezhebi (Arapça:اَلْحَنَفِيَْة veyaاَلْمَذْهَبُ الْحَنَفِيُ),İslâmdinininEhl-i Sünnet (fıkıh)mezheplerinden biri.[10] Hanefilerin itikatta (inançta) mezhepleri iseMâtürîdîliktir. İsmini asıl adı Nûman bin Sâbit olan kurucusuEbû Hanîfe'den (699-767) alır. BaştaTürkiye,Türkmenistan,Özbekistan,Kazakistan veKırgızistan gibiTürkî ülkeler olmak üzereBalkanlar,Tacikistan,Afganistan,Suriye,Ürdün,Bangladeş vePakistan'da yaygındır. DörtSünnî mezhebin nüfus açısından en genişidir. Takipçileri,Ehl-i Sünnet nüfusun yarısından fazlasını oluşturmaktadır.[11] Hanefîlik, günümüzde en çok bağlısı bulunanfıkıh mezhebidir. Mezhebin görüşleriel-İhtiyâr adlı eserde bir araya toplanmıştır.
Başlığın ana sayfası:Ebû Hanife
Mezhep ismini aldığı Hanefi mezhebinin kurucusu olan Ebû Hanife 699 yılındaKûfe’de dünyaya gelmiştir. Babası kumaş tüccarı olan Ebu Hanife bir taraftan baba mesleğini yaparken diğer yandan Kufe’de birçok alimden ders alarak yetişmiştir. 18 yıl fıkıh dersi gördüğüHammad b. Ebî Süleyman onun en önemli hocasıdır. Hocası Hammad’ın vefatından sonra Kufe’de ders kürsüsüne oturmuştur. 30 yıl kadar ders halkasına katılan öğrenci sayısının 4000’i aştığı kabul edilmektedir.Emevîler veAbbâsîler devrini yaşayan Ebu Hanife kendisine teklif edilen devlet görevlerini kabul etmemiştir. Kûfe’de derslerini sürdüren Ebu Hanife,halifeMansûr tarafından aralarındaki anlaşmazlık üzerine hapse atılmıştır. Hapiste öldüğüne dair bilgiler nakledilmekle birlikte, sürgün hayatı yaşadığı Kufe’deki evinde 767 yılında ölmüştür. Birçok kitabında kendisinin sahabeden kimselerle görüştüğü ve tabiinden olduğu anlatılmaktadır. Ebu Hanife künyesiyle ilgili olarak kaynaklarda daha çok, “Hanife”nin o zaman Irak'ta bir çeşit divit olduğu ve Ebu Hanife'nin yanında çoğu zaman divit taşıdığından dolayı bu künyeyle anıldığı zikredilir. Hanîfenin boyun eğen ve dini Allah'a özgüleyen anlamında “hanif” kelimesinin müennesi olduğu veya Ebu Hanîfenin Hanîfe isminde bir kızı olduğu rivayetleri de kaynaklarda geçmektedir. Ebu Hanîfe'nin kaynaklarda Hammad isimli oğlu haricinde kız veya erkek başka bir çocuğunun varlığından söz edilmemektedir.
Ebu HanifeAbdullah b. Mes’ûd'dan kendisine kadar gelen zamandaki Irak rey ekolüne bağlı âlimlerin mirasını bir içtihat meclisi niteliğindeki ders halkalarında geliştirip sistematik hale getirerek İslam âleminde bağlısı en fazla olacak fıkıh mezhebinin ilk temellerini atmıştır. Hanefi mezhebinde Ebu Hanife'nin ders halkalarında yetişenEbû Yûsuf,Muhammed b. Hasan Şeybânî veZüfer b. Hüzeyl gibi âlimlerin son derece önemli yeri vardır. Zira bu ilk nesil mezhep âlimleri kendisinden çok fazla kitabın naklolunmadığı Ebu Hanife'nin görüşlerini tedvin ederek, mezhebin görüşlerinin yazılmasında ve sistematik hale getirilmesinde büyük rol oynamışlardır. İlk nesil alimlerinin ve bunu takip eden bir iki asırlık zamandaki Tahâvî, Kerhî, Cessâs, Kudûrî ve Debûsî gibi âlimlerin önemli katkılarıyla mezhep tam olarak oluşmuş ve İslam aleminin değişik yerlerinde görüşleri hızlı bir şekilde yayılmıştır. Ebu Yusuf'un Abbasiler devrinde kadı'l-Kudat'lık makamında bulunması mezhebin resmi bir nitelik kazanmasına neden olmuş, aynı şekilde İslam tarihindeki en uzun ömürlü devletlerdenOsmanlı Devleti’nin de resmi mezhebinin Hanefi mezhebi olması mezhebin yayılmasına hizmet etmiştir.
Hanefi mezhebi meselelerin çözümünde nasların yanında reye de yer vermesi, böylece naslar ile rey arasında makul denge kurmaya çalışması, istihsan metoduna sıklıkla başvurması gibi özellikleriyle diğer mezheplerden ayrılmaktadır. Hanefî mezhebinde diğer mezheplerden farklı olarak mezhep kitaplarında, farazî fıkıh meselelerine de yer verilerek teorik fıkhın ve fıkıh biliminin metodolojisi olan fıkıh usulünün gelişmesine büyük katkı sağlanmıştır.
- Mezhebin ismi kurucusunun künyesi olanEbû Hanîfe'den gelir.Hanife sözcüğühanîf kökünden gelir. Hanif sözcüğüİslâm öncesindeAllah'ın birliğine inanan veİbrâhîm'in dininden olanları tanımlamakta kullanılır.
FakatEbû Hanîfe'nin bu künyeyi nasıl aldığı konusunda çeşitli tartışmalar mevcuttur. En çok kabul görmüş açıklama,hanif sözcüğünün kullanımlarından olan "İslâm'a kuvvetle bağlı olan kişi" anlamında,Ebû Hanîfe'ninİslâm'a fazlasıyla bağlı olduğunu belirtmek için verildiği yönündedir. Kesin olan şey, mezhebin ismini kurucusundan aldığıdır.
Ebu Hanife'nin asıl adı Numan'dır. Babasının adı ise Sabit'tir. Hicretin 80. yılında doğmuş, 150. yılındaBağdat'ta ölmüştür. En büyük imam anlamında İmam-ı Azam da denilen Ebu Hanife'nin talebeleri, onun rivayet ettiği görüşleri toplayarak sistemleştirmişler, Onun görüşlerinden yeni yeni eserler telif etmişlerdir. Böylece İmam-ı Azam'ın görüşleri bir mezhep halini almıştır. Hanefi mezhebi; daha çok Türkiye, Suriye, Irak, Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan, Afganistan; Çin'in Sincan Uygur Eyaleti'nde, Kafkaslar ve Balkanlar'da yaygınlık kazanmıştır.
Hanefi mezhebinde bir konuda hüküm çıkarmak için önce "kitap"a (yani İslam'ın kutsal kitabıKur'an'a) başvurulur. Kitapta bir delil bulunamazsahadislere bakılır. Hadisler'de yoksasahâbenin birinin görüşü temel alınır. Sahabe sözünde de bir cevap bulunamazsa en sonkıyasa başvurulur.