Gana,[a] resmi adıylaGana Cumhuriyeti,Batı Afrika'da yer alan bir ülkedir. GüneydeGine Körfezi veAtlas Okyanusu'na kıyısı bulunan Gana, batıdaFildişi Sahili (Côte d'Ivoire), kuzeydeBurkina Faso ve doğudaTogo ile sınır komşusudur. 239.567 km²'lik bir yüzölçümüne sahip olan ülke, kıyı savanlarından tropikal yağmur ormanlarına kadar uzanan çeşitli ekosistemleri barındırır. Yaklaşık 35 milyonluk nüfusuyla Batı Afrika'nın en kalabalık ikinci ülkesi olan Gana'nın başkenti ve en büyük şehriAkra'dır. Diğer önemli şehirleri iseTema,Kumasi,Sunyani, Wa, Cape Coast,Techiman,Tamale veSekondi-Takoradi'dir. Gana, 1957 yılındaBüyük Altılı olarak bilinen liderlerin önderliğindeSahra Altı Afrika'da bağımsızlığını kazanan ilk ülke olmuştur.[6][7][8] Ülke sınırları içerisinde yer alan zengin maden yataklarının en önemli parçasını oluşturan maden olan altın nedeniyle eski koloni sahibi Birleşik Krallık ülkeye koloni dönemindeAltın Sahili ismini vermiştir.
Gana topraklarında kurulan en eski krallıklardan güneyde Bonoman ve kuzeyde Dagbon Krallığı, tarih sahnesine ilk defa 11. yüzyılda çıkmıştır.[9][10] Yüzyıllar içindeAşanti İmparatorluğu ve diğer Akan krallıkları güneyde yükselmiştir.[11] 15. yüzyıldan itibarenPortekiz İmparatorluğu başta olmak üzere Avrupalı güçler bölgedeki ticaret hakları için mücadele etmiş, nihayetinde 19. yüzyılda İngilizler kıyı bölgesinde tam hakimiyeti ele geçirmiştir. Bir asırdan fazla süren sömürgecilik karşıtı direnişlerin ardından Gana'nın bugünkü sınırları oluşmuş ve bölge dört farklı İngiliz sömürge toprağını kapsamıştır:Altın Sahili,Aşanti, Kuzey Bölgeleri veBritanya Togoland. Bu bölgeler birleştirilerekMilletler Topluluğu (Commonwealth) içinde bağımsız bir yönetim olarak tanınmıştır. Böylece Gana, 6 Mart 1957'de Sahra Altı Afrika'da bağımsızlığını kazanan ilk ülke olmuştur.[6][7][8] Ülkenin ilk devlet başkanıKwame Nkrumah liderliğinde Gana, sömürgeciliğe karşı verilen mücadelelerde vePan-Afrikanizm hareketinde önemli bir rol oynamıştır.[12][13]
Gana,çok etnikli bir yapıya sahip olup, farklı dil ve din gruplarına ev sahipliği yapmaktadır.[1] Ülkedeki en büyük etnik grupAkanlar olsa da, nüfusun tamamı içinde çeşitli topluluklar mevcuttur. Gana halkının büyük çoğunluğuHristiyandır (%71,3);Müslümanlar nüfusun yaklaşık beşte birini, geleneksel inanışlara sahip olanlar veya herhangi bir dine mensup olmayanlar ise yaklaşık onda birini oluşturur.[14] Gana, başkanlık sistemiyle yönetilenüniter biranayasal demokrasidir ve devletin başı aynı zamanda hükûmetin başkanıdır.[15] Gana, 2012'de Afrika Yönetim Endeksi'nde kıtanın en istikrarlı yedinci ülkesi, Kırılgan Devletler Endeksi'nde ise beşinci ülke olarak gösterilmiştir. 1993 yılından bu yana Afrika kıtasındaki en özgür ve istikrarlı yönetimlerden birine sahip olup sağlık,ekonomik büyüme ve insani gelişim (HDI) alanlarında kayda değer ilerlemeler kaydetmiştir.[12][16] Bu özellikleri sayesinde Gana, hem Batı Afrika'da hem de kıta genelinde önemli bir etkiye sahiptir.[17]
Ülkeye verilen Gana ismi ile Batı Afrika'da kanıtlanabilen ilk büyük imparatorluk olanGana İmparatorluğu'na atıfta bulunulmuştur. İlk Arap tüccarların 9. yüzyıldaki yazışmalarında söz edilen ve o dönem sadece kuzey Afrikalı tüccarlardan tarafından bu ismi ile anılan imparatorluğa, kendi halkıWagadu ya daTa'rikh al-Sudan demekteydi.[18]
16. yüzyıl Akan Pişmiş toprak,Metropolitan Museum of ArtBatı Afrika'da Gine bölgesi ve çevre bölgelerdeki AkanAshanti Krallığı'nı gösteren 1850 haritası18. yüzyıl Ashanti pirinç "kuduo". Altın tozu ve külçeleri, kişisel değeri ve önemi olan diğer öğeler gibi "kuduo"da tutuldu. Sahiplerininkra veya yaşam gücükuduo için kap olarak, o kişiyi onurlandırmak ve korumak için düzenlenen törenlerin öne çıkan özellikleriydi.
Günümüzde Gana'nın varlığını sürdürdüğü topraklara insanlar ilk olarak 150.000 ila 200.000 yıl önce gelmişlerdir. O dönemki iklimi günümüz iklimi ile aynı olduğundan tarım ve hayvancılık için şartlar elverişli bir konumdaydı. Sangoan kültürüne mensup toplulukların oluşturduğu bu gruplar 25.000 yıl önce başlayan ve 13.000 yıl öncesine kadar süren şiddetli kuraklık ve buna bağlı olarak tarımsal faaliyetlerin sürdürülememesi nedeniyle bölgeyi terk etmişlerdir. Bu tarihten itibaren bölgenin bir daha ne zaman yerleşime sahne olduğundan tam emin olunmamakla birlikte bulunan en eski kalıtınlar 5.800 yıl öncesine ait çanak çömlek kalıntıları olmuştur.
Ülke tarihindeki büyük krallık ve imparatorluklar günümüzde Gana'nın kuzeyinde bulunan bölgelerde kurulmuştur. 15. yüzyılın başlarında DagombalarDagomba Krallığı'nı, 16. yüzyılda Mamprusiler, 17. yüzyılda de Gonjalar'da kendi krallıklarını bu bölgelerde ilan etmişlerdir. Tüm bu krallıklar kültürel ve yaşam biçimi açısından günümüzde Burkina Faso'da bulunan Mossi etnik grubundan etkilenmiş, oluşturdukları atlı süvariler ile de güvenliklerini sağlamışlardır. Orta Gana'nın yağmur ormanlarına kadar dayandırdıkları sınırlarını, bölgede başta at yetiştiriciliği olmak üzere hayvancılığı ve tarımı etkileyençeçe sineği varlığı nedeniyle daha da ileriye taşıyamamışlardır.
1200'li yıllara kadar herhangi bir yerleşime sahip olmayan Gana'nın orta bölümleri, bu tarihte kuzeyden daha da aşağılara inerek gelen Akan toplulukları ile birlikte yerleşim almaya başlamıştır. Özellikle 15. yüzyıl sonları ile 16. yüzyıl başlarında hızlı bir göçe sahne olan bölgede birbiriyle kopuk Akan toplulukları birleşerekBono Krallığı gibi krallıklar oluşturmuşlardır. 1680 yılında kurulanAshanti Krallığı ile birlikte dağınık krallıklara son verilmiş, Ashanti tüm Akan krallıklarını hakimiyeti altına alarak birleştirmiş, bu dönemden sonra da Avrupalılar ile sık sık karşı karşıya gelmiştir.
Ülkenin güney bölgelerinde ise günümüzde de bu bölgelerde yaşayan Fantiler, Galar, Eveler ve diğer küçük etnik gruplar yaşamaktaydı. 15. yüzyıl ile 16. yüzyıl döneminde bu bölgeden yaşayan bu topluluklar, merkezi bir yönetim oluşturamamış ve devlet yapısı oluşturamamışlardır. Avrupalıların bu bölgeye sahil kesiminden ilk defa giriş yaptıklarında bu küçük gruplar ile karşılaşmışlardır.
Bölgenin kıyı şeritlerinde yaşayan halk çok erken tarihlerde Avrupalılar ile tanışmışlardır. Özellikle 1471 yılından itibaren gelen ilk Avrupalılar olan Portekizli tüccar ve askerlerin bu bölgeye uğramaları Avrupalılar ile olan münasebetleri üst seviyelere çıkarmıştır. Bu bölgeye gelmelerinde sadece 11 yıl sonra 1482'de yerli kabile reisleri ile anlaşarak sahile üs olarak kullanabilecekleriElmina Kalesi'ni yapmışlardır. Portekizlilerden sonra bölgeye Danimarka'dan, İsveç'ten, Hollanda'dan, Britanya'dan ve Fransa'dan başta olmak üzere birçok Avrupalı daha gelmiş, yerliler ile anlaşarak kaleler yapmışlar ve zaman içerisinde birbirleriyle mücadele etmişlerdir. Afrika kıtasının hiçbir sahil bölgesinde, Gana'nın bu bölgesinde olduğu kadar sık ve birbirine yakın Avrupalıların oluşturduğu kaleler ve üsler bulunmamaktadır. Bu yakınlık bazı kaleler arasında görüş mesafesi uzaklığında yapılmaktaydı. Bu kaleler Avrupalıların mülkü olarak yapılmamaktaydı, kalelerin yapıldığı alanlar ücreti karşılığı kabile reisi tarafından kiralanmaktaydı. Kaleler o dönem için sömürge düşüncesi ile oluşturulmamış, ticari üs olarak inşa edilmiştir. Avrupalılar ilk yıllarında baharat ve altın madeni ilgisi nedeniyle bu bölgede bulunmuş daha sonraki yıllarda buna özellikle Amerika'ya gönderilme üzerine kurgulanmış köle ticareti de eklenmiştir. Afrikalılar bu ticaret karşılığında silah, mühimmat ve malzeme elde etmekteydi. Avrupalılar ile gerçekleşen bu ilk temaslar daha sonraki yıllarda oluşacak koloni sömürge sisteminden farklı olarak ilerlemekte, Afrikalılar ile Avrupalılar eşit şartlarda ticaret yapmaktaydı. Avrupalılara o dönem verilen kölelerde zengin yerliler tarafından ücreti karşılığı verilmekte ve herhangi bir Avrupalıları zorlamasını ya da baskınını içermemekteydi.
1800'lü yıllara gelindiğinde Britanyalılar ve Hollandalılar diğer Avrupalılara karşı üstünlük kurarak bölgeye daha çok hakim olmaya başlamışlardır.
1680 yılında dağınık olarak yaşayan Akan krallıklarını tek çatı altında toplayarak oluşturulan Ashanti Krallığı mevcudiyetini 1896 yılına kadar sürdürmüştür.
Sınırlarının büyük bir bölümünü günümüzde var olan Gana devletinin oluşturduğu krallık, bünyesine kattığı ülkelerin iç işlerine pek müdahalede bulunmaması nedeniyleAshanti Federasyonu olarak da anılmaktadır. Sömürge sisteminin yoğunlaştığı dönemlere kadar özellikle Hollandalılar ile ticari ilişkilerini sorunsuz ilerleten krallık, altın rezervlerinin yoğun olduğu bölgeye İngilizlerin ilgi duyması ile sorunlar yaşamaya başlamış, Afrikalı yerliler ile Avrupalılar arasındaki güvene dayalı eşit ticaret anlayışı yerini askeri alanda daha güçlü olan Avrupalıların ve özellikle İngilizlerin yerel halk üzerindeki baskıcı bir anlayışına bırakmıştı.
19. yüzyıl içerisinde yaşanan dört farklıAshanti Savaşları ile Ashanti güçleri ileBirleşik Krallık güçleri karşı karşıya gelmiş, bunların sonuncusu olan ve 1894 ile 1896 yılları arasında olanı neticesinde Ashanti Krallığı'nın varlığına son verilmiş ve bölge Birleşik Krallık'ın himayesi altına alınmıştır. Bu son savaş öncesi Ashanti kralı, tahtını kaybetmemek adına İngiliz himayesi altına girmeyi kabul etmiş, ancak İngilizler ilerleyen dönemlerde altın açısından zengin olan bölgenin Fransız ve Alman sömürge yönetimleri tarafından ilhak edilmesi ihtimaline karşı bu öneriyi reddederek ülkenin varlığına tamamen son vererek toprakların tek hakimi olmuştur. Bu olaydan sonra Ashanti Savaşlarının devamı ve beşincisi olarakAltın Taht Savaşı meydana gelmiş, Ashantililerin kutsal olarak gördükleri ve Ashanti kralının oturduğu altın kaplı tahtın İngilizler tarafından talep edilmesi neticesinde Mart 1900 ile Eylül 1900 yılları arasında yaşanmıştır. Yurtdışına sürgüne gönderilmeyen az sayıda Ashantili söz konusu tahttı, İngilizlere teslim etmeyerek sık ormanlık alana saklamış, bu taht ancak 1920 yılında İngilizler tarafından bulunabilmiştir. Birleşik Krallık 1896 yılından bu yana hakim olduğu toprakları 1 Ocak 1902 tarihinden itibarenAltın Sahili sömürgecilik sisteminin bir parçası olarak tam anlamıyla kendi bünyesine dahil etmiştir.
19. yüzyılın başında bölgede ticari faaliyetler münasebetiyle üsleri bulunan üç ülke kalmıştı. Britanyalı, Hollandalı ve Danimarkalı tüccarlarAltın Sahil de sahip oldukları şahsi ticari kaleler ile bağlarını bu bölgeden koparmamışlardı. 1821 yılında Britanya hükûmeti önemli bir adım atarak, var olan Britanya kalelerini esnafın ve yerleşimcilerin vazgeçirme çabalarına rağmen bölgeyiAltın Sahil Kolonisi olarak Londra'da bulunanKoloni Bakanlığı'na bağlamıştır. 1874 yılında bölge Kraliyet kolonisi olarak ilan edilmiş, Ashanti Krallığı'na da 1902 itibarıyla varlığına son verilerek iç kesimlerdeki Ashanti bölgesi ile kuzey bölgelerde de hakimiyeti ele almış ve koloni Accra'da bulunan vali tarafından yönetilmiştir. Bölgede bulunan tüm kabile liderleri dolaylı yönetim şekli ile valiye bağlanmış, gerçekte kolonileştirilen kıyı şeridi bölgesinde de 29 kişilik yasama konseyi oluşturulmuş, bu konseye de dokuz Afrikalı seçilmiştir.
II.Dünya Savaşı esnasında birçoğu Güneydoğu Asya'da konuşlandırılmak üzere bu bölgeden 40.000 asker Birleşik Krallık adına savaşa katılmıştır.
1957'de Gana'nın bağımsızlığı için üst baskı yapılmış Altın Sahili posta pulu
6 Mart 1957'de Gana bağımsızlık kutlamaları
1946 yılında yapılan yeni bir düzenleme ile yasama konseyine Ashanti bölgesi ile kuzey bölgelerin de temsilci göndermesine karar verilmiş ve böylece yerel temsilcilerin temsil alanında güçlenmesine neden olunmuştur.
1947 yılındaKwame Nkrumah önderliğinde kurulanUnited Gold Coast Convention Party (UGCC) hareketi, bir yıl sonra yaşanan kargaşa ve çatışmalar neticesinde ön plana çıkmış ve Nkrumah'da dahil olmak üzere üst düzey yöneticileri yaşananlardan sorumlu tutularak tutuklanmıştır. Yaşanan bu olay Gana tarihinde önemli bir dönem noktası teşkil etmektedir.
Bundan sonraki iki yıllık süreçte Nkrumah -ki bu dönemde UGCC'den ayrılarakConvention People’s Party (CPP) partisini kurmuştur- ülke genelinde organize ettiği boykotlar ve grevler ile Birleşik Krallık'tan ülkenin kendi kendisini yönetme hakkını talep etmiştir. Nkrumah yaşanan bu olaylar neticesinde 1950 yılında Britanyalılar tarafından tutuklanmıştır. Buna rağmen CPP yapılan ilk seçimlerde büyük bir başarı elde etmiş, bir yıl sonra yapılan ikinci seçimleri de ezici çoğunluk ile kazanmışlardır. Yaşanan bu gelişmeler neticesinde valiCharles Noble Arden-Clarke Nkrumah'ı serbest bırakarak hükûmete almak durumunda kalmıştır. 1952 yılının Mart ayında yasama meclisi tarafından yapılan gizli oylama neticesinde NkrumahAltın Sahil Kraliyet Kolonisinin başbakanı seçilmiştir.
6 Mart 1957 tarihinde Britanya Kraliyet kolonisiAltın Sahili veBritanya Togoland, Gana ismi ile bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bağımsızlık bildirisinden bir yıl önce 1956 yılında II.Dünya Savaşı neticesinde Birleşik Krallık'ın Almanya'dan aldığı Togoland'dın batı kesiminde gerçekleştirilen referandumda, halkın büyük bir kısmı yeni oluşturulacak bu ülke ile birleşmeyi kabul etmiştir.
Bağımsızlığın 6 Mart olarak belirlenmesi bilinçli olarak gerçekleştirilmiştir. Söz konusu tarihteFanti Federasyonu Britanya Krallığı ile anlaşma yaparak Britanya hakimiyeti altına girmiş, bu hakimiyet 1901 yılında Ashanti Krallığı'nın ve kuzey bölgelerinin ilhakı ile tamamen kolonileşme ile son bulmuştur.
Afrika kıtasının batı bölgelerinde yer alan ülkeler içerisinde siyahilerin bağımsızlıklarını ilan ettiği ilk ülke olan Gana, bağımsızlık sonrası dönemlerde de Britanya ile bağlarını tamamen koparmamış, aynı şekilde siyahi Afrika'nınİngiliz Milletler Topluluğu'ndaki ilk ülkesi olarak ortak üye olarak ikili ilişkileri korumuştur.
Ülke bağımsızlığını kazanmasına rağmen kısa süre içerisinde iktidar mücadelelerine sahip olmuştur. Gana'da 1966, 1972, 1978 ve 1979 yıllarında gerçekleştirilen askerî darbeler ile başa gelen ordu mensupları yaşanan sorunlara çözüm de olamamış hatta daha da çözümsüzlük ve sorunlara neden olmuştur. Özellikle 1970'li yıllarda askerî cuntanınIgnatius Kutu Acheampong yönetiminde başta olduğu yıllarda borçlar çoğalmış, kamu düzeni daha da bozulmuş ve yozlaşmıştır.
1985 yılında kısa bir süre için Burkina Faso ileBatı Afrika Birliği adı ile birleşime gidilmiş ancak bu uzun süreli bir birliktelik olmamış, 1987 yılında Burkina Faso'da yaşanan veThomas Sankara'nın öldürülmesi ile sonuçlanan darbe ile bu birliktelik ansızın sona ermiştir.
Daha önceki yıllarda darbelerde başrol oynayan ve 1979'da gerçekleştirdiği başarısız darbe girişimi sonrası 1981'deki darbede ülkede iktidarı ele alanJerry Rawlingsdemokratikleşme adına adımlar atmış, demokratik bir yeni anayasa çalışması başlatmış, bağımsız seçimlerin önünü açmış ve çok partili sisteme geçişi onaylamıştır. Basın ve fikir özgürlüğü önündeki engelleri kaldıran Rawlings, herkesin yasa önünde eşit olduğunu kabul eden ve BM'nin onayladığı insan hakları maddelerini onaylamıştır. 1981'de elde ettiği makamı 2001 yılına kadar sürdüren Rawlings, 2001 yılında gerçekleştirilen seçimlere yeni anayasa gereği katılamadığı içinJohn Agyekum Kufuor kazanmış ve iktidara gelmiştir. 2004 seçimlerini de kazanan Kufuor, 2008 seçimlerine yasa gereği üçüncü bir başkanlık dönemi için katılamayıncaJohn Atta Mills çoğunluğu elde edene aday çıkmayınca gerçekleştirilen iki turlu seçimde Gana'nın yeni devlet başkanı olmuştur.[19] 2012 yılına kadar bu görevini sürdüren Mills'in Temmuz 2012'de beklenmedik bir şekilde hayatını kaybetmesi neticesinde başkan yardımcılarındanJohn Dramani Mahama bu göreve atanmış, Aralık 2012'de gerçekleştirilen ara seçimler ile de makama resmen seçilmiştir.[20][21]
2000 genel seçimlerini kazanan Yeni Vatansever Parti'denJohn Kufuor, 7 Ocak 2001'de Gana cumhurbaşkanı olarak yemin edip görevine başladı. 2004 seçimlerinde yeniden cumhurbaşkanlığına seçildi. Gana cumhurbaşkanı olarak iki dönem (dönem sınırı) görev yaptı. Böylece dördüncü cumhuriyet döneminde, ilk kez iktidar meşru olarak seçilmiş devlet başkanı ve hükûmet başkanından diğerine devredildi.[22]
İktidar partisi adayı Nana Akufo-Addo, 2008 genel seçimlerinin ardından Ulusal Demokratik Kongre'denJohn Atta Mills tarafından çok yakın olarak seçimde yenildi.[23][24] Mills eceliyle öldü ve yerine 24 Temmuz 2012'de Başkan YardımcısıJohn Mahama geçti.[25] 2012 genel seçimleri sonrasında Mahama başkan oldu[26] ve demokrasi de istikrarlıydı.[22] 2016 genel seçimleri sonucunda[27]Nana Akufo-Addo 7 Ocak 2017'de başkan oldu.[28] Sıkı çekişmeli 2020'deki seçimi sonrasında yeniden seçildi.[29]
11 Haziran 2021'de Gana, ormansızlaşmayla mücadele etmek için ülkenin yağmur ormanlarını korumaya yönelik yoğun bir çabayla 5 milyon ağaç dikmek amacıyla Yeşil Gana Günü'nü başlattı.[30]
Gana genel olarak alçak bir coğrafyaya sahip olmakta olup, sadece belli yerlerde 900 m'ye çıkan yükseltiler görülebilmektedir. Ülke topraklarının neredeyse yarısı 150 m altında bir yükseltide yer almaktadır. Ülkenin toplamda var olan 2.094 km'lik sınırın 549 km'si Burkina Faso, 668 km'si Fildişi Sahili ve 877 km'si Togo ile oluşurken, ülkenin ayrıca 539 km sahil şeridi bulunmaktadır.
Gana yol haritasıDoğal limanları olmayan geniş kumsallar, Gana kıyılarının özelliğidir.
Coğrafi açıdan sahil şeridi bölgesi, yağmur ormanları bölgesi ve savan bölgesi olarak üç bölüme ayrılan ülkede yüzey yapısı bakımından da beş doğal alana ayrılmaktadır. Bu alanlar alçak ovalar, Aschanti yüksek arazileri, Akwapim-Togo Sıradağı, Volta Havzası ve yüksek ovalardır. Ülkenin sahil kesiminde var olan ve geniş kumsallara veMangrov alanlarına sahip alçak ovalar, batıya doğru ilerledikçe yerini deniz seviyesinden 450 m yükseltiye kadar çıkan Aschanti yüksek arazilerine bırakmaktadır. Yüksek arazilerin doğu bölgesinde başlayan Volta Havzası sahip olduğu 87.000 km² alan ile ülke içerisindeki en büyük doğal alanı oluşturmaktadır. Ülkenin kuzey bölgelerinde yer alan yüksek ovalar ile de Gana içerisindeki doğal alanlar sona ermektedir. Ülkenin güney bölgesinde başkent Accra'dan başlayarak Togo'ya kadar uzanan Akwapim-Togo Sıradağları üzerinde ülkenin en yüksek noktaları yer almakta olup dağ tepelerinde ve yamaçlarında sık yağmur ormanları bulunmaktadır.
Gana topraklarının üçte ikisi yani %66'sına tekabül eden 158.000 km² bir alan Volta Nehri kaynağından beslenmektedir. Nehrin alt kısımlarında yapay olarak dünya üzerindeki yüzeysel olarak en büyük su birikintisi ileAkosombo Barajı oluşturulmuştur. Ülke genelinde ayrıca Aschanti bölgesinde kaynağı çıkan ve Atlas Okyanusu'na dökülen birçok nehir bulunmaktadır.
Gana tropikal iklime sahip bir ülke olup mevsimsel geçişler yaşamamaktadır. Ülkede mevsimlerden ziyade yağışlı ve kurak dönemler görülmektedir. Gece ve gündüz sürelerinin neredeyse eşit olduğu Gana'da iklim güneyde daha nemli, yağışlı ve buna bağlı olarak yağmur ormanların sık görüldüğü, kuzeyde ise daha kurak ve yağışsız bölümlerde tropik yağmur ormanları ile kuru çöller arasındaki geçiş bölgesinde yer alan geniş çayırlar yer almaktadır. Ülkenin kuzeydoğu bölgesinden esen Harmattan rüzgarları, Kasım ile Şubat ayları arasında yaşanan kurak dönemin yaşanmasına neden olmaktadır. Yağışların bol olduğu yağmur dönemlerine Batı Afrika Monsun sistemi neden olmaktadır. Ülke genelinde en çok yağışların gerçekleştiği en dış güneybatı bölgesindeki sahil kesiminde yıllık ortalama 2.000 mm üzerinde yağış gerçekleşmektedir. Bu oran kuzey bölgelerde 1.000 mm civarında seyrederken, batı kıyı bölgelerde ve özellikleAksim şehrinde 2.200 mm'ye varan yıllık yağış ortalamaları görülmektedir. Başkent Accra'da bu oran 800 mm dolaylarındadır. Güneybatı bölgelerinin nemli ve ıslak olması her daim yeşil yağmur ormanların varlığına sebep olmakta ve bu alanda tropikal ormanlara geçiş görülmektedir.
Togo veBenin'de yer alanAtakora Sıradağı'nın dağlık ve tepelik eteklerinden oluşan Akwapim-Togo Sıradağı Accra'dan başlayarak Togo sınırı boyunca ilerleyerek sınırı geçerek Togo'da devam etmektedir. Bu bölgelerde çok sık olarak şelalere rastlanmaktadır. Volkanik bir geçmişe sahip dağların tepelerinde ve yamaçlarında sık yağmur ormanları bulunmaktadır.
Ülkenin en yüksek noktasını 885 m ile Togo sınırında bulunan Liati Wote köyü yakınındakiAfadjato Dağı oluştururken, en yüksek ikinci dağı ise yine Togo sınırına yakın bir konumda bulunan ve 876 m'lik bir yükseltiye sahip olanDzebobo Dağı oluşturmaktadır. Her iki dağda Akwapim-Togo Sıradağlarının bir parçası olurken, sıradağlara ismini veren Akwapim Dağı ise ülke içerisindeki en yüksek dördüncü dağ konumundadır.
Volta baraj gölü kapladığı 8.502 km² bir alan ile ülkenin merkezinde yer almaktadır.Siyah Volta,Beyaz Volta,Afram,Daka veOti nehirlerinden beslenen baraj, oluşturulan Akosombo barajı ile meydana getirilmiştir.
Ülkede bir milyonluk bir geçmişe sahip olduğu tahmin edilen ve bir meteorun düşmesi sonucu oluştuğu düşünülen ve herhangi bir su kaynağının giriş ya da çıkış yapmadığıBosumtvi Gölü Ashanti bölgesinin merkez şehriKumasi'nin 32 km uzağında bulunmakta ve ülkenin önemli turistik merkezlerinden biri olmasının yanı sıra dini açıdan da halk arasında önemli bir konuma sahiptir.[31][32]
Ülkede ayrıca Pra, Bia, Ankobra ve Tano nehri gibi Atlas Okyanusu'na dökülen daha küçük nehirlerde bulunmaktadır.
Ülke genelinde çok sayıda bitki ve hayvan çeşidi bulunmaktadır. Özellikle tropikal yağmur ormanları biyo çeşitliliğe neden olmaktadır. Ancak son yıllarda tahrip edilen yağmur ormanları 20. yüzyılda 85.000 km² bir alanı kaplayan bir konumda bulunurken, bu oran bu yüzyıl içerisinde yarıdan da fazla azalarak 40.000 km² 'ye kadar düşmüştür. Ülke genelinde yıllık olarak %1,7 düzeyinde orman kaybı yaşanmaktadır.
Her daim yeşil bir renge sahip olan yağmur ormanları 50 m yüksekliğe, 3 m kalınlığa varabilen ve 300 yılı bulabilen ağaçlar ile kaplı bir konumdadır. Meliaceae, Azobé, Sapeli (Entandrophragma cylindricum), Khaya ağaçları bu bölümlerde büyük çoğunluğu oluştururken ayrıcaincir,epifit,salepgiller, cola veHevea brasiliensis ağacı ve bitkileri de yoğun olarak bulunmaktadır. Bunların haricinde ülkede 1.200'den fazlapalmiye ağacı çeşidi gözlenmektedir.
Savan bölgelerinde ise genellikle tek başına bulunanBaobab ağaçları gözlemlenmekte olup, sahil kesimlerinde Mangrov ormanları ile birlikte çok sayıda palmiye ağaçları görülmektedir.
Ülkedeki yaban hayat ise çok fazla çeşitlilik arz etmektedir. Ülke sınırları içerisindepapağan,boynuzgaga,kartal,ağaçkakan,beçtavuğu vegüvercin gibi tropikal kuş çeşitlerinin yanı sıra çok sayıda göçmen kuş sürüleri de bu topraklarda gözlemlenebilmektedir. Nehir kıyılarında ve sulak alanlarda da birçok su kuşu çeşitleri bulunmaktadır.
Gana, çok uluslu bir devlet yapısına sahiptir. Ülkede birçok etnik grup yer almaktadır. Bu etnik grupların toplulukları birkaç yüz bin ile birkaç milyon arasında değişmektedir. Önceki yıllara oranla farklı etnik gruplar arasında yaşanan evliliklerde artış gözlenmekte, bu evlilikler etnik gruplar arasındaki farklılıkları belirsizleştirmektedir. Bundan dolayı etnik gruplarının ülke içerisindeki toplam nüfusunu belirlemek zorlaşmakta, birçok farklı kaynakta farklı veriler elde edilebilmektedir.
Ülke içerisindeki çoğunluğu oluşturan en önemli etnik grup %47 ile Akanlar'dır. Bunun haricinde Dagombalar, Eveler, Galar ve Gurmalar diğer etnik grupları oluşturmaktadır. Gana'da var olan topluluğun %14,5 gibi bir oranını 100'ün üzerinde farklı etnik grup paylaşmaktadır. nüfusun Ülkede var olan %1.5 diğer toplulukları ise Avrupalılar ile birlikte Çinliler ve Lübnanlılar oluşturmaktadır.
Gana orta genç bir nüfusa sahip olup, 2020 tahmini verilerine göre %56,08'i 0-24 yaş aralığındadır. Ülkenin diğer Afrika ülkelerindeki ortalamaya göre yüksek bir oran ile %4,44'ü 65 yaş ve üzerindedir.[33]
Ülkede var olan 79 farklı dil ile dil çeşitliliği yüksek düzeydedir. Ülkenin resmî diliİngilizcedir. Ülkede resmî dilin haricinde en çok konuşulan yerel dil Akan dilidir. Nüfusun %80'i bu dili konuşup anlayabilmektedir. Gana'da birçok çocuk okul çağına gelene kadar birden fazla dil öğrenebilmektedir. Bu dillere okul çağında resmî dil olan İngilizce ve/veya en çok konuşulan yerel dil olan Akan eklenmektedir. Gana'da günümüzde pek çok dil konuşan nüfusun büyükşehirlere göç, etnik gruplar arasında yapılan evlilik sonucu birçok dilin birbiri ile karışması gibi nedenlerle azalması ile birlikte yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Ülkede son yıllarda Fransızcada önem kazanmaktadır. Hükûmet tarafından atılan adımlar ile Fransızcanın özellikle eğitim alanında yaygınlaştırılma çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Ülke ayrıca 2006 yılında bu yanaFrankofon birliği ortak üyesi konumundadır.[34]
Ülke genelinde hakim olan dinHristiyan dini olup, nüfusun %71'i Hristiyan inancına göre yaşamaktadır. Hristiyan dini içerisindeki mezhep dağılımda ise nüfusun %32'siPentikostal, %17'si BağımsızProtestan, %10'uKatolik, %12'si ise diğer Hristiyan mezheplerine göre inançlarını yaşamaktadırlar. Ülkedeİslam dine inanan nüfusun oranı ise %20 düzeyindedir. Gana'da ayrıca %3 yerel Afrika dinlerine, %4 ise de diğer dinlere inanan topluluk yaşamaktadır. 2021 verilerine göre nüfusun %1'i de herhangi bir dine mensup olmadığını ifade etmektedir.[35]
Ülke genelinde sağlık sistemi iki şekilde ilerletilmektedir. Gana devletinin uluslararası yardım kuruluşlarından elde ettiği sağlık hizmetlerinin yanı sıra ülke içerisinde geleneksel yerel yöntemler ile sağlık hizmeti verilmektedir. Son yıllarda yapılan yatırımlar ve iyileştirilen sağlık hizmetleri ile doğumda yaşanan bebek ölümlerinde azalma yaşanmış, anne adaylarının daha sağlık beslenmesine yönelik adımlar atılmış ve nüfusun %80'ini karşılayacak şekilde aşılama işlemleri gerçekleştirilmiştir. 1980'li yılların sonlarına kadar kayda değer adımların atılmadığı sağlık sisteminde 1992 ve 2002 yılları arasında bütçeden ayrılan %7'lik bir pay ve uluslararası kuruluşların yardımları ile olumlu mesafeler kaydedilmiştir.
Gana genelinde tropikal hastalıklar olansıtma,kolera,tifo,verem,sarıhumma hastalıkların yanı sıra Hepatit A ve B sık olarak gözlemlenmektedir. Bunların haricindeŞistozomiyaz veçocuk felci hastalıkları da ülke genelinde yoğun olarak yaşanmaktadır. 1974'te ülke genelinde var olan hastalıkların %75'inin temiz su bulunamamasından dolayı ortaya çıktığı ifade edilmiştir. Ülkede ölümlerin %40'ı sıtma rahatsızlığı nedeniyle yaşanmaktadır.[36]
2007 verilerine göre ülke genelindeHIV virüsü taşıyıcı yetişkin oranı %1,7 seviyesindedir.
Ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1957 yılından bu yana Gana'da altı yaşından itibaren çocukların dokuz yıl okula gitme zorunluluğu bulunmaktadır. İlk dönemlerde koloni sahibi Birleşik Krallık'ın eğitim sisteminin uygulanmaya çalışıldığı ülkede, sistem değişikliği ilk olarak 1986 yılındaJerry Rawlings iktidarında gerçekleştirilmiştir. Bağımsızlığın ilk yıllarda yaklaşık olarak sadece 450.000 çocuğa ilkokula gitme imkânı sağlanırken, bu oran günümüzde hemen hemen her köyün de sisteme dahil edilmesi ile ciddi oranda artış göstermiştir. Öğrenciler altı yıllık ilkokul öğreniminden sonra 3 yılJunior Secondary School olarak adlandırılan ve zorunlu eğitimin son bölümünü oluşturan okulu ziyaret etmektedirler. Zorunlu eğitim bitiminde dileyen öğrencilerSenior Secondary School 'a giderek öğrenim hayatlarına devam edebilmektedir.
Ülke genelinde 15 yaşın üzerinde okuma yazma bilenlerin oranı 2010 tahmini verilerine göre %71,5 düzeyindedir. Bu oran sadece erkeklerde %78,3 seviyesinde bulunurken kadınlarda %65,3 ile daha düşük bir orandadır.
Her bir bölge kendi içerisinde dedistricts olarak adlandırılan ilçe yapısına sahip bölümlere ayrılmaktadır. 1985 yılında 110 olarak ilçe ile gerçekleştirilen yapılanma son olarak 2007 yılında yeni ilçelerin oluşturulması ile günümüzde bu sayı 161 ilçeye kadar çıkarılmıştır. Bu ilçelerin yanı sıra 49 belediye (muncipals) ve 6 büyükşehir (metropolitans) ile birlikte toplam 216 idari yapı Gana'nın bölgelerine bağlı bir konumdadır.[37][38]
Ülke genelinde adrese dayalı zorunlu kayıt bulunmaması, güncel verilerin tahmini olarak ifade edilmesine neden olmuştur. Ülke genelinde son resmî nüfus sayımı 2010 yılında gerçekleştirilmiştir.
Gana 6 Mart 1957 yılında Afrika kıtasının ilk ülkesi olarak bağımsızlığının Birleşik Krallık'tan elde etmiştir. Bağımsızlık sonrası demokratik yönetimin yanı sıra askerî darbeler ile de iktidar elde edilmiştir. Ülkede dördüncü cumhuriyet döneminin başladığı 7 Ocak 1993 tarihinden bu yana sağlam bir siyasi zemin mevcuttur.İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan Ganabaşkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Gana 230 sandalyeli bir parlamentoya sahiptir.
Hem parlamento hem de devlet başkanı halk tarafından dört yıllık bir süre için seçilmektedir. Devlet başkanı dört yıllık göreve ikinci defa seçilebilme hakkına sahip olup, günümüzde bu göreviJohn Dramani Mahama'dan 2017 yılında yapılan seçimle devralanNana Addo Dankwa Akufo-Addo yürütmektedir.
Karma ekonomi hibridizasyonu vegelişmekte olan bir pazar ile ortaya çıkan belirlenmiş bir dijital ekonomidir. "Gana Vizyonu 2020" olarak bilinen bir ekonomik plan hedefi vardır. Bu plan, Gana'yı 2020 ile 2029 arasındagelişmiş bir ülke ve 2030 ile 2039 arasındayeni sanayileşmiş bir ülke haline gelen ilk Afrika ülkesi olarak öngörmektedir.[40] Buna, 24 kişilik bir grup üyesi ve yeni sanayileşmiş bir ülke olanSahra Altı Afrika ülkesi Güney Afrika dahil değildir.[41]
Gana'da 2008 verilerine göreGayrısafî millî hâsıla verileri 14,679 milyar Euro düzeyinde olup, bu veriler ile Dünya Bankası sıralamasına göre 104. sırada yer almaktadır.[42]
Gana'da atılan sanayi adımlarına rağmen hala büyük oranda tarımsal faaliyetlerin ön planda olduğu bir ülke konumundadır. 2009 verilerine göre Gayrısafî millî hâsıla içerisinde tarımın oranı %37,3 düzeyindedir. Ülke nüfusunun %56'lık bir kısmı ile yarıdan fazlası tarım ve balıkçılık ile uğraşmakta, yapılan birçok tarım faaliyetleri de şahsi tüketim için gerçekleştirilmektedir.
Ülkenin bağımsızlığını elde etmesinden kısa süre sonra başlayan ve 20. yüzyılın son dönemlerini kapsayan siyasi istikrarsızlık ve askerî darbeler ülke ekonomisinin gelişmesine engel teşkil etmiş, demokratikleşme adımlarının atılması ile 2001 yılında sonra stabil bir konuma gelmiştir. Ülkede başta altın olmak üzere birçok değerli maden yatakları bulunmasına rağmen, Gana dünya üzerindeki en fakir ülkelerden biri konumundadır.
1850'li yıllarda Kaliforniya sahillerinde altının bulunmasına kadar, Gana en önemli altın üretici ülkelerden biri konumundaydı. Bölgede bulunanaltın nedeniyle koloni dönemindeAltın Sahil olarak adlandırılan Gana'da ihracatın %32'sini altın madeni oluşturmaktadır. Altın haricindepetrol,elmas,kireç taşı,mangan veboksit diğer önemli ve ihracatı yapılan madenleri ve yer altı zenginliklerini oluşturmaktadır.
Gana'nın 2009 verilerine göre bütçe gideri 6,124 milyar Dolar olarak saptanmış, buna karşılık ülke gelirleri 4,547 milyar Dolar düzeyinde kalmış, bununla birlikte %10,7 ile GSMYİH'de bir bütçe açığı oluşmuştur.
Özellikle son yıllarda turizm Gana için büyük önem kazanmış bir durumdadır. Yaşanan olumlu gelişmeler neticesinde Gana hükûmeti 1996 yılındaIntegrated National Tourism Development Plan adı ile 15 yıllık turizm kalkınma planı yayınlamıştır. Bu plan doğrultusunda Gana'yı ziyaret eden turist sayısını kademeli olarak 2020 yılına kadar bir milyona çıkartılması hedeflenmekteydi. Ülke genelinde sahil şeritleri, doğal yaşam alanları, vahşi hayvanların bulunduğu bölgeler, zamanında Avrupalıların sahil kesiminde oluşturduğu kaleler ve üsler turistik alanları oluşturur.
2011'de 1.087.000 turist Gana'yı ziyaret etti.[46] Gelen turistler arasında Güney Amerikalılar, Asyalılar, Avrupalılar ve Kuzey Amerikalılar vardı.[47]
Cazibe merkezleri ve başlıca turistik yerler, yıl boyunca sıcak, tropik bir iklim, çeşitli vahşi yaşam, Kintampo şelaleleri gibi şelaleler ve Batı Afrika'daki en büyük şelale, Wli şelaleleri, kıyıdaki palmiyelerle kaplı kumsallar, mağaralar, dağlar, nehirler veBosumtvi Gölü ve yüzey alanına göre dünyanın en büyük insan yapımıVolta Gölü gibi rezervuarlar ve göller,düzinelerce kale ve hisar, Dünya Mirası alanları, doğa rezervleri ve milli parkları kapsar.[47]
Turistik alan olarak hizmet veren güzel doğal rezervlere ek olarak, dünyanın her yerinden çok sayıda turisti çeken bazı kaleler vardır. Dikkate değer kalelerden bazıları Cape Sahili Kalesi veElmina Kalesi'dir.[48] Kaleler sadece turizm için önemli değil, aynı zamanda köle ticaretinde kanın döküldüğü yerleri işaret eder ve köle ticaretiyle çalınan ve yok edilen Afrika mirasını korur ve tanıtır.[49] Bunun bir sonucu olarak, UNESCO'nunDünya Mirası Sözleşmesi Gana'nın kalelerini ve hisarlarını Dünya Mirası anıtları olarak adlandırdı.[49]
2010 yılındakiDünya Ekonomik Forumu istatistikleri, Gana'nın dünyanın en gözde turistik destinasyonları arasında 139 ülke arasında 108. sırada olduğunu gösterdi.[50] Ülke, 2009 sıralamasında iki sıra yükselmişti. 2011'deForbes dergisi, Gana'nın dünyanın en dost canlısı on birinci ülkesi olduğunu yayınladı. İddia, 2010 yılında gezginlerin bir kesiti üzerinde yapılan bir ankete dayanıyordu. Ankete dahil edilen tüm Afrika ülkeleri arasında Gana en üst sırada yer aldı.[50]
Turizm, ülke için dördüncü en yüksek döviz kazandırıcı faktördür.[50] 2017'de Gana, dünyadaki43. en barışçıl ülke olarak sıralandı.[51]
Ülke genelinde 35.000 km karayolları bulunmakta olup, bunların belli bölümlerinin yenilenme ihtiyacı bulunmakla birlikte 11.000 km'si asfaltlanmış durumdadır. Ülkenin en önemli karayolları sahil şeridinde yer almaktadır. Sahil kesiminde yer alan yollar ülkeyi hem Togo hem de Fildişi Sahili ile de birleştirmektedir. Gana'da ayrıca başkent Accra ile liman kendi Tema'yı birbirine bağlayan ücretli bir otoyol mevcuttur.
Özellikle 2003 yılından sonraGhana Airways veGhana International Airlines havayolu şirketlerinin faaliyetlerine başlaması neticesinde iç hatlarda yoğun uçuşlar gerçekleştirmektedir. Ülkenin havaalanı sahip şehirleri şu şekildedir:
Koloni döneminden miras olarak kalan demiryollarıGhana Railway Corporation tarafından işletilmektedir. O dönem bölge genelinde çıkarılan madenlerin taşınmasında kullanılmak üzere döşenen raylar sayesinde madenler ve ham maddeler Accra'ya getiriliyor buradan da Avrupa ülkelerine gönderiliyordu.
Ülkede ilk raylar 1907 yılındaSekondi veTarkwa arasında döşenmiş, daha sonra Dunkwa, Obuasi ve Bekwai üzerinden Kumasi'ye kadar uzatılmıştır. 1922'den itibaren de Kumasi'den başlayarak Konongo, Nkawkaw, Koforidua güzergâhı üzerinden Accra'ya kadar yeni raylar döşenmiştir.
O dönem yoğun bir şekilde kullanılan demiryolu taşımacılığı günümüzde önemini yitirmiş bir durumdadır. 2006 yılına gelindiğinde sadece Kumasi ve Sekondi-Takoradi arasındaki güzergâh işletilmekteydi.
Günümüzde yeni demiryolları hatları oluşturarak hareketlendirme girişimleri planlanmaktadır. 2010 yılında Dubai menşeli bir firma ülke genelinde 800 km'lik yeni hat oluşturma ve var olan hatların 400 km'sinin bakımı ve yenilenmesi ile ilgili ihaleyi aldıklarını bildirmiştir.[53] Buradaki amaç özellikle Ashanti bölgesinde elde edilen ham madde ve madenlerin ülkenin iki liman kenti olan Sekondi-Takoradi ve Tema'ya ulaştırmaktır.[54]
Ülkede Sekondi-Takoradi ve Tama kentleri deniz taşımacılığında önemli bir yere sahiptir. Kıyıda bulunan bu iki şehirden ekonomik açıdan daha büyük öneme sahip olan Tema'da ülke ürünlerinin dış dünyaya taşınma işlemi gerçekleştirilmektedir. Son dönemde bu limanlarda yapılan iyileştirme çabaları ile Tama'da yapılan konteyner terminali bu liman şehirlerine verilen önemi göstermektedir. Atlas Okyanusu kıyısındaki bu limanlar haricinde Volta Gölü'nde yapılan yolcu taşımacılığı da önemli bir yere sahiptir. Volta gölüne kıyısı bulunan ve iskeleye sahip olan Kpandu, Kete Krachi, Yeji ve Yapei'den gün içinde çok sayıda yolcu yararlanarak ulaşımını sağlamaktadır.
Gana mutfağı çeşitli deniz ürünleri ile çeşitli çorbalar ve güveçler içerir; Ganalı çorbaların çoğu sebze, et, kümes hayvanları veya balıkla hazırlanır.[55] Gana yemeklerinin ortak bileşenleri olan tilapia, kavrulmuş ve kızartılmış whitebait, tütsülenmiş balık ve kerevit içeren yemeklerde balık önemlidir.[55] Banku (akple) yaygın öğütülmüş mısırdan (darı),[55] ve mısır unu bazlı temel kɔmi (kenkey)‘den yapılan nişastalı bir besindir ve bankuya genellikle bir çeşit kızarmış balık (chinam) veya ızgara tilapia ve çiğ kırmızı ve yeşil biber, soğan ve domatesten (biber sosu) yapılan çok baharatlı bir çeşni eşlik eder.[55] Banku ve tilapia, çoğu restoranda servis edilen bir kombinasyondur.[55]
Fufu
Fufu, en yaygın ihraç edilen Ganalı yemeğidir ve Afrika diasporasında bir inceliktir.[55]
Pirinç, kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği olarak servis edilen çeşitli pirinç bazlı yemeklerle ülke genelinde temel yemektir, ana çeşitleri waakye, sade pilav ve güveç (sekiz kontomire veya domates sosu), kızarmış pilav ve jollof pilavıdır.[56]
Balık, muz, salatalık ve domatesli Jollof pilavı.
Ülkede var olan çok sayıda etnik grup ve topluluklar kendisini kültürel alanda da göstermektedir. Bu kadar çok sayıda grubun bir ülkede var olması kültür açısından da zenginlik oluşturmaktadır. Ülkede Gana topluluklarının dışında, komşu ülke vatandaşı olan topluluklar ile birlikte 6.000 Avrupalı ve başta Çinli olmak üzere Asyalı yaşamaktadır. Avrupalılar ve Asyalılar özellikle Accra başta olmak üzere kıyı şehirlerinde yaşamakta ve kültürlerini yaşatmaktadırlar.
Ülke genelinde oynanan Oware Gana'nın millî oyunlarından biri olarak kabul edilmektedir. Küçük yaşlardan itibaren öğrenilen oyun tahtadan oluşmakta olan bir strateji oyunudur. Gana kültüründe önemli yere sahip olan bu oyun bilenen en eski oyunlardan biri olarak kabul edilmektedir.[57]
Robert Sutherland Rattray tarafından çizilmiş Adinkra sembolleri
13. yüzyılda Ganalılar, benzersiz adinkra baskı sanatlarını geliştirdiler. El baskılı ve el işlemeli adinkra kıyafetleri, yalnızca kraliyet ailesi tarafından adanmışlık törenleri için yapılmış ve kullanılmıştır. Adinkra sembolizm külliyatını oluşturan motiflerin her birinin bir atasözü, tarihsel bir olay, insan tutumu, etoloji, bitki yaşam formu veya cansız ve insan yapımı nesnelerin şekillerinden türetilen bir adı ve anlamı vardır. Motiflerin anlamları estetik, etik, insan ilişkileri ve kavramlar olarak kategorize edilebilir.[58] Adinkra sembolleri, dövmeler gibi dekoratif bir işleve sahiptir, ancak aynı zamanda geleneksel bilgeliği, yaşamın yönlerini veya çevreyi ileten çağrışımcı mesajları kapsayan nesneleri de temsil eder. Genellikle atasözleriyle bağlantılı, farklı anlamlara sahip birçok sembol vardır. Anthony Appiah'ın sözleriyle, bunlar okuryazarlık öncesi bir toplumda "karmaşık ve nüanslı bir uygulama ve inanç bütününün aktarımını desteklemek" için kullanılan araçlardan biriydi.[59]
Gana'nın geleneksel veya ulusal kumaşı olan Kente kumaşı, Akan, Ga veEwe dahil olmak üzere güneydeki Ganalı etnik grupların çoğu tarafından giyilir.
Gana'nın geleneksel veya ulusal kumaşı olan Kente kumaşı, Akan, Ga ve Ewe dahil olmak üzere güney Ganalı etnik grupların çoğu tarafından giyilir.Ganalılar, adinkra kumaşının yanı sıra geleneksel kıyafetleri için birçok kumaş kumaş kullanır.[60] Farklı etnik grupların kendi bireysel kıyafetleri vardır. En bilineni Kente bezidir.[60] Kente çok önemli bir ulusal giysi ve giysidir ve bu giysiler geleneksel ve modern Kente giysilerinin yapımında kullanılır.[60] Farklı semboller ve farklı renkler farklı anlamlara gelir.[60] Kente, Ganalı kıyafetlerinin en ünlüsüdür.[240] Kente, yatay bir pedallı dokuma tezgahında elle dokunan törensel bir kumaştır ve yaklaşık 4 inç genişliğindeki şeritler, daha büyük kumaş parçaları halinde birbirine dikilir.[60] Kumaşlar çeşitli renk, boyut ve tasarımlarda gelir ve çok önemli sosyal ve dini durumlarda giyilir[60] Kültürel bağlamda kente, tarihin görsel bir temsili olduğu ve aynı zamanda dokuma yoluyla yazılı bir dil olduğu için sadece bir kumaştan daha önemlidir.[60] Kente teriminin kökleri, sepet anlamına gelen Akan kɛntɛn kelimesinden gelir ve ilk kente dokumacıları, kenten (sepet) gibi görünen kumaşları dokumak için rafya lifleri kullandılar; ve bu nedenle kenten ntoma olarak anıldı; sepet bezi anlamına gelir.[60] Kumaşın orijinal Akan adı nsaduaso veya nwontoma idi, "tezgahta elle dokunan bir kumaş" anlamına geliyordu; ancak "kente" günümüzde en sık kullanılan terimdir. Kente, Volta Bölgesi'ndeki Ewe halkı (Ewe Kente) tarafından da dokunmaktadır. Başlıca dokuma merkezleri Agortime bölgesi ve Agbozume'dir. Agbozume, Batı Afrika'nın her yerinden ve diasporadan müşterileri çeken canlı bir kente pazarına sahiptir.[60]
Gana kültüründe renkli giyim önemli bir yer tutmaktadır. Gana'da kadınlar inançlarından bağımsız olarak modaya ve kıyafetlerine uygun renkli başörtüleri kullanmaktadırlar. Düğün ya da cenaze gibi özel günlerde kişinin yakını tarafından seçilen kumaştan oluşturulan kıyafetler katılımcılar tarafından diktirilerek giyilmektedir. Erkekler ise genellikle geleneksel olarak tek tip sarılmış elbise giyimini tercih etmektedirler. Gana dokuma sanatında kente önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Ashanti bölgesindeki kabile reisleri geleneksel kültürlerine bağlılığını göstermek adına çok sık şekilde giyilmektedir. Eski dönemlerde kente dokuma kıyafetleri sadece krallar tarafından giyilebilmekteydi.
Her ayın ilk cuma günü işyerleri ve okullar dahil her yerde ulusal giysi Batakari giyilmesiyleBatakari Günü kutlanır.[61][62]
^Antoinette I. Mintah (2010)."2010 Provisional Census Results Out". 4 February 2011. Population Division, Ghana Government. 15 Haziran 2011 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2011.
^Emmanuel Gyimah-Boadi, "The 2008 Freedom House Survey: Another Step Forward for Ghana."Journal of Democracy 20.2 (2009): 138–152excerpt 18 Ağustos 2022 tarihindeWayback Machine sitesindearşivlendi..
^"Atta Mills dies".The New York Times. 25 Temmuz 2012. 9 Temmuz 2014 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2014.