Biyolojik ve toplumsal cinsiyet ayrımı,biyolojik cinsiyet (eşey) iletoplumsal cinsiyet kavramları arasındaki farkı ortaya koyar. Biyolojik cinsiyet, bireyinüreme sistemi anatomisiyleikincil cinsiyet özelliklerini ifade ederken; toplumsal cinsiyet, kişinin biyolojik cinsiyetine bağlı olarak toplumsal rollerini (cinsiyet rolü) veya kişinin iç farkındalığına (cinsiyet kimliği) bağlı olarak kendi cinsiyetini tanımlamasını ifade eder.[1][2] Bazı durumlarda, bireyin atanmış cinsiyeti ile toplumsal cinsiyeti aynı hizada olmayabilir ve kişitranscinsiyetli,[1]ikili cinsiyet dışı veyacinsiyet uyumsuz olabilir. Bazı durumlarda ise, bireycinsiyet atamasını güçleştiren biyolojikcinsiyet özelliklerine sahip olabilir ve kişierdişi olabilir.
Biyolojik ve toplumsal cinsiyet kavramlarının ayrımı üzerinde evrensel uzlaşı olmadığı[3][4] gibi, Türkçede ayrıcacins teriminin (biyolojik) cinsiyet anlamında kullandığı görülür. Özellikle İngilizcedeki "gender [en]" ve "sex [en]" terimlerin birebir karşılıklarının olmamasından kaynaklanan sorunlar, kavramlarda karışıklıklara ve hatalı kullanımlara neden olmaktadır. Literatürdeki doğru karşılıkları gender için toplumsal cinsiyet, sex için biyolojik cinsiyet veya eşeydir. Bazı sözlükler ve akademik disiplinler sözcüklere farklı tanımlar verirken bazıları vermemektedir. HalbukiTDK'ya göre cins kelimesinin anlamları arasında cinsiyet yoktur, yalnızca cinslik kelimesinin anlamlarından biri (biyolojik) cinsiyettir.
Bilim insanları arasında,biyolojik cinsiyet farklılıkları (toplumsal cinsiyet farklılıklarıyla karşılaştırıldığında) genelliklecinsel seçilimin sonucunda evrimleştiği varsayımı yapılancinsel iki biçimli özellikleri açıklamakta kullanılır.[5][6]
Tek hücrelilerde üreme (anizogami) ya da gametlerdeki (eşey hücreleri) boyut farklılıkları, iki cinsiyetin belirleyici özelliğidir. Tanım olarak, eriller küçük ve hareketli gametlere (sperm) sahipken; dişiler büyük ve genellikle hareketsiz gametlere (yumurta) sahiptir.[7] İnsanlarda, tipik eril ya da dişi cinsel farklılaşması birY kromozomunun varlığını ya da yokluğunu, gonad tiplerini, cinsiyet hormonlarını, iç üreme anatomisini (dişilerde rahim gibi) ve dış cinsel organlarını içerir.[8] Karışık cinsiyet faktörlerine sahip kişiler erdişi veyainterseks olarak tanımlannır. İç psikolojik deneyimi atanmış cinsiyetinden farklılık gösteren kişilertranscinsiyetli ya datransseksüeldir.
Bilim insanları arasındaki ortak görüş, tüm davranışlarınfenotip —hem biyoloji hem de çevrenin karmaşık etkileşimi— olduğu ve dolayısıyla doğaya karşı terbiyenin yanıltıcı bir kategorizasyon olduğu yönündedir.[9][10]Cinsiyet farklılıkları terimi, genelliklecinsel seçilim sonucunda evrimleştiği varsayımı yapılan cinsel iki şekilli özellikleri ifade etmekte kullanılır. Örneğin, insan boyundaki "cinsiyet farkı", cinsel seçilimin bir sonucu iken, genellikle saç uzunluğunda görülen "cinsiyet farkı" (uzun saçlı kadınlar) ise cinsel seçilim sonucu değildir. Bilimsel araştırmalar, bireye ait cinsiyetin bireye ait davranışları etkilediğini ortaya koymaktadır.[11][12][13][14][15]
Rönesans'tan 18. yüzyıla kadar, hekimler arasında yalnızca bir biyolojik cinsiyetin var olduğu yönünde egemen bir eğilim vardı.[16] Bazısöylevlerde, bu görüş on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllara kadar devam etti.[17][18] Doruk noktasında bile, tek cinsiyet modeli yüksek eğitimli Avrupalılar arasında desteklense dahi popüler olan veya genel nüfusu tedavi eden hekimler tarafından üzerine tamamen hemfikir olunan tek bir görüş olduğu varsayılmamaktadır.[19] Biyolojik ve toplumsal cinsiyet kavramlarının üzerinde daha çok durulmaya başlaması, erkeklerin savaşa gittiği ve kadınların çalışmak zorunda olduğuII. Dünya Savaşı sırasında, baştaABD'de gerçekleşti.[20]