Bu maddedekibilgilerindoğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. Lütfengüvenilir kaynaklar ekleyerekmaddenin geliştirilmesine yardımcı olun. Kaynaksız içerik itiraz konusu olabilir vekaldırılabilir. Kaynak ara: "Anadolu beylikleri" – haber ·gazete ·kitap ·akademik ·JSTOR(Temmuz 2023) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
| Türkiye tarihi |
|---|
Anadolu Beylikleri,Anadolu Türkmenlerinin 1071'dekiMalazgirt Savaşı'ndan sonraAnadolu'da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikleDoğu Anadolu Bölgesi veGüneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan devletlereBirinci Dönem Anadolu Beylikleri denir. Anadolu'nun batı ucundaİznik'i başkent edinen, sonradan daHaçlı Seferleri nedeniyle başkentiniKonya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam edenAnadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler iseİkinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak ifade edilir.[1]

Anadolu Selçukluları,Anadolu'dakiTürkmen beylerini aşiretleriyle birlikteBizans veKilikya sınırlarına yerleştirmişlerdi. Böylece Anadolu Selçukluları hem devletin sınırlarını güvence altına alıyor, hem de Türkmen beylerini denetim altında tutuyorlardı. Ama 1243'tekiKösedağ Savaşı'ndaMoğollara yenilenAnadolu Selçuklu Devleti'nin Türkmenler üzerindeki denetimi zayıfladı. Bu savaşın ardından, Moğolların bir kolu olanİlhanlılar Anadolu'da denetimi ele geçirdiler. Bu süreçte uç beylikleri, önce İlhanlılara bağlı, sonra bağımsız devletlere dönüştüler. Bu beyliklerden biri olanOsmanlı Beyliği, zamanla bütün öbür beyliklerin topraklarını ele geçirdi ve bir imparatorluğa dönüştü.
| Beylik | Başkent | Hâkimiyet Dönemi |
|---|---|---|
| Çaka Beyliği | İzmir | 1081-1098 |
| Ahlatşahlar Beyliği (Sökmenliler) | Ahlat | 1110-1231 |
| Artuklu Beyliği (üç kol) | Hasankeyf,Mardin,Harput | 1102-1409 |
| Danişmendliler Beyliği | Sivas | 1071-1178 |
| Dilmaçoğulları Beyliği | Bitlis | 1085-1192 |
| İnaloğulları Beyliği | Diyarbakır | 1095-1183 |
| Mengücekliler | Erzincan, sonraDivriği | 1080-1228 |
| Saltuklu Beyliği | Erzurum | 1072-1202 |
| Çubukoğulları Beyliği | Harput | 1085-1112 |
| Tanrıvermiş Beyliği | Efes | 1074–1098 |


Anadolu beyliklerinin kurucuları aşiretlerdi. Anadolu Selçukluları bu aşiretleri özellikle Bizans sınırına yerleştirmişler ve bu toprakları aşiret beylerineikta (tımar) olarak vermişlerdi. İkta sisteminde, Türkmen beyleri kendilerine verilen toprağın karşılığında Anadolu Selçuklu sultanına savaş zamanlarında asker gönderiyordu. Toprağın mülkiyeti sultana aitti, beylerin ise bu toprağı işleme hakkına sahipti. Bu beyler sonradan bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde Anadolu Selçuklu devlet yapısını kendilerine örnek aldılar.
Anadolu beyliklerinde devlet yönetimi hanedanın elindeydi. Bu hanedanın en yaşlı ya da etkili kişisineulu bey denirdi. Ulu bey devlet merkezinde oturur, vilayetlerin yönetimini ise çocuklarına ya da kardeşlerine bırakırdı. Devlet işleri, bir kurul ya da kurum olandivanda görüşülür ve karara bağlanırdı. Vilayetlerin yönetiminden ise valiler sorumluydu; ayrıca hukuk işlerini kadılar ve askerlik ile güvenlik işlerini subaşılar yürütürdü. Devletin parası (sikke) ulu bey adına basılırdı.
Anadolu beyliklerinde ordu, Ulu beyin atlı ve yaya hassa birlikleri, ikta verilmiş beylerin yetiştirdiği askerler ve çeri denen aşiret atlılarından oluşurdu. Savaş sırasında ordu üç kola ayrılırdı. Merkez kuvvetlere ulu bey, sağ ve sol kollara da oğulları ya da kardeşleri komuta ederdi. Ok, yay, kılıç, kargı, hançer, balta, gürz ve mancınık orduda kullanılan başlıca silahlardı.
Üç çeşit toprak vardır. Bunlaraikta,vakıf vemülk denirdi. Devlet bazı toprakların gelirini hizmetlerine karşılık belirli bir kişiye ya da bir vakfa bırakırdı. Köylüler bu toprakları işler, vergisini de toprağı işletme hakkına sahip olan kişiye ya da vakfa verirlerdi. Köylüler ekip biçmekle yükümlü olduğu toprakları bırakıp başka yere gidemezlerdi. Kent ve kasabalarda mülk sahibi olanlar köylülere oranla daha özgürdüler. Her zanaat dalı ayrı bir Ahi birliğine bağlanarak kendi içinde örgütlenmişti.
Ekonominin temelitarıma dayalıydı. Toprak ve iklim koşullarına bağlı olarak tahıl, meyve ve pamuk gibi ürenler yetiştiriliyordu. Hayvancılık da hayli yaygındı. Anadolu'da dokunan kilim ve halılar dış pazarda alıcı buluyordu.Kütahya,Amasya veBayburt çevresinden çıkarılan gümüşün büyük bölümü de dışarıya satılıyordu. Anadolu beyliklerinde ticarete de gelişmişti. Karadeniz kıyısındakiSinop,Trabzon veSamsun, Ege'dekiFoça,İzmir, Selçuk ve Balat ile Akdeniz'dekiAntalya ve Yumurtalık, iç ve dış ticaretin en önemli liman kentleriydi. Kayseri ve Konya, kervan yollarının kavşak noktasında bulunan Sivas önemli ticaret merkezleriydi.
Anadolu beylikleri döneminde özellikle Konya, Kayseri ve Kastamonu birer bilim ve sanat merkeziydi. Bilimler arasında en çok tıp gelişmişti.Hacı Paşa bu dönemin en ünlü tıp bilginlerinden biriydi.
Başta Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüYunus Emre olmak üzere Gülşehirli Şeyh Ahmed,Âşık Paşa, oğlu Ulu Arif Çelebi,Bahaeddin Sultan Veled,Ahmed Eflaki, bu dönemde yetişmiş başlıca şair ve yazarlardı.
Sınırlı kaynaklarına ve dönemlerinin siyasi iklimine rağmen, Anadolu beylikleri döneminde sanat gelişti ve muhtemelenOsmanlı sanatının temelini oluşturdu. Anadolu beyliklerinin sanat üslubu,Selçuklular ile Osmanlılar arasında bir geçiş döneminin üslubu olarak kabul edilebilse de, yeni akımlar da kazanılmıştır. Özellikle gezgin geleneksel zanaatkarlar ve mimarlar, bu yeni akımların ve yerelleşen üslupların Anadolu'daki çeşitli beyliklere yayılmasına yardımcı olmuş, bu da özellikle mimaride yenilikçi ve özgün çalışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Selçukluların ahşap ve taş oymacılığı, kil çinileri ve benzeri süsleme sanatları, yeni mekân arayışlarının da etkisiyle kullanılmaya devam edilmiş ve bunun diğer sanatlara da yansımaları olmuştur.

Osmanlılar zamanında doruğuna ulaşan büyük mekânlı yapıların ilk örnekleri de bu dönemde ortaya çıktı. Karamanoğullarının yaptırdığı Karaman'dakiHatuniye Medresesi ile Niğde'deki Ak Medrese önemli yapılardır. Germiyanoğulları da Afyonkarahisar'da Kubbeli Cami ve Kütahya'dakiVacidiye (Demirkapı) Medresesi'ni yaptırdılar. Beyşehir'deki Eşrefoğlu Süleyman Bey Camisi ve Medresesi Eşrefoğullarından kalmıştır. Eğirdir'deki Dündar Bey Medresesi, Hamidoğullarından kalan en önemli yapılardan biridir. Safranbolu'daki Gazi Süleyman Paşa Camisi Candaroğulları mimarisinin önemli örneğini oluşturur. Birgi'deki Aydınoğlu Mehmed Bey Camisi ve Medresesi, Ulucami (1312) ile Selçuk'ta salt mermerden yapılmışİsa Bey Camisi (1375) ve İmareti, Balat'taki İlyas Bey Camii (Milet) (1404) Aydınoğulları beylerince yaptırılmıştır. Manisa'daki Ulucami Saruhanoğullarından ve Kayseri'dekiHatuniye Medresesi Dulkadiroğlularından günümüze ulaşmış en önemli mimarlık örneklerindendir.
Yukarıdaki bahsedilenBalat'taİlyas Bey Camii,Selçuk'taİsa Bey Camii,Birgi'de Ulucami, Selçuklu mimarisinin devamı olmalarına rağmen, iç ve dış mekânlardaki süslemelerin artması,avlu veminarelerin farklı yerleşimi ile büyük farklılıklar gösterir.
Karaman beyliği deErmenek'teUlucami (1302), Karaman'da Hatuniye Medresesi (1382),Niğde'deAkmedrese Medresesi (1409) gibi dış çevreyi de dikkate alan ve içine alan yeni bir üsluba saygı duyan önemli mimari eserler de bırakmıştır.
İç mekânı tek bir büyükkubbe altında birleştirerekanıtsal bir mimari yapı oluşturmayı amaçlayanOsmanlı mimarisinin şekillenmesine işaret eden Anadolu beylik mimarisinin ilk örneklerinden biri Saruhan beyliği tarafından yaptırılanManisa'daki Ulucami'dir (1374).
Beyliklerin bilime daha fazla önem verdiklerine işaret eden medrese inşaatlarındaki artış da dikkate değerdir.