Bu maddedekiüslubun, ansiklopedik bir yazıdan beklenen resmî ve ciddi üsluba uygun olmadığı düşünülmektedir. Maddeyi geliştirerek ya da konuyla ilgilitartışmaya katılarak Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.
El-Hamra Sarayı (İspanyolca: Alhambra;Arapça: الْحَمْرَاء: "Kırmızı" (eril formda "ahmer" olan sözcüğün dişil yapıdaki şeklidir),İspanya'nınEndülüs bölgesindekiGranada kentinde yer alan,İslami Arap mimarisinin Kalʿatü'l-Hamrâ mimari anlayışı ile yapılansaray vekale olarak kullanılmış tarihi binadır.[1] Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Saraya ait ilk yapılanma, MS 889'a tarihlenenRoma Dönemi surlarının üzerine küçük bir kale inşa edilerek başlamıştır. 13. yüzyılın ortalarına kadar bir onarım yapılmayan kale,Gırnata EmiriMuhammed Nasır döneminde bugünkü görünümüne kavuşmuştur. 1333'teGırnata Sultanı I. Yusuf, kaleyi hükümdarlık sarayına dönüştürmüştür. 1492'de bölgede yenidenHristiyan hakimiyetinin sağlanmasının ardından, saraya kısmenRönesans mimarisinin etkilerinin görüldüğü çeşitli eklemeler yapılmıştır.[2]
Endülüsİslam sanatını,Müslüman İspanya tarihinden ayrı düşünmek imkansızdır... El-Hamra inşa edilirken hiçbir şey tesadüfe bırakılmamış, her detay özenle hesaplanmıştır. Kavislerin bölünüşünde, tek ve çift sütunların hoşa giden bir tarzda yerleştirilmelerinde, kapı ve pencere yerlerinin mükemmel konumundan bunu anlamak mümkündür. İşte bu sayede harikulade perspektifler ortaya çıkmış, avlular ile açık salonlar arasında güneş ışığı, suların akışı ve gölgelerin oyunu buluşturularak, dış alemle inanılmaz bir uyum ve zarafet sağlanmıştır. Bu, sanki el değince kırılıp dökülecek hissi veren yüksek bir zarafettir. El-Hamra'yı gerçekten anlamak için sarayın içindeki pek çok kitabeyi anlayarak okumak gerekir. Kur'an'dan alınan ayetlerin veİbn-i Zamrak'la diğer Müslüman şairlerin mısralarının kazınmış olduğu bu kitabeler bazı duvarları tamamen kaplamakta, kemerler, kapı çerçeveleri ve sütun tekneleri boyunca uzayıp gitmektedir. Öyle ki bu yazıları süsleme motiflerinden ayırmak neredeyse imkânsız haldedir.
El-Hamra Sarayı ve çevresinin görüntüsü.Aslanlı bahçeden bir görüntü.
Girift bir yapıya sahip olan El-Hamra Sarayı, birbiriyle bağlantılı odalar ve salonlar, bu mekânların arasında yer alan avlular, yeşil alanlar, fıskiyeli havuzlar, akar çeşmeler ve bahçelerden oluşmaktadır. Ama tüm bu mekânlar belli bir düzen içinde dizilmiştir. Bu düzen,Yahya Kemal Beyatlı'nınİspanya'da ki elçilik görevi sırasında (1929) kaleme aldığı satırlarda şöyle özetlenir:
... El-Hamra'ya basit bir dış kapıdan giriliyor. Girerken harikulade bir mekân içine girileceğinin farkına bile varılmıyor. Girdikten sonra bir alemden başka bir aleme geçmiş, sanki bir rüyanın ortasına düşmüş gibi gözlerimi kapadım ve açtım, öylesine bir hayret içindeydim. Bu şaşkınlık daireden daireye geçtikçe arttı. Nazar değmemiş bir beyazlık içinde, sülüs bir yazı sarmaşığı gülümseyen bir güzellikle bütün duvarları sarmış; nakışın ve oymanın hudutsuz oyunları, tavanların derinliklerine kadar her tarafı örtmüş, ama her taraf yine de bembeyaz görünüyor.[3]
Saray içindeki tüm oda ve salonları çepeçevre dolaşan bir sözcük, Orta Çağ'ın ünlü,Endülüs'teki 780 yıllık İslam hakimiyetinin de önemli sarayı sayılan El-Hamra'nın sırrını içerdiği söylenen Arapça bir cümledir. Bu sözcük, "Allah'tan başka galip yoktur" anlamını taşır. Bu bakımdan dünyanın hiçbir yerinde Allah adını bu kadar çok zikredensütun,kemer,kubbe, tavan, kapı ve duvara sahip başka bir saray yoktur.[kaynak belirtilmeli]
Sarayın çok uzun yıllar kendi haline bırakıldığı, evsiz insanlara barınak haline geldiği bilinmektedir. Bu dönemde bakımsızlıktan dolayı bazı yerlerde duvar kabartma süsleri dökülmüş, hor kullanmadan dolayı kapı ve pencereler tahrip olmuştur. Sarayınmexuar (Divan Odası) denen idari bölümü avlusunun bir zamanlar koyun ağılı olarak kullanıldığı, yine bu bölümün arka kısmında kapel haline çevrilen ibadethaneye geçiş için bir duvarın yıkılarak kapı haline dönüştürüldüğü bilinmektedir. Sarayınharem kısmındaki bir oda ise 1829 yılındaWashington Irving'in ikametine tahsis edilmiş veAmerikalı yazar bu odada El-Hamra ile ilgili anılarını kaleme almıştır.Gırnata'nın 1492 yılında düşüşünden sonraV. Karl Sarayı'nın yapımı için El-Hamra'nın bir kısmının yıkıldığı bilinmektedir. Bu yıkılan bölümlerin neler olduğu, bu yıkımla sarayın neler kaybettiği ise hiçbir zaman öğrenilememiştir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen El-Hamra Sarayının ayakta kalmak için zamana karşı direndiği söylenebilir. 19. yüzyıl sonunda başlayan restorasyon çalışmaları 20. yüzyılda, yabancı ziyaretçilerin artışı sonucu hız kazanmış, sarayın yavaş yavaş eski ihtişamına kavuşmasına katkı sağlamıştır.İspanyol makamlarının restorasyonda süslemelerin aslına ve obje fonksiyonlarına mümkün olduğunca sadık kalmaya dikkat ettikleri de bilinmektedir.