Yeni yönetim Esad'ıSuriye Hava Kuvvetleri Komutanı olarak atadı. Şubat 1966'da Esad, Baas Partisi'nin geleneksel liderlerini devirenikinci bir darbeye katıldı. Esad yeni hükûmet tarafındansavunma bakanı olarak atandı. Dört yıl sonra Esad,fiili liderSalah Cedid'i deviren ve kendisini Suriye'nin lideri olarak atayanüçüncü bir darbe başlattı. Esad iktidarı ele geçirdikten sonra, Salah Cedid'in “sosyalist devrim” ihraç etme politikasını terk etmek ve Suriye'nin selefinin “gerici” olarak gördüğü ülkelerle dış ilişkilerini güçlendirmek gibi Baasçı dış politikada çeşitli değişiklikler yaptı. Esad,Soğuk Savaş sırasındaİsrail'e karşı destek karşılığındaSovyetler Birliği veDoğu Bloku'nun yanında yer aldı veArap dünyasını tek bir Arap ulusu olarak birleştirmeye yönelikpan-Arap konseptinden vazgeçmiş olsa da Suriye'yi İsrail'e karşı Filistinlilerin savunucusu olarak göstermeye çalıştı.
İktidara geldiğinde devleti mezhepsel çizgiler doğrultusunda örgütledi (Sünniler veAlevi olmayanlar siyasi kurumların başına geçerken Aleviler ordu, istihbarat, bürokrasi ve güvenlik aygıtlarının kontrolünü ele geçirdi). Daha önce kolektif olan Baasçı karar alma yetkisi azaltıldı ve cumhurbaşkanına verildi. Suriye hükûmeti kelimenin normal anlamıylatek partili bir sistem olmaktan çıktı ve güçlü bir başkanlığa sahip tek partili bir diktatörlüğe dönüştü. Bu sistemi sürdürmek için başkan ve Baas partisi tarafından Esad ve ailesini merkeze alan birkişilik kültü yaratıldı.
Esad ailesinin kişilik kültü, devletin resmi ideolojisini şekillendirmek üzere Baas doktrini ile bütünleştirildi. Esad 1976'da Lübnan'a müdahale emri verdi ve bu müdahale Suriye'nin Lübnan'ı işgal etmesiyle sonuçlandı. İktidarı sırasında rejimi,Müslüman Kardeşleri'nin isyancılarının başını çektiğiİslamcı ayaklanmayı, Hama şehrinin üçte ikisinin yok edilmesine yol açanHama katliamıyla doruğa ulaşan bir dizi baskıyla bastırdı.
Esad, Suriye hükûmeti üzerindeki kişisel otoritesini sağlamlaştırdıktan sonra bir halef aramaya başladı. İlk tercihi kardeşiRıfat'tı ancak Rıfat, Hafız'ın sağlığının şüpheli olduğu 1983-1984 yıllarında iktidarı ele geçirmeye çalıştı. Rıfat daha sonra Hafız'ın sağlığı düzelince sürgüne gönderildi. Esad'ın bir sonraki halef seçimi en büyük oğluBasil oldu. Ancak Basil 1994 yılında trafik kazasında ölünce Esad yeni bir halef aramaya başladı. Çocuklarından Mecd çeşitli rahatsızlıklara sahipti ve ilaçlara bağlı yaşıyordu. Mahir ordu içerisinde saygı görüyordu ancak fevriliği sebebiyle bir lider görüntüsünden uzaktı ve Hafız'ın etrafındaki pek çok kişi bu fevrilik sebebiyle Mahir'in halef olmasına karşıydı. Beşşar İngiltere'de okuyordu ve herhangi bir siyasi tecrübesi yoktu. Büşra'ysa Hafız'a yurt dışı gezilerinde eşlik ediyor, Şam'da yönetim içerisinde büyük rol oynuyordu. Hafız'a göre kızı Büşra hem yönetmeyi biliyordu hem de zaman içerisinde büyük tecrübe kazanmıştı. Büşra'nın kişilik özelliklerinin de yönetmeye uygun olduğunu düşünüyordu. Bu düşüncelere rağmen Suriye uzun yıllar boyunca ataerkil bir düzenle yönetildiği için Büşra'nın kabul görmeyeceğini düşünerek hayatta kalan en büyük oğluBeşar'a yöneldi. Kendi ailesinden birini halefi olarak atama hamlesi Suriye yönetici sınıfının bazı kesimlerinde eleştiriyle karşılandı, ancak Esad planında ısrar etti ve bu halefliğe karşı çıkan yetkilileri rütbelerinden indirdi. Esad Haziran 2000'de öldü ve yerine geçen oğlu Beşar,Aralık 2024'te devrilene kadar cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü.
Esad'ın ülke yönetiminde başa geçtiği dönemOrta Doğu'nun en hareketli yılları idi.[2]Baas Partisi Genel Başkanlığını da üstlenen Esad, öteki Arap devletleriyle ilişkilerini geliştirerek Suriye'yiArap dünyası içinde itildiği yalnızlıktan kurtarma yönünde adımlar attı.[3]İsrail karşıtı sıkıpolitikalarıyla bölgesel birsiyasilider olarak öne çıktı.[4][5] Bununla birlikteIrak'taki Baas yönetimiyle çatışma politikasını sürdürdü. Ekim 1973'te İsrail'e savaş açanMısır'ın yanında yer aldı ama savaştan sonra izlenecek politikalar konusunda Mısır yönetimiyle de görüş ayrılığına düştü.[6]
Sonraki yıllardaSSCB ile ilişkilerini geliştirdi.[7][8] 1980'de SSCB ile imzalanan yirmi yıllık dostluk ve iş birliği antlaşmasını, 1982'deSSCB'den silah ve teknik yardım almayı öngören bir başka antlaşma izledi.[9] 1984'te bu ülkeye yaptığı geziyle ikili ilişkileri daha da ileriye götürdü.[10]
Filistin Kurtuluş Örgütü'ne geniş destek verdi ancak FKÖ yönetimiyle ortaya çıkan anlaşmazlık üzerine, bu örgüt içinde Suriye'ye bağlı yeni örgütler oluşturmaya çalıştı. 1991'de FKÖ lideriYaser Arafat'la ilişkilerini düzeltti.[11]
1976'da birçok Arap ülkesinin muhalefetine karşın,Lübnan'daki iç savaşı sona erdirmek amacıyla askerî müdahalede bulundu.[12] Altı yıl boyuncaLübnan'ın büyük bir bölümünü işgal altında tutan Suriye birlikleri, İsrail'in 1982'de Lübnan'a girmesi üzerine kuzey ve kuzeydoğudaki eski mevzilerine çekildi.
1980 yılının sonlarına doğru Esad artıkİsrail veAmerika Birleşik Devletleri'ne karşı sert tutumundan vazgeçerek daha ılımlı politikalar üretmeye başladı ve daha çok ülke içindeki tehditlere yöneldi.
Karşısına ilk olarak Mısır merkezliköktendinci örgütMüslüman Kardeşler'inSuriye yapılanmasının muhalefeti çıktı. Bu örgüte karşı başlattığı sindirme harekâtı ülke içinde pek çok kişinin ölümüyle sonuçlandı. Bu harekâtı ise dünya Şubat 1982'de örgütün Suriye'deki kalesi olanHama kentine büyük hasar verdiği ve on binlerce kişinin öldüğüolayla duydu.[16][17]
Esad, 1984 yılında iktidarı için bu kez de kardeşi ile mücadele etmek zorunda kaldı ve kardeşinin yaptığı darbe girişimi başarısız oldu. Tüm bu olaylardainsan haklarıörgütleri Esad'ı şiddet kullanmakla ve baskı yapmakla suçladı.[18]
1991'dekiKörfez Savaşı sırasında Irak'a karşı uluslararası koalisyon güçlerini desteklemesi onuOrta Doğu'daki en güçlüArap lider durumuna getirdi.
Hiçbir zaman siyasi olarak tanımadığı veSiyonistvarlık olarak nitelendirdiğiİsrail ile uzlaşmaya dayalı barış girişimlerine karşı takındığı katı tutumu, 1980'lerin ortalarında bir ölçüde yumuşatarakBatılı ülkelerle diyalog kurmaya önem verdi.
1990'larda Sovyet desteği kesildikten sonraABD'nin de baskısıylaGolan Tepeleri'ni geri almak içinİsrail ile yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı.
Suriye yönetimiTürkiye ile yaşadığısu sorunu ile alakalı olarakPKK'ya verdiği destekten dolayı özellikle 1990'lı yılların sonlarında bu ülkeyle ilişkiler gittikçe gerginleşti.[19]
Hafız Esad 29 yıl boyunca iktidarda kaldı. Esad yönetimi, son yıllarında dış dünyaya daha çok açılarak ülkedeki özel girişimi de desteklemeye başlamıştı. Parti ve devlet yönetimindeki kişisel denetimini sürdüren Esad, 1978, 1985, 1991 ve 1999'da dört kez daha devlet başkanlığına seçildi. 2000 yılının haziran ayında geçirdiği birkalp krizi sonucunda öldü.
Ölümünden sonra yerine, oğluBeşşar geçti. 11 Aralık 2024 tarihinde Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) öncülüğünde oğlu Beşşar Esad yönetimini deviren muhalif gruplar, Suriye'nin Lazkiye kentinde Hafız Esad'ın önce kemiklerini çıkarıp[20] ardından mezarını yaktı.[21]