MS 1280 yılında, "Uzunbacaklı" Edwardİskoçya'nın büyük bir bölümünü işgal eder ve işgal sırasında William Wallace'ın babasıyla ağabeyini öldürür. Amcası tarafından yurtdışında büyütülen Wallace, yıllar sonra Uzunbacaklı'nın zalim yönetiminin sürdüğü İskoçya'ya döner.Çiftçilik yaparak sakin bir yaşam kurmak isteyen Wallace beladan uzak durmaya çalışır. Çocukluk aşkı Murron'a tekrar âşık olan Wallace ona Murron'ın çocukken verdiği ve yıllarca sakladığı “gül”ü gösterir. Daha sonra kralın koyduğu primae noctis emri yüzünden gizlice evlenirler. Fakat bir gün, kasabadakiİngiliz askerleri Murron'atecavüz etmeye çalışır. Askerlere saldıran Wallace, Murron'ı kurtarır ve bir ata bindirerek kaçmasını sağlar. Ancak Murron yolda yakalanır. Kasabanın şerifi, bütün kasaba halkının önünde Murron'ın boğazını keser. Gözü dönen Wallace, kasabadaki diğer İskoçların da yardımıyla İngiliz garnizonunu yener ve o da şerifin boğazını keser.
Bölgedeki İngilizlordunun karşılık vereceğini bilen Wallace ve adamları, İngiliz askerlerinin üniformalarını giyerek bir İngiliz kalesine girer ve kaleyi tamamen yakarlar. Wallace'ın kahramanlıklarından cesaret alan İskoç halkı da İngilizlere karşı ayaklanır.
Wallace'ın efsanesi dilden dile yayılır ve dağılmış olan İskoç klanları gönüllü olarak ona katılmak isterler. Wallace ordusunun başına geçer veStirling’te İngiliz ordusunu yener. Bu büyük başarısı için, İskoç soyluları onu İskoçya’nın koruyucusu ilan ederler. Daha sonraYork'u işgal eden Wallace burada Uzunbacaklı’yı bekler. Sıradaki büyük savaş için soylulardan yardım ister ve İskoç tahtının varisi Bruce’dan yardım için söz alır. AncakFalkirk Savaşı’nda İskoç soyluları ona ihanet eder. Uzunbacaklı’ya yenilen Wallace saklanmak zorunda kalır.
İngilizlerlegerilla taktiğiyle savaşmaya devam eden Wallace, Falkirk’te ona ihanet eden iki İskoç soylusunu öldürür. Bu arada, daha önce İngiliz elçisi olarak Wallace’la görüşen ve ona aşık olan Prens Edward’ın (Uzunbacaklı’nın oğlu ve vârisi) eşi Prenses Isabelle, ona yardım eder. Sonra bir geceyi birlikte geçirirler ve Wallace’tan hamile kalır.
Wallace’a ihanet ettiği için vicdan azabı duyan Bruce, onuEdinburg’a çağırtır. Bu şekilde İngilizlere karşı başarılı olamayacağını düşünen Wallace, soyluların yardımını alabileceği umuduyla bu daveti kabul eder. Ancak Edinburg’a geldiğinde, Bruce’un babası ve diğer soylular tarafından kurulan tuzağa düşerek yakalanır. Babasına karşı büyük bir öfke duyan Bruce, onun babalığını reddeder.
WallaceLondra’da krala ihanet etmek suçundan mahkemeye çıkar. Bunu reddeden Wallace, Uzunbacaklı’ya hiçbir zaman bağlılık yemini etmediğini söyler. Bunun üzerine mahkeme, onun “acıyla arındırılmasına” karar verir. Londra meydanında halkın önünde işkenceye maruz kalan Wallace, son gücüyle “Özgürlük!” diye haykırır. Kafası kesilmeden önce, kalabalığa döner ve Murron'ı ona gülümserken görür.
'İngiliz' Tarihçi Elizabeth Ewan, Cesur Yürek'in iyi bir senaryo için tarihi gerçekleri kurban ettiğini söylemiştir.
FilmdeII. Edward'ın karısı olan Isabella, III. Edward'ın da annesidir. William Wallace'la Falkirk Savaşı'ndan sonra, yani 1298'de bir ilişki yaşayan Prenses, gerçekte bu tarihte iki-üç yaşlarındadır. III. Edward da aslında 1312 yılında, yani Wallace'ın ölümden 7 yıl; Falkirk'ten 14 yıl sonra doğmuştur.
Tarihçi Sharon Kressa filmde birçok hatanın olduğunu öne sürmüştür. Bunların başında da Wallace ve adamlarının etek giymelerini gösterir. Kressa'ya göre filmin geçtiği tarihlerde İskoçya'da hiçkilt giyilmemiştir.
William Wallace'ın babası Malcolm Wallace filmde gösterildiği gibi bir köylü değil;toprak sahibi bir soyludur. Yani William Wallace da aslında doğuştan soyludur.
Primae noctis (ilk gece hakkı) hakkı diye bir şey o zamanlar yoktu.
Uzunbacaklı, Wallace'la aynı zamanda değil, ondan 2 yıl sonra öldü.
Stirling'deki savaşta İngiliz süvarileri, filmdeki gibi İskoçlar tarafından uzun mızraklarla değil, üzerinden geçtikleri köprünün aşırı ağırlıktan dolayı yıkılmasıyla yenilmişlerdir.
Gibson,William Wallace rolünü oynamak için yaşlı olduğunu düşündüğünden bu rolüJason Patric'in oynamasını istemiştir. Ancak şirketiIcon Productions finansal sıkıntı içinde olduğu için rolü oynamak zorunda kalmıştır.Warner Bros., Mel Gibson'ınLethal Weapon 4'te oynayacak olması sebebiyle filmi finanse etmek istemiş, fakat Gibson bunu reddetmiştir.Paramount Pictures ise filmin dağıtımınıFox Studios’un uluslararası kanunlar konusunda yardımından sonra kabul etmiştir.[1]
Ekip çekimler için İskoçya’da altı hafta harcadıktan sonra, ana savaş sahneleriİrlanda’da çekilmiş ve çekimlerde İrlanda Ordusu’nun askerleri kullanılmıştır. Bazı sahnelerde sayıları 1.600’e kadar çıkan askerlere film için sakal bırakma izni verilmiştir.[2]
Açılış hafta sonunda, Cesur YürekABD’de $9.938.276 hasılat yaptı. Filmin ABD’deki toplam hasılatı $75.6; tüm dünyadaki hasılatı ise $210.409.945 oldu.
Filmdeki Stirling Savaşı, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi savaş görüntüleri olarak kabul edilir.[3][4]
Film dünyada ve tabii ki İskoçya’da büyük ilgi gördü. Filmin tüm dünyadan hayranları William Wallace’ın İskoçların bağımsızlığı için savaştığı yerleri görmeye İskoçya’ya ve filmin savaş sahnelerinin çekildiği İrlanda’ya geldi. 1997’de filmin senaristi Randall Wallace, Stirling’de Cesur Yürek’le ilgili bir konferans verdi.
Lin Anderson’ın Cesur Yürek filminden etkilenerek yazdığıBraveheart: From Hollywood To Holyrood kitabı, 1990’ların ortasından sonuna kadar İskoçların politik görüşlerini etkilemiştir.[1]
1997’de,Stirling yakınındakiWallace Anıtı’nın dışına, Tom Church adlı heykeltıraş tarafından William Wallace olarak Mel Gibson’ın heykeli yapıldı. Bu heykel büyük tartışmalara yol açtı. Bölgede yaşayan bir sakin, heykelin Wallace’ın kutsallığını bozduğunu öne sürdü.[5] 1998’de heykelin başı bilinmeyen bir kişi tarafından balyozla kırıldı. Heykel onarıldıktan sonra vandalizmden korunması için etrafına bir kafes yapıldı. Ancak “Özgürlük” diye bağıran heykelin bir kafes içine kapatılması komik bir çelişki olarak göze çarpıyor.
SenaryonunRandall Wallace tarafından yazılmış olmasına rağmen, İngiliz tahtının varisi II. Edward'ıneşcinsel olarak gösterilmesinin tepkilerini Gibson gördü.Kaynak eleştiri 12 Haziran 2008 tarihindeWayback Machine sitesindearşivlendi. Bazıları II. Edward'ın bu şekilde zayıf biri olarak gösterilmesini ve I. Edward'ın oğlunun erkek sevgilisini pencereden aşağı attığı sahneyi eleştirmiştir.[6][7] Gibson bu eleştiriler karşısında kendini şöyle savundu:
“Ben sadece tarihi göstermeye çalıştım. Örneğin tüm dünyayı fethedenBüyük İskender de bir eşcinseldi. Ama bu öyküBüyük İskender ile ilgili değil. BuII. Edward’la ilgili.”[8]
Gibson, kralın birpsikopat olduğu için oğlunun sevgilisini öldürdüğünü ve bazı seyircilerin buna gülmesine şaşırdığını söylüyor:
"Maalesef bir sahneyi filmden çıkartmak zorunda kaldık . . . II. Edward’ın acısını ve durumunu anlamanızı sağlayacak sahneyi . . . Ama bu, filmi ilk perdede çok fazla tıkadı ve şöyle düşündünüz, 'Bu hikâye ne zaman başlayacak?' "[9]
Filmin müzikleri,Titanik’in de soundtrack’ini yapanJames Horner tarafından hazırlandı ve Londra Senfoni Orkestrası tarafından kaydedildi. İlk soundtrack’in çok başarılı olması üzerini Horner 1997’deMore Music from Braveheart (Cesur Yürek’ten daha fazla müzik) adıyla ikinci bir soundtrack yaptı. Uluslararası ve Fransızca versiyonları da yayınlandı. Orijinal albüm filmdeki önemli sahnelerden alınan 77 dakikalık müziği içermektedir.