| Giovanni Papini | |
|---|---|
1921'de Papini | |
| Doğum | 9 Ocak 1881(1881-01-09) İtalya,Floransa |
| Ölüm | 8 Temmuz 1956 (75 yaşında) İtalya,Floransa |
| Takma ad | Gian Falco |
| Meslek | Romancı, şair |
| Edebî akım | Futurizm, Modernizm, Pragmatizm |
| Önemli eser | Gog |
| Etkin yılları | 1903-1956 |
Etkiledikleri | |
Etkilendikleri | |
| İmza | |
Giovanni Papini (9 Ocak 1881,Floransa - 8 Temmuz 1956,Floransa), İtalyan denemeci, gazeteci, edebiyat eleştirmeni, şair, romancı.
Giovanni Papini resmî bir üniversite eğitimi almadan, kendi kendini yetiştirmiş bir "otodidakt" olarak entelektüel hayata atılmış, gençliğinde doyurulmaz bir okuma iştahı ve her şeyi bilme hırsıyla dolmuştur. 20. yüzyılın başlarındaLeonardo veLacerba gibi İtalyan avangardının en önemli dergilerini kurarak kültürel bir lider figürü haline gelmiştir. Bu ilk döneminde pragmatizm, ateizm ve nihilizmden beslenen Papini, yerleşik tüm değerlere, akademik felsefeye ve burjuva kültürüne karşı saldırgan bir isyan bayrağı açmıştır. Bu dönemin zirvesi ve en kalıcı eseri, entelektüel hırsının ve ardından gelen derin hayal kırıklığının acımasız bir samimiyetle anlatıldığı otobiyografik başyapıtıUn uomo finito (Bitik Adam)'dır.
Henüz yirmi beş yaşındayken kaleme aldığıIl Crepuscolo dei Filosofi (Filozofların Alacakaranlığı) adlı eserinde Kant, Hegel, Schopenhauer, Nietzsche gibi Batı felsefesinin dev isimlerini acımasızca eleştirmiş, onların sistemlerinin hayattan kopuk, kişisel zaaflarının ürünü ve sonuçta başarısız olduğunu iddia etmiştir.
Birinci Dünya Savaşı'nın yarattığı sarsıntı ve içsel bunalımlarının ardından Papini, 20. yüzyıl İtalyan edebiyatının en dramatik dönüşlerinden birini yaşayarak Katolikliğe yönelmiştir. Bir zamanların en gürültülü ateisti, şimdi inancın en tutkulu savunucularından biri olmuştur. Bu dönüşümün en önemli meyvesi, dünya çapında büyük bir başarı kazananStoria di Cristo (İsa'nın Hayatı)'dır. Bu eserde, teolojik bir metinden ziyade, Mesih'i son derece canlı, insani ve tutkulu bir dille anlatarak hem milyonları etkilemiş hem de eski avangard dostlarını şaşkınlığa uğratmıştır. Ancak bu yeni döneminde dahi kışkırtıcı ruhunu kaybetmemiştir.
Papini'nin en kışkırtıcı ve dünya çapında tanınan eserlerinden biri olanGog, geleneksel bir romandan çok, 20. yüzyıl medeniyetine yöneltilmiş parlak bir hicivdir. Eser, adını, dünyadaki her şeyi satın alabilecek kadar zengin lâkin hiçbir şeyden tatmin olamayacak kadar da bıkkın olan esrarengiz Amerikalı multi-milyoner Gog'dan alır. Bir günlük veya anı defteri formunda yazılan kitap, Gog'un, can sıkıntısını gidermek için çıktığı dünya seyahatinde yaşadığı akıl almaz maceraları ve karşılaştığı tuhaf karakterleri (Lenin'den Freud'a, bir yamyam kraldan metreyle şiir satan bir şaire kadar) anlatır. Bu fantastik ve paradoksal anlatılar aracılığıyla Papini, modernliğin putlarını –ilim, sanat, siyaset,felsefe– acımasızca alaya alır ve paranın mutlak gücünün aslında mutlak bir anlamsızlığa yol açtığını gösterir.Gog, Papini'nin modern ruhunhissî veruhî boşluğuna dair koyduğu en keskin teşhislerden biridir ve yazar bu karakterin maceralarına daha sonraIl Libro Nero (Kara Kitap) adlı eseriyle devam etmiştir. Türkiye'de Fikret Adil'in çevirisini yaptığıGog veIl Libro Nero; tek kitap halindeGOG ismiyle yayınlanmıştır.
Papini'nin hayatındaki anlaşılması en zor dönem, Faşizm'in yükselişiyle kesişir. Onu doğrudan bir rejim destekçisi olarak görmek yerine, Papini'nin Mussolini iktidarını İtalyan toplumunu manevî bir çöküşten kurtaracak ve Katolik medeniyetini yeniden ihya edecek bir araca dönüştürme arzusunda olduğunu söylemek daha doğru olur. Rejimle bir angajmana girerek onu içeriden etkilemeyi, onakültürel veruhî bir yön çizmeyi ummuştur. Bu çabası, özellikle savaş sonrası dönemde pek çok entelektüel tarafından yanlış anlaşılmış ve eleştirilmiştir. Fikir hayatı boyunca sergilediği tutum, basit çelişkilerden ziyade, gençliğinin yıkıcı nihilizminden başlayarak hayatın anlamını arayan ve sonunda inançta karar kılan, giderek olgunlaşan bir seyrin izlerini taşır. Hayatının son yıllarını hastalıklarla mücadele içinde geçiren Papini, ardında devasa bir külliyat ve modern ruhun tüm sancılarını, isyanlarını ve arayışlarını en tutkulu dille ifade eden bir düşünürün samimi tanıklığını miras bırakmıştır.
Papini'nin kurduğu dergiler:
Ölümünden Sonra Yayınlanan