Ankara'nın 13 Ekim 1923'te[4] başkent ilan edilmesinin ardından hızla gelişen şehir,1945 nüfus sayımı itibarıylaİzmir'i geçerek Türkiye'nin en kalabalık ikinci şehri olmuştur.[5] Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ekonomisihayvancılık vetarıma dayanan ilin topraklarının yarısı hâlâ tarım amaçlı kullanılmaktadır. Ekonomik etkinlik büyük orandaticaret vesanayiye dayalıdır. Tarım ve hayvancılığın ağırlığı ise giderek azalmaktadır. Ankara ve civarındaki gerek kamu sektörü gerek özel sektör yatırımları, başka illerden büyük bir nüfus göçünü teşvik etmiştir.Cumhuriyetin ilanından günümüze, nüfusu ülke nüfusuna kıyasla iki kat daha hızlı artmıştır. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü hizmet sektörü olarak tanımlanabilecek memuriyet, ulaşım, haberleşme ve ticaret benzeri işlerde, dörtte biri sanayide, %2'si ise tarım alanında çalışır. Sanayi, özellikletekstil,gıda veinşaat sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Günümüzde ise en çok savunma, metal ve motor sektörlerinde yatırım yapılmaktadır. Türkiye'nin en çok sayıdaüniversiteye sahip ikinci ili olan[6] Ankara'da ayrıca, üniversite mezunu oranı ülke ortalamasının iki katıdır. Bu eğitimli nüfus,teknoloji ağırlıklı yatırımların gereksinim duyduğu iş gücünü oluşturur. Ankara'danotoyol,demir yolu vehava yolu ile Türkiye'nin diğer şehirlerine ulaşılır.
Ankarakarasal iklime sahiptir. Şehir merkezinin dışındaki il topraklarının büyük bölümü, tahıl üretiminin yoğun olduğu platolardan oluşmaktadır. İlin çeşitli yerlerindeki doğal güzellikler korumaya alınmış olup dinlenme ve eğlence amaçlı kullanıma sunulmuştur. İlin adını taşıyantavşanı,keçisi,atı vekedisi dünya çapında bilinir;armudu,çiğdemi; yerel yemeklerdenAnkara tavası ileKızılcahamam veBeypazarı maden suyu ise ülke çapında tanınır.
Frigya dili veGrekçedeἌγκυρα (telâffuz:Anküra),gemi çapası demektir. Bazı efsanelere göre Ankara,Frig KralıMidas'ın bir gemi çapası bulduğu yerdir.[9]Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra'ya MÖ 333'te geldiği kayıtlara geçmiştir.[9] 2. yüzyıla ait ve Ankara'dakiAnadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır.[10][11]
Frigler,Galatlar veRomalılar tarafından Ἄγκυρα olarak bilinen şehrin adı,Latin harfleri ileBatılı kaynaklaraAnkyra veAncyra olarak geçti.[12][13] Kentin adı, TürklerinAnadolu'ya gelmesinden sonraAnkara,Engürü veEngüriye olarak değişime uğradı. Batı dillerine deAngora olarak geçti. 16. yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir.[14]
Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri içinTürkçe adların kullanılmasını resmen talep etti.[15] Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı.[16] Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti.
Ankara ilinde keşfedilmiş en eski tarih öncesi kalıntılarEski Taş Çağı'na[17][18] kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır.[7] Bunlar dışında Ankara'nınPolatlı ilçesinde, MÖ 3000 yıllarına ait insan yerleşmelerine rastlanmıştı.[19]
Hititler, Frigler, Lidyalılar, Ahamenişler, Galatlar ve Romalılar
Hint-Avrupalı bir kavim olanHititler (MÖ 1660-1190), Anadolu'ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu'ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir.[20] Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları; Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Külhöyükhöyükleridir.[21] MÖ 2000'in sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yeriniFriglere bıraktığı görülmektedir.[22]
MÖ 2000'in sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı.[18] Frig Krallığı'nın başkenti olanGordion kentinin kalıntılarıPolatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında bulunmaktadır. Gordion, en parlak döneminiFrigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır.[23] Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunanYumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir.[12] Frigler, MÖ 700'lü yıllardaKafkaslardan gelenKimmerler tarafından ortadan kaldırıldı.[24]
Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdürenLidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek bugünkü Ankara ilini de kapsayanKızılırmak yöresini ele geçirdiler. MÖ 7. yüzyılda Anadolu'ya hâkim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler.[25] Lidyalılarınsikkeyi icat ettikleri kabul edilir.[26] Lidyalılar döneminde Anadolu'da ticaret gelişmiş,tahıl üretimi,hayvancılık,zeytinyağı veşarap üretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara ili toprakları da bu gelişmelerden istifade etmiştir.[25]Medler vePersler ile savaşan Lidyalılar, komşularıAhameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547'de Kızılırmak kavsi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir.[25]
MS 395 yılındaRoma İmparatorluğu ikiye bölününce AnkaraDoğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı. Ancak il toprakları üzerindeki Doğu Roma hâkimiyeti zaman zaman kesintiye uğradı. MS 654 yılındaMüslüman Araplar kısa süreliğine bölgenin kontrolünü ele geçirdiler. 833 ve 842 yıllarındaAbbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanıAfşin Ankara kentini kısa süreliğine ele geçirdi. 871 yılındaPavlikian mezhebinden Hristiyanlar Ankara kentinin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdi. Bu kesintilerden sonra her seferinde Doğu Romalılar kenti geri alarak otoriteyi sağladı.[34]
Ankara'nın 18. yüzyıldan kalma bir resmi. Bu anonim eserHollanda'daki Rijksmuseum'dadır.
Güçlü istihkâmı sebebiyle 1071-73 yılları arasında Türk akınlarına karşı koyan Ankara'nınArtuk Bey veyaDânişmend Gazi tarafından Türk hâkimiyeti altına alındığı ifade edilmiştir.[35] Ankara'nınBüyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçmesi,Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra 1073 yılına rastlar. 12. ve 13. yüzyıllardaSelçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara'nın merkezi, önceAhiler'e, ardından 1304'te göreli özerklik verilerekOsmanlı İmparatorluğu'na bağlandı. İlin güneybatı ilçeleri bu dönemdeGermiyanoğulları'na bağlanırken, güneydoğu ilçeleriKaramanoğulları'na bağlanmıştır.[36]I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan ilde, 1402 yılındaBüyük Timur İmparatorluğu imparatoruTimur ile Osmanlı İmparatorluğupadişahıYıldırım Bayezid arasındaAnkara Muharebesi yapıldı.[37][38] Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti,Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi. Ankara Muharebesi'nde bölge büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuranII. Murat zamanında yeniden onarılmıştır.[12] 1841 yılındaAnadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca il birvilayet oldu.[39] Ankara, Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı.Ankara Vilayeti 1922 yılına kadar varlığını sürdürdü.[39]
Osmanlı hâkimiyetinin sonlarına doğru Ankara 1916'da 3 gün sürenbüyük bir yangın geçirmiş[40] ve yangın 1.900 kadar hanenin yanması ile sonuçlanmıştır.[41]
1924 yılında hazırlanan Ankara şehir haritası1950'lerdeAnafartalar Caddesi'nde insanlar
Ankara ilininTürk Kurtuluş Savaşı'nda merkezî bir yeri olmuştur. 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelenMustafa Kemal, şehri Anadolu'daki direniş hareketinin yönetimi olanHeyet-i Temsiliye'nin merkezi olarak seçti. Şehir, coğrafi olarak Anadolu'nun ortasındaydı, demiryolu ile İstanbul'a ulaşılabiliyordu,Batı Cephesine yakındı ve halkın millî mücadeleye olan desteği tamdı. İstanbul'un İngilizler tarafından resmen işgalinden iki gün sonra, 18 Mart 1920'de, İstanbul'da bulunanMeclis-i Mebûsan kendini resmen feshedince, 23 Nisan 1920'de Ankara'daBüyük Millet Meclisi kuruldu. Ankara ili,Türk-Yunan Savaşı'nın en yoğun muharebesinin gerçekleştiği yer olmuştur. 1920 yazında Yunan birlikleri, Ankara şehrini ele geçirmek amacıylaSakarya nehri kıyılarına kadar ilerlemişti. Ancak 23 Ağustos - 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşenSakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtüldü.Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olmuş, Mustafa Kemal Atatürk ünlü "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır" sözünü bu sırada söylemiştir. Birkaç hafta sonra Fransa ile yapılanAnkara Anlaşması ile,Türk-Fransız ihtilafı sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922Lozan Barış Konferansı ve 1923Lozan Antlaşması ile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilledi ve bağımsızlığını onaylattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 13 Ekim 1923'te Ankara ilinin merkezi olan Ankara kentini başkent ilan etti.[42][43][44]
Ankara, 1984 yılında çıkarılan 2972 sayılı kanun[45] ve 195 sayılı kanun hükmünde kararname[46] sonucuİstanbul veİzmir ile birliktebüyükşehir unvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan 3030 sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti.[47] Başlangıçta beş ilçeAnkara Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dâhil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 50 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[48] Bu sınırlar içinde kalan 16 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[48] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[49]
Ankara şehrinin ortalama rakımı 938 metredir. Şehir yer yer düz olsa da çoğunlukla tepelik ve yokuştur. Ankara'nın genel bitki örtüsüİç Anadolu Bölgesi'nin tipik bitkisel örtüsü olanbozkırdır. Şehir merkezindeAtatürk Orman Çiftliği veODTÜ Ormanları gibi insan eliyle oluşturulmuş ormanlık alan bulunmaktadır. Ancak kuzey ilçelerindeKaradeniz Bölgesi'nin ikliminin etkisiyle bitki örtüsü tamamenorman veya ağaçlık alanlara dönüşebilir.[50]
Ankara şehrindeyarı kurakkarasal iklim (Köppen iklim sınıflandırması:Bsk veDsb) hüküm sürer. Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak, sonbaharları ılık ve kurak ve ilkbaharları serin ve yağışlıdır. Ankara ikliminin diğer bir özelliği ise mevsimlerin geç başlaması ve geç bitmesidir.[50][51] Ankara'da gece ile gündüz, en az kış mevsiminde ve en çok yaz mevsiminde önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak ay Temmuz ve Ağustos'tur ve ortalama en yüksek gündüz sıcaklıkları 30°C'dir. En soğuk ay ise Ocak’tır; bu ayda gece sıcaklıkları ortalama -3 °C civarındadır. Yağışlar en çok mayıs, en az Temmuz veya Ağustos ayında düşer. İlkbahar ve yaz başlarında 'kırkikindi' olarak adlandırılankonveksiyonel yağışlar görülür. Ankara'da yıllık ortalama toplam yağış 415 mm'dir.[51][52] Ankara, son yılların en soğuk gecesini -22 °C ile 26 Ocak 2016 tarihinde yaşamıştır.[53]
Ankara şehrininExpedition 19 uzay ekibi tarafından çekilmiş uydu görüntüsü (11 Nisan 2009)
2024 yılı itibarıyla Ankara’nın il nüfusu 5.864.049 kişidir. Bu nüfus, 25 ilçe ve bu ilçelere bağlı 1.425 mahalleye dağılmış durumdadır. İl merkezinin nüfusu ise yaklaşık 5,2 milyon kişidir.[55] Ankara, başkent olduktan sonra hızla kalabalıklaşmıştır. Özel ve kamu sektörü yatırımları, başkent Ankara ve çevresinde yoğunlaşmıştır. Bu yatırımların sonucunda ortaya çıkan çalışma olanakları, Ankara’ya yönelik büyük bir göç dalgasına yol açmıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim altyapısının gelişmişliği, suç oranının düşük olması, kişi başına kamu yatırımının ve kişi başına mevduatın yüksek olması gibi nedenler[56] göçü teşvik eden başlıca unsurlar arasında yer almaktadır. Cumhuriyet tarihi boyunca ilin nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Ankara'nın nüfusu hiçbir zaman tam olarak hesaplanamaz. Memur ve öğrenci sayısının fazla olması, nüfusun dönemsel dalgalanmasına neden olmaktadır. 1927 sayımına göre nüfusu 404 bin olan Ankara, o dönemde Türkiye nüfusunun %3,2’sini oluşturmaktaydı. 2007-2008 yılları arasında ise nüfus artış hızı (%1,83), ülke nüfus artış hızının (%1,32) bir buçuk katı olmuştur.[57]Bu büyümenin başını çeken Ankara, yoğun göç almasına rağmen, 2008 yılında Ankara’daki işsizlik oranı (%11,8), Türkiye ortalamasına (%11,0) çok yakındır. Ankara’da istihdam edilenlerin %72’si hizmet sektöründe, %26’sı sanayide, %2’si ise tarımda çalışmaktadır.[58]
Söğütözü, plaza bölgesiGazi Üniversitesi logosu.Ankara Üniversitesi logosu.Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) logosu.
Ankara, başkent olmadan önceİç Anadolu Bölgesi'nde yer alan bir kasabaydı. Cumhuriyet Dönemi'nde başkent olduktan sonra, tarım ve sanayi hızla gelişmeye başladı. Günümüzde Ankara, İstanbul'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük ekonomi merkezidir.Söğütözü veÇukurambar semtlerinde birçok iş merkezi ve finans kuruluşu yer alır.
Ankara şehri dışındaki en önemli müze,Kral Midas'ın tümülüsünün de bulunduğu Polatlı'dakiGordion Müzesi'dir. Bu müzede bölgede keşfedilmiş, Tunç Çağı ve Frigya döneminden kalma arkeolojik eserler sergilenmektedir.
Ankara'da birçok arkeolojik alan vardır. Buralarda keşfedilen kıymetli eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ileODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'nde sergilenmektedir; yapılar ise ziyarete açıktır. Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan ve Kocumbeli höyüklerindeTaş Devri veBronz Devri’ne ait buluntulara rastlanmıştır.Hititlerden kalan kalıntılar arasında Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan ve Külhöyük höyükleri ile Gâvurkale taş oymaları sayılabilir.Ankara Kalesi,Galatlar döneminde inşa edilmiş ve sonraki yüzyıllarda çeşitli medeniyetler tarafından kullanılmıştır.
Ankara yöresinin geleneksel halk müziğinde başlıca telli çalgıbağlama; nefesli çalgılar çeşitli düdük vekaval türleri; vurmalı çalgılar isedavul vedeftir.[71]
Sosyal ortama bağlı olarak çeşitli halk müziği gelenekleri vardır. Bu ortamlarda müzik, 'divan sazı' adı verilen yaylı bir sazla icra edilir; başka çalgı kullanılmaz. "Efe başı" denen yaşlı ve iyi saz çalan kişi ortaya oturur, daha az tecrübeli olanlar onun etrafında bir halka oluştururlar. Efe başı grubu idare eder, onun ardından herkes sırayla çalardı. Divanlar, tasavvufi bir hava içinde çalınır; terbiye edici ve ibret verici türküler söylenir, oyunlar oynanırdı. Bunun ardından Kırat, Muhabbet havaları, Zil Havaları, Oyun Havaları,bozlaklar veağıtlar gelirdi. Divanların sonunda bir Cezayir havası olurdu.[72][73] Bunlardan Kırat, kahraman bir atın hikâyesini işleyen bir türkü türüdür. Bozlaklar içli ve ince duygulu şarkılardır. Aşk, ölüm, isyan, üzüntü gibi duygular doğaçlama olarak, vezinsiz söylenirdi. Ağıtlar ise üzüntülü ve acılı konuları işler.[74] Topluluğun yapısına göre Muhabbet ya da Oturaklar da düzenlenirdi. Muhabbet, yaşlı kimselerin oluşturduğu içkili topluluklarda çalınırdı. Saz parçaları arasında topluluğun en yaşlısı konuşur, geçmiş öyküler ve fıkralar anlatır. Oturaklar, daha çok delikanlılar ve bekâr erkekler tarafından yapılır. Oturaklarda, hizmet için getirilen kadınlar içki ve meze servisi yapar; oyun havaları başladığında ise ortaya çıkıp oynarlardı.[71]
Ankara halk oyunları, zeybekler ve düz oyunlar olmak üzere iki grupta incelenir.
Zeybekler, yiğitlik ve mertlik teması üzerine kurulu oyunlardır. Saz eşliğinde oynanır ve melodisi ağırdır. En az iki kişi tarafından oynanır. Zeybek oyunlarında jest ve figürler, oyunun karakteristik havasına ve melodisine göre ayarlanmalıdır. Duruş, kasılış ve oyuncunun tavrı, zeybek oyununa özgü gösterişli havayı yansıtır. Zeybek oyunlarının başlıcaları Ankara Zeybeği, Mendil Zeybeği, Karaşar Zeybeği, Seymen Zeybeği, Seymen Alayı ve Yağcıoğlu Zeybeği’dir.[76]
Ankara Hacı Bayram Veli Universitesi logosu.
Oyun havaları eşliğinde oynanan Ankara düz oyunları, zeybeklere göre daha yumuşak ritimli ve farklı ahenge sahiptir. Sazın sesi kimi zaman hareketli, kimi zaman duygulu ya da coşkulu olabilir. Düz oyunların figürleri ayak hareketleriyle süslenir ve birbirine oldukça benzer. Hepsisaz eşliğinde ve grup halinde oynanır. Bu oyunların en bilinenleri Misket, Fidayda[75] (Hüdayda), Mor Koyun, Yandım Şeker, Name Gelin, Sabahî, Yıldız, Çarşamba ve Arap Oyunu’dur.[76]
Eski Ankara evlerinde aşhane veya halk arasında 'ayşene' olarak da denilen mutfak, evin en geniş bölümü olurdu. Mutfakta ‘çork’ denilen bir ocak vetandırın yanı sıra, iki katlı olarak tasarlanmış, 'müsandere' adı verilen birkiler bulunurdu. Yakacak odun, mutfağın bir köşesine istiflenirdi. Yemek genellikle mutfakta yere serilen sofralarda yenirdi. Mutfak eşyaları, yöreye özgü adlarla anılırdı. Örneğin; fıçıya 'bodu', sofra bezine 'boğ', bıçağa 'eğri', oklavaya 'oklağaç', rafa 'terek', tepsiye ise 'tıngır' denirdi.[77]
Günümüzde çağdaş mutfaklar ve modern terimler yaygınlaşmakla birlikte, eski Ankara mutfağına has birçok yemek ve tatlı hâlâ yaşatılmaya devam etmektedir. 2008'de yapılan bir araştırmaya göre, 93 çeşit yöresel yemek, tatlı ve içecekleri ile Ankara ili, Gaziantep ve Elazığ'dan sonra üçüncü en zengin mutfağa sahiptir.[78] Bunların arasında;Tutmaç ve Miyane gibiçorbalar;Ankara tavası, Alabörtme,Calla, İlişkik, Sızgıç, Siyel, Siyer, Bici, Pıtpıt Pilavı, Mucirim Köftesi, Tohma,Şırdan dolması, Papaç, Yalkı, Carcıran, Göter, Kaile, Topaç,Cızlama, Öllüğün Körü gibi yemek ve hamur işleri; Kargabeyni, Köyter, Omaç, Perçem, Tiltil Helvası, Zerdali Boranası veBeypazarı yöresine ait 80 katlı baklava gibi tatlılar ile Bazlamacın, Gizleme, Çerpit,Kartalaç, Kömbe,Kete, Saçkıran, Şerit ve Yarımca gibi ekmekler sayılabilir.[77][79]
Ankara ilinde geleneksel hale gelen birçok şenlik düzenlenmektedir. Bunların içinde en önemlisi, kısacaBeypazarı Festivali olarak bilinen Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali'dir. Bu şenlikte, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ve yurt dışından katılımcılar yer alır. Festival her yıl Ekim ayında düzenlenir.[80][81][82]
Bir diğer şenlik iseKızılcahamam ilçesinde düzenlenen Kültür ve Su Festivali’dir. Geleneksel hâle gelen bu festival, her yıl Ağustos ayında düzenlenir.[82][83]
Ankara, yurt dışından gelenturistler tarafından en çok tercih edilen iller arasında yer almaz. 2007 yılında Türkiye’ye gelen yabancıların yalnızca %1,5’i (383 bin kişi) AnkaraEsenboğa Havalimanı’ndan giriş yaptı. Bu kişilerin çoğu Mayıs-Eylül döneminde geldi ve %38’i Alman vatandaşıydı.[85]
Ankara’da arkeolojik sit alanlarına ilgi duyanlar için yabancı gezi rehberlerinde öncelikleAnadolu Medeniyetleri Müzesi önerilmektedir. BaşkentinUlus semtindeAnkara Kalesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi,Ankara Etnografya Müzesi ve veAugustus Tapınağı veJulian Sütunu gibi Roma dönemi kalıntıları yer alır. Cumhuriyet dönemi tarihine ilgi duyanlar içinAnıtkabir ve eski TBMM binası, turist rehberlerinde sıkça önerilen yerler arasındadır.[86][87] Ankara kent merkezinin dışında kalan başlıca turistik yerler arasında Beypazarı’nın geleneksel evleri ve Gordion yer alır.[88]
Yurt içi turizm açısından Ankara, özellikle kültür turizmiyle öne çıkar. Kent merkezi ve çevresinde kongre turizmi;Elmadağ’da kış turizmi;Kızılcahamam,Ayaş, Çubuk ve Haymana’da kaplıca turizmi;Güdül’de ise Tuluntaş Mağarası ile mağara turizmi yapılmaktadır. Anıtkabir başta olmak üzere birçok müze ve anıt ileBeypazarı veKızılcahamam’daki tarihî evler, yurt içi turizmine önemli katkılar sağlamaktadır. Evren ilçesi ise, Hirfanlı Baraj Gölü kıyısındaki sahiliyle Ankara ve çevresine alternatif bir su ve doğa tatili olanağı sunmaktadır.[89]
2008 yılında Anıtkabir’i 6 milyon kişi ziyaret etmiş; bu ziyaretçilerin % 7’sini yabancılar oluşturmuştur.[90] Aynı yıl, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni 290 bin kişi ziyaret etmiş; bu ziyaretçilerin % 60’ını yabancılar oluşturmuştur.[62][91]
Ankara Kalesi'nden şehir merkezinin panoramik manzarası. Kalenin hemen altındaAltındağ belediyesinin Samanpazarı semti, fotoğrafın ortasında Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi,Hacettepe Hastanesi,İbn-i Sina Hastanesi ve solda Kocatepe Cami görülmektedir.
Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Şampiyonası her yıl Ankara'da düzenlenir.
Voleybol lig maçları, Başkent Spor Salonu ve Beştepe Spor Salonu'nda yapılmaktadır.[99]
Hentbol maçları, Prof. Dr. Yaşar Sevim Hentbol Spor Salonu ve THF Spor Salonu'nda yapılmaktadır.[100]
2018-19 Sezonu sonundaFutsal takımıGazi Üniversitesi SK şampiyon olmuştur. SezondaBuz hokeyi kadın ve erkek süper liglerinde ikişer takım ile yer almıştır.Sutopu süper ligindeODTÜ vardır.
Büyükşehirlerde merkezi yönetim validen, il müdürleri ve il danışma kurulundan oluşur.
Ankara bir büyükşehirdir. Bu özelliğine göre yönetimi belirlenmiştir. Protokolde ilk sırada yer alan vali, merkezi yönetimi temsil eder ve cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Büyükşehir olan illerde, il genel meclisi, yetki ve görevlerini Ankara Büyükşehir Belediye Meclisine devretmiş ve kaldırılmıştır.[101]
Büyükşehir belediyelerinde yerel yönetim, Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyükşehir Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Encümeni'nden oluşur.
Yerel yönetimi temsil eden Büyükşehir Belediye Başkanı, ildeki tüm seçmenlerin oy çokluğu ile seçilir. Yerel seçimlerde İlçe Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanılarak ilçelerin belediye meclisleri oluşur. İlçe Belediye meclislerinden alınan üyelerle (başkan kontenjanı, ilçe nüfusu ve parti oy oranına göre) de Büyükşehir Belediye Meclisi oluşur. Bu mecliste ilçe belediye başkanları da yer alır.[103][104] Meclisin başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında, belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. (5216 saylı kanun, 16. madde)
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üye sayısı 148'dir (Büyükşehir Belediye Başkanı, 25 ilçe belediye başkanı ve 131 üye). Bunların 90'ıCHP, 45'iAK Parti, 10'uMHP, 1'iBBP, 1'iYeniden Refah Partisi mensubu iken 1'i de bağımsız üyedir.[106]
Ankara'nın 47[107] tanekardeş kenti vardır. İzmir Caddesi'nde Ankara'nın 2003 yılına kadarki kardeş kentleri için bir anıt bulunmaktadır.[108][109][110]
^"Turks are forcing us to adopt İstanbul and Ankara by refusing to deliver lettres addresssed to Constantinople and Angora..."Edward Gleichen (1931)."Some Recent Decisions of the P. C. G. N."The Geographical Journal. Cilt 77. ss. 161-163. 7 Mart 2016 tarihinde kaynağındanarşivlendi30 Mayıs 2009.
^"Ankara". 23 Mayıs 2009 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2009.
^Ayşegül Celepoğlu ((Ed.)).Türkiye 2007. Başbakanlık Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Türk Haberler Ajansı'na hazırlatılmıştır. s. 57.|erişim-tarihi= kullanmak için|url= gerekiyor (yardım)
^"Twin towns of Minsk". The department of protocol and international relations of Minsk City Executive Committee. 8 Aralık 2008. 30 Ağustos 2009 tarihinde kaynağındanarşivlendi.