İskender (Grekçe: Αλέξανδρος Γʹ ὁ Μακεδών,Aleksandros III ho Makedon;MÖ 20 Temmuz 356 –MÖ 10 Haziran 323), asıl adıylaIII. Aleksandros veya yaygın adıylaBüyük İskender,YunanAntikMakedonya Krallığı'nınMÖ 336–323 yılları arasındaki kralıdır.[1][2][3]MÖ 356 yılındaPella'da doğdu ve 20 yaşında babasıII. Filip'in yerine tahta geçti. İktidarının uzun yıllarınıGüneybatı Asya veKuzeydoğu Afrika'da eşi benzeri görülmemiş büyük askerî seferlerle geçirdi ve 30 yaşına geldiğindeYunanistan'dan KuzeybatıHindistan'a kadar uzananantik dünyanın en büyükimparatorluklarından birini oluşturdu.[4][5] Hükümdarlığı süresince girdiği hiçbir muharebede yenilmeyen Büyük İskender, pek çok uzman kişi tarafından tarihin en başarılı askerî komutanlarından birisi olarak kabul edilir.[6]
İskender, gençliğinde 16 yaşına kadar ünlü filozofAristoteles tarafından eğitim gördü. MÖ 336'da, babasıII. Filip'in bir suikaste uğrayıp ölmesinden sonra, babasının yerineMakedonya tahtına geçti. İskender, ''Yunanistan'ın Lideri'' unvanıyla ödüllendirildi ve bu yetkiyi, babasınınPerslerin fethi içinYunanları bir araya getirmeyi amaçlayanPan-Helenistik tasarısını hayata geçirmek için kullandı.[7][8]
MÖ 334'teAhameniş İmparatorluğu'nu ele geçiren İskender, bundan sonra 10 yıl sürecek olan bir dizi sefere başladı.Anadolu'nun fethine müteakiben İskender, bir dizi belirleyici savaştan sonra, özellikleİssos veGaugamela muharebelerindeAhameniş hükümdarıIII. Darius'u perişan etti. Daha sonra Pers Kralı III. Darius'u devirdi veAhameniş İmparatorluğu'nu tamamen fethetti.[9] Gelinen son noktada ise İskender'in imparatorluğu,Adriyatik Denizi'nden Beas Nehri'ne kadar uzanmaktaydı.
İskender, hayatı boyunca "Dünyanın sonu''na ve ''Büyük Dış Deniz"e ulaşmak için çok uğraştı ve MÖ 326'da,Hydaspes Muharabesi'ndePauravas'a karşı önemli bir zafer kazanarakHindistan'ı işgal etti. Sonrasında, vatan hasreti çeken birliklerinin yoğun talepleri üzerine geri döndü ve MÖ 323'te,başkent olarak ilan etmeyi planladığıBabil'de,Arabistan'ın işgalini tasarladığı seferlerini hayata geçiremeden hastalandı ve öldü. Cenaze korteji, komutanlarından biri olanPtolemaios tarafından kaçırılıpMısır'dakiİskenderiye'ye götürüldü. Daha sonraJül Sezar tarafından da ziyaret edilen mezarı günümüzde kayıptır.
İskender,Yunan efsanelerini öğrenmiş ve kendinin yenilmez ve hatta ilahi birisi olduğuna inanmıştır.[10] Seferleri sırasında kendi adını taşıyan 20 kadarşehir ve bölge kurdu. Birçoğunun adı günümüze kadar ulaşabilen bu yerleşimlerin en ünlüsü,Mısır'da bulunanİskenderiye'dir. AyrıcaTürkiye'ninHatay ilinin sınırları içerisinde yer alanİskenderun ilçesi de buna örnek verilebilir.
İskender,Ahilleus gibi klasik bir kahraman olarakefsaneleşti ve hemYunan hem deYunan olmayan pek çok kültürün tarihinde ve efsanelerinde ön plana çıktı. Girdiği hiçbir savaşta mağlup olmamasından ötürü birçok askerî liderin kendilerini kıyasladıkları bir ölçü oldu. Dünya çapındaki askerî akademiler hâlâ taktiklerini öğretmektedir.[11] Tarihteki en nüfuzlu kişilerden birisi olmuştur.[12]Kuran'ınKehf Suresi,83-101. ayetlerinde doğuya ve batıya seyahat eden bir topluluk ileYe'cüc ve Me'cüc arasına set çeken kimse olarak sunulanZülkarneyn'in İskender olduğu düşünülür.[13]
İskender'inGrekçe olan adıAleksandros'tur. Hükümdarlığı sırasında yürüttüğü geniş fetih seferleri ve kazandığı savaşlar sayesindeBüyük Aleksandros anlamına gelenAleksandros ho Mégas (Grekçe: Ἀλέξανδρος ὁ Μέγας) olarak anılmaya başlamıştır.Türkçe kaynaklarda çoğunlukla geçtiği hâliyleİskender (Arapça: إسكندر) adı ise,ArapçadanTürkçeye geçmiştir. Yine kumandanlık başarıları nedeniyle Türkçe yazında da "büyük" sanıyla anılan İskender'den ayrıcaİskender Rumî,İskender Yunanî veMakedonyalı İskender adlarıyla da bahsedilmektedir.[14] Bunların yanı sıra, hayat hikâyesininKur'an'da geçen bir karakter olanZülkarneyn ile bağdaştırılması neticesinde İslami edebiyatta zaman zamanİskender-i Zülkarneyn adıyla da anılmaktadır.[15][16][17][18]
İskender,Antik Yunan ayı Hekatombaion'un 16. gününde, Makedonya Krallığı'nın başkentiPella'da doğdu.[19] Her ne kadar kesin tarih belirsiz olsa da bu, muhtemelen MÖ 20 Temmuz 356'ya tekabül etmektedir.[20] Babası Makedonya KralıII. Filip, annesi iseEpir Kralı I. Neoptolemus'un kızıOlimpias idi.[21] Her ne kadar II. Filip'in yedi ya da sekiz eşi olsa da, Olimpias muhtemelen İskender'i doğurduğu için, onun göz bebeğiydi.[22]
İskender'in doğumu ve çocukluğunu konu alan pek çok efsane vardır.[23] Antik Yunan biyografi yazarıPlutarkhos'a göre Filip'le gerdeğe gireceği günün arifesinde Olimpias, rüyasında ölmeden önce dört bir yana alevler saçılmasına neden olan, rahmine çakan bir yıldırım gördü. Nikahtan bir süre sonra, Filip'in rüyasında kendinin karısının rahmini üzerine aslan resmi oyulmuş bir mühürle koruduğu söylenir.[24] Plutarkhos, bu rüyanın farklı yorumlarını sundu: Rahminin mühürlü olduğundan anlaşılacağı üzere, Olimpias'ın nikahtan önce hamile olması veya İskender'in babasınınZeus olması.Antik Dönem yorumcuları, kimileri Olimpias'ın bunu İskender'e söylediğini, kimileri de öneriyi din dışı bularak reddettiğini iddia ederek İskender'in Tanrı soyluluğu hakkındaki hikâyesini, hırslı Olimpias'ın yayıp yaymadığı konusunda görüş ayrılığına vardılar.[24]
İskender'in doğduğu gün II. Filip,Halkidiki yarımadasındakiPotidea şehrini kuşatmaya hazırlanıyordu. Aynı gün Filip, generaliParmenion'un birleşikİliryalı vePaeonyalı ordularını yendiği ve atlarının Olimpik Oyunları kazandığı haberini aldı. Yine bu gün, dünyanın yedi harikasından biri olanEfes'tekiArtemis Tapınağı'nın yandığı söylenir. Bu durum, Yunan tarihçi Hegesias of Magnesia'nın,Artemis Tapınağı'nın İskender'in doğumuna katılmasından dolayı uzaklaşmasından yandığını söylemesine sebep oldu.[25] Bu tür hikâyeler, İskender kral iken kendinin insanüstü olduğunu ve ihtişamın kaderine yazıldığını göstermek için kendi tarafından ortaya çıkarılmış da olabilir.[23]
İlk yıllarında İskender, Lanike adında, gelecekteki komutanı Kara Cletius'un kız kardeşi olan bir hemşire tarafından yetiştirilmişti. Daha sonradan İskender, çocukluğunda annesinin bir akrabası olan katı huylu Leonidas ve Akarnanialı Lysimachus tarafından eğitim gördü.[26] İskender okumayı öğrenerek,lir çalarak, ata binerek, dövüşerek ve avlanarak soylu Makedonyalı gençliği usulünde yetiştirilmişti.[27]
İskender on yaşına geldiğindeTeselyalı bir tüccar, II. Filip'e 13talente satmayı teklif ettiği bir at getirdi. At, üzerine binilmesine izin vermeyince Filip onun götürülmesini emretti. Ancak İskender, atın kendi gölgesine olan korkusunu fark edince, atı evcilleştirmek için izin istedi ve sonunda bunu başardı.[23] Yunan tarihçiPlutarkhos konu hakkında, Filip'in bu cesaret ve hırs gösterisinden çok memnun kaldığını, "Evladım, hırsların için yeterince büyük bir krallık bulmalısın. Makedonya senin için çok küçük." diyerek gözyaşları içinde oğlunu öptüğünü ve atı onun için aldığını söyledi.[28] İskender, atın adını "öküz kafalı" anlamına gelenBukefalos koydu. Bukefalos, İskender'i seferlerindeHindistan'a kadar taşıdı. At öldüğünde İskender,[a] hatıra olarak bir şehre onun ismini verdi: Bukefalo.[29]
İskender 13 yaşına bastığında babası Filip, onun için bir özel hoca aramaya başladı veİsokrates ile bu vazifeyi üstlenmek içinAkademi'deki görevinden çekilmeyi teklif edenSpeusipposgibi alimleri göz önünde bulundurdu. En sonunda Filip,Aristo'yu seçti ve Mieza'daki Nymphs Tapınağı'nı derslik olarak sağladı. İskender'i eğitmesi karşılığında Filip, daha önceden yağmaladığı Aristo'nun memleketiStagira'yı, köleleştirilmiş eski vatandaşları satın alarak özgürleştirip ve sürgüne gönderilenleri affedip iskan ederek yeniden inşa etmeyi kabul etti.[30]
Mieza; İskender,Ptolemy, Hephaistion veKassandros gibi diğer Makedon soylularının çocukları için bir yatılı okul gibiydi. Bu öğrencilerin birçoğu, "yoldaşlar" olarak anılan arkadaşları ve gelecekteki generalleri olacaktı. Aristo, İskender ve yoldaşlarınatıp,ahlak,felsefe,din,mantık vesanat hakkında eğitimler verdi. Aristo'nun vesayetinde İskender, özellikleİlyada olmak üzereHomeros'un eserlerine merak sardı. Aristo da ona eserin, İskender'in daha sonra seferlerinde hep yanında taşıyacağı, açıklamalı bir nüshasını verdi.[31]
Gençliğinde İskender, Makedonya sarayında, III. Artakserkses'e karşı geldikleri için uzun yıllar boyunca II. Filip'in himayesine girenPersli sürgünlerle tanışmıştı. Bunlardan bazıları II. Artabazos ile Makedonya sarayında MÖ 352-342 yılları arasında ikamet eden, İskender'in gelecekteki metresi olacak olan Barsine'nin yanı sıra, İskender'in gelecektekisatrapı Amminapes ve Sisines adında Persli bir soyluydu.[32][33][34][35] Bu, Makedonya sarayının Pers sorunları hakkında iyi bilgi sahibi olmasını sağladı, hatta Makedonya devletinin yönetimindeki bazı yenilikleri bile etkilemiş olabilir.[33]
Suda ansiklopedisi,Lampsakoslu Anaksimenes'in de İskender'in hocalarından biri olduğunu yazmaktadır. Ayrıca Anaksimenes'in, ona seferlerinde eşlik ettiğini de söyler.
16 yaşında, İskender'in Aristo altındaki eğitimi sona erdi. Filip, Byzantiyon'a karşı savaş açtı ve İskender'i naip ve vâris olarak sorumlu bıraktı.[23] Filip'in yokluğunda, Trakyalı Maediler Makedonya'ya karşı ayaklandı. İskender çabucak karşılık verdi ve onları topraklarından uzaklaştırdı. Bölgeyi Yunanlarla iskan etti ve Aleksandropolis adında bir şehir kurdu.[36]
Filip'in dönüşü üzerine, İskender'i küçük bir güçle Güney Trakya'daki isyanları bastırmak için gönderdi. Yunan şehri Perinthus'a karşı sefer düzenleyen İskender'in, babasının hayatını kurtardığı söylenir. Bu aradaAmfissa şehriDelfi yakınlarındaApollon için kutsal olan toprakları işlemeye başladı. Bu kutsala saygısızlık davranışı, Filip'e Yunan meselelerine daha fazla müdahale etme fırsatı verdi. Hâlâ Trakya'da meşgul olan İskender'e Yunanistan'ın güneyinde bir sefer için bir ordu toplamasını emretti. Diğer Yunan devletlerinin müdahale edebileceğinden endişe duyan İskender, bunun yerine İllirya'ya saldırmaya hazırlanıyormuş gibi davrandı. Bu kargaşa sırasında İliryalılar Makedonya'yı işgal etti; ancak İskender tarafından püskürtüldüler.[37]
Filip ve ordusu MÖ 338'de oğluna katıldı ve Thebai garnizonundan inatçı direnişin ardından ele geçirdikleri bölge Thermopylae'den güneye yürüdüler. Hem Atina'dan hem de Thebai'den sadece birkaç günlük yürüyüş mesafesinde olan Elatea şehrini işgal etmeye gittiler. Demosthenes liderliğindeki Atinalılar, Makedonya'ya karşı Thebai ile ittifak kurmayı seçti. Hem Atina hem de Filip, Thebai'yi kendi yanına çekmek için elçiler gönderdi; ancak yarışmayı kazanan Atina oldu.[38] Filip Amfissa'ya yürüdü (görünüşte Ampfiktiyonik Konseyi'nin isteği üzerine hareket ediyordu), Demosthenes tarafından oraya gönderilen paralı askerleri yakaladı ve şehrin teslim olmasını kabul etti. Filip daha sonra Elatea'ya döndü ve Atina ve Thebai'ye son bir barış teklifi yolladı ve her ikisi de teklifi reddetti.[39]
Filip güneye ilerlerken, rakipleri Boeotia'daki Heroneya, yakınlarında önüne çıktı. Sonraki Chaeronea Muharebesi sırasında, Filip sağ cenahı ve İskender de Filip'in güvendiği generaller eşliğinde sol cenahı komuta etti. Antik kaynaklara göre, iki taraf bir süre acı bir şekilde savaştı. Filip, sınanmamış Atinalıhoplitlerinin takip edeceğine güvenerek birliklerine kasıtlı olarak geri çekilmelerini emretti ve böylece muharebe hattını bozdu. Thebai hatlarını ilk kıran İskender oldu, ardından onu Filip'in generalleri takip etti. Düşmanın birliğini bozan Filip, birliklerine ilerlemelerini ve hızla düşmanı bozguna uğratmalarını emretti. Atinalıların kaybetmesiyle Thebaililer kıskaca alınmıştı. Tek başlarına savaşmak zorunda kalan Thebaililer mağlup oldu.[40]
Chaeronea'daki zaferden sonra, Filip ve İskender, tüm şehirler tarafından memnuniyetle karşılanarak, mukavemetle karşılaşmadan Mora'ya yürüdüler ancak Sparta'ya vardıklarında geri çevrilseler de savaşa başvurmadılar.[41] Korint'te Filip, Sparta dışındaki çoğu Yunan şehir devletini içeren bir "Helen İttifakı" (Greko-Pers Savaşları'nın eski Pers karşıtı ittifakını örnek alan) kurdu. Filip daha sonra bu birliğin (modern bilim adamları tarafındanKorinthos Birliği olarak bilinir) Hegemon'u (genellikle "Yüksek Komutan" olarak çevrilir) olarak adlandırıldı ve Pers İmparatorluğu'na saldırmayı planladığını duyurdu.[42][43]
Filip, Pella'ya döndüğünde MÖ 338'de generali Attalus'un yeğeni Kleopatra Eurydice'ye âşık oldu ve onunla evlendi,[44] Evlilik -yarı Makedonyalı İskender'in aksine Kleopatra'nın herhangi bir oğlu tam Makedonyalı olacağından- vâris olarak İskender'in yerini zayıflattı.[45] Nikah şöleninde sarhoş Attalus tanrılara evliliğin meşru bir vâris doğurması için dua etti.[46]
Filip'in aşık olup evlendiği Kleopatra'nın düğününde, amcası Attalus içerken, Kleopatra Filip'ten çok genç olduğu için, Makedonların tanrılara yeğeni tarafından krallığa meşru bir varis vermeleri için yalvarmalarını diledi. Bu İskender'i o kadar rahatsız etti ki bardaklardan birisini onun kafasına geçirdi, "Seni alçak," dedi "ne yani, ben piç miyim?" Attalus'tan yana duran Filip ayağa kalktı ve oğluna haddini bildirecekti ancak neyse ki ya aceleci öfkesinden ya da içtiği şaraptan dolayı ayağı kaydı ve yere düştü. Bunun üzerine İskender sitemle ona hakaret etti: "Görüyor musunuz," dedi "Avrupa'dan Asya'ya geçmek için hazırlık yapan adam, bir sandalyeden diğerine geçerken düştü.
— — Plutarkhos, Filip'in düğünündeki kavgayı tasvir ederken.[47]
MÖ 337'de İskender, annesi ile Makedonya'dan kaçtı ve onu Molossianların başkenti Dodona'da, kardeşi Epirus KralıI. Aleksandros'un yanında bıraktı.[48] Kendisi İlirya'ya doğru yola devam etti[48] ve burada bir veya daha fazla İlirya kralına, belki de Glaukias'a sığındı ve birkaç yıl önce onları savaşta mağlup etmesine rağmen misafir olarak ağırlandı.[49] Bununla birlikte, Filip hiçbir zaman siyasi ve askerî konularda eğitilmiş oğlunu reddetmek niyetinde değil gibi görünmekteydi.[48] Buna münasip bir şekilde İskender, iki taraf arasında arabuluculuk yapan aile dostu Demechan'ın çabaları sayesinde altı ay sonra Makedonya'ya döndü.[50]
Ertesi yıl, Karya'nın Pers satrabı Pixodarus, en büyük kızını İskender'in üvey kardeşi Filip Arrhidaeus'a teklif etti.[48] Olimpias ve İskender'in birkaç arkadaşı, bunun Filip'in Arrhidaeus'u varisi yapma niyetinde olduğunu gösterdiğini öne sürdü.[48] İskender, Korintoslu Thessalus'u aracı olarak göndererek Pixodarus'a kızının elini gayrimeşru doğan bir adama değil, kendine vermesi gerektiğini söyledi. Filip bunu duyduğunda müzakereleri kesti ve İskender'i bir Karyalı'nın kızıyla evlenmek istediği için azarladı ve kendi için daha iyi bir gelin istediğini söyledi.[48] Filip, İskender'in dört arkadaşı Harpalus, Nearchus, Ptolemy ve Erigyius'u sürgüne gönderdi ve Korintliler'e Thessalus'u kendine tutsak olarak getirtti.[51]
Pausanias, tiyatroya giderken İskender'in babası II. Filip'e suikasti.
MÖ 336 yazındaVergina'da kızıKleopatra ile Olimpias'ın erkek kardeşi Epirus KralıI. Aleksandros'un düğününe katılırken Filip muhafızlarının şefi Pausanias tarafından suikaste uğradı. Pausanias kaçmaya çalışırken ayağı asmaya takıldığı için yere düştü ve İskender'in iki yoldaşı Perdiccas ve Leonnatus da dahil olmak üzere kendini kovalayanlar tarafından öldürüldü. İskender hemen orada soylular ve ordu tarafından yirmi yaşında kral ilan edildi.[52][53][54]
İskender, tahtta hak iddia eden potansiyel rakipleri ortadan kaldırarak saltanatına başladı. Kuzeni eski kralIV. Amintas'i idam ettirdi.[55] Ayrıca Lyncestis bölgesinden iki Makedon prensini öldürdü ancak üçüncüsü Alexander Lyncestes'i kurtardı. Olimpias; Kleopatra Eurydice ve Filip'in kızı Europa'yı diri diri yaktırdı. İskender bunu öğrendiğinde çok sinirlendi. İskender ayrıca, Küçük Asya'daki ordunun ileri muhafızının ve Kleopatra'nın amcasının komutanı olan Attalus'un öldürülmesini emretti.[55][56]
Attalus o zamanlar Atina'ya kaçma olasılığı konusunda Demosthenes ile yazışıyordu. Attalus ayrıca İskender'e şiddetli bir şekilde hakaret etmişti ve Kleopatra'nın öldürülmesinin ardından İskender onu hayatta bırakamayacak kadar tehlikeli bulmuş olabilir.[56] İskender, muhtemelen Olimpias tarafından zehirlenmesinin bir sonucu olarak, tüm anlatımlara göre zihinsel engelli Arrhidaeus'u bağışladı.[52][54][57]
Filip'in ölüm haberi, Thebes, Atina, Teselya ve Makedonya'nın kuzeyindeki Trakya kabileleri de dahil olmak üzere birçok eyalette isyanlar çıkmasına sebep oldu. İsyan haberi İskender'e ulaştığında, hemen yanıt verdi. Diplomasiye başvurulması tavsiye edilmesine rağmen, İskender 3.000 Makedon süvarisi topladı ve güneye Tesalya'ya doğru yol aldı. Olympos Dağı ile Ossa Dağı arasındaki geçidi işgal eden Teselya ordusunu buldu ve adamlarına Ossa Dağı üzerinden geçmelerini emretti. Teselyalılar ertesi gün uyandıklarında, İskender'i arka cenahlarında buldular ve derhal teslim oldular ve süvarilerini İskender'in gücüne eklediler. Daha sonra güneye, Mora Yarımadası'na doğru devam etti.[58]
İskender, güneyeKorint'e gitmeden önce Amfiktiyonik Konseyi'nin lideri olarak tanındığı Thermopylae'de durdu. Atina'yla barış yaptı ve İskender isyancıları affetti. İskender veKinik Diyojen arasındaki ünlü karşılaşma, İskender'in Korint'te kaldığı süre boyunca gerçekleşti. İskender, Diogenes'e kendi için ne yapabileceğini sorduğunda, filozof kibirli bir şekilde İskender'den güneş ışığını engellediği için biraz yana doğru çekilmesini istedi.[59] Bu cevap, "Ama doğrusu, İskender olmasaydım, Diyojen olmak isterdim" dediği söylenen İskender'in çok hoşuna gitti.[60] Korint'te İskender,Hegemon ("lider") unvanını aldı ve tıpkı Filip gibi, Persler'e karşı yaklaşan savaş için komutan olarak atandı. Ayrıca bir Trakya ayaklanmasının gerçekleştiği haberini aldı.[61]
Büyük İskender, tarihte tek bir yenilgiye uğramadan sadece on yılda kurduğu devasa imparatorlukla tanınmaktadır. Aynı zamanda geniş antik sikke geçmişi ilenümizmatik alanını fethetmede büyük başarı elde etmiştir. Kaliteligümüş vealtın kullanılarak büyük miktarlarda darp edilen antik sikkeler 2.300 yıl boyunca günümüze kadar etkileyici ve iyi durumda kalmıştır. Büyük İskender için birçok farklı antik sikke darp edilmiş olsa da, üç ana değerli sikke kategorisi olarakGümüşDrahmiler, GümüşTetradrahmiler ve Stater olarak sınıflandırabiliriz. Büyük İskender'in ölümünden sonra generalleri arasında çıkan savaşlar Büyük İskender sikkelerini daha da fazlalaştırmıştır. III. Aleksandros'un sikkelerini darp eden generallerinden bazıları başlıca I. Seleukos, I. Ptolemaios, Lisimahos, Kassandros ve III. Filip idi.
Büyük İskender'in Gümüş Tetradrahmi antik sikkeleri antik dünyanın en iyi bilinen antik sikkelerinden bazılarıdır. 4Drahmi değerinde olan bu büyükgümüş sikkeler, İskender döneminde Makedon gümüş para biriminin bel kemiğini oluşturdu. İlk önce sadece Makedon madenlerinden elde edilen metal kullanılarak darp edilmiştir. Ancak daha sonra ele geçirilenPers gümüşü de sikkelerde kullanılmıştır. GümüşTetradrahmiler sadece III. Aleksandros'un büyük ordusuna ödeme yapmak için değil, aynı zamanda uluslararası ticaret para birimi olarak yurt dışında dolaştırılmak için yaratılmıştır.
Çok sayıda çeşidi olmasına rağmen, Büyük İskender'in çoğu GümüşTetradrahmisi sikke ön yüzlerdeHerakles'in aslan derisi kaplı başının ön yüz tasarımına ve sikke arka tip oturanZeus'un yer aldığı ters bir tasarıma sahiptir. Bu tasarımlar Yunan tanrılarını onurlandırıyordu ancak buradaki vurgu Büyük İskender için uygun bir eşleşmeydi.Tetradrahmiler yüzyıllar önceAtina Şehir Devleti tarafından kurulmuş olan Attika ağırlık standardına uygun olarak basılmıştır. Tetradrahmiler kabaca 17.2 g ağırlığında olduğu anlamına gelir.
YunanMakedonya Kralı III. Aleksandros içinPella antik kentinde darb edilmişTetradrahmi kategorisinde olan antik sikke. Ön yüzde aslan derisi başlığı ileHerakles, arka tipZeus Aetophoros sol elinde asa, sağ elinde kartal tutuyor,Zeus'un arkasında AΛEΞANΔPOY-ALESANDROU lejantı, solda Boeotian kalkanı, tahtın altında kıvrılmışyılan.
YunanMakedonya Kralı III. Aleksandros içinKaunos antik kentinde darb edilmişTetradrahmi kategorisinde olan antik sikke. Ön yüzde aslan derisi başlığı ileHerakles, arka tipZeus Aetophoros sol elinde asa sağ elinde kartal tutuyor, ön tarafta çift balta.Zeus'un arkasında AΛEΞANΔPOY-ALEKSANDROU lejantı.
YunanMakedonya Kralı III. Aleksandros içinMiletos antik kentinde darb edilmişTetradrahmi kategorisinde olan antik sikke. Ön yüzde aslan derisi başlığı ileHerakles, arka tipZeus Aetophoros sol elinde asa sağ elinde kartal tutuyor,Zeus'un arkasında AΛEΞANΔPOY-ALEKSANDROU lejantı, ön tarafta MI monogram.
YunanMakedonya Kralı III. Aleksandros içinTarsus antik kentinde darb edilmişTetradrahmi kategorisinde olan antik sikke. Ön yüzde aslan derisi başlığı ileHerakles, arka tipZeus Aetophoros sol elinde asa sağ elinde kartal tutuyor,Zeus'un arkasında AΛEΞANΔPOY-ALEKSANDROU lejantı.
Büyük İskender'in Gümüş Drahmileri,Makedon krallığı ve ardıl krallıklarında üretilen en yaygın ikinci gümüş sikkelerdir. Büyük İskender'inDrahmi sikkelerinin çoğunun darb edildiğiKüçük Asya'da 55 milyon Gümüş Drahmi basıldığı tahmin edilmektedir. III. Aleksandros'un tasarımlarını taşıyan çoğu Gümüş Drahmi Büyük İskender'in ölümünden sonra darp edilmiştir. Gümüş Drahmiler üzerinde Tanrıları onurlandıran aynı semboller kullanılmıştır. Bu küçük gümüş sikkeleri Tetradrahmiler kadar çok sayıda şehir darp etmemiştir.
Makedonya Krallığı. Kolophon antik kentinde Büyük İskender'in generallerinden Makedonyalı Antigonos I Monophtalmos tarafından darb ettirilmişDrahmi sikke. Ön yüzde aslan postu ileHerakles, arka tip sol elinde asa sağ elinde kartal ileZeus arkasında ΑΛEΞΑΝΔΡΟΥ - ALEKSANDROU lejantı.
III. Aleksandros'a aitDrahmi kategorisinde olan antik sikke. Ön yüzde aslan derisi başlıklıHerakles, arka tipZeus Aetophoros tahtta oturuyor sol elinde asa sağ elindekartal arkasında ΑΛEΞΑΝΔΡΟΥ-ALEKSANDROU lejantı.
Makedonya Kralı III. Aleksandros içinMiletos antik kentinde darb edilmişDrahmi. Ön yüzde aslan derisi başlıklıHerakles, arka tipZeus Aetophoros tahtta oturuyor sol elinde asa sağ elindekartal arkasında ΑΛEΞΑΝΔΡΟΥ-ALEKSANDROU lejantı.
Makedonya Kralı III. Aleksandros içinPella antik kentinde darb edilmişDrahmi. Ön yüzde aslan derisi başlıklıHerakles, arka tipZeus Aetophoros tahtta oturuyor sol elinde asa sağ elindekartal arkasında ΑΛEΞΑΝΔΡΟΥ-ALEKSANDROU lejantı.
Makedonya veTrakya'da bulunan madenler ve ardındanİran'dan alınan büyük miktarda altın sayesinde Büyük İskender'in altın sıkıntısı olmadığı halde Büyük İskender'in Altın Stater'leri, Gümüş Tetradrahmileri ve Drahmileri kadar yaygın değildi. Gümüş Tetradrahmiler ve Drahmiler gibi altın Stater'ler, Yunanistan'ın ilahilerini onurlandıran tasarımlar sergilemektedir. Ancak bu sefer onurlandırılanlar Yunanistan'ın tanrıçalarıdır. Stater sikkelerin ön yüzlerindeAthena'nın Korint miğferi taktığı portresi ve arka yüzde elinde bir defne çelengi tutan kanatlıNike tasarımı vardır. Alexander arka yüzündeYunanca olarak yazılıdır. ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΥ/ALEKSANDROU.
Makedonya Kralı III. Aleksandros içinLampsakos [Çanakkale/Lapseki] antik kentinde darb edilmiş Stater. Ön yüzde sarmal yılanla süslenmiş korint miğferi ileAthena, arka tipNike ayakta sağ elinde çelenk tutuyor, sol kanadın altındaLampsakos antik kentinin monogramı olan iki atın yapışık ön kısımları tasviri.
Makedonya Kralı III. Aleksandros içinTeos antik kentinde darb edilmiş Stater sikke. Ön yüzde sarmal yılanla süslenmiş üçlü tepeli Korint miğferi ileAthena, arka tipNike ayakta sağ elinde çelenk tutuyor, sol kanadın önündeGriffon tasviri,Nike arka tarafında ΑΛΕΞΑΝΔΡOΥ-ALEKSANDRROU lejantı.
Makedonya Kralı III. Aleksandros içinBabil [Babylon] antik kentinde Antigonos I Monophtalmos tarafından darb ettirilmiş Stater sikke. Ön yüzde korint miğferi, halka küpe ve çift bantlı kolye ileAthena portresi, arka tip kanatları açıkNike sağ elinde defne çelengi tutuyor, sol kanadın altında çelenk içinde monogram ve BAΣIΛEΩΣ AΛEΞANΔΡOΥ-BASILEOS ALEKSANDRROU lejantı.
Makedonya Kralı III. Aleksandros içinAmfipolis antik kentinde darb edilmiş Stater sikke. Ön yüzde sarmal yılanla süslenmiş üçlü tepeli Korint miğferi ileAthena, arka tipNike ayakta sağ elinde çelenk tutuyor arkasında ΑΛΕΞΑΝΔΡΟΥ-ALEKSANDROU lejantı.
İskender Asya'ya geçmeden önce kuzey sınırlarını korumak istiyordu. MÖ 335 baharında birkaç isyanı bastırmak için ilerledi.Amfipolis'ten başlayarak doğuya, "Bağımsız Trakyalılar" ülkesine gitti ve Haemus Dağı'nda Makedon ordusu tepelerde yer alan Trakya güçlerine saldırdı ve onları yendi.[62] Makedonlar,Triballi ülkesine ilerlediler ve ordularını Lyginus nehri (Tuna'nın bir kolu) yakınlarında yendiler.[63] İskender daha sonra üç gün boyunca Tuna Nehri'ne doğru ilerlerdi ve karşı kıyıdaGetae kabilesiyle karşılaştı. Geceleri nehri geçerek onları şaşırttı ve ilk süvariçatışmasının ardından ordularını geri çekilmeye zorladı.[64]
Daha sonra İskender'e,İlirya KralıCleitus veTaulantii KralıGlaukias'ın otoritesine karşı açık bir isyan çıkardığı haberi ulaştı. Batıya, İlirya'ya doğru ilerleyen İskender, her birini sırayla yenerek iki hükümdarı birlikleriyle birlikte kaçmaya zorladı. Bu zaferlerle kuzey sınırını güvence altına aldı.[65]
İskender kuzeye doğru ilerlerken, Thebaililer ve Atinalılar bir kez daha isyan ettiler. İskender hemen güneye yöneldi.[66] Diğer şehirler yine tereddüt ederken, Thebai savaşmaya karar verdi. Thebai direnişi etkisizdi ve İskender şehri yerle bir etti ve topraklarını diğerBöotya şehirleri arasında paylaştırdı. Thebai'nin sonu Atina'yı yıldırdı ve tüm Yunanistan'ı geçici olarak barış içinde bıraktı.[66] Sonra İskender,Antipatros'u naip olarak bırakarak Asya seferine çıktı.[67]
Eski yazarlara göreDimosthenis, İskender'i "Margites" (Yunanca: Μαργίτης)[68][69][70] ve bir çocuk[70] olarak adlandırdı. Yunanlar,Margites kelimesini, Margites'ten dolayı aptal ve işe yaramaz insanları tanımlamak için kullandılar.[69][71]
'Büyük İskender'in Meşhur Heykeltıraşlar Tarafından Yapılmış Heykel, Büst ve Kabartmaları'
Alexander Rondanini Glyptothek tarafından yapılmış İskender büstü
Büyük İskender'in Heykeltıraş Lysippos tarafından yapılanLouvre Müzesi'nde bulunan büstü
Tabak Kabartması (MÖ 325)
Antik İskender Madalyonu
Begram,Afganistan'da bulunan genç İskender heykelciği
Büyük İskender'in büstü
Atina Kerameikonista'da bulunan heykelde İskenderHerakles gibi arslan başlığı giyerken tasvir edilmiş, MÖ 300
Büyük İskender Lahdi, (İstanbul Arkeoloji Müzesi). (Lahdin aslında Büyük İskender'in naaşı ile bir ilgisi yoktur, üzerinde İskender'in III. Dara'ya karşı zaferini temsil eden bir kabartma bulunması nedeni ile bu isimle anılır.)
İskender'in imparatorluk haritası ve rotasıİskender'inGordion Düğümünü Kesişini temsil eden Jean Simon Berthélemy tarafından yapılmış tablosu, École des Beaux-Arts,Paris
MÖ 336'da II. Filip; Amyntas, Andromenes ve Attalus'la birlikte Parmenion'u ve 10.000 kişilik bir orduyu, batı sahillerinde ve adalarda yaşayan YunanlarıAhameniş yönetiminden kurtarmak için bir saldırı hazırlığı yapmak üzere Anadolu'ya göndermişti.[72][73] İlk başta her şey yolunda gitti. Anadolu'nun batı kıyısındaki Yunan şehirleri ayaklandı, ta ki Filip'in ölümünün ve yerine küçük oğlu İskender geçtiğinin haberi gelene kadar. Filip'in ölümüyle birlikte Makedonların moralleri bozuldu ve ardından paralı askerRodoslu Memnon komutasında, Magnesia civarında Ahamenişler tarafından mağlup edildiler.[74][75]
Tahta çıkışından beriPers İmparatorluğu'nu ele geçirmeyi tasarlayan Büyük İskender,II. Filip'in kurduğu orduyu beslemek ve 500 talente ulaşan borçları ödemek için gerekli kaynakları bulma düşüncesiyle hemen sefer hazırlıklarına girişti. Kral naibi olarak yönetimi Sibonlu Antipatros'a bıraktıktan sonra MÖ 334 ilkbaharında toplam 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan ordusuyla yola çıktı. Bu ordunun içinde 14 binMakedonyalı veKorinthos Birliği'ne bağlı 7.000 asker yer alıyordu. Silah ve güç dağılımı açısından çok iyi düzenlenen orduya mühendis, mimar, bilim insanı, saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyordu.
Homeros'tan aldığı esinle önceİlion'u (Troya) ziyaret ederekAkhilleus'un mezarına çelenk koyan İskender, Pers ordularıyla ilk kezGranikos Savaşı'nda karşı karşıya geldi. Bu çarpışmada elde ettiği zafer ona Batı Anadolu'nun kapılarını açtı. Yunanistan'da izlediği politikanın tersine, tiranları sürerek demokrasilerin kurulmasına önayak oldu. Ama kentleri fiilen kendine bağlama yoluna gitti. Karya'daki Miletos (Milet) veHalikarnassos (Bodrum) kentlerinin direnişini kırarak yöneticilerini teslim olmaya zorladı. MÖ 334-MÖ 333 kışında Batı Anadolu'nun fethini tamamladıktan sonra, MÖ 333 ilkbaharındaAkdeniz kıyı yolunu izleyerek Perge'ye ulaştı. Söylenceye göreFrigya'dan geçerken, Asya'ya hükmedecek kişinin çözebileceğine inanılanGordion düğümünü kesti. Gordion'dan Ancyra'ya (Ankara) yöneldi, oradan daKapadokya veKilikya Kapıları (Kilikiai pilai; bugün Gülek Boğazı) üzerinden güneye indi.
Sayda kralıAbdalonymos tarafından hazırlanan Büyük İskender Lahdi üzerinde, İskender'in İssos savaşı esnasında III. Dara (Darius) ile karşılaşmasını tasvir eden kabartmalar
Misis Köprüsünden geçerek Miryandros (bugün İskenderun yakınında) dolayında kamp kurduğunda, Pers hükümdarıIII. Darius da Pinaros Çayı (bugün Deliçay) kıyısında savaş düzeni almış bulunuyordu. Bu karşılaşmayı izleyenİssos Çarpışması (MÖ 333 sonbaharı) sonundaIII. Darius kesin bir yenilgiye uğradı ve ailesini savaş alanında bırakarak kaçtı.
İskender bu zaferden sonraSuriye veFenike'ye doğru ilerledi. AmacıFenike kıyılarını fethederek Pers donanmasını üssüz bırakmak ve etkisizleştirmekti.III. Darius'un barış önerisine karşı, kendini Asya'nın efendisi olarak tanımasını ve koşulsuz teslim olmasını istedi. Başlangıçta Pers kentlerini kolayca ele geçirmesine karşın, Tiros (bugün Sur) önünde sert bir direnişle karşılaştı. Uyguladığı bütün kuşatma taktiklerine karşın, bu müstahkem ada kenti yedi ay boyunca başarıyla saldırılara karşı koydu. Kuşatma sürerkenIII. Darius, ailesi için fidye olarak 10 bin talent ödemeyi veFırat Irmağı'nın batısında kalan topraklarını bırakmayı önerdi. Bu olayla ilgili olarak, İskender'in komutanı Parmenion'un "İskender'in yerinde olsam kabul ederdim" dediği, buna karşılık İskender'in de "Parmenion olsaydım, ben de kabul ederdim" biçiminde bir karşılık verdiği anlatılır.
Tiros, şiddetli saldırılara daha fazla direnemeyerek MÖ 332 yılının Temmuz ayında düştü. İskender'in en büyük askerî başarısı sayılan bu harekâta geniş çaplı bir yağma da eşlik etti. Kentin bütün erkekleri öldürüldü, kadın ve çocukları da köle olarak satıldı.
Suriye'yi Parmanion'a bırakarak güneye ilerleyen İskender, iki ay sürenGazze Kuşatması'ndan sonra MÖ 332 yılının Kasım ayındaMısır'a girdi ve halk tarafından kurtarıcı olarak karşılandı. Memphis'te (Memfis) kutsal Apis'e kurbanlar keserek firavunların geleneksel çifte tacını giydi. Kışı Mısır'da yönetimi düzenlemekle geçirdi. Mısırlı yöneticiler atamakla birlikte, orduyu Makedonyalıların komutasında tuttu. Günümüzdeİskenderiye olarak anılan Aleksandreya kentini kurdurdu. Bazı kaynaklara göre Nil'in taşmasının nedenlerini araştırmak üzere bir keşif grubunu görevlendirdi. Siva'da ünlü bir kahinin, İskender'inZeus'un oğlu olduğunu ilan etmesi veAmon Tapınağında TanrıAmon ile görüştüğü yolundaki söylentiler onun halkın gözündeki tanrısallığını bir kat daha arttırmıştı. Mısır'ın fethiyle Doğu Akdeniz'de kesin denetimi sağlayan İskender, MÖ 331 ilkbaharında Tiros'a döndü.
Suriye'ye Makedonyalı birsatrap atadıktan sonraMezopotamya'ya ilerledi ve temmuzda Fırat kıyısındaki Tapsakos'a vardı. Ninive'yle Arbela (Erbil) arasındakiGaugamela Savaşı'ndaIII. Darius'le yeniden karşı karşıya geldi ve onu bir kez daha yenerek kaçmaya zorladı. Güneye inerekBabil'i aldı ve Mazayos adında bir Pers'i satrap olarak atadı. Ardından Susa'ya girdi ve Zagros Dağları'nı aşarak İran içlerine yöneldi.Persepolis'te I.Kserkses'in sarayını törenle yaktı.Kserkses'in Yunanistan'da yaptıklarına karşı bir misilleme olan bu hareketle aynı zamanda "öç seferi"nin sona erdiğini gösterdi.
MÖ 330 ilkbaharında Media'ya girerek, başkentEkbatan (ModernHamedan)'yı aldıktan sonra, Yunan askerlerinin geri dönmesine izin verdi. Pers topraklarını içine alan yeni bir imparatorluk kurmayı ve "Asya'nın efendisi" olmayı amaçlayan İskender, daha doğudaki toprakları ele geçirmeye yönelik yeni bir sefer başlattı. Kısa sürede yerel satraplara boyun eğdirerek Hazar kıyılarına, oradan da Afganistan içlerine ulaştı. Bu fetihler sırasında Makedonyalı ve Pers bileşimine dayalı yeni bir yönetim sistemi oluşturduğundan, eski komutanlarıyla baş-gösteren anlaşmazlıklar giderek derinleşti. Kendisine suikast girişimiyle suçladığı Parmenion'la oğlunu ortadan kaldırarak ordusunu yeni baştan düzenledi. MÖ 330-329 kışındaHelmand Irmağı'nı izleyerek kuzeye doğru ilerledi. Bu sıradaBaktriya satrabıBessus'un genel bir ayaklanma başlatması üzerine,Hindukuş Dağları'nı aşarak karışıklıklara son verdi. Bu harekâtı yürütürken Siriderya'ya kadar ilerledi ve buradaİskitlerin sert direnişiyle karşılaştı. Başka göçebe halkların da ayaklanmasıyla büyük güçlükler çıkaran bu direnişi ancak MÖ 328 sonbaharında bastırabildi. Davranışlarıyla giderek bir Doğu despotuna dönüşen İskender, Pers hükümdarları gibi giyinmeye ve proskinesis (hükümdar karşısında yere kapanarak selamlama) uygulaması gibi Pers geleneklerini benimsemeye başladı. Bu aradaSoğdyalı[76][77] veyaBaktriyalı[78] aristokrat olanOksiyartis'in kızıRoksana ile evlendi. Kendini tanrılaştırmaya giriştiyse de, Makedonlar ve Yunanlarca alaya alınınca bundan vazgeçmek zorunda kaldı. Bir komploya karıştığı gerekçesiyle tarihçiKallisthenes'i hapse attırması bilgin ve filozoflar arasındaki desteğini yitirmesine neden oldu.
Ele geçirdiği ülke halklarından yeni askerler toplayarak engebeli arazide savaşma yeteneğine sahip yeni bir ordu oluşturan İskender, MÖ 327 yazındaHindistan üzerine yürümek amacıyla Baktriane'den ayrıldı. Daha hafif silahlar kullanan piyade birliklerinin yanı sıra ok ve mızrak kullanan süvari birliklerinin yer aldığı bu ordunun asıl savaşçı gücü 35 bin askerden oluşuyordu. Plutarkhos'un bu ordu için verdiği 120 bin rakamının, yedek kuvvetleri, katır ve deve sürücülerini, sağlık görevlilerini, seyyar satıcıları, askerleri eğlendirmekle görevli gösteri gruplarını, kadın ve çocukları da kapsadığı sanılmaktadır.Hindukuş Dağları'nı ikinci kez geçen İskender, MÖ 326 baharındaİndus Irmağı yakınındaki Taksila'ya (bugün Takshaşila) girdi. Hydaspes (bugün Cihelum) ile Akesines (bugün Çenab) ırmakları arasındaki bölgenin hükümdarı Poros'u, Hidaspes Çarpışması'nda yenilgiye uğrattı. Esir olarak ele geçirilen Poros'aNasıl bir muamele görmek istiyorsun? diye sorduğunda PorosKrallara yakışır bir muamele cevabını verdi. Daha sonra Poros'u affetti ve dost oldular. Başarısını kutlamak üzere Aleksandreia Nikaia kentini, ayrıca burada ölen atı Boukefalos'un adını verdiği Bukefala (Boukephalia) kentini kurdu. Asya'nın doğusuna doğru yoluna devam etmek için Hifasis (Beas) Irmağı'na kadar gitmesine karşın, ordusunun ayaklanmak üzere olduğunu görerek geri dönmeye karar verdi.
Hidaspes Irmağı kıyısında 800-1.000 gemiden oluşan bir donanma kurduktan sonra bazı birlikleri karadan yürüterekİndus Irmağı boyuncaHint Okyanusu'na kadar ilerledi. Bu arada Hydroates (Ravi) Irmağı yakınlarında Mallilerle girişilen çarpışmada ağır biçimde yaralandı. MÖ Ağustos 325'te İndus Deltası'nın ağzındaki Patala'ya vardı; burada bir liman ve tersane yaptırdı. Dönüş yolculuğu için ordusunun bir bölümü Nearkhos'un komutasındaki gemilerle MÖ Eylül 325'te denize açılırken, kendi de kıyıyı izleyerek yiyecek sıkıntısı içinde ve çok zor koşullarda Gedrpsia'yı (bugünBelucistan) geçti. Bu arada Hindistan seferi hazırlıklarına başladı.
Daha Hindistan seferine başlamadan yönetimde kanlı temizlik hareketlerini başlatan İskender, yokluğu sırasında da bu politikayı sürdürerek satraplarından üçte birini değiştirmiş, altısını öldürtmüştü. MÖ 324 ilkbaharında Susa'ya vardığında hazine görevlisi Harpalos'un 6 bin paralı asker ve 5 bin talentle Yunanistan'a kaçtığını öğrendi. Harpalos daha sonra Girit'te öldürüldü. Makedonyalılarla Persleri kaynaştırma politikasına daha çok ağırlık verdiği bu dönemde, Perssatrabı II. Artabazos'un kızıBarsine'yle (Stateira olarak da bilinir) evlendi ve komutanlarıyla askerlerini de aynı yolu izlemeye özendirdi. Ama Perslerin ordu ve yönetimde giderek eşit bir konuma yükselmesi Makedonyalıların tepkisini çekmeye başladı.Makedonya'da askerî eğitim gören 30 bin Pers gencin dönüşü,Baktriya,Soğdiana ve Arakhosia gibi Doğu ülkelerinden gelenlerin süvari birliğine, ayrıca Pers soylularının kraliyet muhafız birliğine alınmaları bu hoşnutsuzluğu daha da artırdı. İskender'in Makedonyalı eski askerleri ülkeye geri göndermeye karar vermesi, imparatorluğun güç ve yönetim merkezini Asya'ya kaydırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. MÖ 324'te Gpis'te çıkan ayaklanmaya kraliyet muhafızları dışında bütün ordu katıldı. Bunun üzerine İskender bütün orduyu dağıtarak Perslerden yeni bir ordu kurdu ve ayaklanmanın sona ermesinden sonra 10 bin eski askerî armağanlarla yurda gönderdi. Bu sayede ordu daha da güçlendi.
'Mozaiklerle yapılmış Büyük İskender resimleri'
İskender'i, Generali Krateros ile birlikte aslan avında gösteren mozaik
Pompei'de bulunmuş, Büyük İskender'in Pers hükümdarıIII. Darius ileİsos Savaşında karşılaşmasını gösteren İskender döneminde yapılan mozaiğin bütünü
Kendisine tanrısal onurlar yakıştıran ve bunu Yunan kentlerine zorla kabul ettiren İskender, MÖ 324 kışındaLuristan'da yerel halka yönelik sert bir sindirme hareketine girişti. İlkbahardaBabil'e geçerek bir bölümü uzak ülkelerden gelen elçileri kabul etti. Bu aradaHindistan'la deniz bağlantısını sağlamak için Arabistan kıyılarına yönelik bir sefer için hazırlıklara başladı. AyrıcaHazar Denizi'nin ötesine bir keşif birliği gönderdi.Babil'de sulama kanalları yaptırmayı veBasra Körfezi kıyılarında yeni kentler kurmayı planladığı bir sırada, uzun bir içkili eğlencenin ardından hastalandı ve on gün sonra henüz 32[79] yaşındayken MÖ 323 yılında öldü. Cenazesi önce Memfis'e, oradanİskenderiye'ye götürüldü ve burada altın bir tabuta kondu. Ölmeden önce kendine bu kadar büyük bir imparatorluğu kime bıraktığı sorulduğunda ise son söz olarak "En güçlünüze" cevabını verdiği söylenir.Büyük İskender'in mezarının konumu ise hâlen araştırılmaktadır. İskender'in ölümünden sonra imparatorluk 4 parçaya ayrıldı.Kassandros Yunanistan'a, Creatus ve Antigonos Batı Asya'ya,Selevkos Doğuya,Ptolemaios iseMısır'a hükümdar oldular. Kassandros güce olan tutkusunu kısa zamanda göstererek 7 yıl sonra İskender'in annesi Olimpias'ı idam ettirdi. 12. yılın sonunda ise İskender'in karısı Roksana ve imparatorluğun gerçek vârisi olan oğlunu zehirlettirdiğinde ise artık İskender'in soyunu tamamen kurutmayı başarmıştı. İskender'in metresi Barsine'den doğan oğlu Herakles'i de zehirletti. HattaAntipatros Hanedanı'nın kurucusu olanKassandros'un İskender'in ölümünden sorumlu olduğu da iddia edilmektedir.
'Büyük İskender'i canlandıran sonradan yapılmış resim, tablo ve minyatürler'
Büyük İskender ve İran KralıIII. Darius'un ailesi (Fransızca Bakır Levha, 17. yüzyıl)
Büyük İskender'inBabil'e girişi, (Charles Le Brun, 1673)
Büyük İskender ve karısı Roxane (Pietro Antonio Rotari'nin tablosu, 1756)
Paurava Kralı Porus, Hydaspes Irmağı Savaşı'nda Büyük İskender ile savaşırken
Büyük İskender'in Doğu'da kazanmış olduğu son savaşı olanGidaspov Meydan Muharebesi neticesinde tutsak Paurava Kralı Porus'u huzuruna kabulü
İskender'inHindistan'ı fethini canlandıran temsilî resimde Büyük İskender tutsak Paurava Kralı Porus birlikte
ÜnlüAtinalı Hetaera "Thais" (daha sonra Büyük İskender'in güvenilir bir generali ve Mısır kralıPtolemaios I Soter'le evlenen) Büyük İskender'iPersepolis Sarayı'nda düzenlenen şölenden sonra sarayı ateşe vermeye davet edişini canlandıran tablo, (Rakam G. Simon)
İskender'in Ölümü (von Pilotyn, 1886)
1. yüzyılda yaşayan Antik Yunan tarihçisiDiodorus Siculos'un verdiği bilgilere dayanılarak 19. yüzyılda resmedilen, Büyük İskender'in cenaze töreni
Genç yaşta ölmesine karşın 12 yıl 8 ay süren hükümdarlık dönemine büyük çaplı seferleri sığdıran İskender'in kurduğu geniş imparatorluk temeldePerslerden kalma yönetim sistemine dayanıyordu. Bununla birlikte yerel satraplara bağlı olmayan tahsildarlardan oluşan merkezî bir vergi toplama mekanizması kurarak yeni bir mali sistemin temelini attığı bilinmektedir. Görevlilerin yolsuzlukları ve yiyiciliği nedeniyle bu sistemi iyi işletememekle birlikte, sikke çıkarma hakkını tekeline alarak ve Pers hazinelerinde birikmiş gümüş ve altını para biçiminde piyasaya sürerek bütün Ön Asya'da ve Akdeniz'de ticaret ve para ekonomisini geliştirdiği söylenebilir.
Öte yandan İskender'in yeni kentler kurması (Plutarkhos bu kentlerin sayısının 70'in üzerinde olduğunu söyler) Yunan yayılmasında yeni bir dönem açtı. Askerî birer üs olarak kurulan, ama zamanla birer kültür ve ticaret merkezine dönüşen bu kentlerEski Yunan etkisinin Hindistan'a kadar yayılmasında önemli rol oynadı. Bu arada Pers-Makedonya karışımıyla yeni bir ırk yaratma girişimi sonuçsuz kaldıysa da, Yunan kültürüne yatkın ama Doğu'ya özgü yeni bir soylu sınıfı ortaya çıktı. Kendisini ve askerlerini en güç işlere yöneltmeyi başaran güçlü bir irade ve yetenekle esnek bir düşünce yapısını birleştiren İskender, koşullar gerektirdiğinde geri çekilmeyi ve değişiklikler yapmayı bilen bir kişiydi. Düş gücü ve romantizmi kendiniHerakles,Akhilleus veDiyojen gibi kahramanlarla özdeşleştirmesine yol açacak ölçüde güçlüydü. Çabuk öfkelenme, acımasızlık ve inatçılık gibi özellikleri uzun seferlerde daha çok ortaya çıkıyordu. Güvenmediği kişileri hiç sorgulamadan öldürmekten çekinmemesine karşın, adamları onun peşinden gidiyor, ona bağlı kalıyor ve güçlüklere katlanıyordu. Dünyanın en büyük askerî dehaları arasında sayılan İskender, değişik kuvvetleri bir arada kullanmada ve düşmanın yeni savaş biçimlerine yeni taktiklerle karşı koymada son derece ustaydı. Yaratıcılığıyla, savaşın sonucunu belirleyecek fırsatları değerlendirmeyi çok iyi bilirdi.
İskender'in kısa süren hükümdarlığı, Avrupa ve Asya tarihi açısından önemli bir dönüm noktası sayılır. Seferleri ve bilimsel araştırmalara merakı, coğrafya ve doğa tarihi gibi konulardaki bilgilerin gelişmesine katkıda bulunmuş, ayrıca büyük uygarlık merkezlerinin geliştirdiği bilgi birikiminin ortak bir potada kaynaşmasına zemin hazırlamıştır. Siyasal açıdan olmasa bile, ekonomik ve kültürel açıdanCebelitarık'tanPencap'a uzanan, ticarete ve toplumsal ilişkilere açık bir imparatorluk kurduğu ve ortak sayılabilecek bir uygarlığa ve birlingua franca olarak Yunan Koine lehçesine dayalı yeni bir dünya meydana getirdiği söylenebilir.
Sonuçta İskender'in, kendininHerakles'in soyundan geldiğini benimsemesi ve kendini tanrısallaştırması, onun halkın gözündeki büyüklüğünü ifade etmekteydi. Temsil edilen figürlerinde bile kendini Amon gibi koç boynuzu ile, Herakles gibi Aslan başlı postuyla göstermektedir.
'Büyük İskender adına basılmış sikke örnekleri'
Mısır'da Büyük İskender adına bastırılan para
Büyük İskender adına bastırılan para
Büyük İskender adına basılmış madenî para
I. Ptolemaios'un, kendisini fillerden oluşan bir dört tekerlekli arabaya binerken gösteren ve İskender ile birlikte Hindistan'a yaptığı başarılı seferleri hatırlatan nadir bir madenî parası
Hindistan'ın fethini anımsatan, Büyük İskender'in kafa derisini bir fil şeklinde tasavvur eden, Potolemi'nin (Batlamyus) kitabından alınma bir para resmi
Büyük İskender'i başındakiAmon boynuzlarıyla Mısır fatihi olarak tasvir eden para
II. Filip'in ordusunda mızraklarının boyları 3,5–4 m kadar uzun olan ve pezheteroi ya da phalangitai adlı askerler bulunuyordu. Bu disiplinli askerlerFalanks (Phalanx) adlı bir sistemle savaşıyorlardı.Falanks birliği normalden 2 kat daha uzun olan ve "sarissa" olarak isimlendirilen mızrakları kullanan askerlerden oluşuyordu. Falanks'ta ilk sıralardaki askerler mızraklarını öne doğru uzatır ve düşmana mızraktan bir duvar örerlerdi. Bu sayede İskender'in babası Filip,Falanks'a göre daha kısa mızrakları bulunan Yunan şehir devletlerindekihoplitlere, Trakya kabilelerine ve bölgedeki diğer uluslara karşı üstünlük sağlamıştır. II. Filip'in ölümünden sonra yerine geçen İskenderFalanks'ları güçlü Companion (Hetairoi) süvarileriyle desteklemiş ve ek olarak hypaspiste gibi yeni birimler oluşturarak Falanks'lara koruma sağlamıştır. Buna ek olarak İskender ele geçirdiği bölgelerdeki Teselyalı süvariler,Rodoslu sapancılar,Giritli okçular gibi birlikleri de ordusuna katmış ve üstün stratejileriyle dağınık ve stratejileri sayı üstünlüğüne dayanan ve daha çok hafif donanımlı birimlerden oluşanPersleri sayıca az olmasına rağmen yenilgiye uğratmış ve Helenik uygarlığı başlatmıştır. Daha sonraki dönemlerde ordudafiller de kullanılmıştır.
^Bloom, Jonathan M.; Blair, Sheila S. (2009)The Grove Encyclopedia of Islamic Art and Architecture: Mosul to Zirid, Volume 3. (Oxford University Press Incorporated, 2009), 385; "[Khojand, Tajikistan]; As the easternmost outpost of the empire of Alexander the Great, the city was renamed Alexandria Eschate ("furthest Alexandria") in 329 BCE." Golden, Peter B.Central Asia in World History (Oxford University Press, 2011), 25;"[...] his campaigns in Central Asia brought Khwarazm, Sogdia and Bactria under Graeco-Macedonian rule. As elsewhere, Alexander founded or renamed a number of cities, such as Alexandria Eschate ("Outernmost Alexandria", near modern Khojent in Tajikistan)."
^Heckel, Waldemar; Tritle, Lawrence A., eds. (2009). "The Corinthian League".Alexander the Great: A New History. Wiley-Blackwell. p. 99. ISBN978-1-4051-3082-0.
^Burger, Michael (2008).The Shaping of Western Civilization: From Antiquity to the Enlightenment. University of Toronto Press. p. 76. ISBN978-1-55111-432-3.
^Griffith, Sidney (15 Mart 2022). "Narratives of 'the Companions of the Cave,' Moses and His Servant, and Dhū 'l-Qarnayn in Sūrat al-Kahf: Late Antique Lore within the Purview of the Qurʾān".Journal of the International Qur'anic Studies Association.6 (1).doi:10.5913/jiqsa.6.2021.a005.
^Plutarch, Life of Alexander 3.5: "The birth of Alexander the Great". Livius. Archived fromthe original on 20 March 2015. Retrieved 16 December 2011. Alexander was born the sixth of Hekatombaion."
^McCarty 2004, p. 10, Renault 2001, p. 28, Durant 1966, p. 538.
^Durant 1966, p. 538, Lane Fox 1980, p. 64, Renault 2001, p. 39
^Lane Fox 1980, pp. 65–66, Renault 2001, p. 44, McCarty 2004, p. 15
^Lane Fox 1980, pp. 65–66, Renault 2001, pp. 45–47, McCarty 2004, p. 16.
^Cawthorne, Nigel (2004).Alexander the Great. Haus Publishing. pp. 42–43. ISBN978-1-904341-56-7.
^abMorgan, Janett (2016).Greek Perspectives on the Achaemenid Empire: Persia Through the Looking Glass.Edinburgh University Press. pp. 271–72. ISBN978-0-7486-4724-8.
^Briant, Pierre (2012).Alexander the Great and His Empire: A Short Introduction. Princeton University Press. p. 114. ISBN978-0-691-15445-9.
^Jensen, Erik (2018).Barbarians in the Greek and Roman World. Hackett Publishing. p. 92. ISBN978-1-62466-714-5.
^Lane Fox 1980, p. 68, Renault 2001, p. 47, Bose 2003, p. 43
^Green, Peter (1991). "Alexander to Actium: The Historical Evolution of the Hellenistic Age (Hellenistic Culture and Society)".The American Historical Review. Berkeley & Los Angeles: University of California Press.1. doi:10.1086/ahr/96.5.1515 25 Kasım 2018 tarihindeWayback Machine sitesindearşivlendi.. ISSN 1937-5239.
^Briant, Pierre (2002).From Cyrus to Alexander: A History of the Persian Empire. Eisenbrauns. p. 817. ISBN978-1-57506-120-7.
^Heckel, Waldemar (2008).Who's Who in the Age of Alexander the Great: Prosopography of Alexander's Empire. John Wiley & Sons. p. 205. ISBN978-1-4051-5469-7.
^ Ahmed, S. Z. (2004),Chaghatai: the Fabulous Cities and People of the Silk Road, West Conshokoken: Infinity Publishing, p. 61.
^Strachan, Edward and Roy Bolton (2008),Russia and Europe in the Nineteenth Century, London: Sphinx Fine Art, p. 87,978-1-907200-02-1.
^Schmitt, Rüdiger."OXYARTES".Encyclopaedia Iranica. 11 Ekim 2025 tarihindekaynağından arşivlendi.