Sığın,[2][3][4][5][6]sığın geyiği,[7]taçboynuzlu geyik[8] ya damus[2] (Alces alces),geyikgiller (Cervidae) familyasının vekaracagiller (Capreolinae) alt familyasınınmonotipikAlces cinsinden, KuzeyAvrasya ileKuzey Amerika'da yaşayan, kürek boynuzlu ve boynu sakallı, yarı sucul iri birgeyik türü. Yaşayan geyik türleri içinde en iri olanıdır. Diğer geyik türlerinin aksine yalnızcıl bir hayvandır ve sürü oluşturmazlar. Hantal ve yavaş olsa da ürktüğünde ya da kızdırıldığında şaşırtıcı biçimde hızlı ve saldırgan olabilmeleriyle ünlüdür. Sonbaharda, Eylül ve Ekim aylarındaki çiftleşme döneminde erkekler arasında sık sık kavga çıkar. Gündüzleri beslenen sığınların ana düşmanlarıkurt,ayı veinsandır.
En fazla sığın barındıran ülkeler içinde ilk sırayıKanada (500.000 ~ 1.000.000) alır ve onu sırasıylaRusya (700.000 ?),İsveç (300.000 ~ 400.000 ),Norveç (120.000),Finlandiya (115.000) izler.
19. yüzyıl ortalarına kadarKafkasya'da oldukça yaygın olan veTürkiye'de de görülenAlces alces caucasicus (Kafkas sığını)alt türününpopülasyonu bu tarihten sonra aşırı avlanma ve yaşam alanlarının yok olması yüzünden azalmaya başlamış ve nihayet 1810[9] yılında soyu tamamen tükenmiştir.
Türkçedeala sığın[10] adıalageyik (Dama dama) için kullanılır. Türkçe yazılı kaynaklarda yalın olaraksığın adı alageyik[11][12] anlamında da geçmektedir. Alageyik (Dama dama) Anadolu-İran kökenli olup Orta Asya'da bulunmaz.Türk Dil Kurumunun eski Osmanlıca yazılı kaynaklardan tarama yoluyla toparladığı Tarama Sözlüğündeṣıġın /sıġın (ya daṣıġın geyik,ṣıġın geyigi) kelimesi "yabani geyik ve sığır" olarak tanımlanmıştır. XVIII. yüzyıl Osmanlı Coğrafya yazarı Uluslu İbrahim Hamdi Efendinin el yazmasındakisığın geyiği adı çevirmeni tarafından günümüz TürkçesineCervus elaphus olarak çevrilmiştir.[13]Azericede hemsığın hem desığır biçimi geçer.Kırım Tatarcasındasığın / сығын kelimesigeyik anlamındadır.
Hasan Eren'inTürk Dilinin Etimolojik Sözlüğü (Ankara 1999; sayfa: 363) :
Türkçedeİngilizceden geçenElk (İng.elk) ileAmerikan İngilizcesinde geçenMus[14] (İng.moose) adları da kullanılır. Fakat Amerikan İngilizcesindeElk adıKanada geyiği (Cervus canadensis) için kullanılmaktadır ve bu anlam Türkçe kaynaklara da yansır.
Yanlış ve yetersiz bir adlandırmaylaKanada ren geyiği[3][15] adı da geçer.
Eski veYeni her iki Dünya'da da temsil edilen iki geyik türünden biri sığın, diğeri iseren geyiğidir.Türkiye veİran gibi geçmişte iki asır önce daha geniş araziye yayılan sığın popülasyonları yıllar içindeavcılık ve diğer insan aktiviteleri sonucu günümüzde yalnızcaKuzey Yarımkürenintayga ve ılıman geniş yapraklı ve karışık ormanlarında görülebilmektedir. Günümüz sığın coğrafyası Güneyde 50. paralel ile Kuzeyde 67. paralel arasıdır.[16]
Kuzey Amerika'nın kuzeyinde,Alaska,Kanada veAmerika Birleşik Devletleri'nin kuzeybatısında 4 alt tür hâlinde görülür. ABD'nin Alaska eyaletinde ve Kanada'nınYukon bölgesinin batı kıyılarında dünyanın en büyük geyiği olan ve Alaska geyiği de denilenAlaska sığını (Alces alces gigas), kuzeybatı ABD'deYellowstone sığını da denilenShiras sığını (A. a. shirasi), orta ve güneybatı Kanada'daBatı Kanada sığını (A. a. andersoni), güneydoğu Kanada'daDoğu Kanada sığını (A. a. americana) alt türleri yayılım gösterir. En fazla sığın barındıran ülkeler içinde ilk sırayı Kanada (500 000 ~ 1 000 000) alır.
Geçmişte daha geniş olarakRusya'nın doğusundaki ormanlarda veÇin ileKore Yarımadası'nda da yayılım gösterenAmur ya daUssur sığını da denilenGüney Sibirya sığını (A. a. cameloides) alt türü günümüzde yalnızca Rusya'daDoğu Sibirya'da,Amur bölgesinde,Moğolistan'da veMançurya'da görülebilmektedir.
Batı, Doğu ve Kuzey Sibirya'da,Yenisey ırmağının doğusunda,Yakutistan'da,Magadan Oblastı veHabarovsk Krayında da görülenYakut sığını (A. a. pfizenmayeri)[17] ile Doğu Sibirya'da,Kamçatka veÇukotka yarımadalarında görülenÇukotka ya daKamçatka sığını (A. a. buturlini)[18] adları da verilen alt türlerinin sistematikteki konumu net değildir ve bu iki alt türSibirya sığını (A. a. pfizenmayeri) adı altında tek alt türde de toplanır.[19]
19. yüzyıl başlarına kadarKafkasya'da (Rusya,Gürcistan,Azerbaycan veİran) oldukça yaygın olan veTürkiye'de de görülenKafkas sığını (Alces alces caucasicus) alt türününpopülasyonu bu tarihten sonra aşırı avlanma ve yaşam alanlarının yok olması yüzünden azalmaya başlamış ve nihayet iki asır önce 1810[9] yılında soyu tamamen tükenmiştir. Kafkasya popülasyonunun bir alt tür olduğu ancak tükendikten bir buçuk asır sonra 1955 yılında N. Werestschagin tarafından tanımlanıp ortaya konulmuştur.
Yeni Zelanda'da 1900 yılında Kanada'dan getirilen sığınlarıHokitika bölgesine sokma girişimi başarısız olunca, 1910 yılındaFiordland bölgesine 10 dişi, 4 erkek ve 6 yavru aktarılmıştı. Yeni Zelanda sığınlarının en son kaydı 1952 yılına aittir.[20] 1972 yılında bir sığın boynuzu bulundu ve 2002 yılında toplanan kıl örneklerininDNA analizi sonucu sığına ait olduğu anlaşıldı. Otomatik kameralar fotoğraf yakalamada başarısız olsa da kapsamlı arama yapılmış ve yatak noktaları ve boynuz işaretleri görülmüştür.[21]
MonotipikAlces cinsinin tek türü (Alces alces) veAvrasya'da 5,Kuzey Amerika'da 4, toplam 9[16] (tanımlanıp adlandırılmış fakat sinonim olabilecek kuşkulular dahil: 17[22]) alt türü vardır. Bunlardan Kafkasya'daki alt türünün soyu tükenmiştir.
Buna karşın, 2005 yılında yayımlananMammal Species of the World e göreAlces cinsi monotipik olmayıp iki türden (Alces alces ileAlces americanus) ve ikişer alt türden (Alces alces alces,Alces alces caucasicus,Alces americanus americanus,Alces americanus cameloides) oluşur.[23]
Ortalama olarak, yetişkin bir sığının omuz yüksekliği 1,8-2,1 m dir.[24] Erkekler 380–720 kg, dişiler 270–360 kg ağırlığındadır.[25] Sığın alt türleri içinde en büyüğü omuz yüksekliği 2,1 m ve ortalama ağırlığı erkeklerde 634,5 kg ve dişilerde 478 kg olan Alaska alt türüdür (A. a. gigas).[26] Erkek sığınlardaki en büyük ölçü kaydı olarakYukon Nehrinde Eylül 1897 tarihinde tutulan kayıttır ve bu kayda göre omuz yüksekliği 233 cm, ağırlığı ise 820 kg dır.[27] Günümüzdebizondan sonra Kuzey Amerika ve Avrupa'nın en büyük ikinci memelisidir. Ömrü ortalama 15-25 yıldır.
Geyikgiller familyasının diğer türlerinde ağaç gibidendritik dallanma gösterenboynuzlar, tıpkı erkekalageyiklerde (Dama dama) olduğu gibi erkek sığınlarda (Alces alces) da el ayasına benzeyenpalmat ("kürek boynuz") biçimlidir.
Genellikle ergin erkeklerde boynuzlar 1,2 m ile 1,5 m arasındadır.Avrupa'daki alt türünün (A. a. alces) boynuz açıklığı 1,35 ve boynuz ağırlığı da 20 kg dır.[28] Sığın alt türleri içinde en büyük boynuza sahip olanı boynuz açıklığı 1,8 m olanAlaska'daki alt türüdür (A. a. gigas).[26] Alaska sığını gelmiş geçmiş en büyük geyik türü olan fosilİrlanda sığını (Megaloceros giganteus) türüyle aynı omuz yüksekliğine (2,1 m) sahip olsa da ondan boynuz açıklığı (Alces alces gigas: 1,8 m;Megaloceros giganteus: 3.65) ile ayrılır. Yine de Alaska sığını yaşayan en büyük geyik konumundadır. Alaska alt türünde en yüksek boynuz ölçüsü 10-12 yaşlarındaki erkeklerde görülmektedir[29]
Genç sığının ikinci yaşında çıkan ilk boynuzları çok kısadır. Ertesi yıl her iki yanda da iki uçlu bir çatal boynuz oluşur ve ardından da bunlardan üç boynuz ucu gelişir. Sığınların yaş tespitinde boynuz sayısı ölçü alınmaz.[28] Kışın attıkları boynuzların yenisini Nisan-Temmuz aylarında çıkarırlar.[8]
Çan görünümlü olan ve "çan" (İng.bell) olarak da adlandırılan "sakal" aslında boğazından aşağıya sarkan kıllı deri parçasıdır.[30] Her iki cinste de olan sakal 3 ilâ 5 yaşlarında çıkar ve daha sonra 20–25 cm uzunluğuna erişir. Bazı bireylerinde daha uzun olabilmektedir. Yaşlı geyiklerde sakal neredeyse yok olur.[28]
Kılları sık ve kabadır. En uzun kıllar omuz başlarında bulunur. Kıl uzunluğu genelde 16–18 cm olsa da bazı bireylerde bu değer 24–25 cm'e kadar çıkabilir. Ense kılları omuzdakilerden daha kısadır. Baş ve bacaklardaki kıllar da kısadır.[28] Kuyrukları 10 cm uzunluktadır.[8]
Sığınlar çoğunlukla gündüz beslenen gündüzcül hayvanlardır. Diğer geyik türlerinin aksine yalnızcıl bir hayvandır ve sürü oluşturmazlar. Çiftleşme döneminde çok nadiren bir araya gelip geçici ufak grup oluşturabilirler. Sonbaharda, Eylül ve Ekim aylarındaki çiftleşme döneminde, çok eşli olan erkek sığınların birkaç dişi bulmak için aranırken karşılaşan erkekler arasında sık sık kavga çıkar. Her iki cins de çiftleşmek için birbirlerini ararlar. Erkekler bu dönemde 500 metre uzaktan duyulabilen kalın böğürme sesleri çıkarırlar. Buna karşılık dişilerin çıkardığı sesler daha hafif feryadımsı seslerdir.[31]
Dişilerde gebelik süresi 8 aydır ve bu sürenin sonunda Mayıs ya da Haziran[32] aylarında 1 (ya da 2) yavru yaparlar.[33] Kahverengi görünümlü annelerinin aksine yeni doğan sığın yavruları kızılımsı renktedir. Yavrular annelerinden ancak sonraki yavru doğmadan hemen önce ayrılırlar.
Bataklıklara uyum sağlayan genişlemiş parmaklara sahiptir.[8] Diğer geyik türleri gibiotçul bir hayvan olan sığınların besini karacıl ya da sucul değişik bitki ve meyvelerdir.Söğüt,titrek kavak (Avrasya'dakiPopulus tremula ile Amerika'dakiP. tremuloides),akçaağaç vehuş gibi ağaçlarının taze filizleriyle de beslenirler. Karadaki besinlerisodyum açısından fakir olduğu için bu ihtiyacını sudakilotus venilüfer gibi su bitkilerinden sağlar. Kışın ana yollardaki kar ve buzları eritmek üzere dökülentuzları yalamak için sık sık yolda görülebilirler.[34] Su bitkileri kalori açısından fakir olsa da sığınların besinlerinin yaklaşık yarısını oluşturur. Yetişkin sığınlar vücut ağırlıklarını korumak için günde 9,770kalori almaları gerekir.[35] Tipik bir sığın 360 kg ağırlığındadır ve günlük 32 kg besin tüketir.[36]
Almanya'daBavyera eyaletinin doğusundaki Orta Avrupa sığınlarının yazlık besininisöğüt (Salix sp),titrek kavak (Populus tremula),adi huş (Betula pendula),barut ağacı (Frangula alnus) oluşturur. Ayrıcasarıçam (Pinus sylvestris) veOrta Avrupa göknarı (Abies alba) gibi kozalaklı ağaçlarla da beslenen sığınlar, diğer bir kozalaklı ağaç olanladin (Picea abies) ağacına genelde dokunmazlar. Kışın ise çalılarla ve ağaç kabuklarıyla beslenirler.[37]
Üst ön dişleri olmayan sığınların yalnızca alt çenede sekiz tane sivri kesici dişleri bulunur. Kaba dili, dudak ve diş etleri odunsu bitkilerin parçalanmasına yardımcı olur. Altı çiftküçük azı dişleri ile altı çiftazı dişleri yiyeceğin öğütülmesi işini üstlenir.
Kostroma Sığın Çiftliğinde evcil bir dişi sığın ile bakıcısıDr. Minaev ve boynuna radyo vericisi bağlanan "Luçik" adlı evcil erkek sığın
Sığınların suya girmesinin ana sebebi suda yetişen su bitkilerinden sodyum ihtiyacını karşılamaktır. Ayrıca kutup altı bölgelerde yaz aylarında suya girerek çok yoğun olanSimuliidae familyasındansivri sineklerin bunaltıcı sokuşlarından kurtulmaktır.
Genellikle insanlara karşı saldırgan olmayan sığınlar, ancak kışkırtma veya saldırı anında korkmuş olduklarında saldırganlık gösterirler. Sığınlara saldırı daha çokayı vekurtlardan gelir. İnsandan ya da onun köpeğinden ürküp korkan sığınlar saldırganlaşır. Sonbahardaki çiftleşme döneminde salgılanan yüksek düzeydekihormonlar yüzünden erkek sığınların en saldırgan oldukları dönemdir ve bu dönemde karşılaştıkları insanlara karşı saldırgan tavırları kaçınılmazdır. Yanında yavrusu olan dişi sığınlar da yaklaşan insanlara karşı annelik içgüdüsüyle saldırgan olabilirler. Sığınlar diğer tehlikeli hayvanların aksine yaşadıkları habitat dolayısıyla insanlarla karşılaşma oranları düşüktür ve daha çok yoldan karşıya geçişlerde denk gelinir.[38]
Günde ortalama 10–15 km yol yürüyenAlmanya'nınBavyera eyaletinin doğusundaki Orta Avrupa sığınlarının çiftleşme mevsimi Eylül sonu ile Ekim başlarındadır ve bu dönemde agresif ve dikkatsiz davranan sığınlar trafik kazası riskini artırır.[37]
Sığınların evcilleştirilme denemeleriSovyetler Birliğindeİkinci Dünya Savaşından önceye uzanır. 1949 yılındaPeçora-İlıç Doğa Korunağında ilk çiftliğin kurulmasıyla evcilleştirme çalışmaları teknik olarak başlatıldı. 1963 yılından bu yanaKostroma Sığın Çiftliğinde devam edilen bu evcilleştirme çalışmaları sonucu 2003 yılında 33 tane evcilleşmiş sığın kayda geçmiştir. Bugün bu evcil sığınlardan süt elde edilmektedir. Çiftlik ayrıca ziyaretçi turist gruplarını da kendine çeker.[39]
Sığınların birincil düşmanları olarak Kuzey Amerika'daboz kurt (Canis lupus),boz ayı (Ursus arctos) veAmerikan kara ayısı (Ursus americanus) görülmektedir.[40] Avrasya'daki birincil düşmanları arasında boz kurt ve boz ayıdan başkaSibirya kaplanı (Panthera tigris altaica)[28][41] da görülür. Bazı bölgelerde kurtların birincil ana besinini yalnızca sığınlar oluşturur. Buna karşılık,Superior Gölündeki Isle Royale adasının boz kurtları ile sığınları arasında kışın yapılan 25 yıllık bir araştırmaya göre 2-8 yaş arasındaki sığınların kurtlarca öldürülmesi çok nadirdir.[42]
İkincil düşmanları arasında ilk sırayıinsan (Homo sapiens) alır. İnsanın ve insan aktivitelerinin etkisi soy tüketicidir. İki asır öncesine kadar Türkiye ve İran dahil bütün Kafkasya'da yaygın olanAlces alces caucasicus (Kafkas sığını) alt türünün yok olmasının ana sebebi insanların aşırı avcılığı ve insan aktiviteleri sonucu habitat bozumudur.Pumanın Kuzey Amerika'da (Güneybatı Kanada ile kuzeybatı ABD) yaşayan alt türü ve günümüzdeki sayıları ancak 50 kadar olanKuzey Amerika puması (Puma concolor couguar) ikincil doğal düşmanıdır. Kuzey Amerika'nın kuzeybatısında adalar arasında yüzen sığınlar için ikincil düşman olarak görülenkatil balina (Orcinus orca) denizden gelen tek düşmandır. Kanada'da ikincil düşman olarak görülensığın kenesi asalakları arasında en ölümcül olanıdır.
Yüksek popülasyonlu iri geyik olmalarından dolayıİskandinavya'da sığın avı gözdedir.[43] Geleneksel sığın avında kullanılantazı grubundan iki (ya da üç)köpek ırkı da İskandinavya kökenlidir. Bunlardan büyük olanıİsveç sığın tazısı (İsveççe:Jämthund;İngilizce:Swedish Elkhound), küçük olanı daNorveç sığın tazısı (Norveççe:Norsk elghund grå ileNorsk elghund svart;İngilizce:Norwegian Elkhound) adını alır. İsveç sığın tazısının erkekleri 58–63 cm, dişileri ise 53–58 cm boyundadır. Norveç sığın tazısının "Gri" ve "Siyah" olmak üzere iki formu vardır. Gri formunun erkekleri 52, dişileri 49 cm, siyah formunun erkekleri 47, dişileri 44 cm dir.[44]
Sığın kenesi (Dermacentor albipictus ;İngilizcede:moose tick) : ÖzellikleDermacentor albipictus albipictus alt türü sığınlarda asalak olan tek konaklı kenedir. Kanada'daki en önemlikene türü budur. Kanada ve ABD'nin kuzeyinde, kışın sığınların % 100'ü kenelerce enfektasyona uğrar. Öyle ki, Ontario'daChapleau Crown Game Preserve adlı av sahasında bir sığından tam 13.000 (onüçbin) kene çıkarılmıştır.[45] Kışın çetin şartlarında yiyecek azlığından zayıflamış sığınlardan bir de kenelerinanemi oluşturacak kadar kan emmesi eklenince ölümlerin sıklığı kaçınılmazdır. Geyik avcısı olan insanlarda da nadiren görülebilmektedir.
Sığın sineği (Cephenemyia ulrichii ;İngilizcede:moose botfly, elk botfly, moose nose botfly, moose throat botfly) :Oestridae familyasından 16–18 mm uzunluğunda olan ve sığınların burun delikleri ile farenks boşluğunda asalak olan tehlikeli bir sinektir.İskandinavya'nın kuzeydoğusundaki en yaygın sığın asalağıdır. Ana konukçusu sığın olsa da,karacalarda da görülebilir. Ender olarak bölgedeki insanlarda da, özellikle gözlerde larva bırakabilirler.[46]
Yuvarlak solucanlar (nematodlar) : Trichostrongylidae familyasındanNematodirus,Trichuris gibi nematodlar sığınların bağırsaklarında iç parazit olarak yaşarlar.[48]
Esas olarak evcilsığır (Bos taurus) vemandalarda görülen ve etmeniBrucella abortus olanbruselloz hastalığı sığınlarda da görülebilmektedir.[49] Sığınlarda görülen diğer hastalıklar arasında, "bovine viral diarrhoea/mucosal disease-like syndrome",[50] "Moose Wasting Syndrome" (MWS),[51][52] "Chronic Wasting Disease"[53] sayılabilir.
^abcdProf. Dr. Ali Demirsoy (1992), Yaşamın Temel Kuralları - Omurgalılar/Amniyota (Sürüngenler, Kuşlar ve Memeliler) -Cilt III/Kısım-II, Meteksan A.Ş., Ankara, 1992 (sayfa: 819-821)
^Sevinç Karol,Zooloji Terimleri Sözlüğü (TDK yayınları, 1963; sığın bk alageyik). Buna karşın, Karol (ve arkadaşlarınca) Zooloji Terimleri Sözlüğü'nün yıllar sonra genişletilmiş versiyonu olanBiyoloji Terimleri Sözlüğü (TDK yayınları, 1998) sığın maddesini kitaba almamıştır.
^[1] Edward M. Addison, F. J. Johnson and A. Fyvie (1979),Dermacentor albipictus on Moos (Alces alces) in Ontario,Journal of Wildlife Diseases, Vol. 15, pp. 281-284, April 1979