Altın küre ödüllü(21 Gram / en iyi yönetmen) yönetmen Iñárritu, film çekildikten sonra adını, konusuna uygun olarak;Kitab-ı Mukaddes'in,(İncil) ilk bölümü Tekvin'de ki yaradılış efsanesinden(Babil efsanesi)(Genesis) esinlenerek koyduğunu açıklamıştır.Efsaneye göre: Kendisini, her yönden gelişmiş ve ilerlemiş gören insanoğlu,göğün en yükseklerine ulaşma,Tanrı'yı görme,Cennete varma arzusu ile birleşerek, 'babil kulesi, olarak adlandırılan. göğe doğru yükselen bir yapı inşa etmeye başlarlar. Bu kibirlerinden dolayı öfkelenen Tanrı, bu insanları cezalandırmak için, aynı dili konuşabilme özelliklerini yok eder ve her birine ayrı birlisan verir. Artık birbirleriyleiletişim sağlayamayan insanlar kule yapımını bırakmak zorunda kalırlar. Anlaşmazlık zamanla sevgisizlik ve huzursuzluğu da bereberinde getirince dünyanın dört bir tarafına dağılırlar. [kaynak belirtilmeli]Iñárritu'ya göre: -(Gerçekte sınırlamalar insanın, kendi iç dünyasında yaşadığı düşüncelerdir. Mutluluğumuzu oluşturan şeyler toplumsal yapıya göre değişkenlik gösterirken, çaresizlik içinde ise hepimizdin,dil,ırk farketmeksizin aynı duyguları yaşıyoruz. Babil, bizi ayıran değil, bizi birleştiren duygular üzerine bir film oldu.) Film de, yaşadığı toplum tarafından, diğer toplum bireyleri hakkkında empoze edilen düşünceler, kültürel iletişimsizliğin yanında, aynı dili konuşup, aynı evrensel yapıya sahip insanların, birbirlerini anlayamama sorununu da işlenmektedir.Farklı bir kültürden gelerek, farklı ülkelerde çalışanMeksikalı yönetmen,Alejandro González Iñárritu, konusunun geçtiği dört ülkenin dilinin kullanıldığı Babil'i, çocuklarına adayarak filme verdiği önemi göstermektedir.[kaynak belirtilmeli]
Fas'ın,çöllük arazide kurulu birköyünde, keçi sürüsü çobanlığı yapan iki kardeş, Ahmed(Said Tarchani) ve Yusuf(Ebubekir el Ceyd), babalarının yeni aldığıtüfeği denemek için birkaç atış yaparlar. Atış konusunda daha deneyimli olan küçük kardeş Yusuf, satıcının dediği gibi, tüfeğin menzilinin 3 km. olup olmadığını kontrol etmek için yüksek bir tepeye çıkar. Tepenin aşağısındaki yoldan geçen yolcu otobüsüne nişan alıp ateş etmek gibi, hatalı bir seçim yapar. İsabet ettiremediğini düşünerek abisiyle birlikte evlerine geri dönerler. Fakat bu çocuklar, yaptıkları yanlış seçimle, ardında bıraktıklarıdramın farkında değildirler. Zira,mermi otobüsün camından içeri girerek, kocası Richard(Brad Pitt) ile seyahat içinABD'den gelen Susan'nın(Cate Blanchett), boynuna isabet etmiştir. Otobüste bulunan herkes bir anda paniğe kapılır. Richard çaresizlik içinde etrafındakilerden yardım ister. Fakat, sadeceyayın organlarında Amerikalıları işgalci, barbar olarak tanıyan yolcular çifte yardım etmek istemez. Richard'ın ısrarı üzerineambulans gelene kadar bir saat otobüsün beklemesini kabul ederler. Richard,acil yardımın yapılacağı yerlerden uzak oldukları için Susan'ı alarak en yakındaki köye götürür. Hataları yüzünden bir çocuklarını kaybetmiş çift, kötüye giden evliliklerini kurtarma için yolculuğa çıkmışlardır. Nereden geldiği belli olmayan bir kurşununAmerikalı çiftlerden Susan'ı yaralaması haberi üzerine,Fas'ınABDkonsolosluğu devreye girerek tüm dünyadaterör saldırısı alarmı verilir. ABD, vatandaşlarınınterörist saldırıya uğradığını düşünmektedir. Susan ve Richard, yolculuğa çıkarken çocukları Debbie(Elle Fanning) ve Mike'ı(Nathan Gamble)ABD'deki evlerinde daimi bakıcıları,Meksikalı Amelia'ye(Adriana Barraza) bırakmışlardır. Richard evi arayıp başlarından geçen olayı bildirir. Fakat Amelia'nin, Meksika'da oğlunun düğünü vardır ve gitmek zorundadır. Çocuklara bakacak kimseyi bulamayınca, onları da yanına alarak sınır ötesindekiMeksika'ya gider. Meksika'nın tehlikeli olduğu düşüncesi ile büyüyen çocuklar tedirgindirler. Düğün bittikten sora, ABD'ye geri dönüşte Amelia'nın yanında yeğeni Santiago'da(Gael García Bernal) vardır. Sınırdan geçişte ABDpolisi sorun çıkarır. Asi bir ruha sahip genç Santiago, polisten kaçmaya çalışınca durumu daha da zora sokar. Dünyanın diğer ucuJaponya'da, Yasojiro'nun(Koji Yakusho) yakın zamanda karısı ölmüş, tüm sevgisine rağmen sağır ve dilsiz kızı Chieko(Rinko Kikuchi) ile bir türlü iletişim sağlayamamanın sıkıntılarını çekmektedir. Annesininintihar etmesinden de derin bir şekilde etkilenen Chieko, insanlarla iletişim sağlamak için bedensel bir çözüm arayışı içerisine girmiştir. Bunun yanı sıraJapon polisi, farklı ülkelere giderek av yapmayı seven iş insanı Yasojiro'yu, üzerine kayıtlı bir tüfeklesuç işlendiği gerekçesiyle aramaktadır.
Farklı mekânlarda farklı konulara değinen filmin kurgusu, zaman ve mekân arasında mekikler dokuyarak bağlantılar yapar. Iñárritu ve Arriaga ikilisi,kaos, çaresizlik, yoksulluk, önyargılar ve iletişimsizlik temasının içinde, hiç konuşmadan yaralı bir insana yardım edenFaslı yaşlı kadın figürü ile iletişime niyetin yüce değerini de ortaya koyar. Egemen güçlerin benimsetmeye çalıştığının aksine;Terör diye nitelendirilen aslında, bir çocuğun hatalı bir seçimi oluşu, iç içe geçmiş önyargılar ile filmin çekildiği bölgelerinkültürel yapısını dürüst bir şekilde yansıtan yönetmenAlejandro González Iñárritu,eleştirmenler tarafından övgüye değer bulunmuştur. Başarılı oyuncularBrad Pitt veCate Blanchett'in yanında,Meksikalıdadıyı oynayanAdriana Barraza, sağır, dilsiz Chieko'yu oynayanRinko Kikuchi, performanslarıyla kendilerinden söz ettirmiştir. Bazı sahnelerinde abartının hakim olduğunu da yapılan eleştiriler arasında görmek mümkün.[kaynak belirtilmeli] 2006Cannes Film Festivalinde, en iyi yönetmen, Altın küre de ise en iyi film seçilen Babil başarılı bir yapım olarak gösterilmektedir. Yönetmen Iñárritu vesenarist Arriaga, yaptığı bir ortak açıklamada, artık aynı projede yer almayacaklarını söylemişlerdir.[kaynak belirtilmeli] Aralarında bir sürtüşme yaşandığını ileri sürenler olsa da, bir anlaşmazlığın olduğu henüz tarafların doğruladığı bir bilgi değildir. Birlikte çalıştıkları bu üçüncü film babil, beğenilen finali ilesinema klasikleri arasına girecek gibi görünmektedir.[kaynak belirtilmeli]