Üniversite,yükseköğretim kurumu ya dabilimtay[3] en üst seviyede eğitim verilen, araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlardır. Araştırma alanları çoğunlukla (doğa bilimleri,sosyal bilimleri gibi) çeşitli disiplinlere ayrılan üniversiteler genellikle yüksek okul, lisans ve lisansüstü okullarından oluşurlar. Araştırma görevlileri ya daakademisyenler, yaptıkları özgün çalışmalar dolayısıyla doçent, profesör gibi çeşitli unvanlarla ödüllendirilirler. Çeşitliakademik disiplinlerdeakademik dereceler verir. Üniversiteler genellikle farklı okullarda veya öğrenim fakültelerinde hemlisans eğitimi hem delisansüstü eğitim sunar.
OrijinalLatinceuniversitas kelimesi genel olarak "tek bir vücut, bir toplum, şirket, topluluk, lonca, şirket vb. ile ilişkili bir dizi kişiyi" ifade eder. Kentsel yaşamın ve Orta Çağ loncalarının baş gösterdiği sırada, "prensler, papazlar veya bulundukları kasabalar tarafından verilen tüzüklerle genellikle güvence altına alınan toplu yasal haklara sahip öğrenci ve öğretmen dernekleri " ortaya çıktı. Dolayısıyla kelime anlamı buradan gelmektedir.
Modern kullanımda kelime, "Esas olarak mesleki olmayan konulardaders veren ve tipik olarak derece verme gücüne sahip bir yüksek öğretim kurumu" anlamına gelmektedir ve daha önceki vurgu, tarihsel olarakOrta Çağ'a uygulandığı düşünülen kurumsal organizasyonuna vurgu yapmaktadır.
Orta ÇağLatince'sindeuniversitas terimi bir konu etrafında birleşen herhangi topluluk ya da kurum için kullanılırken, üniversite kelimesinin modern anlamı günümüzdeki kurumların temelini oluşturan kurumların oluşmaya başlamasıyla onları tanımlamak için kullanılanuniversitas magistrorum et scholarium yanikabaca "öğrenciler ve öğretmenler topluluğu" anlamına gelen deyişten türemiştir.[4] Osmanlı döneminde üniversite kavramıdârülfünun sözcüğü ile ifade edilmekteydi.[5] Öz Türkçeciler tarafındanuniversity sözcüğüne yapılan yanlış bir kökenlemeye (universe "evren" +city "kent") dayalı olarak "üniversite" anlamındaevrenkent sözcüğünün kullanıldığı da görülmektedir.[6][7][8] Bazı sözlüklerde "üniversite" anlamında Latinceuniversitas gibi "birlik" anlamına gelen[9][10]birdem sözcüğü de kayıtlıdır.[11][12]
Günümüzdeki üniversitelere temel oluşturan ilk kurumAntik Yunan filozofuPlaton'un MÖ 4. yüzyılda kurduğuAkademi'dir. Bu okulun kuruluş tarihine ve nasıl bir işleyişe sahip olduğuna dair kesin bilgiler yoktur. AntikAtina kentinin dışında bulunan "Akademi" adlı bölgedekigymnasium'un yakınlarında Platon'un sahip olduğu bir arazide, o ve onun gibi felsefe, bilim, tarih ve sanatla ilgilenen bir grup insanın düzenli toplantılarıyla tahminen MÖ 387'de başlamıştır.[13] Öğrenci öğretmen ayrımları bulunmayan, belirli bir ders programı ya da konu sınırlaması olmayan, en azından Platon'un zamanında belirli bir doktrini savunmayan Akademi, büyük ihtimalle ortaya atılan problemlerin birlikte tartışılarak çözülmeye çalışıldığı bir yerdi.[14] Bu okul en az üç yüzyıl aynı yerde faaliyete devam etse de zaman içinde karakteri değişmiş, bu süre zarfında Platon'un öğrencisiAristo gibi pek çokfilozof burada bulunmuştur.
Alimler bazen 859'da Fatıma el-Fihri tarafındancami olarak kurulanKaraviyyin Üniversitesi'ne (adı 1963'te verilmiştir) dünyanın en eski üniversitesi derler. Bazı akademisyenler, MS 970-972'de kurulan ve Mısır, Kahire'de bulunanEl-Ezher Üniversitesi'nin dünyanın en eski derece veren üniversitesi ve dünyanın en eski ikinci üniversitesi olduğunu iddia ediyor.[15] George Makdisi de dahil olmak üzere bazı bilim adamları, erken Orta Çağ üniversitelerininHaçlı Seferleri sırasında Endülüs, Sicilya Emirliği ve Orta Doğu'daki medreselerden etkilendiğini savundular. Avrupa'da bir tür kurumsal yapısına sahip ilk üniversiteler,Bologna Üniversitesi (1088),Paris Üniversitesi (c.1150, daha sonra Sorbonne ile ilişkilendirildi) veOxford Üniversitesi (1167) idi.
"Konstantinopoli Üniversitesi", 425 yılında yükseköğrenim kurumu olarak 425 yılında imparator naibi III. Michael tarafından 849 öğrenci tarafından öğrenci loncası olarak kurulmuştur. Bugünkü anlamda ilk üniversitelere Abbasiler döneminde Bağdat'ta rastlanır. EskiYunan veRoma dönemlerinde bazı yüksek eğitim ve öğretim teşkilatları olmasına rağmen bunların bugünkü anlamda üniversite niteliği yoktur. Batıda üniversitelerİslam medeniyetininEndülüs Emevi Devleti vasıtasıylaAvrupa'ya girmesiyle başlar.Fas,Córdoba veGırnata üniversiteleri, ilim ve fennin kilise ve piskoposların tesirindeki ruhban sınıfına mensup öğretim üyeleri olan okullara girmesine vesile olarak, sadece hukuktan ibaret olan öğretim dalınatıp,astronomi,ilahiyat ve benzerlerinin de eklenmesini sağladı. O zamana kadar Avrupa kralları ve devlet adamları tedavi olmak içinCórdoba Üniversitesinin Tıp Fakültesine gelirdi.Bağdat'taki Nizâmiye Medresesi (1065), Osmanlılardaki ilk üniversite olanİznik Medresesi (1331) gibi misalleriyle deSelçuklu Hanedanı veOsmanlılar döneminde hızla gelişen medrese müessesesi Tanzimat'a kadar fen derslerinde de söz sahibiydi (bk.Medrese). Fen dersleri kaldırılınca ilim ve fenniEndülüs Emevileri vasıtasıyla İslam medeniyetinden alan batı, doğuyu geçmeye başladı. Daha sonra (1863)Dârül-Fünun adı altında teşkilatlanan bu yüksek eğitim öğretim müessesesi çeşitli safhalardan sonra 1933'teİstanbul Üniversitesi olarak yeniden düzenlendi.
CIAP yapısı,Meksika'daki Monterrey Teknoloji Enstitüsü ve Yüksek Eğitimi
BatıdaBologna,Pavia,Revenna veParis adları altında gelişmeye başlayan ilk üniversiteler uzun süre piskoposların kontrolünde kalmaya devam etti. HattaBologna Üniversitesinin rektörleri öğrenciler tarafından seçilmekteydi. Öğrencilernation denen dört gruba ayrılır ve her grubun lideri rektörün yanında yönetime katılırdı. Buna rağmen asıl yönetici ve söz sahibi kimseler piskoposluktan gönderilen ve kançı denen kimselerdi. Paris Üniversitesinde ise öğrencilerle birlikte öğretim üyeleri de o yönetimde rol alırdı. Fakat neticede yine kontrol piskoposluğundu. Sonraları üniversite rektörüpiskoposluğa karşı otoritesini sağlayarak özerk hâle geldi. Bunu takiben papalığa bağlı olmayan İngilizOxford veCambridge üniversitelerinden sonra 14. yüzyıla kadar çeşitli Avrupa şehirlerinde üniversiteler kuruldu.
Üniversitelerin finansmanı ve organizasyonu dünyanın farklı ülkelerinde büyük farklılıklar göstermektedir. Bazı ülkelerde üniversiteler ağırlıklı olarak devlet tarafından finanse edilirken diğerlerinde finansman bağışçılardan veya üniversiteye devam eden öğrencilerin ödemesi gereken ücretlerden gelebilir. Bazı ülkelerde öğrencilerin büyük çoğunluğu yerel şehirlerinde üniversiteye devam ederken diğer ülkelerde üniversiteler dünyanın her yerinden öğrencileri çekmektedir ve öğrencileri için üniversitede konaklama sağlayabilirler.