Arkhe (ἀρχή) (Yunancada "başlangıç," "ilk," "ilk neden"), Batı felsefesinin veSokrates öncesiEski YunanFelsefesinin en önemli kavramlarından biri.[1][2]Felsefenin ana disiplini sayılanmetafiziğin ve genellikleBilimin, özellikle defizik biliminin gelişmesinde önemli rolü olmuştur.
Sözcük,felsefe geleneği içinde, "fizikçiler" de denen,Batı Anadolu kıyılarındaki kentlerde yaşamışSokrates öncesifilozofların kullanımlarıyla, "ilke", "temel", "ana madde" anlamlarını kazanmıştır.
Bilinentarih içinde sözcüğüfelsefi anlamda ilk kullanan, Batılı anlamda ilkfilozof sayılanThales'tir. "Her şeyin arkhe'sisu'dur" düşüncesini dile getirmesiylefelsefenin kurucusu sayılanThales, sözcüğü, her şeyin "ana madde"si, "dayandığı ilk", "çıktığı kaynak" gibi anlamlarda kullanıp, doğayı ve doğadaki gelişmeleri kendi içlerinde bulunan, doğaötesi açıklamalar gerektirmeyen bir kaynağa geri götürme çabasıyla, aynı zamanda bilimsel düşüncenin de öncüsü sayılır.Felsefe geleneği içinde,Thales'in bu düşünceye, yüksek dağlarda bulduğudeniz canlısı fosillerinden yola çıkarak, vardığı söylenir.
Geleneği sürdürenThales'in öğrencisi ve izleyicisiAnaksimandros, varlığın arkhe' sini nitelemek için "su" gibi belirgin bir madde yerine, soyut bir kavram kullanır:apeiron. "Sınırsız", "sonsuz", "belirsiz" gibi anlamlara gelen bu kavram,Anaksimandros'un kullandığı tümceler içinde şöyle aktarılmıştır: "Varolan şeylerinarkhe'siapeiron'dur. Ama doğumları nereden gelmişse, ölümleri de zorunlu olarak oraya gider.".Daha sonra Anaksimendros'un genç yoldaşı Anaksimenes arkhenin hava olduğunu, kosmosun, düzenli evrenin, havanın sıkışıp genişlemesiyle meydana geldiğini söyler.
Bu düşünceyle bir yandan, bir düzen barındıran evrenin (kosmos) süreçlerden oluştuğu ve bunların düzenli bir biçimde yinelenerek sürüp gittiği gibi bilimsel bakışın temel bir varsayımı ortaya konmakta, bir yandan da düşünce tarihinemetafizik düşüncenin temel bir bakış biçimi, olup bitenlerin temelinde hangi olumlu ya da olumsuz niteliklerin bulunduğunu ve dünyanın bir bütün olarak nasıl bir değer taşıdığını görme çabasını içeren bakış biçimi katılmaktadır. Öte yandan arkhe'nin yalnızca bir "ilk" kaynak değil, aynı zamanda değişimlerin temelinde yatan bir "ilke" olduğu düşüncesi de ilk kez belirmektedir.