HMSAgincourt 1915 | |
| Tarihçe | |
|---|---|
| Adı | Rio de Janeiro |
| Adının geldiği yer/kişi | Rio de Janeiro |
| Sipariş | 1911 |
| İnşa eden | Armstrong,Newcastle upon Tyne |
| Maliyet | 14.500.000$ (tahmini)[1] |
| Yard numarası | 792 |
| Kızağa konuluşu | 14 Eylül 1911 |
| Denize indirilişi | 22 Ocak 1913 |
| Akıbet | Aralık 1913'teOsmanlı İmparatorluğu'na satıldı. |
| Önceki sınıf: | Minas Geraes sınıfı |
| Sonraki sınıf: | Riachuelo |
| Tarihçe | |
| Adı | Sultan Osman-ı Evvel |
| Adının geldiği yer/kişi | SultanI. Osman |
| Satın alınışı | Aralık 1913 |
| Akıbet | Birleşik Krallık Ağustos 1914'te gemiye el koydu. |
| Tarihçe | |
| Adı | HMSAgincourt |
| Adının geldiği yer/kişi | 1415Agincourt Muharebesi |
| Maliyet | £2.900.000 (tahmini)[2] |
| Bitirilişi | 20 Ağustos 1914 |
| Satın alınışı | 3 Ağustos 1914 |
| Görevlendirme | 7 Ağustos 1914 |
| Hizmetten çıkışı | Nisan 1921 |
| Takma adı | Gin Palace |
| Akıbet | 19 Aralık 1922'de satıldı, 1924'te hurdaya çıktı |
| Genel karakteristik (Britanya hizmeti) | |
| Tipi | Dretnot |
| Deplasman | 27.850 emperyal ton (28.297 t) (yüklü) 30.860 emperyal ton (31.355 t) (tam yüklü) |
| Uzunluk | 671 ft 6 in (204,7 m) |
| Genişlik | 89 ft (27,1 m) |
| Çekiş | 29 ft 10 in (9,1 m) |
| Kurulu güç | 34.000 shp (25.354 kW) |
| İtme gücü | 4 şaft, 4Parsonsbuhar türbini 22Babcock & Wilcoxsu borulu kazan |
| Hız | 22knot (41 km/sa; 25 mph) |
| Menzil | 10 kn (19 km/sa; 12 mph)'ta 7.000 nmi (12.960 km; 8.060 mi) |
| Kişi kapasitesi | 1268 (1917) |
| Silah donanımı |
|
| Zırh | |
HMSAgincourt,Brezilya Donanması'ndaki adıylaRio de Janeiro ya daOsmanlı donanmasındaki adıylaSultan Osman-ı Evvel, 1910'ların başındaBirleşik Krallık'ta inşa edilmiş birdretnot savaş gemisidir. BaşlangıçtaBrezilya'nınGüney Amerika dretnot yarışındaki rolünün bir parçası olarak planlanan gemi, Brezilyalıların özellikle "etkileyici bir tasarım" gereksinimlerine uygun olarak, diğer dretnot savaş gemilerinden daha fazla ağır top (on dört adet) ve daha fazlataret (yedi adet) taşıyordu.
Brezilya tarafından 1911 yılında Birleşik Krallık'takiArmstrong Whitworth firmasındanRio de Janeiro adıyla sipariş edilen gemi,kauçuk piyasasının çöküşü ve ülkenin baş rakibiArjantin ile ilişkilerde azalan gerilim nedeniyle inşası devam ettiği sıradaOsmanlı İmparatorluğu'na satıldı. Osmanlılar, gemiye imparatorluğun kurucusuOsman Gazi'nin adını verdi.I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde gemi neredeyse tamamlanmıştı. Yaklaşan savaş sebebiyle Birleşik Krallık hükûmeti, Osmanlılar için Birleşik Krallık'ta inşa edilenzırhlıReşadiye ile birlikte gemiye el koydu veKraliyet Donanması tarafından kullanılmak üzere hizmete aldı. Bu eylem, her iki geminin de parasını ödemiş olan Osmanlı İmparatorluğu'nda bir tepkiye neden olarak Osmanlı hükûmetininİttifak Devletleri'ne katılma kararına katkıda bulundu.
Kraliyet Donanması tarafındanAgincourt olarak yeniden adlandırılan gemi,Kuzey Denizi'ndekiBüyük Filo'ya katıldı. Savaş sırasında, zamanının büyük kısmını devriye seferleri ve tatbikatlarda geçirirken 1916'da gerçekleşenJutland Muharebesi'nde de yer aldı. 1919'da yedek filoya alınanAgincourt, 1922'deWashington Denizcilik Antlaşması'nın şartlarını yerine getirmek içinhurda olarak satıldı.


Brezilya İmparatoruII. Pedro'nun devrildiği 1889 darbesini ve1893-94 donanma isyanını takip eden kararsız dönem sonrasındaBrezilya Donanması, yeni gemiler edinmesi bir yana mevcut gemilerinin bakımını yapamaz durumdaydı.[3][4][5]Şili, 1902'de Brezilya'nın başlıca rakibiArjantin ile daha büyük bir sınır anlaşmazlığını çözmenin bir parçası olarakdonanmalarını sınırlayıcı bir anlaşma [en] yapmayı kabul etmişti, ancak iki ülke de bu esnada inşa edilen ve birçoğu Brezilya'nın gemilerinden çok daha modern ve güçlü olan gemileri elinde tuttu.[6] Brezilya'nın nüfusu Arjantin'in neredeyse üç katı ve Şili'nin neredeyse beş katı olmasına rağmen Brezilya Donanması, miktar olarak Arjantin ve Şili donanmalarının gerisinde kalmıştı. 20. yüzyılın başında Şili'nin toplam donanma tonajı 37.488 ton, Arjantin'in 34.977 ton ve Brezilya'nın 28.105 tondu.[7][4]
20. yüzyılın başlarında artan uluslararasıkahve vekauçuk talebi, Brezilya'nın gelirlerinde önemli bir artış getirdi. Aynı zamandaRio Branco Baronu, önde gelen ülkeleri Brezilya'yı uluslararası bir güç olarak tanımaya teşvik etmek üzere bir programda önemli Brezilyalılara öncülük etti.[8]Brezilya Ulusal Kongresi, 1904'ün sonlarında büyük bir donanma satın alma programını başlattı. 1906'da üç küçükzırhlı savaş gemisi sipariş ettiler, ancak mevcut zırhlılara göre devrimci bir tasarım olanHMSDreadnought'un hizmete girişi Brezilya Donanması'nın bu satın alma programını yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Mart 1907'de üçMinas Geraes sınıfı zırhlı için bir sözleşme imzalandı. Birleşik Krallık şirketleriArmstrong Whitworth veVickers tarafından iki geminin inşasına hemen başlanacak, üçüncüsü ise onları takip edecekti.[8][9][5]
Brezilya'nın hamlesinden endişelenen Arjantin ve Şili, 1902 paktını çabucak iptal ettiler ve kendi dretnotlarını almak için çalışmaya başladılar.[4] Uzayan bir ihale sürecinden sonra Arjantin'in siparişleri bir Amerikan şirketi olanFore River Shipbuilding Company'ye, Şili'nin1906 Valparaíso depremi sebebiyle ertelenen siparişleri ise Armstrong'a gitti.[10][11] Brezilya'nın Arjantin'le ilişkileri iyileştiği ve ülkenin ekonomik büyümesi hız kaybettiği için hükûmet, üçüncü dretnotu sözleşmeden çıkarmak üzere Armstrong ile müzakere etti, ancak başarılı olamadı. Arjantin hükûmeti gerekli parayı borç aldı, ArmstrongRio de Janeiro'nun inşasına Mart 1910'da başladı.[12]
Brezilya Donanması, ana bataryanın boyutuna göre iki ayrı gruba ayrılmıştı. Önceki donanma bakanıMinas Geraes sınıfına monte edilmiş 12 inç (300 mm) silahların yerine daha büyük topları tercih ederken, gelen muadili AmiralMarques Leão, daha küçük ama daha hızlı ateş eden silahı korumayı tercih etti. Brezilya hükûmeti üzerindeki kesin etkiler net olmasa da Leão, BaşkanHermes da Fonseca ile görüşmelerde konumunu güçlü bir şekilde savunuyordu. Kasım 1910'dakiKamçı İsyanı, dretnotlar için alınan kredilere yapılan ödemeler, artan bütçe açıkları ve yüksekdevlet borcuna yol açan kötüleşen ekonomi gibi diğer olaylar da muhtemelen onları etkiledi.[13][14][15][a] Mayıs 1911'de, Fonseca kararını vermişti:
Göreve başladığımda, selefimin 14 inçlik silahlara sahip 32.000 tonluk bir gemi olanRio de Janeiro zırhlısının inşası için bir sözleşme imzaladığını öğrendim. Her türlü değerlendirme, böyle bir geminin alınmasının zorluğuna ve tonajın azaltılması anlamında sözleşmenin revize edilmesine işaret ediyordu. Bu yapıldı; bizler denenmemiş abartılı çizgiler üzerine inşa edilmeyecek güçlü bir gemiye sahip olacağız.[16]
Agincourt olacak gemiyi inşa etmek üzere sözleşme 3 Haziran 1911'de imzalandı ve geminin omurgasının inşaatı 14 Eylül 1911'de başladı. Tasarım, tarihçi David Topliss'in siyasi gerekliliğe atfettiği uç bir sayı olan on dört adet 12 inç (300 mm) top gerektiriyordu: gemi Brezilya halkına on iki adet 12 inç (300 mm) topa sahip önceki gemiden daha güçlü görünmek zorundaydı, ancak silah çapını artırmadan bunu sağlamak için tek seçenek toplam silah sayısını artırmaktı.[17]
Agincourttoplam 204,7 metre uzunlukta ve 27 metregenişlikteydi, tam yüktesu çekimi 9,1 metreydi. Normal yüktedeplasmanı 28,297 t, tam yükte ise 31,355 tondu. Geminin derin yüktemetasentrik yüksekliği 14,9 metreydi.[18]
AgincourtKraliyet Donanması'nda hizmeti sırasında özellikle "konforlu" bir gemi olarak kabul edildi. Gemi içindeki tesisatın talimat plakalarıPortekizce yazıldığı ve gemi Britanyalılar tarafından alındıktan sonra değiştirilmediği için gemi içinde çalışma yapanların bir miktar Portekizce bilmesi gerekiyordu.[19] 1917'de mürettebatı, 1.268 subay ve bahriyeliden oluşuyordu.[2]
Agincourt, her biri birpervane şaftını çeviren dörtParsons doğrudan tahriklibuhar türbinine sahipti. Öndeki ve arkadaki yüksek basınç türbinler dış şaftları hareket ettirirken, öndeki ve arka türbinler iç şaftları çevirmekteydi. Üç kanatlı pervaneler 2,9 metre çapındaydı. Türbinler, toplam 34.000 şaftbeygir gücü için tasarlanmış, ancak deniz denemeleri esnasında 40.000 shp (30.000 kW) güç üreterek geminin tasarlanan 22 knot (41 km/sa; 25 mph) hızını aşmasını sağlamıştı.[20]
Geminin buhar üretimi, çalışma basıncı 235 libre/inçkare (1.620 kPa; 17 kgf/cm2) olan yirmi ikiBabcock & Wilcoxsu borulu kazandan oluşuyordu. Normalde 1.500 emperyal ton (1.500 t) kömür taşımasına karşın 3.200 emperyal ton (3.300 t) taşıma kapasitesine sahipti. Ayrıca yanma oranını artırmak için kömür üzerine püskürtmek üzere 620 emperyal ton (630 t)fuel oil kapasitesi vardı. Tam kapasitede 10 knot (19 km/sa; 12 mph) hızda 7.000 deniz mili (13.000 km; 8.100 mi) menzile sahipti. Elektrik gücü, buharla çalışan dörtelektrik jeneratörüyle sağlanıyordu.[2]
Agincourt, gayriresmî olarak,kıç tarafta pazardan başlayarak haftanın günlerinden isimlendirilen[21] yedi adet hidrolik güçle çalışan çiftli tarette toplam 14 adetBL 12 inç (300 mm) Mk XIII 45kalibrelik top taşıyordu.[22] Bu, bir dretnot savaş gemisine monte edilmiş en fazla sayıda taret ve ağır toptu.[23] Silahlar -3°'ye kadar bastırılabiliyor ve 13.5°'ye yükseltilebiliyordu. 386 kg ağırlığındaki mermileri, 831 m/snamlu çıkış hızına sahipti vezırh delici (AP) mermilerle 13.5° yükselişte maksimum menzilleri 20.000 yard (18.000 m) idi. I. Dünya Savaşı sırasında taretler, maksimum yükselişleri 16°'ye çıkarmak üzere modifiye edildi, ancak bu değişiklik menzili yalnızca 20.435 yard (18.686 m) seviyesine ulaştırdı. Topların atış hızı dakikada 1.5 mermiydi.[24] Tüm toplar bir bordaya ateşlendiğinde, "ortaya çıkan alevler, bir muharebe kruvazörünün havaya uçtuğu izlenimini yaratacak kadar büyüktü; hayranlık uyandırıcıydı."[25] Gemiyi ikiye böleceğine dair yaygın bir fikre rağmen, tam borda ateş ederken gemiye hiçbir hasar verilmemiştir, ancakAgincourt'un ilk borda ateşi denemesinde geminin sofra ve cam eşyalarının çoğu paramparça olmuştur.[26]
Agincourt inşa edildiği halde, on sekiz adetBL 6 inç Mk XIII 50 kalibrelik toptan oluşan birikincil bataryaya sahipti. On dördü, üst güvertede zırhlıkazamatlarda, ikisi ise ön ve arka üst yapılardasilah kalkanlarıyla korunarak yerleştirilmişti. Gemi Birleşik Krallık tarafından satın alındığında, silah kalkanları ile korunan pivot yuvalarındaköprünün yanına iki tane daha top eklendi.[27] Silahlar -7°'ye kadar bastırılabiliyor ve ilk haliyle 13°'ye, modifikasyonlardan sonra ise 15°'ye kadar yükseltilebiliyordu. 100 pound (45 kg) ağırlığında mermileri 2.770 fit/saniye (840 m/s) namlu çıkış hızıyla 13.475 yard (12.322 m) menzile ateşleyebiliyordu. Atış hızları dakikada yaklaşık beş ila yedi mermi idi, ancak bu hız atışa hazır mühimmat kullanıldıktan sonra dakikada yaklaşık üç mermiye düşüyordu çünkü mühimmat vinçleri, silahları tam olarak beslemek için çok yavaş veya azdı. Silah başına yaklaşık 150 mermi taşınıyordu.[28]
Torpido botlarına karşı yakın mesafe savunma, on adet 3 inç (76 mm) 45 kalibrelikseri ateşli topla sağlanıyordu. Bunlar üst yapıda pivot yuvalarına monte edilmişti ve silah kalkanlarıyla korunuyordu.Agincourt ayrıca yanlarda birer ve kıçta bir adet olmak üzere toplam üç adet 21 in (533 mm) su altıtorpido tüpü taşıyordu. Torpido tüplerine ateşlendiklerinde giren su, borunun yeniden doldurulmasını kolaylaştırmak için torpido bölmesine boşaltılıyor, ardından denize pompalanıyordu. Bu, torpido mürettebatının hızlı atış gerektiğinde 3 fit (0,9 m) su içinde çalışmasına sebep oluyordu. Gemide 10 torpido taşınıyordu.[29]
Her taret, taret çatısında zırhlı birmesafe ölçer ile donatılmıştı. Ek olarak, ön direğin üstüne bir tane daha monte edilmişti. 1916'daJutland Muharebesi sırasındaAgincourt,Büyük Filo'nun muhtemelen Dreyer ateş kontrol tablosuna sahip olmayan tek dretnotuydu.[30] Daha sonra bir atış kontrol direktörü ön direğin altına yerleştirildi. Savaşın ilerleyen döneminde ise bir top tareti tüm ana taretleri komuta edecek şekilde modifiye edildi.[2] 1916-17'de her iki tarafa 6 inç (152 mm) toplar için birer ateş kontrol direktörü eklendi. 1918'de gözetleme kulesine yüksek açılı bir telemetre eklendi.[27]
Agincourt'un silahları için ayrılan ağırlık sebebiyle tasarımda zırh için çok fazla kapasite kalmamıştı. Su hattıkemeri sadece 9 inç (229 mm) kalınlığındaydı, buna karşılık diğer Birleşik Krallık dretnotlarında zırh kalınlığı 12 inç (300 mm) veya daha fazlaydı. Zırhlı kemer yaklaşık 365 fit (111,3 m) uzunluğundaydı ve "Pazartesi"barbetinin ön kenarından "Cuma" barbetinin ortasına kadar uzanıyordu. Bunun ilerisinde, kemer yaklaşık 50 fit (15,2 m) boyunca 6 inç (152 mm) kalınlığındaydı, daha sonra 4 inç (102 mm) kalınlığa düşüyordu. Geminin orta bölümünün arkasında, kemer yaklaşık 30 fit (9,1 m) boyunca 6 inç (150 mm) kalınlıktaydı, daha sonra 4 inç (100 mm) kalınlığa düşüyordu ve sonra kıç tarafına ulaşmadan arkabölmede sona eriyordu. Üst kemer, ana güverteden üst güverteye ulaşıyordu ve altı inç kalınlığındaydı, "Pazartesi" barbetinden "Perşembe" barbetine kadar uzanıyordu. Geminin her iki ucundaki zırhlı gemi bölmeleri içe doğru açılıydı ve 3 inç (76 mm) kalınlığındaydı.Agincourt'un dört güvertesi 1-2,5 inç (25-64 mm) arasında değişen kalınlıklarda zırha sahipti.[31]
Barbetlerdeki zırhAgincourt'un korunmasında önemli bir zayıflığıydı. Üst güverte seviyesinin üzerinde 9 inç (230 mm) kalınlığındaydılar, ancak üst ve ana güverte arasında 3 inç (76 mm) kalınlığa düşüyorlardı ve "Pazar" barbeti (3 inç (76 mm)), "Perşembe" ve "Cumartesi" (2 inç (51 mm)) hariç, ana güvertenin altında hiçbir zırhı yoktu. Taret zırhının ön yüzü 12 inç (300 mm), yanları 8 inç (203 mm) ve arkası 10 inç (254 mm) kalınlığındaydı. Taret çatıları önde 3 inç (76 mm) ve arkada 2 inç (51 mm) kalınlığındaydı. İkincil batarya için kazamatlar 6 inç (150 mm) zırha sahipti ve 6 inç (150 mm) kalınlığındaki perdelerle yatay yollu mermilerden korunmaktaydı.[2]
Anakumanda kulesi yanda 12 inç (300 mm) zırhla korunuyordu ve 4 inç (100 mm) kalınlığında zırhlı bir çatısı vardı. Kıç kumanda kulesi (torpido kontrol kulesi olarak da adlandırılır) 9 inç (230 mm) yanlara ve 3 inç (76 mm) bir çatıya sahipti. Her pozisyondan aşağıya uzanan iletişim tüplerinin zırhı üst katın üzerinde 6 inç (150 mm) kalınlığında ve altında 2 inç (51 mm) kalınlığındaydı. Her cephanelik her iki tarafta torpido bölmeleri olarak görev yapan iki zırh plakasıyla korunuyordu; bunlardan ilki 1 inç (25 mm) ve ikincisi 1,5 inç (38 mm) kalınlığındaydı.[27]
Brezilyalılar, bölmelerin boyutunu sınırlayabilecek ve mürettebatın rahatına müdahale edebilecek olası tüm su geçirmez perdeleri ortadan kaldırmayı tercih ettiğinden,Agincourt'un Kraliyet Donanması standartlarına göre bölümlere ayrılmamıştı. Bu durum düşman saldırısı altında bir zayıflık doğurabilirdi. Örneğin subay yatakhanelerinin olduğu bölüm 85 × 60 fit (25,9 m × 18,3 m)boyutlarıyla Büyük Filo'daki benzerlerinden çok daha büyüktü.[32]
Jutland Muharebesi'nden sonra cephanelikleri korumak için ana güverteye yaklaşık 70 emperyal ton (71 t) yüksek gerilimli çelik eklendi. İki adet 3 inç (76 mm)uçaksavar topu, 1917-18'de kıç güverteye eklendi. 9 fit (2,7 m) açıklıklı birtelemetreön direk üzerindeki eskiprojektör platformuna eklendi. 1918'de gözlem direğine yüksek açılı bir telemetre eklendi.[27]

Rio de Janeiro, 14 Eylül 1911'de Armstrongs tarafındanNewcastle upon Tyne'da inşa edilmeye başlandı ve 22 Ocak 1913'te denize indirildi.[2] Omurga inşasının başlamasının ardından Brezilya hükûmeti kendisini zorlu bir ekonomik bunalımda buldu: Ağustos 1913'teİkinci Balkan Savaşı'nın sona ermesinin ardından bir Avrupa bunalımı Brezilya'nın dış kredi alma kabiliyetini azaltırken, aynı zamanda Brezilya'nın kahve ve kauçuk ihracat pazarı da Brezilya kauçuk tekelinin Uzak Doğu'daki Britanya plantasyonlarına kaybedilmesi nedeniyle çökmüştü.[33][b] Buna ek olarak, denizaşırı ülkelerden gelen yeni dretnot inşaatı hakkındaki raporlar, geminin tamamlandığında rakiplerinin gerisinde kalacağını gösteriyordu.[34] Bu faktörler Brezilya'nın gemiyi Ekim 1913'te satışa çıkarmasına neden oldu. Gemi 28 Aralık 1913'te £2.750.000 karşılığındaOsmanlı donanmasına satıldı.[35] AdıSultân Osmân-ı Evvel olarak değiştirildi, Temmuz 1914'te deniz denemelerine çıkartıldı ve Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı Ağustos ayında tamamlandı.[36]
Savaş, geminin teslimattan önce deniz denemeleri sırasında çıktı. Osmanlı mürettebatı gemiyi teslim almak üzere Birleşik Krallık'a gelmiş olsa da Birleşik Krallık hükûmeti, Kraliyet Donanması'na dahil edilmek üzere gemiye el koydu.Tyne Nehri'nde bir nakliye gemisinde beş yüz Türk denizcisiyle bekleyen Türk kaptanHüseyin Rauf, Britanyalıları gemiye binerek Türk bayrağını çekmekle tehdit etti;Amirallik Birinci LorduWinston Churchill ise böyle bir girişim durumunda "gerekirse silahlı kuvvetle direnme" emri verdi.[37] İki gemiyi teslim almaya giden Osmanlı subay heyetinin içinde,Enver Paşa tarafından Sultan Osman gemisine süvari olarak atananRauf Orbay da vardı. Orbay'ın anılarını yazdığı "Cehennem Değirmeni" kitabında[38] belirttiği üzere, Birleşik Krallık hükûmetinden 2 Ağustos 1914 günü Reşadiye dretnotu ile beraber teslim alınması gerekirken, Osmanlı Sancağının çekilmesi törenine yarım saat kala Britanyalılar tarafından el konmuştur. Osmanlı heyeti İstanbul'a döndüğünde seferberlik ilan edildiğini öğrenmiştir.[39] Aynı zamanda Britanyalılar, ikinci bir Osmanlı zırhlısı olan ve Vickers tarafındanReşadiye adıyla inşa edilenKing George V sınıfındaki gemiye de el koyarakHMS Erin olarak yeniden adlandırdı. Sözleşmede böyle bir eyleme ancak o sırada Birleşik Krallık savaştaysa izin veriliyordu; Birleşik Krallık henüz savaşta olmadığı için bu eylemler yasa dışıydı. Birleşik Krallık hükûmeti Osmanlıları bir oldu bittiye getirmeye karar vermişti. 3 Ağustos'ta, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Birleşik Krallık büyükelçisi, hükûmete Britanya'nın gemileri ele geçirdiğini bildirdi.[40] Churchill, gemilerin Birleşik Krallık'a karşı kullanılması riskini almak istemedi, ancak bunun sonuçları oldu.[41]
Gemilere el konulması, gemileri kısmen halktan toplanan paralarla finanse edenOsmanlı İmparatorluğu'nda hatırı sayılır bir infiale neden oldu. Osmanlı hükûmeti, savaş gemilerinin maliyeti konusunda mali bir çıkmaza girdiğinde Osmanlı Donanması için tavernalardan, kafelerden, okullardan ve pazarlardan bağışlar gelmiş ve büyük bağışlar "Donanma İmtiyaz Madalyası" ile ödüllendirilmişti. Britanyalıların parası ödenen gemilere el koyması ve Almanlarınmuharebe kruvazörüGoeben'i Osmanlılara armağanı, imparatorluk kamuoyunun Britanyalılardan uzaklaşmasına ve Almanlara sempati duymasına neden oldu. OsmanlılarGoeben'in 29 Ekim'deKaradeniz'deki Rus tesislerine saldırmasının ardından Birleşik Krallık, Fransa ve Rusya'nın da yer aldığıÜçlü İtilaf'a karşı Almanya veAvusturya-Macaristan İmparatorluğu safında savaşa girdiler.[42]
Kraliyet Donanması, gemiyi görece almadan önce üzerinde çeşitli değişiklikler yaptı. İki merkezkulenin üzerindeki uçan köprü kaldırıldı,Türk tarzı tuvaletler değiştirildi.[43] Geminin adı "Agincourt", Churchill'in favori isimlerindendi; bu ad başlangıçta 1914-15 Deniz Gereksinimleri kapsamında sipariş edilen ancak savaşın patlak vermesiyle henüz inşasına başlanmayanQueen Elizabeth sınıfının altıncı gemisine tahsis edilmişti.[44] Takma adıThe Gin Palace, lüks donanımından ve adının bozulmuş telaffuzundan ("A Gin Court") geliyordu;pembe cin o dönemde Kraliyet Donanması subayları arasında popüler bir içkiydi.[45]
Birleşik Krallık Amiralliği bu kadar kısa süredeAgincourt büyüklüğünde bir gemiye mürettebat sağlama konusunda hazırlıksızdı. Bu sebeple mürettebat, "donanmanın en üst ve en alt noktalarından toparlandı: Kraliyet yatları ve askeri tevkif evleri."Agincourt'un kaptanı ve ikinci kaptanı, 3 Ağustos 1914'te mürettebatının çoğu Agincourt'a transfer edilenHMYVictoria and Albert'tan geldi. Donanma yedek personelinin çoğunu bu zamana kadar çoktan çağrılmış ve başka gemilere gönderilmişti, bu nedenle cezaları hafifletilen birkaç küçük suçlu, çeşitli deniz hapishanelerinden ve gözaltı kamplarından alındı.[46]


Agincourt, Büyük Filo'nun4. Harp Filosu'na (BS) katıldığı 7 Eylül 1914'te deniz denemelerindeydi.[47]Scapa Flow'daki filo demirleme alanı henüz denizaltı saldırılarına karşı güvenli değildi ve filonun çoğu denizde tutuldu.Agincourt Büyük Filo ile birlikte ilk seksen gününün kırkını denizde geçirdi. Bu, yalnızca düşmanı üslerinden çekmeyi amaçlayan Kuzey Denizi devriyeleri ile bölünen bir buçuk yıllık hareketsizliğin başlangıcıydı.[48]
1 Ocak 1915'teAgincourt hala 4. Harp Filosu'nda görevliydi, ancak 31 Mayıs 1916'daki Jutland Muharebesi'nden önce1. Harp Filosu'na atandı. Her bir gemi farklı bir sınıftan olduğu için mümkün olan en heterojen grup olanHercules,Revenge ve amiral gemisiMarlborough ile birlikte 1. HF'nin Altıncı Tümen'inin son gemisiydi. Altıncı Tümen, AmiralDavid Beatty'nin Savaş Kruvazörü Filosu'nun gemileriyle buluşmak için güneye yönelirken, daha sonraKuzey Denizi'ndeki AlmanAçık Deniz Filosu'ndan gelen düşmanlarla angaje olan Büyük Filo'nun en sağ sütunuydu.[49] Büyük Filo kumandanı AmiralJohn Jellicoe, 18.15'e kadar seyir formasyonunu muhafaza etti,[c] daha sonra her geminin 90° dönerek bir savaş sütunu oluşturması emrini verdi. Bu dönüş Altıncı Tümeni Büyük Filoda Alman Açık Deniz Filosunun zırhlılarına en yakın gemiler yaptı ve limana dönerken her gemiye ateş açtılar. Bu ateş yoğunluğu daha sonra Britanyalılar tarafından "Rüzgarlı Köşe" olarak bilinmeye başlandı, çünkü gemiler, hiçbiri isabet almamasına rağmen Alman mermilerinin sıçrattığı sularla yıkanmıştı.[50]
18.24'teAgincourt, ana toplarıyla bir Alman savaş kruvazörüne ateş açtı. Kısa bir süre sonra, Alman muhripleri Açık Deniz Filosu'nun güneyindeki dönüşü korumak için Britanya zırhlılarına torpido saldırıları yaptığında, altı inçlik silahlarıyla ateşe başladı.[51]Agincourt iki torpidoyu başarıyla savuşturdu, torpidolardan biriMarlborough'ya isabet etti.[52] 19.15 civarında sis azaldı ve gemi birKaiser sınıfı zırhlı ile çatışmaya girdi, Alman gemisinin duman ve sis içinde kaybolmasıyla çatışma sonuçsuz kaldı.[53] Saat 20.00 civarındaMarlborough, torpido hasarından dolayı bölmelerindeki stres nedeniyle hızını düşürmek zorunda kaldı, tümendeki tüm gemiler onun hızına uydu.[54] Kötüleşen görüş şartları altında tümen, Büyük Filo'yu gözden kaybetti ve ağır hasarlıSMSSeydlitz'in yanından ateş açmadan geçti.[55] Tümen şafakta sadece önceki günkü savaştan kalan kalıntılarla buldular, ardından 2 Haziran'da Scapa Flow'a geri döndü.[56]Agincourt, muharebe sırasında 144 on iki inç mermi ve 111 altı inç mermi ateşledi ancak bilindiği kadarıyla herhangi bir isabet kaydetmedi.[47]
Büyük Filo sonraki birkaç yıl içinde birçok sorti yapmasına rağmenAgincourt'un bunlara katılıp katılmadığı bilinmemektedir. 23 Nisan 1918'deAgincourt veHercules, Alman Açık Deniz Filosu Norveç ve Birleşik Krallık arasındaki İskandinav konvoylarını yok etmek amacıyla saldırıya çıktığında konvoylara koruma sağlamak için Scapa Flow'da görev yaptı. Alman istihbaratından gelen raporlardaki zamanlamalar yanlıştı, bu sebeple Almanlar pozisyonlarına ulaştığında hem gelen hem de giden konvoylar limandaydı; bu sebeple AmiralReinhard Scheer herhangi bir Birleşik Krallık gemisi tespit etmeyen filoya Almanya'ya dönmesini emretti.[57]
Agincourt daha sonra2. Harp Filosu'na transfer edildi[47] ve 21 Kasım 1918'de Açık Deniz Filosu'nun teslimiyetinde hazır bulundu.[58] Mart 1919'daRosyth'te yedeğe alındı. Gemiyi Brezilya hükûmetine satmak için yapılan başarısız girişimlerden sonra, Nisan 1921'de elden çıkarılmak üzere listelendi, ancak yılın ilerleyen döneminde deneysel amaçlarla kullanıldı.[27] Kraliyet Donanması daha sonra onu mobil bir deniz üssüne dönüştürmeyi planladı ve dönüşüm için hazırlık aşamasında yedi taretinden beşi ve barbetleri sökülerek depo ve atölyelere dönüştürüldü. 2 ve 5 numaralı taretler korunacaktı.[59] Bu planWashington Deniz Antlaşması'nın tonaj sınırlamalarına uymak için iptal edildi ve gemi 19 Aralık 1922'de hurdaya satıldı, 1924'ün sonunda söküldü.[27]