Kudüs Tapınağı ya daKutsal Tapınak (İbranice: בית המקדש,Bet HaMikdash; anlam: "Kutsal ev"),Kudüs'ün Eski ŞehrindekiMoria Tepesi'nde ("Har HaBayit") bulunan ve Yahudilerce kutsal sayılan tapınak. Birinci Tapınak, KralSüleyman tarafından M.Ö. 960 dolaylarında kurulmuş veII. Nebukadnezar yönetimindeki Babilliler tarafındanKudüs Kuşatması sonrası M.Ö. 587'de yıkılmıştır. YineKudüs'te yer alan İkinci Tapınak ise, M.Ö. 520 dolaylarında açılmış ve Titus tarafından yönetilen Romalılar tarafından 70'teyıkılmıştır.
KlasikMusevi inancına göre,Tapınak fiziksel dünyada Tanrı'nın tecellisinin (İbranice "shechina") simgesel ayak taburesidir.
Birinci Tapınak, KralSüleyman tarafından MÖ 957 yılında yaklaşık 7 yıllık bir sürede inşa edilmişti. AntikMuseviliğin merkeziydi[1] Tapınak, Musevi inancının merkezinde bulunanShiloh,Nov veGivon'da bulunanlarla beraberMusa'nın buluşma çadırı (taşınabilir Musevi tapınağı) ile yer değiştirmiştir. İlk tapınak MÖ 587 yılındaBabillilerce tahrip edilmiştir. Yeni tapınağın yapımına MÖ 535'te başlanmış olup bir süre ara verildikten sonra inşaat MÖ 521'de yeniden başlamış, MÖ 516 yılında tamamlanmasının ardından MÖ 515 yılında ibadete açılmıştır.Ezra Kitabı'nda bahsedildiğine göre, Tapınağın yeniden inşasınaBüyük Kiros birferman ile izin vermiş veBüyük Darius da onaylamıştır. Yaklaşık 500 yıl sonraİkinci Tapınak, MÖ 20 yılındaKral Herod tarafından yeniden tamir ettirilmiş ve daha sonra Romalılar tarafından M.S. 70 yılında tahrip edilmiştir. Her ne kadar Tapınak uzun süre önce tahrip edilmiş olsa da,Batı duvarı hala ayaktadır ve uzun yıllardan beri tapınak yapısının ayakta kalan tek duvarı olduğuna inanılır.
Bir İslam mabedi olanKubbetü's-Sahre tapınak alanına 7. yüzyıl sonlarında inşa edilmiştir ve yine tapınak avlusunda yaklaşık aynı dönemde yapılmış olanMescid-i Aksa bulunur.
30 Ağustos 2007 tarihinde, boru hattı döşenmesi sırasında İkinci Tapınağın kalıntıları ortaya çıkmıştır.[2] Ardından kısa bir süre sonra Ekim 2007'de arkeologlar tarafından Birinci Tapınağın kalıntılarına da ulaşıldığı açıklanmıştır.[3]
İbranice yazılarda yapıya verilen isimlerBeit HaMikdash ya da "Kutsal Ev" dir ve Kudüs'te bu isimle anılan tek tapınaktır. Tapınak aynı zamandaTanah'da,Beit Adonai (Tanrı'nın Evi) ya da kısacaBeiti (Evim) ya daBeitechah (Eviniz) olarak da adlandırılmıştır.
Süleyman Mabedi, Tanrı tarafından KralDavud'a verilen özel bir plan temel alınarak yapılmıştı. Davud bu tapınağı inşa etmeyi umut etmişti ancak Tanrı ona, Birinci Tapınağı oğullarından birisinin yapacağını söyledi. Davud, saltanatı sırasında tapınak için gerekli olan ve ahşap, büyük temel taşları,altın,gümüş,bronz ve kullanılacak olan diğer metaller gibi işlenmemiş malzemeleri toplamaya başladı. Tapınak,Ahit Sandığı evi ve baştaİsrailoğulları'na olmak üzere tanrıya ibadet edebilecek her milletten insanlar için tasarlanmıştı. Birinci ve İkinci tapınakların Museviliğe adanmış olduğunu söylemek bir hata olacaktır çünkü bu inanç sistemi birkaç yüzyıl sonra şimdiIrak olarak bilinen AntikBabil'de biçimlendirilmiştir.Kitab-ı Mukaddes'te, Yehuda (Davud) Krallığı vatandaşlığı ile ilişkili olarak Yahudi teriminden ilk kez bahsedilmesi, birinci tapınağın tahrip edilmesinden (Bu olay yaklaşık olarak MÖ 590 yılı civarında gerçekleşmiştir) hemen önce yaşamış olan ve Yehuda (Davud) Krallığı'nın son yöneticisi olan Kral Zedekiah'tan önce olmamıştır.
Süleyman Mabedi olarak adlandırılan ilk tapınak, Kral Davud ve Süleyman idaresi altından birleşenİsrailoğulları'ndan 12 kabilenin mensuplarınca inşa edilmişti. Süleyman'ın saltanatının ardından tahta çıkan oğluRehoboam'ın kibirliliği nedeniyle, İsrailoğullarından10 kabile birlikten ayrılarak Kuzey İsrail Krallığı'nı kurarlarken,Yehuda,Bünyamin veLevi kabilesinin çoğunluğu Yehuda Krallığı'nda kaldılar. İkinci Tapınak,Nebukadnezar'ın 6. yüzyıldaki sürgününden geriye kalan Yehudalılar tarafından tekrar inşa edildi. Diğer 10 kabile iseAsur krallığı tarafından yıkılan krallıklarından sonra, birkaç yüz yıl önce dağılmışlardı.
Kudüs'teki tapınak tepesinde birbiri ardınca inşa edilmiş iki farklı tapınak bulunur:
Süleyman Mabedi aşağı yukarı MÖ 10. yüzyılda (960 civarı) Musa'ya aitÇadır Tapınağın yerine inşa edilmişti. Tapınak MÖ 587 yılındaII. Nebukadnezar komutasındakiBabilliler tarafından tahrip edilmiştir. İnşaatından tahrip edilmesine kadar geçen süre 375 yıldır ancakTalmudik gelenek bu süreyi 410 yıl olarak verir. Süleyman Mabedinin inşasıMasonik gelenekte de oldukça önemli bir rol oynar.
İkinci tapınakCyrus'un MusevilerinBabil Sürgünü'nden dönmelerine izin vermesinden sonra inşa edilmiştir. Dönüş,MÖ 537 yılında gerçekleşmiş olup birkaç kez yaşanan gecikmeden sonra tapınakMÖ 516 yılında tamamlanabilmiştir. Tapınak tepesindeki mabed 150m x 50m ölçülerindeydi.[4]
İkinci tapınak, GeneralTitus komutasındakiRoma İmparatorluğu'na bağlı birlikler tarafından 70 yılında tahrip edilmiştir.Pompey,MÖ 63 yılında Kudüs'ü ele geçirdiğinde tapınağa hakaret etmişti.Josephus'a göre (Roma İmparatorunun maiyetinde yaşıyordu), Pompey tapınaktan ya da hazinesinden hiçbir şey almamıştı ancak Tapınağın kutsal alanına girmesine engel olan bir rahipleri öldürtmüştü. Pompey bir süre sonra tüm gücünü kaybetti ve avlanan bir kaçak olarak öldü. Bu olay pek çokMusevi tarafından ilahi bir cezalandırma olarak kabul edilir.MÖ 19 yılında,Kral Herod tapınak kompleksinin tamirine başladı. İkinci tapınağın temelleri dahi Romalılarca tahrip edildiğinden dolayı daha büyük ve daha geniş tamamen yeni bir tapınak yapılmasını emretti.[5]
Musevilerin, 132-135 yılları arasında Romalılara karşı giriştikleri son isyan sırasındaSimon bar Kokhba veRabbi Akiva tapınağı yeniden kurmayı denediler ancak bar Kokhba'nın isyanı başarısız oldu ve Museviler Kudüs'ten çıkartıldılar.
363 yılındaDönek Julian Kudüs'teki Musevi Tapınağının tamir edilmesini emretti ancak bu plan da başarısız oldu.
İkinci Tapınağın tahrip edilmesinden beri, üçüncü bir tapınağın inşa edilmesi için dua etmek bir Musevi için günde üç kez yapılan Musevi ibadetinin resmi bir parçası hâline gelmiştir. Her halukarda tapınağı nasıl ve ne zaman inşa edileceği sorusu hem Musevi ve hem de Musevi olmayanlar tarafından sürekli tartışılmaktadır. 1. yüzyıldan sonra genişlemeye başlayanİbrahimi Dinler'denHristiyanlık veMüslümanlığa ait kutsal yerlerin de burada bulunması sorunu daha karmaşık hale getirmektedir. Buna ilaveten Kudüs'ün politik durumu ve tarihi tapınağın bulunduğu düşünülen alanda Müslümanlarca kutsal sayılanMescid-i Aksa veKubbetü's-Sahre'nin bulunması tapınağın yeniden inşa edilmesinin önündeki en büyük engellerdir.
Talmud'a göre Tapınağın Doğu tarafında birEzrat Nashim (Kadınlar avlusu) bulunurken asıl yapı Batı taraftaydı. Asıl alan, kurban kesilecek bir alanı ve adağın bazı parçalarının yakıldığı ve kanının akıtıldığı birMizbaeach (dış sunak) ihtiva ediyordu. Büyük bina, birUlam (ön oda),Heichal veKodesh Kodashim'den (kutsalların kutsalı) oluşuyordu. Heichal ve Kodesh Kodashim birinci tapınakta bir duvar ile ayrılmışken ikinci tapınakta bu işlem iki perde yardımıyla yapılmıştı. Heichal içerisindeMenorah, ekmek masası ve tütsü sunağı bulunuyordu.
Ana avluya açılan on üç kapı vardır. Güney tarafında, Güneybatıdan başlayarak dört kapı bulunur:
Shaar HaBechorot (İlk doğan kapısı); İnsanların ilk doğan hayvanlarını adak olarak getirirken ve baba ve oğullarınınPidyon HaBen seremonisi için girdikleri kapı
Shaar HaMayim (Su kapısı); Su sunularınSukot'a girdiği kapı.
Kuzey tarafında, Kuzeybatıdan başlayarak dört kapı bulunur:
Shaar Yechonyah (Yechonyah kapısı), Davudun soyundan gelen kralların girdiği ve Yechonyah/Yehoyachin'in esarete giderken çıktığı kapı
Shaar HaNashim (Kadınlar kapısı), KadınlarınAzaryah ya da ana avluya girerek adaklarını sunmak için kullandıkları kapı[6])
Shaar Hashir (İlahi Kapısı),Leviler'in müzik aletleriyle girdikleri kapı
Doğu tarafta, Kadınlar avlusu ve ana avlu arasında iki küçük antre'ye sahipShaar Nikanor bulunur ve bunlardan birisi sağda diğeri soldadır. Görece önemsiz olan Batı duvarında adı olmayan iki kapı daha bulunur.
Tapınak,Tanah'ta nasıl tatbik edileceği tarif edilenkurban'a ilave olarakŞabat ve diğer Musevi tatillerindeki özel ve her gün sabah ve öğleden sonra gerçekleştirilen sunuların da yapıldığı yerdi.Leviler, ezberlediklerimezmurları kurban esnasındaki uygun zamanlarda okudukları gibi aralarında günün mezmuru, yeni ayın özel mezmuru, büyük Musevi tatilinde söylenenHallel ve "Şükran kurbanı mezmuru" (Mezmur 100) gibi özel durumlarda da söylüyorlardı.
Tapınakta günlük sununun bir parçası olarak, Musevilerin gelenekselsabah ibadeti temel alınarak yapılan ve iyi bilinen Barchu,Şema veBirkat Kohanim dualarınında dahil olduğu dualar ezbere okunarak bir dua ibadeti gerçekleştirilirdi.
Tapınağın avlusu ağaçlar, çiçekler ve çeşmelerle kaplıydı çünkü TapınakCennet Bahçesi'nin bir modeli ve yeniden yaratılması anlamına geliyordu. (Bkz. "Cennet olarak Kudüs," Lawrence Stager,Biblical Archaeology Review, Mayıs/Haziran2000).
Geleneksel Musevisabah ibadetinin merkezindekiŞema duasını da içine alan bölüm, aslında tapınakta yapılan günlük ibadetten farklı değildir. İlave olarak, Tapınağın günlüktamid ve özel durumMussaf (ilaveten) sunusuyla geleneksel olarak yer değiştiren ezberden okunanAmidah duasının hemOrtodoks hem deMuhafazakâr Musevilikte, tapınakta düzenlendiği günlerdeki gibi kurban zamanında yine ezberden okunması gerekmektedir.
Tapınak geniş ölçüdeOrtodoksibadetleriyle birlikte anılmaktadır ve Muhafazakârlar ikinci planda kalmaktadır.
Ortodoks Musevi ibadetlerinden sayılanlar şöyledir:
Tapınakta yapılankurban etkinlikleri için Kitabı Mukaddes veTalmud'daki pasajlar üzerine yapılan günlük çalışma toplantısı. (Kurbanla ilgili olarak bkz.sidur).
Tapınağı yeniden tamiri ve Museviliği en önemli duasıAmidah'da bulunan kurban ibadeti ile ilgili kitabi müracaatlar.
Tapınağın yeniden inşa edilebilmesi için Amidah duasının sonunda bulunan geleneksel kişisel yalvarma ezberi.
"Yaşayanlar evi" nin yeniden inşası için yapılan dua ve Amidah duası sırasında ezberden okunanshekhinah (ilahi huzur) "aramızda oturmak".
Günün mezmurunun okunması; Mezmur, Levililer tarafından sabah duası sırasında tapınakta okunur.
Çok sayıda mezmur, tapınak ve tapınak ibadeteti için olağan ibadetler sırasında okunur.
Özel Musevi bayramlarındaki kurbanlarda, tapınağın yeniden inşası ve kurbanlar için yapılan dualarda ve Musevi tatillerindekiMussaf ibadetlerinde yapılan ezberden okumalar.
Yom Kippur bayramı sırasında, özel tapınak ibadetleri için yapılan geniş ezberden okumalar.
Sukot (Hakafot) için yapılan özel ibadetler ve o gün için tapınakta düzenlenen ibadetlere yapılan müracaaatlar.
Musevilerin oruç günüTişa Beav'da tapınağın tahrip edilmesinin yası tutulur. Diğer üç oruç gününde de (Tevet'in onuncu günü, Tammuz'un onyedinci günü ve Tishrei'nin üçüncü günü), tapınağın tahrip edildiği zamanda ve sonrasında yaşanan olayların yası tutulur.
Muhafazakâr Musevilik, tapınağın anılmasını muhafaza etmiştir ancak kurban etmenin yeniden yürürlüğe konulmasıyla ilgili referansları kaldırmıştır. Tapınak ibadetleriyle ilgili çalışma toplantıları kaldırılmış ya da yer değiştirilmiş,Amidah duasındaki pasajlar, hafta içiTora ibadetleri ve tapınağın yeniden inşasına yapılan göndermeler kalmış ancak kurbana yapılan referanslar kaldırılmıştır. Bayramlardaki kurban ibadetlerine yapılan referanslar korunmuş ancak geçmiş zamanlardaki gibi yapılarak yeniden yürürlüğe koyma temennileri kaldırılmıştır. Yom kippur ve Sukot'ta yapılan özel dualar gibi özel bayram ibadetleri muhafazakâr dua kitaplarından korunmuş ancak muhafazakâr cemaat tarafından ya kısaltılmış ya da atlanmıştır. Bazı cemaatlar kurban kesmeye yönelik tüm referansları çıkartmıştır ve muhafazakârSim Shalom dua kitabı, kurbandan geçmişte olduğu gibi bahseden ve hepsinin arasından kurbana referans göstermeyen tek kitap olarak,Amidah duasının bir alternatif versiyonuna sahiptir.
Muhafazakâr Musevilik, çoğunlukla sadeceTişa Beav'da yerine getirildiği halde tapınağın tahrip edilmesiyle ilgili dört orucu muhafaza etmiştir.
Birleşik Devletler'deki reform hareketi, ibadet yerlerinisinagog ya dashul olarak adlandırmak yerine onları tapınak olarak çağırır. İnanışa göre dualar, kurban ibadetiyle yer değiştirerek Musevi ibadetinin ana usulü hâline gelmiştir ve bu sebeple Dünya'da tapınağa değil tapınaklara ihtiyaç vardır.
Üzerinde (2.43×1m)İbranice"Boru çalma yerine" yazan,Benjamin Mazar tarafından tapınak tepesinin Güney eteklerinde yapılan kazılarda bulunan ve ikinci tapınağa ait olduğu düşünülen taş
Arkeolojik kazılarda,Tapınak tepesi ya da Har HaBayit'i çevreleyen yüz kadarmikvaot (ritüel arınma havuzu) bulunmuştur. Havuzlar, bu bölgenenin seküler bir alan olmaktan ziyade kutsal bir tapınım alanı olduğunun güçlü delilleridir. Her hâlükârda, kesin olarak tapınağın bulunduğu alanın içinde kurulmamışlardır. Tapınağın konumu ile ilgili temel olarak üç adet teori vardır:
Tapınak şu anda Kubbetü's-Sahre'nin bulunduğu yerde kurulmuştu.
Tapınak şu anda Kubbetü's-Sahre'nin bulunduğu yerin biraz Kuzeyindeydi (ProfesörAsher Kaufman).
Tapınak şu anda Kubbetü's-Sahre'nin bulunduğu yerin biraz Doğusundaydı (Profesör Joseph Patrich,Kudüs İbrani Üniversitesi.World Jewish Digest, Nisan 2007).
Diğer teorilere göre ise tapınak, tepenin ya kuzeyinde ya da güneyindeydi. Araştırmacılar genellikle tapınağın Kudüs'ün ya daİsrail topraklarının dışında olduğu yönündeki teorilere karşı çıkarlar.
27 Aralık 2004 tarihindeToronto-çıkışlıThe Globe and Mail gazetesi,Kudüs'tekiİsrail Müzesi'nin herkesin bir zamanlar Süleyman Mabedinin başrahibine ait asanın süsü olduğuna inandığı fildişinar'ın sahte olduğu sonucuna vardığını yazdı. Bu eser,Kitabı Mukaddes'in eski eserler kolleksiyonundanki en önemli parçaydı ve 2003 yılında Kanada Medeniyetler Müzesindeki gezici bir sergide sergilenmişti. Uzmanlar bu keşfin uluslararası bir eski eser dolandırıcılığının parçası olmasından korkuyorlardı. Başparmak büyüklüğündeki nar, yalnızca 44 mm yüksekliğindeydi ve üzerinde Eski İbranice alfabesinde yazılmış bir yazıt kazınmıştı. Sadece 9 yazı karakteri tam olarak okunabiliyordu ve eğer yazıyla bir düşünce anlatılmak istenmişse anlaşıldığı kadarıyla birkaç tane daha karakter kayıptı.
Yazıtın günümüze ulaşan kısmının transkripsiyonu şu şekildedir "לבי...ה קדש כהנם(sadeceyod kelimesinin alçak yatay hattı veה he'nin yüksek yatay hattı kalmıştır.)
Kayıp harflerin restarosyanı ile ilgili öneri şu şekildedir: לבית יהוה קדש כהנם
Bu yeniden kurma, araştırmacıların çoğu tarafından kabul gören şu transliterasyon (başka alfabe ile yazma) ile sonuçlandı:"lby[t yhw]h kdş khnm, anlamı: "Yahuda'nın tapınağının kutsal rahibine aittir."
Eserin sahte olduğunu iddia edilmesinin nedeni, bu parçanınDemir Çağı'ndan ziyadeBronz Çağı'na ait olduğu hakkındaki tartışmalardır. Her halukârda Süleyman Mabedinin Bronz çağında yapıldığına dair teoriler vardır. Eğer bu teoriler doğruysa, Nar'ın sahte olup olmadığını tartışmak için bir neden yoktur.
İslam dininin ilk kıblesi Kudüs'te bulunan Tapınak tepesindekiMescid-i Aksa'dır. Kur'an'da "Beit Al-Maqdes" ya da "Al-Masjid Al-Aqsa" (en uzaktaki cami) olarak geçer.
HalifeÖmerKudüs'e girdiğinde başpatriğe kendisini Tapınak Tepesine (yıkık olan Süleyman mabedinin yerine) götürülmesini rica etti. Etraf döküntülerle doluydu çünkü şehrin bu bölümü Hristiyanlar zamanında taş ocağı ve çöplük olarak kullanılmıştı. "Ka'ab al-Ahbar" adındaki bir Musevi dönmesi müslüman, dinsel bilgilerinin yardımıyla Yahudilerin nerede tapındıklarını gösterdi ve Ömer tapınaktan geri kalanları buldu ve bu yere Medine'de peygamberin mescidine benzer kamıştan bir mescid yaptırdı. Ömer, 10.000 kişiyle birlikte tapınağın 70 yılında yıkılmasından sonra ilk kez bu yerde ibadet etti. Ömer ayrıca burada kurban kesilmesinin yasakladı.Ömer, yaklaşık 20 yıl önce İslam peygamberinin Miraç'a yükseldiği kabul edilen Kubbetü's-Sahre'yi ararken, Kaab da "kutsalların kutsalını" arıyordu. "Kutsalların kutsalını" nın bulunduğu tahmin edilen yerdeki enkaz temizlenirken herkesi şaşırtan bir şekilde büyük bir taş ortaya çıktı. Ömer taşın etrafına bit çit yaptırdı çünkü Ka'ab'ı çıplak ayakla kayanın etrafından dolaşırken görmüştü. Taşın bulunduğu alanın üzerine 687-691 yılları arasında Emevi Halifesi Abdülmelik devrinde Kubbetü's-Sahre inşa edilmiştir.