Altın Orda,Altın Ordu Devleti,Uluğ Ulus veyaKıpçak Hanlığı[1] (Başkurtça: Алтын Урҙа, Altın Orda,Tatarca: Алтын УрдаAltın Urda,Kazakça: Алтын Орда) bir Türk hanlığıdır.[2][3]Cengiz Han ölmeden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırmış veSeyhun Irmağı ileBalkaş Gölü'nün batısındaki yerleri büyük oğluCuci Han'a vermişti. Cuci Han'ın küçük oğluBatu Han, batıya doğru giriştiği seferlerle bu toprakları genişletti. Cuci'nin toprakları sonradan Batu Han ile ağabeyi Orda Han arasında paylaşıldı. Balkaş ile Aral gölleri arasındaki ve Seyhun Irmağı'nın güneyindeki yerler Orda'ya verildi.Harezm ve yeni alınan topraklarsa Batu'nun yönetimine bırakıldı. Orda'nın yönetimindeki doğu bölgesineAk Orda,Batu'un yönetimindeki batı bölgesine deGök Orda adı verildi. Gök Orda sonradan Altın Orda olarak adlandırıldı.
1242'de Altın Orda Devleti'ni kuran Batu Han, ilk tahtını Bulgar şehrinde kurdu.[4][5]İdil Nehri'nin aşağı havzasındakiSaray kentini inşa ettikten sonra burayı başkent edindi ve topraklarını genişletti. 1256'da Batu Han öldüğünde devletin sınırlarıKıpçak Bozkırı'nı,İdil'in aşağı ve orta havzasını, Seyhun ve İdil ırmakları arasındaki Aral Gölü yöresini ve Kafkaslar'ın Azerbaycan'a kadar olan kesimini kapsıyordu. Altın Orda Devleti, Lehistan (Polonya) veLitvanya'yı vergiye bağlamıştı.
Batu Han'ın yerineBerke Han geçti. Berke Han,İslam dinini benimsedi ve Moğolların bir başka kolu olanİlhanlılarla savaştı. Bulgaristan'daBizans ordusunu yendi. 1260'ta, Orta Çağ'ın en büyük kentlerinden biri sayılan Saray Berke kentini kurdu.
Berke Han'ın ölümünden sonraMengü Timur Han,Özbek Han veCanibeg Han Altın Orda Devleti'nin gücünü korudular. Canibeg Han'ın ölümünden sonra taht kavgaları başladı.Toktamış Han 1380'deTimur'un desteğiyle tahta çıkarak bu çatışmalara son verdi. Daha sonra Timur'un Altın Orda topraklarına sefer düzenlemesi ve taht kavgalarının yeniden başlaması Altın Orda Devleti'ni güçsüz düşürdü. Bu kavgalarla parçalanan Altın Orda Devleti topraklarındaKazan Hanlığı,Kırım Hanlığı,Astrahan Hanlığı,Nogay Hanlığı,Sibir Hanlığı kuruldu ve daha sonraRusya Çarlığı olacakMoskova Knezliği bağımsız kaldı.[6]Moskova Knezliği dışında kalan toprakları Kırım Hanlığı ele geçirdi ve 1502'de Altın Orda Devleti tarih sahnesinden silindi.
Altın Orda Devleti'nde yönetsel konular, soyluların oluşturduğuKurultay'da görüşülür ve karara bağlanırdı. Topraklar ve otlaklarMoğol soylularının elindeydi. Halk bu toprakları işler, ürünlerin belirli bir bölümünü bağlı olduklarıbeye verirdi. Göçebe bir toplumdan (Türk-Moğol) gelen Altın Orda hükümdarları, göçebeleri yerleşik düzene geçirmeye çalıştılar. Aşağıİdil'de 20'den çok kent kurdular. Bu kentlerin en büyüğü olanSaray Berke'nin nüfusunun 100 binden daha fazla olduğu sanılır.
Altın Orda tahtında Batu Han. Batu Han, Moğol hükümdarı (1205 - 1255) ve Altın Orda'nın kurucusuydu.
Cengiz Han'ın 1227'de ölümünden sonra büyük hanlık makamınaÖgeday seçildi. Onun hâkimiyeti, Moğol Hanlığı'nın teşkilâtlandırılması bakımından mühimdir. Bu maksatla kurultaylar toplanmış ve bazı umumî kurallar konulmuş, Cengiz'in "yasa"sı tatbik edilmekle beraber, şehirli ve köylü ahalinin ihtiyacına göre bir idare kurulmuştu. 1235'te devlet işlerini alakadar eden yeni meseleler münasebetiyle toplanan büyük kurultayda Batı Seferi, yani Doğu Avrupa'nın istilâsı kararlaştırıldı.
Bu muazzam ordunun başında Cengiz'in torunu, Batu (Çoçi Oğlu) bulunuyordu. AslındaHarezm,Kafkasya veİrtiş'in batısı büyük oğlu Cuci'ye düşmüştü (1224). Fakat Cuci,Cengiz Han'dan az önce öldü ve ona ayrılan yerler oğlu Batu Han'a verildi. Ona verilen bölgede kurulan devletin adı "Altınordu", asıl kurucusu daBatu Han'dır. Hanların ordugahında han çadırının üzeri altın kaplama olduğu için, bu çadıra "Altınorda" deniliyordu. Zamanla bu kelime Türkçede "Altınordu" şeklinde yazılır.
Hem Altınordalılar, hem de "kral sarayı" ve "ordugâh" anlamlarında kullanılır.Batu Han'a ait olan yerlere, babasının adından dolayı "Cuci Ulusu" deniyordu. Ulus, "Birleşik İller" anlamında, yani yer adı olarak kullanıyordu. Sefere, ondan başka birçokÇingiz oğulları (prensleri) de iştirak edeceklerdi. Ön kıtaların kumandanı olarak da en meşhur generallerden biri olanSübedey görülmektedir. İlk darbe Bulgarlar üzerine oldu. Bu hareket 1224'te Bulgarlar'ın Don boyundan dönen Moğol kıtalarına hücumların öcünü almak için yapılmıştı.
Bulgarlar az bir zaman içinde yenildiler; başta Bulgar olmak üzere şehirleri tahrip edildi. Şehirlerden ve büyük yollardan uzakta kalan halkın, bu istilâdan zarar görmediği muhakkaktır; şehirli ve köylü ahaliden birçoğunun da kaçarak, ormanlarda saklandığı anlaşılmaktadır. Bu suretle Moğol istilâsından sonra Orta İdil sahasındaki Bulgar unsuru ortadan kaldırılmış olmadı; yok olan şey: müstakil bir Bulgar devletiydi. Nitekim, çok geçmeden bu bölgede Bulgar beylerinin yeniden faaliyette bulunduklarını görüyoruz.
1237 sonunda kış mevsimi olmasına rağmen, Moğol ordusu Rus bölgesinin istilâsına başladı. Bu sıralarda Rus yurdu birçok knezliklere bölünmüştü. Ryurik sülâlesine mensup olmak üzere, muhtelif mıntıkalarda, knezleri, müstakil birer beylik halinde hükûmet etmekteydiler; artık Kiev merkez olmaktan çıkmıştı; onun yerine Suzdal Rusyası (Merkezi Vladimir) yükselmişti; batıda da Haliç knezleri kuvvet bulmuşlardı.
İlmen gölü'nün kuzey sahilindeki Novgorod şehri de mühim bir iktisadî ve siyasî merkez vaziyetindeydi. Bu Rus knezlikleri arasında mücadeleler eksik olmadığından Rus yurdu, âdeta, daimî bir anarşi manzarası arz etmekteydi. Batu Han'ın orduları 1237'de Bulgar memleketinden hareketle Suru (Sura) ırmağının baş kısmını geçtikten sonra Ryazan üzerine yürüdüler; bir darbe ile burayı ele geçirdiler; o sıralarda ehemmiyetsiz bir kasaba olan Moskova'yı yaktılar. Vladimir,Suzdal,Rostov ve Volga kıyısındakiYaroslav şehirlerini zaptettiler; bütün bu şehirler birer kale idi. Türk-Moğol ordusunun, yalnız açık meydan muharebesinde değil, kaleleri kuşatmak ve zaptetmek hususunda da fevkalâde becerikli oldukları görülüyor. Kışın şiddetine rağmen Batu Han kuvvetleri 2-3 ay zarfında birçok kale ve şehirleri ele geçirdiler. 1238 baharı geldiği zaman bu ordu İlmen gölünün güneyinde, Lovat Irmağı'na varmış bulunuyordu; fakat mevsimin icabı olarak, daha fazla kuzeye, yaniNovgorod istikametine gidilmemiş, orduların güneye dönmesi uygun görülmüştü.[1]
Altın Orda'da diğer Moğol devletlerindeki gibi tek ilah inancı vardı. Tanrı adına tabiat kuvvetlerine hükmediyorlardı, içtikleri suyun bir kısmını ateş için güneye, hava için doğuya, su için batıya ve ölüleri yad etmek için kuzeye serperlerdi. Altın Orda'da Tanrı resmine çok nadir rastlanır. Moğollarda hükümdarın tanrılaşma eğilimi yoktur. Batu da,Cengiz Han veÖgedey gibi halkının Şamanist inancını paylaşıyordu. Hristiyanlık İdil boyunda önemli rol oynamıştır. Hristiyanlığın tesiri, Batu'nun oğlu Sartak'ın kısa süreli hakimiyeti döneminde (1256-1257) biraz önem kazanmıştır. Ondan sonra tahta geçen Berke ise Müslümandır, bunda Seyfettin el-Buhari'nin büyük rolü vardır. Berke Müslümanlığı kabul edince Müslümanlık Altın Orda'da hızla yayılmıştır. Hatta Mısır'da askerlik yapan Altın Ordalı askerler bile bu olaydan sonra Müslümanlığa girmişlerdir. Tatarlar arasındaİslamiyet bu kadar hızla yayılmasına rağmen, eski inançlarına sadık kalan bir hayli Türk ve Moğol vardır. Tohtu (Tokta), kendisi Şamanist iken oğlu Müslümandı, bunun Altın Ordu'daki hoşgörüyü gösterdiği iddia edilir.
Mamay Mirza (de facto hükümdar) Hacı Çerkes (1374–1375) Mamay Mirza (de facto hükümdar) Muhammed Bulak (1375) Mamay Mirza (de facto hükümdar) Aybek (1375–1377) Mamay Mirza (de facto hükümdar) Arab Şah Muzaffer (1377–1380)
Kerim Berdi (1412–1414) Kibek Han (1414) Çokre Han (1414–1417) Cabbar Berdi (1417–1419) Edige (de facto hükümdar) DervişHan (1419) Kadir Berdi Han (1419) Edige (de facto hükümdar) Hacı Muhammed Han (1419)
^Kafalı, M."Cuci Ulusu ve Ak-Orda (Altın-Orda ), Gök-Orda Hanlıkları".DergiPark. 13 Mart 2023 tarihindekaynağından arşivlendi. Erişim tarihi:12 Temmuz 2023....görüldüğü gibi Ak Orda batı, Gök Orda ise Doğu Hanlığı olmaktadır....zaten Türkler'de yönlerin renkle değerlendirilmesinde Ak = Batı , Gök = Doğu, Kırmızı = Güney, Kara = Kuzey ve sarı ise Merkez manasını taşımaktadır.