Cor pulmonale, akciğer hastalıklarından kökenlipulmoner hipertansiyona bağlı bir kalp hastalığıdır.[1][2][3][4] Kalbin sağ ventrikülünü (karıncık) etkiler. Sürecin temelinde, akciğer patolojisi nedeniyle kan dolaşımının güçleşmesi ve damarlardaki kanın geriye doğru birikerek kalbin sağ bölümüne yüklenmesi yatar. Klinikte 2 tür cor pulmonale izlenir:[1][2][3][4]
Yorgunluk, solunum güçlüğü (dispne) ve nefes nefese kalma (takipne) başlıca belirtilerdir. Klinikte ilk tanı çabalarıEKG,ekokardiyografi, laboratuvar testleri ve akciğer grafilerinin incelenmesiyle başlar. Ayırıcı tanıda güçlük çekilen hastalara sağ kalp kateterizasyonu uygulanabilir. Sağ kalbin oksijensizliğine bağlıangina pectoris olabilir. Ağızdan kan gelmesi (hemoptizi) akciğerdeki bir damarın yırtılmasına bağlıdır.[1][3][4][5]
İleri evre hastalarda, geriye doğru biriken kan karaciğeri de etkilemeye başlar (konjesyon), tabloyasarılık (ikter) bulgusu da eklenir. Kapiller damarlara dek ilerleyen konjesyon nedeniyle damarlardaki hidrostatik basınç artar veödem başlar. Yetersiz kan gelen böbreklerden idrar ve sodyum atılması ödeme katkıda bulunan başkaca faktörlerdir.[1][3][4][5]
Fıçı göğüs, hırıltılı soluma, vital kapasitede azalma, boyun venalarında dolgunluk vesiyanoz kronik olgulardaki başlıca klinik bulgulardır. KOAH hastalarında, bu hastalığa özgü bulgular da tabloya eşlik eder. EKG ve kalp seslerinde anomaliler vardır. Uzun süreli olgularda sağ ventriküldehipertrofi, büyük karaciğer ve batında sıvı birikmesi (assit) görülebilmektedir. Bacaklarda parmakla basıldığında çukur (gode) bırakan ödem izlenir.[1][3][4][5]
Ayırıcı tanıda, kalp yetmezliğinin her türü, perikardit, sağ kalp içinde trombus ya da tümör (miksoma) varlığı, pulmoner tromboembolizm, kardiyomyopati, kalpte delik (ventriküler septal defekt) bulunması gibi hastalıklar değerlendirilir.[1][3][4][5]
Cor pulmonale tedavisindeki ilk ilke -tüm hastalıklarda olduğu gibi- altta yatan nedenin saptanması ve planlamanın buna göre yapılmasıdır. Örneğin, KOAH hastalarındaki cor pulmonale tedavisi, akciğerde obstrüksiyona neden olan patolojinin hafifletilmesiyle başlar. Akciğerlerde yaygın tromboembolizmi olan hastalara kan sulandırıclıar (antikoagülanlar) verilir. Oksijen tedavisi, kalp tonikleri (digital), solunumu rahatlatıcı ilaçlar (theophylline), vazodilatasyon yapan droglar vediüretikler kronik hastalarda çokça başvurulan paliyatif yaklaşımlardır.[8][9][10]
Cerrahi yaklaşımlar arasında, yaygın tromboembolizmi olan derin ven trombozlu hastalaraflebotomi yapılmaktadır. Akut pulmoner embolizmde, etkilenen lobu çıkarmak (lobektomi) bir seçenek olabilir.[7]
Hastadan hastaya bireysel farklılıklar görülür. Hastaların yaşı ve başkaca hastalıkların (diabet, geçirilmişmyokard infarktı, vb) varlığı yaşam süresini olumsuz etkilemektedir. Örneğin, çoğu yaşlı bireyler olan cor pulmonale eklenmiş KOAH hastalarında, 5 yıllık yaşama süresi %30'u aşmamaktadır.[8]