Ankara'nın 13 Ekim 1923'te[4] başkent ilan edilmesinin ardından şehir hızla gelişmiş ve Türkiye'nin ikinci en kalabalık ili olmuştur.Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ekonomisitarım vehayvancılığa dayanan ilin topraklarının yarısı hâlâ tarım amaçlı kullanılmaktadır. Ekonomik etkinlik büyük orandaticaret vesanayiye dayalıdır. Tarım ve hayvancılığın ağırlığı ise giderek azalmaktadır. Ankara ve civarındaki gerek kamu sektörü gerek özel sektör yatırımları, başka illerden büyük bir nüfus göçünü teşvik etmiştir.Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze, nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü hizmet sektörü olarak tanımlanabilecek memuriyet, ulaşım, haberleşme ve ticaret benzeri işlerde, dörtte biri sanayide, %2'si ise tarım alanında çalışır. Sanayi, özellikletekstil,gıda veinşaat sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Günümüzde ise en çok savunma, metal ve motor sektörlerinde yatırım yapılmaktadır. Türkiye'nin en çok sayıdaüniversiteye sahip ikinci ili olan[5] Ankara'da ayrıca, üniversite diplomalı kişi oranı ülke ortalamasının iki katıdır. Bu eğitimli nüfus,teknoloji ağırlıklı yatırımların gereksinim duyduğu iş gücünü oluşturur. Ankara'danotoyollar,demiryolu vehavayoluyla Türkiye'nin diğer şehirlerine ulaşılır.
Ankarakara iklimine sahiptir. Şehir dışındaki il topraklarının büyük kısmı tahıl tarlalarıyla kaplı platolardan oluşur. İlin çeşitli yerlerindeki doğal güzellikler korumaya alınmış, dinlenme ve eğlence amaçlı kullanıma sunulmuştur. İlin adını taşıyantavşanı,keçisi,atı vekedisi dünya çapında bilinir,armudu,çiğdemi, yerel yemeklerdenAnkara tavası veKızılcahamam veBeypazarı'nın maden suyu ise ülke çapında tanınır.
Frigya dili ve YunancadaἌγκυρα (telâffuz:Anküra),gemi çapası demektir. Bazı efsanelere göre Ankara,Frig KralıMidas'ın bir gemi çapası bulduğu yerdir.[8]Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra'ya MÖ 333'te geldiği kayıtlara geçmiştir.[8] 2. yüzyıla ait ve Ankara'dakiAnadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır.[9][10]
Frigler,Galatlar veRomalılar tarafından Ἄγκυρα olarak bilinen şehrin adı,Latin harfleri ileBatılı kaynaklaraAnkyra veAncyra olarak geçti.[11][12] Kentin adı, TürklerinAnadolu'ya gelmesinden sonraAnkara,Engürü veEngüriye olarak değişime uğradı. Batı dillerine deAngora olarak geçti. 16. yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir.[13]
Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri içinTürkçe adların kullanılmasını resmen talep etti.[14] Bu tarihten sonra posta idaresiAngora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı.[15] Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti.
Ankara ilinde keşfedilmiş en eski tarih öncesi kalıntılarEski Taş Çağına[16][17] kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır.[6] Bunlar dışında Ankara'nınPolatlı ilçesinde, MÖ 3000 yıllarına ait insan yerleşmelerine rastlanmıştı.[18]
Hititler, Frigler, Lidyalılar, Ahamenişler, Galatlar ve Romalılar
Hint-Avrupalı bir kavim olanHititler (MÖ 1660-1190), Anadolu'ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu'ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir.[19] Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları; Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Külhöyükhöyükleridir.[20] MÖ 2000'in sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yeriniFriglere bıraktığı görülmektedir.[21]
MÖ 2000'in sonlarında bölgede, hızla büyüyen birFrigya kasabası vardı.[17] Frig Krallığı'nın başkenti olanGordion kentinin kalıntılarıPolatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında bulunmaktadır. Gordion, en parlak döneminiFrigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır.[22] Ankara'da,Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunanYumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir.[11] Frigler, MÖ 700'lü yıllardaKafkaslardan gelenKimmerler tarafından ortadan kaldırıldı.[23]
Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdürenLidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek bugünkü Ankara ilini de kapsayanKızılırmak yöresini ele geçirdiler. MÖ 7. yüzyılda Anadolu'ya hâkim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler.[24] Lidyalılarınsikkeyi icat ettikleri kabul edilir.[25] Lidyalılar döneminde Anadolu'da ticaret gelişmiş,tahıl üretimi,hayvancılık,zeytinyağı veşarap üretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara ili toprakları da bu gelişmelerden istifade etmiştir.[24]Medler vePerslerle savaşan Lidyalılar, komşularıAhameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547'de Kızılırmak kavsi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir.[24]
MS 395 yılındaRoma İmparatorluğu ikiye bölününce AnkaraDoğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı. Ancak il toprakları üzerindeki Doğu Roma hâkimiyeti zaman zaman kesintiye uğradı. MS 654 yılındaMüslüman Araplar kısa süreliğine bölgenin kontrolünü ele geçirdiler. 833 ve 842 yıllarındaAbbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanıAfşin Ankara kentini kısa süreliğine ele geçirdi. 871 yılındaPavlikian mezhebinden Hristiyanlar Ankara kentinin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdi. Bu kesintilerden sonra her seferinde Doğu Romalılar kenti geri alarak otoriteyi sağladı.[33]
Osmanlı hâkimiyetinin sonlarına doğru Ankara 1917'de 3 gün sürenbüyük bir yangın geçirmiş[39] ve yangın 1900 kadar hanenin yanması ile sonuçlanmıştır.[40]
1924 yılında hazırlanan Ankara şehir haritası1950'lerdeAnafartalar Caddesi'nde insanlar
Ankara ilininTürk Kurtuluş Savaşı'nda merkezî bir yeri olmuştur. 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelenMustafa Kemal, şehri Anadolu'daki direniş hareketinin yönetimi olanHeyet-i Temsiliye'nin merkezi olarak seçti. Şehir, coğrafi olarak Anadolu'nun ortasındaydı, demiryolu ile İstanbul'a ulaşılabiliyordu,Batı Cephesine yakındı ve halkın millî mücadeleye olan desteği tamdı. İstanbul'un İngilizler tarafından resmen işgalinden iki gün sonra, 18 Mart 1920'de, İstanbul'da bulunanMeclis-i Mebûsan kendini resmen feshedince, 23 Nisan 1920'de Ankara'daBüyük Millet Meclisi kuruldu. Ankara ili,Türk-Yunan Savaşı'nın en yoğun muharebesinin gerçekleştiği yer olmuştur. 1920 yazında Yunan birlikleri, Ankara şehrini ele geçirmek amacıylaSakarya nehri kıyılarına kadar ilerlemişti. Ancak 23 Ağustos - 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşenSakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtüldü.Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olmuş, Mustafa Kemal Atatürk ünlü "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır" sözünü bu sırada söylemiştir. Birkaç hafta sonra Fransa ile yapılanAnkara Anlaşması ile,Türk-Fransız ihtilafı sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922Lozan Barış Konferansı ve 1923Lozan Antlaşması ile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilledi ve bağımsızlığını onaylattı.Türkiye Büyük Millet Meclisi 13 Ekim 1923'te Ankara ilinin merkezi olan Ankara kentini başkent ilan etti.[41][42][43]
Ankara, 1984 yılında çıkarılan 2972 sayılı kanun[44] ve 195 sayılı kanun hükmünde kararname[45] sonucuİstanbul veİzmir ile birliktebüyükşehir unvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan 3030 sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti.[46] Başlangıçta beş ilçeAnkara Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dâhil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 50 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[47] Bu sınırlar içinde kalan 16 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[47] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[48]
Ankara şehrindeyarı kurakkarasal iklim (Köppen iklim sınıflandırması:Bsk veDsb) hüküm sürer. Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak, sonbaharları ılık ve kurak ve ilkbaharları serin ve yağışlıdır. Ankara ikliminin diğer bir özelliği ise mevsimlerin geç başlaması ve geç bitmesidir.[49][50] Ankara'da gece ile gündüz, en az kış mevsiminde ve en çok yaz mevsiminde önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak ay temmuz ve ağustostur ve ortalama en yüksek gündüz sıcaklıkları 30°C'dir. En soğuk ay ise Ocak ayıdır, en düşük gece sıcaklıkları ortalama -3 °C'dür. Yağışlar en çok mayıs, en az temmuz veya ağustos ayında düşer. İlkbaharda ve yaz başlarında,kırkikindi olarak adlandırılankonveksiyonel yağışlar görülür. Ankara'da yıllık ortalama toplam yağış 415 mm'dir.[50][51] Ankara son yılların en soğuk gecesini -22 ile 26 Ocak 2016'da gördü.[52]
Ankara şehrininExpedition 19 uzay ekibi tarafından çekilmiş uydu görüntüsü (11 Nisan 2009)
Ankara, başkent olduktan sonra hızla kalabalıklaşmıştır. Özel ve kamu sektörü yatırımları başkent ve yöresine yoğunlaşmış, bunun sonucu ortaya çıkan çalışma olanakları büyük bir nüfus akımına yol açmıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim altyapısının gelişmişliği, suç oranının düşük olması, kişi başına kamu yatırımının ve kişi başına mevduatın yüksek olması gibi nedenlerin[54] göçü teşvik ediyor olması muhtemeldir. Cumhuriyet tarihi boyunca ilin nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Ankara'nın nüfusu hiçbir zaman tam olarak hesaplanamaz. Memur ve öğrenciler ağırlıkta olduğu için net nüfus bulunamaz. TÜİK verilerine göre nüfusu yaklaşık 6 milyon iken gayriresmî nüfusu 8 milyondur. 1927 sayımında nüfusu 404 bin olan il Türkiye nüfusunun %3,2'sine sahipken bugün 8 milyon nüfus ile bu oran %6,3'tür. 2007-2008 yılları arasında ise nüfus artış hızı (%1,83), ülke nüfus artış hızının (%1,32) bir buçuk katı olmuştur.[55]Bu büyümenin başını çeken Ankara kenti aldığı göçe rağmen, 2008'de Ankara'da işsizlik oranı (%11,8) Türkiye genel işsizlik oranına (%11,0) yakındır. İstihdam edilenlerin %72'si hizmetler, %26'sı sanayi, %2'si tarımda çalışır (bu oranlar Türkiye için sırasıyla %49, %27 ve %24'tür).[56] 2024 yılı itibarıyla 5.864.049 kişidir. Bu nüfus; 25 ilçe ve bu ilçelere bağlı 1425 mahallede yaşamaktadır.
Ankara, başkent olmadan önceİç Anadolu bölgesinde yer alan bir kasabaydı. Cumhuriyet döneminde başkent olduktan sonra, tarım ve sanayi hızla gelişmeye başladı. Günümüzde Ankara, İstanbul'dan sonra Türkiye'nin ikinci ekonomik merkezi olarak yer alır.Söğütözü veÇukurambar semtlerinde birçok iş merkezi ve finans kuruluşu yer alır.
Ankara şehri dışındaki en önemli müze,Kral Midas'ın tümülüsünün de bulunduğu Polatlı'dakiGordion Müzesi'dir. Bu müzede bölgede keşfedilmiş, Tunç Çağı ve Frigya döneminden kalma arkeolojik eserler sergilenmektedir.
İlde birçok arkeolojik alan vardır. Buralarda keşfedilmiş kıymetli eserlerAnadolu Medeniyetleri Müzesi veODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'nde sergilenmekte, yapılar da ziyarete açık tutulmakta, Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan ve Kocumbeli höyüklerindetaş vebronz çağlarından yapıtlar bulunur.Hititlerden kalan çeşitli kalıntılar arasında Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan ve Külhöyük höyükleri ve Gâvurkale taş oymaları sayılabilir. YineAnkara Kalesi,Galatlar zamanında inşa edilmiş ve sonraki yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlerce kullanılmıştır.
Ankara yöresinin geleneksel halk müziğinin başlıca telli çalgısıbağlama, başlıca nefesli çalgıları çeşitli düdük vekaval tipleri, başlıca vurmalı çalgıları dadavul vedeftir.[68]
Sosyal ortama bağlı olarak çeşitli halk müziği gelenekleri vardır;divan sazı adı verilen yaylı bir sazla çalınır, başka çalgı olmaz. "Efe başı" denen yaşlı ve iyi saz çalan kişi ortaya oturur, daha az tecrübeli olanlar onun etrafında bir halka oluştururlar. Efe başı grubu idare eder, onu ardından herkes sırayla çalardı. Divanların özelliği tasavvufi bir hava içinde çalınır, terbiye edici, ibret verici türküler söylenir, oyunlar oynanırdı. Bunun ardından Kırat, Muhabbet havaları, Zil Havaları, Oyun Havaları ve Bozlak ve Ağıtlar gelirdi. Divanların sonunda bir Cezayir havası olurdu.[69][70] Bunlardan Kırat, kahraman bir atın hikâyesini işleyen türkülerdir. Bozlaklar içli ve ince duygulu şarkılardır. Aşk, ölüm, isyan, üzüntü gibi duygular, doğaçlama olarak, vezinsiz söylenir. Ağıtlar ise üzüntülü ve acılı konuları işler.[71] Topluluğun cinsine göre Muhabbet veya Oturaklar da olurdu. Muhabbet, yaşlı kimselerin oluşturduğu içkili topluluklarda çalınırdı. Saz parçaları arasında topluğun en yaşlısı konuşur, geçmiş öyküler ve fıkralar anlatır. Oturaklar, daha çok delikanlılar ve bekâr erkekler tarafından yapılır. Para ile tutulan kadınlar içki ve meze servisi yapar, oyun havaları başlayınca kadınlar ortaya çıkıp oynarlar.[68]
Ankara halk oyunları zeybekler ve düz oyunlar olmak üzere iki bölümde incelenir:
Zeybekler, yiğitlik ve mertlik teması üzerine kurulu oyunlardır. Sazla oynanır ve ağır bir melodisi vardır. En az iki kişi tarafından oynanır. Zeybek oyunlarında dikkat edilecek husus, oyunun vermiş olduğu karakteristik hava ve melodiye göre jest ve figürleri ayarlamaktır. Yani duruş, kasılış ve poz zeybek oyununun gösterişini ortaya koyar. Zeybek oyunlarının başlıcaları, Ankara zeybeği, mendil zeybeği, Karaşar zeybeği, Seymen zeybeği, Seymen alayı ve Yağcıoğlu zeybeğidir.[73]
Oyun havaları eşliğinde oynanan Ankara düz oyunlarının ahengi farklı, ritmi yumuşaktır. Sazın sesi bazen hareketli, bazen duygulu, bazen de coşkuludur. Düz oyunların figürleri ayak oyunlarıyla süslenmiştir ve birbirine çok benzer. Hepsisaz eşliğinde ve grup halinde oynanır. Bu oyunların en meşhurları, misket, fidayda[72] (hüdayda), mor koyun, yandım şeker, name gelin, sabahî, yıldız, çarşamba ve Arap oyunudur.[73]
Eski Ankara evlerinde aşhane veya ayşene de denilen mutfak, evin en büyük kısmını meydana getirirdi. Mutfakta çork denilen bir ocak vetandırın yanı sıra, iki katlı, müsandere denilen birkiler bulunurdu. Mutfağın bir köşesine yakmak üzere odun istif edilirdi. Yemek genellikle mutfakta yere serilen sofralarda yenirdi. Mutfak eşyaları da yöreye has isimlerle adlandırılırdı. Örneğin fıçıya bodu, sofra bezine boğ, bıçağa eğri, oklavaya oklağaç, rafa terek, tepsiye tıngır denirdi.[74]
Günümüzde çağdaş mutfaklar ve adlar yaygınlaşmakla birlikte, eski Ankara mutfağına has birçok yemek ve tatlı hâlâ yaşatılmaktadır. 2008'de yapılan bir araştırmaya göre, 93 çeşit yöresel yemek, tatlı ve içecekleri ile Ankara ili, Gaziantep ve Elâzığ'dan sonra üçüncü en zengin mutfağa sahiptir.[75] Bunların arasında,tutmaç ve miyane gibiçorbalar;Ankara tavası, alabörtme,calla, ilişkik, sızgıç, siyel, siyer, bici, pıtpıt pilavı, mucirim köftesi, tohma,şirden dolması, papaç, yalkı, carcıran, göter, kaile, topaç,cızlama, öllüğün körü gibi yemek ve hamur işleri; kargabeyni, köyter, omaç, perçem, tiltil helvası, zerdali boranası veBeypazarı yöresine ait 80 katlı baklava gibitatlılar ile bazlamacın, gizleme, çerpit,kartalaç, kömbe,kete, saçkıran, şerit ve yarımca gibiekmekler sayılabilir.[74][76]
İlde geleneksel hale getirilen birçok şenlik vardır. Bunlar içinde en önemlisi kısacaBeypazarı Festivali olarak bilinen Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali'dir. Bu şenliğe Türkiye'den ve dünyadan birkaç kent katılır. Şenlik her yıl Ekim ayında gerçekleştirilir.[77][78][79]
İldeki bir başka şenlik,Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen Kültür ve Su Festivali'dir. Geleneksel hale getirilen bu şenlik, her yıl Ağustos ayında gerçekleştirilir.[79][80]
Ankara, Türkiye dışından gelenturistlerin çok tercih ettiği bir il değildir. Türkiye'ye gelen yabancıların sadece %1,5'i (2007'de 383 bin kişi) AnkaraEsenboğa Havaalanı'ndan giriş yapar. Bunların çoğu mayıs-eylül döneminde gelir ve %38'i Alman vatandaşıdır.[82]
Yurt içi turizmi bakımından, başta kültür turizmi olmak üzere, kent merkezi ve çevresinde kongre turizmi,Elmadağ çevresinde kış turizmi,Kızılcahamam,Ayaş,Çubuk veHaymana çevresinde kaplıca turizmi ileGüdül'deki Tuluntaş Mağarası'nda mağara turizmi gerçekleştirilmektedir.Anıtkabir başta olmak üzere birçok müze ve anıt ileBeypazarı veKızılcahamam'daki tarihî evler yurt içi turizmine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca Evren ilçesi, Hirfanlı Baraj Gölü kıyısında sahip olduğu sahille Ankara ve çevre illere alternatif bir su ve doğa tatili imkânı sunmaktadır.[86]
2008'de Anıtkabir 6 milyon kişi tarafından (%7'si yabancı),[87] Anadolu Medeniyetleri Müzesi de 290 bin kişi (%60'ı yabancı)[59][88] tarafından ziyaret edilmiştir.
Ankara Kalesi'nden şehir merkezinin panoramik manzarası. Kalenin hemen altındaAltındağ belediyesinin Samanpazarı semti, fotoğrafın ortasında Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi,Hacettepe Hastanesi,İbn-i Sina Hastanesi ve solda Kocatepe Cami görülmektedir.
Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Şampiyonası her yıl Ankara'da düzenlenir.
Voleybol lig maçları, Başkent Spor Salonu ve Beştepe Spor Salonu'nda yapılmaktadır.[96]
Hentbol maçları, Prof. Dr. Yaşar Sevim Hentbol Spor Salonu ve THF Spor Salonu'nda yapılmaktadır.[97]
2018-19 Sezonu sonundaFutsal takımıGazi Üniversitesi SK şampiyon olmuştur. SezondaBuz hokeyi kadın ve erkek süper liglerinde ikişer takım ile yer almıştır.Sutopu süper ligindeODTÜ vardır.
Büyükşehirlerde merkezi yönetim validen, il müdürleri ve il danışma kurulundan oluşur.
Ankara bir büyükşehirdir. Bu özelliğine göre yönetimi belirlenmiştir. Protokolde ilk sırada yer alan vali, merkezi yönetimi temsil eder ve cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Büyükşehir olan illerde, il genel meclisi, yetki ve görevlerini Ankara Büyükşehir Belediye Meclisine devretmiş ve kaldırılmıştır.[98]
Büyükşehir belediyelerinde yerel yönetim, Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyükşehir Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Encümeni'nden oluşur.
Yerel yönetimi temsil eden Büyükşehir Belediye Başkanı, ildeki tüm seçmenlerin oy çokluğu ile seçilir. Yerel seçimlerde İlçe Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanılarak ilçelerin belediye meclisleri oluşur. İlçe Belediye meclislerinden alınan üyelerle (başkan kontenjanı, ilçe nüfusu ve parti oy oranına göre) de Büyükşehir Belediye Meclisi oluşur. Bu mecliste ilçe belediye başkanları da yer alır.[100][101] Meclisin başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında, belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. (5216 saylı kanun, 16. madde)
Büyükşehir yapılan illerde, İl Genel Meclisi, yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye Meclisine devretmiş ve kaldırılmıştır.[98]
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı,Mansur Yavaş (CHP), 31 Mart 2024 seçimlerinde %60,44 oy oranıyla seçilmiştir.[102]
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üye sayısı 148'dir (Büyükşehir Belediye Başkanı, 25 ilçe belediye başkanı ve 131 üye) Bunların 90'ıCHP, 45'iAK Parti, 10'uMHP, 1BBP, 1Yeniden Refah Partisi, 1 de bağımsız üye bulunmaktadır.[103]
Ankara'nın 47[104] tanekardeş kenti vardır. İzmir Caddesi'nde Ankara'nın 2003 yılına kadarki kardeş kentleri için bir anıt bulunmaktadır.[105][106][107]
^"Turks are forcing us to adopt İstanbul and Ankara by refusing to deliver lettres addresssed to Constantinople and Angora..."Edward Gleichen (1931)."Some Recent Decisions of the P. C. G. N."The Geographical Journal. Cilt 77. ss. 161-163. 7 Mart 2016 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2009.
^Ayşegül Celepoğlu ((Ed.)).Türkiye 2007. Başbakanlık Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Türk Haberler Ajansı'na hazırlatılmıştır. s. 57.|erişim-tarihi= kullanmak için|url= gerekiyor (yardım)
^"Twin towns of Minsk". The department of protocol and international relations of Minsk City Executive Committee. 8 Aralık 2008. 30 Ağustos 2009 tarihinde kaynağındanarşivlendi.